Gönderen Konu: Allah’ın İdarecilerden İstediği En Mühim ve Belki de Tek Şey Adalettir  (Okunma sayısı 598 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Allah’ın İdarecilerden İstediği En Mühim ve Belki de Tek Şey Adalettir

İslam tarihi boyunca derecesi ne olursa olsun tüm idari vazifeler için çeşitli ve ortak şartlar zikredilmiştir. Ehliyet, liyakat, ehil kimselere görev verme, görev verdiklerini denetleme, gerekli insan kaynağını tespit etme ve yetiştirme, istişare vs. gibi. Bu şartların çoğu herkesçe bilinmektedir.

Eskiden olduğu gibi bugün de insanlar bu konuda konuşmakta; özellikle muhalifler ve beğenmedikleri kimselerle ilgili ilgili birçok şeyi gündeme getirmekteler.

Fakat İslam dini, son din olması hasebiyle, çok kritik yerler hariç diğer meselelerde basit ve genel ilkeler koymuştur. Şayet hükümler ayrıntı ve zor olsa idi, zamana ve şartlara göre uygulanması zor olurdu. İbadet ve iman konuları ile miras ve nikâh bahisleri hakkındaki birçok mesele; örneğin birçok ameli ve ahlaki ilke; geneldir. Mesela cömert olmak ve iyilik yapmak gibi.

Bu ilkelerden birisi de yöneticilerden ne beklendiği meseledir.

Özellikle kıssalar bağlamında Kur’an-ı Kerim ve Efendimiz (S.A.V.), bize, geçmiş toplumların üç ana esastan dolayı helak edildiğini ifade etmektedir:

Şirk.

Zulüm.

Günah.

Günah, Allah’a isyandır ve bazı günahlar toplum düzenini bozmaktadır. Örneğin adam öldürmek, yalancılık ve hırsızlık gibi. Zira günahların cezası genelde ahirete bırakılmıştır ve İslam dini, bazı olağanüstü durumlar hariç gizli günahların araştırılmasını hoş görmemiştir.

Şirk de ilk başta Allah’a savaş ilan etmek anlamına gelmekle birlikte aslında toplum düzenini bozduğu için insanlara zulümdür. Örneğin Firavun, Allah’a karşı kibirlenmiştir. Firavun istediği kadar tanrılık ya da başka iddialarda bulunsun; bunun Allah’a bir zararı veya tehdidi yoktur. Fakat tanrılık iddiası ve kibrin sonucu; toplumu tabakalara ayırmış, zengin ve fakire başka hukuk uygulamış, zenginin fakiri ezmesine göz yummuş, kendi iktidarını sürdürmek için keyfine göre kurallar uygulamıştır. Bu yüzden Allah Teâlâ, Firavun’u anlatırken; “Firavun yeryüzünde büyüklük tasladı” (Kasas, 4) buyurmaktadır. Yani Firavun’un göklere ve ilahi olana bir zararı olmadığı gibi aksine insanlara zulmü söz konusu idi.

Özetlemek gerekirse şirk de aslında sonucu zulüm olduğu için dünyada Allah tarafından bertaraf edilmiş bir suçtur. Aksi halde dünyada insanlara zararı olmasa idi dünyevi cezaya da gerek kalmazdı. Zira zaten müşrik, ebedi olarak cehennemde kalacaktır.

Eski kavimlerin önemli helak sebeplerinden birisinin zulüm olduğunu ifade etmiştik. Zulme, ayeti kerimelerde; cinayet, gasp, alışverişte hile, zengin-fakir veya yerli-yabancı ayrımı yapıp fakirlere ve yabancılara eziyet etme, insanları küçük görme gibi birçok örnek verilmiştir.

Bu durumda zulmün zıddı olan adalet; “ilahi nizamı ve toplum düzenini bozmama” olarak özetlenebilir. Kelime olarak adalet; hakkını verme, hakka riayet etme, ölçülü ve insaflı davranma anlamlarına gelmektedir.

İdarecilik söz konusu olduğunda adalet; her türlü görev ve hakkın paylaşılması ile insanlar arası ilişkilerde karar verirken hukuka riayet etme olarak ifade edilebilir.

Peki, niye bu konuya değiniyoruz?

Bugün kendi amirlerimiz, patronlarımız ya da diğer idarecilerimiz hakkında türlü şeyler konuşuyoruz ve onları bir sürü şeyle itham ediyor ya da eleştiriyoruz. Ama acaba ne kadar haklıyız?

Ya da daha doğru bir ifade ile “bu konularda önemli olan ve tali olan meseleler nedir?” diye sormak gerekiyor.

İdarecileri hırslı olmakla eleştirmek yanlıştır. Zira hırs, meşru ölçüde olmak şartı ile gereklidir. Öfke gibi. Zira öfke, mal ve can gibi mukaddesatın korunmasında gereklidir. Hırs da aynı şekilde; toplumun menfaati ve düzenini korumak için olduğunda gereklidir. Zira hırs, sahiplenmeyi ve talip olmayı gerektirir. Mal veya makamı sahiplenmeyen kimse onu koruyamaz. İnsan makamını garanti altına almadan o makamın hakkını veremez. Aynı şekilde bir insan, şirkete hâkim olmadan onu yönetemez. Şirketin yönetiminde ihmal olması ise hem o şirkette çalışanlara hem de topluma, uzun vadede zarar verecektir.

Yani ehil kimselerin bu tür önemli görevler için teşvik edilmesi; züht namına ehliyetli kimselerin makamlardan uzak tutularak ehliyetsiz kimselerin buralara hâkim olmasına sebebiyet verilmemesi gerekiyor.

Makamın nimetlerinden meşru ölçüde istifade etmek de kınanacak bir mesele değildir. Fakat burada gösterişten ve zulümden kaçınmak gerekir. Makam sahibi kimse tabi ki bir takım ayrıcalıklara ihtiyaç duyabilir. Burada maksat, makamın hakkını vermektir. Örneğin Hz. Ebubekir (R.A.) halife olduktan sonra pazarda ticaret yaparken gören Hz. Ömer (R.A.), kendisine; “Senin vazifen toplum işleri ile ilgilenmektir. Geçimini temine harcayacağın vakti insanlara ayırmalısın. Senin geçimin bize aittir” demiştir. Burada idareciye tanınan imtiyazlar kadar dikkat edilmesi gereken bir başka mesele; toplumun diğer katmanlarının huzur ve refahının temin edilmesidir. Yani toplumun her tarafında huzur ve refah varsa; bir takım imtiyazlar ve ayrıcalıklar meşru olur. Buna Hz. Süleyman ve Hz. Davut’un (A.S.) yaşadığı hayat örnek verilebilir. Fakat dünyada zulüm, açlık ve huzursuzluk varken; idarecilerin rahatlarına düşkün olmaları kınanmıştır.

Yani idarecinin hayat tarzı kadar hatta hayat tarzından daha çok; icraatları önemlidir. Mesele makama sahip olmak değil makamın hakkını vermektir. Mesele, makamın hakkını vermediğini itiraf etmek de değildir. Mesele, icraattır.

Turgut Akyüz.

 


* BENZER KONULAR

Rabbin Gazabını söndüren kulunu Rabbine Sevdiren Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:20:31 ÖÖ]


Her Kötülüğün Tek İlacı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:05:08 ÖÖ]


Hepimizin Kaçınılmza Sonu Ölüm Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:58:13 ÖÖ]


Allahin Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:54:31 ÖÖ]


Cehennem Ateşi Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:50:55 ÖÖ]


Kur'an ve Hadisler Çerçevesinde Din Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:34:28 ÖÖ]


Duanın Fazileti ve Vakti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:16:55 ÖÖ]


Aile Reisi Olarak HZ. Muhammed Aleyisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:46:18 ÖÖ]


Lokman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:20:52 ÖÖ]


En Büyük Zikir Allah’ı Anmaktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:36 ÖÖ]


2024 - Ammar Acarlıoğlu - İlahi Ninniler 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:32:56 ÖS]


İbrahim Sadri - Dil-i Yunus 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:27:46 ÖS]


2024 - Hikmet Ayyıldızlı - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:14:11 ÖS]


İslam ve İnsan Hakları Gönderen: anadolu
[Dün, 08:37:24 ÖÖ]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: anadolu
[Dün, 08:33:23 ÖÖ]


Kur'an ve İnsan Gönderen: anadolu
[Dün, 08:26:11 ÖÖ]


Mü’minler Ancak Kardeştirler Gönderen: anadolu
[Dün, 08:19:10 ÖÖ]


İslamda Tevekkül Ve Önemi Gönderen: anadolu
[Dün, 08:13:30 ÖÖ]


İtikadımızı ve Zihniyetimizi Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Lüks ve İsraf Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:41:08 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41