www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İslamda Aile => Konuyu başlatan: KOYLU - Mayıs 16, 2025, 08:28:44 ÖS

Başlık: Erkeğin Kadın Anlayışı
Gönderen: KOYLU - Mayıs 16, 2025, 08:28:44 ÖS
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)

Erkeğin Kadın Anlayışı

Soğanı hatırlayalım. İç içe geçmiş zarlardan/katmanlardan oluşuyor.

 Dış kabuğu bir katman.Altında birinci zar/katman ve derken alt alta sıralı katmanlar.

 İnsan da böyle. Dış kabuğu “korunmak” anlamında Müslüman fıtratı. Her çocuk bu fıtrat üzere doğar.

 Müslüman fıtratının altında “İnsan / Nefs fıtratı” ve derken üçüncü alt katman olarak “Cinsiyet fıtratı” var.

 Dışarıdan baktığınızda dili, giyimi, dini “İslam / Müslüman” var. Bu koruyucu ama sonuçta en dış kabuk.

 Oysa bunun altında “İnsan/Nefs” fıtratı var. İnsan fıtratını tanımazsanız eğer; insan kaynaklı her şeyi örten Müslüman kabuğuna aldanırsanız; o zaman insan yanı işlediğinde çok şaşıracak ve kabuğundan sıyrıldığı anda kişi gözleriniz yaşaracak demektir.

 Müslüman ve İnsan katmanının altında bir de cinsiyet var dedik. Cinsiyet fıtratı var.

 İşte biz “erkek” derken bu üçüncü katmanı kast ediyoruz.

 Her Müslüman aslında bir insan ve bir altta cinsiyet taşıdığından; biz çoğu zaman Müslüman diye bir algı seçiciliği ile algılıyor, anlıyor ve görüyoruz.

 Sonra da neden ağlıyorsun deyince/denilince cevaben “soğandan!” diyoruz.

 Aslında ne kadar doğru söylüyoruz.

 Evet kabuk bir sefer soyulmaya/sıyrılmaya görsün; bir sefer hemen insan tarafıyla karşılaşmaya görelim; hemen gözlerimizi nemlendirmeye başlaycaktır.

 Bu insanın dip dalgası/katmanı/zarı olan cinsiyetle karşılaşınca ise çoktan elimiz gözlerimizde ağlıyoruzdur.

 İşte Erkeğin “kadın” anlayışı derken; Müslüman ve insanın gizlediği/altta kaldığı için görülmeyen cinsiyet fıtratı ekseninde üçüncü alt zardan meseleyi anlatıyoruz.

 Müslüman ve insandan sıyrılmış erkek penceresinden kadına bakış!

 İşte göz yaşartıcı erkeğin cinsiyet gerçeği.

Hiçbir Müslüman ve insan erkeği bu “göz yaşartıcı” cinsiyet fıtratından uzak değildir.Erkek gerçeği budur:

Erkeğin bir “kadın” anlayışı yoktur.

Erkeğin hemcinsi ile ilgili bir anlayışı vardır. Kadın bu anlayıştan (varsa boşluk) kalan/arta kalandır; yani erkek için kadın “boşluk”ta varolandır.

Bu “boşluk” bir derin duygusal boşluk olabilir ve erkek bunun adını “aşk” koyar! Veya bir derin düşünce boşluğu olur ve erkek bunu “kadınım” diye tanımlar!

Kadınsız bir hayat, erkek için doldurulmamış bir “boşluk”tur. O boşluğu da kimse/şey dolduramaz.

Erkek kadına seslendiğinde aslında bu boşluğa konuşur.

Erkekteki “boşluk” algısında üç boyut vardır: Yücelik kavrayışındaki kriz, tatmin arayışındaki gerilim ve en önemlisi “eksik” kalan bir şeyin her zaman var olduğu zannı.

Yücelik kavrayışındaki krizde kadın ve tanrı betimlemesi/imgelemi, tatmin arayışındaki gerilimde aşk ve iktidar bağı olarak kadın kokusu, eksik kalan bir şey zannı içinde “çocuğumun annesi” vurgusu içinde kutsanan dişilik.

Erkeğin “kadın” hakkında bir anlayışı yoktur; erkeğin boşluk tanımı vardır! Kadın bu tanımda yüklemdir!

Kadınsızlık bu sebeple erkek için cümlesizliktir.

Erkek “cinsiyet” yanını kadın ilmeğinde asar. Erkeğin ayaklarının boşlukta sallanma sebebi budur.

Erkeğin hemcinsi ile ilgili bir anlayışı vardır. Çünkü kendi hakkında bir fikri vardır.

Bu fikir, erkeğin varlık-tanrı-ölüm üçgeninde yaşadığı/düştüğü boşlukta tanrıya oranla kendini konumlandırma fikridir.

Bu fikir de, Tanrı tüm varlığı erkeğe emanet etmiştir. Kadında bu emanetlerin içindeki en “canlı” olanıdır.

Erkeğin kadınla ilgili bir anlayışı yoktur.

Erkeğe kadın hakkında “bildirilen” bir kelime/isim vardır. Erkek bu kelimelerle, isimlendirmelerle kadınla konuşur!

Erkeğin kadınla konuşması ile kadın anlayışına sahip olması arasındaki farkı kadın ısrarla bilmek/görmek istemez.

Kadın bu sebepledir ki erkeği anlamaz. Kadınlar için konuşulabilir erkek vardır. Nitekim erkek de kadınla sadece konuşur.

Erkek “anlam”ı hemcinsi ile arar, paylaşır, inşa eder. Bu süreçte kadın erkeğin kadını, çocukların annesi, hemcinslerine kıyasla sarıldığı/koruduğu/sorumlu olduğu  emanetidir.

Erkek hiçbir koşulda “anlam”ı kadınla inşa etmez. Bu sebeple erkek, evlilik, aile, toplum, şehir, medeniyet inşasında kadını “eş başkan” olarak görmez. İnsanlık tarihinin “anlam-inşa” fotoğrafına baktığınızda erkeğin varlık ailesi fotoğrafında kadın yoktur!

Kadın eline fotoğraf makinesi verilip; fotoğraf çeken rolündedir. Aile fotoğrafında görülemeyişinin ironik nedeni budur.

Peki ya Müslüman Erkek?

Müslümanlık erkeğe ne katar/neyi ne kadar değiştirir?

Sahi Müslüman nedir?

Müslümanın cinsiyeti var mıdır?

Vahy erkeğe, kadın da erkeğe mi emanettir?

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
www.fanidunya.net