www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İslamda Aile => Konuyu başlatan: anadolu - Ekim 24, 2018, 10:19:42 ÖÖ
-
Geleceğin Ailesi
İşçi ailelerinde özellikle ikinci kuşakta¸ yaşam alışkanlıkları ve gelecek beklentisi çağdaş durum sergilemektedir. Yükselmek¸ kariyer sahibi olmak¸ çok para kazanmak istenmektedir. Seyahat etmek¸ lisan öğrenmek¸ kaliteli hayat sürmek gençlerin gündemine girmiştir. Bilinci yükselen gençler "demokratik davranış" kalıpları sergileyebilirler. Doğal olarak işçi ailelerinde "demokratik davranış" özelliklerine rastlanabilmektedir.
Günümüzde geçiş ve modern (çekirdek) ailelerden söz edebiliriz. Hızlı göç sebebiyle "geleneksel aile" azalmaktadır.
Göçün sonucu ortaya çıkan "vasıflı-vasıfsız işçi ailesi" geleneksel-geniş aile içinde değerlendirilemez. Çünkü üretim biçimi tarıma dayalı değildir.
İşçi ailesi kentli değildir. Ama onlar kentte yaşamaktadır. İşçi ailesinin çoğu kentin kenar semtlerinde yaşamaktadır. Ancak kentin nimetlerinden¸ kültüründen yararlanabildikleri pek söylenemez. İşçi ailesi bir çeşit "Geçiş Ailesi" olarak adlandırılabilir.
İşçi ailesi geniş aile özelliğinden hızla çekirdek aileye dönüşmektedir.
İşçi ailesi "Gecekondu Ailesi" ile örtüşmektedir. Bu aile tipinde "kadınlar" genellikle çalışmıyor. Bu da işsizlik oranını yüksek göstermektedir.
İşçi ailesi çalışma dünyasını ve kentleşme sürecini etkilemektedir. Sosyal hareketlilik¸ eşitlik ve özgürlük ortamı işçi ailesine farklı bir soluk getirmektedir.
Modernleşme sürecine uyum sağlanamadığı takdirde kaos ortamı ortaya çıkabilir. Genç işçi "çağdaş şartlara" ayak uydurmakta zorluk çeker. Köyden gelen genç işçinin mesleği yoktur¸ ticarî denemesi mevcut değildir. Öğrenimi de yeterli olmayan genç işçi kent ortamında kendisini itilmiş¸ kakılmış hisseder¸ özgüveni azalmıştır. Vasıfsız işçi kimliğine bürünen genç işçi her türlü kötülüğe açıktır.
Ailede Yapısal Değişiklikler
Kentleşme gecekondu ailesinde yapısal değişikliğe yol açmaktadır. Otoritesini yitiren baba aile bireylerine karşı saldırgan olmakta¸ çaresiz bir tutum takınmaktadır. Çocuklar babalarının yetersizliğini ve çaresizliğini hüzünle seyretmektedirler. Evin hanımı ile ikilem içindedir. Kendisi şehre gelerek özgürlüğünü kazanmıştır¸ köye dönmek istememektedir. Ancak¸ kentte oturmak için altyapısı yetersizdir.
İşçi ailelerinde özellikle ikinci kuşakta¸ yaşam alışkanlıkları ve gelecek beklentisi çağdaş durum sergilemektedir. Yükselmek¸ kariyer sahibi olmak¸ çok para kazanmak istenmektedir. Seyahat etmek¸ lisan öğrenmek¸ kaliteli hayat sürmek gençlerin gündemine girmiştir. Bilinci yükselen gençler "demokratik davranış" kalıpları sergileyebilirler. Doğal olarak işçi ailelerinde "demokratik davranış" özelliklerine rastlanabilmektedir.
Para kazanmak gençlerin esas işidir. Para kazanma sebebiyle eğitim durumlarını sürdüremezler.
İşçi ailesinde anne-babanın eğitim seviyesi düşüktür. Bu da çocukların okulu ve okumayı sevmemesine yol açmaktadır. Böyle ailelerin çocuklarının okul başarısı düşüktür. Okul başarısı düşük gençler yüksek öğrenime devam etmek istemezler.
İşçi gençlerin babaları da işçidir. Kentlerde yaşayan genç işçiler genellikle liseyi veya dengi okulu bitirirler. İşçinin niteliği gün geçtikçe yükselmektedir. Endüstri ve hizmet sektörü nitelikli işçiye ihtiyaç duymaktadır.
Kentte işçilerin tüketim alışkanlıkları ve beklentileri değişmektedir. İşçinin geliri beklentileri karşılamakta yetersiz kalmakta bu durumda mutsuz ve saldırganlaşan aile bireyleri kriminal olaylara bulaşabilmektedirler.
Gecekondu ailesinde spor alışkanlığı yoktur. Kadınlar sporla hiç ilgilenmezler. Genç işçiler (erkekler) özellikle seyirci olarak futbol ile ilgilidir. Televizyonda genellikle maç seyrederler. Aslında spor alışkanlığı genel kültür işidir. Gecekondu ailelerinde bu kültür yok kabul edilebilir.
İşçi ailelerinde genellikle tiyatroya ve kültürel etkinliklere yeterli ilgi gösterilmez. Bunun sebepleri arasında ekonomik yetersizlik¸ cehalet¸ ulaşımdaki zorluk sayılabilir. Kültüre olan ilgisizlik¸ toplumsal çözülmeye yol açar¸ istismara müsait bir ortam ortaya çıkar.
Genç işçiler genellikle iyimserdir ve geleceğe umutla bakarlar. İyimser insan sosyal değişime açıktır. Fabrika sisteminin modernleştirici özelliği vardır.
Kentli Gibi Olmaya Çalışmak!
Ekonomik bağımsızlığını kazanmada zorlanan gecekondu insanı hayatı kendine zindan eder. Hâlbuki ekonomik bağımsızlık insan ilişkilerinde ve karşı cinsle münasebetlerde belirleyici etkiye sahiptir. Üstelik gecekondu insanı parayı nasıl kazanacağını da bilmez.
Genç işçiler meslek sahibi olmaktan ziyade işlerinde yükselmek isterler. Onlar evlenip mutlu olmayı arzu ederler. Ancak¸ gençlerin özerklik duyguları gelişmemiştir.
Bütün bu değerlendirmelerden sonra kentli gibi olmaya çalışan işçi ailesi geçmişine daha çok özlem duyacaktır. Kentli gibi olmaya çalışan aile¸ kent insanında aradığı yakınlığı¸ sıcak dostluğu¸ konukseverliği arayacaktır. Bunun için geleneklerine sıkıca sarılacaktır.
Kentli ailenin hayal dünyası geniş olsa bile başarı için çok çalışma ihtiyacı duyacaktır. İstediklerine ulaşabilmek ve başarı sağlamak için zengin olmak isteyecektir. Onların ayakları yere basacaktır.
Kentli aile köklerine¸ toprağına¸ memleketine dönmek isteyecektir. Akrabalarına¸ ebeveynlerine sırtını yaslamak isteyecektir. Kentli aile "ataerkil" yapıdan kurtulmakla beraber aile büyüklerine danışmayı deneyecektir. Bu da demokratikleşmeyi öğretecektir.
Aile planlaması tartışmaya açılacaktır. Aile planlamasını isteyenler ve finansman sağlayanlar kendi durumlarını gözden geçireceklerdir. Toplumun geleceğinin genç nüfusa bağlı olduğu anlaşılacaktır. Genç anne-babalar evlilik için özendirilecektir.
Eşin meslek sahibi olup olmaması tartışmaya açılacaktır. Annenin düşük ücrete mahkûm olması kavga sebebi olacaktır.
Teknolojinin ve televizyonun¸ bilgisayarın bağımlısı olmak iletişimi öldürmektedir. İletişim kopukluğu dostluğu ve arkadaşlığı yok etmektedir. Bu gibi sebeplerle "televizyon seyretmeme" kampanyası başlatılacaktır.
Kentleşme ile komşuluk olgusu bitmiştir. Geleceğin ailesi kentte komşuluğu geliştirmeyi ilk plana alacaktır. Komşuluğun canlandırılması için kampanyalar açılacaktır. Dedelik-ninelik kurumları yeniden canlandırılacak¸ özendirilecektir. Büyükbaba-anne ile torun arasında münasebet kurulması için çağrılar yapılacaktır.
Aile kültürüne¸ dinî değerlerine¸ tarihine daha çok sahip çıkacaktır. Batı dünyasının dayattığı kendi kültürel değerleri diğer uluslarca sorgulanacaktır.
"Küreselleşme" ters tepecektir. Küreselleşme adına dayatılan "sözde doğrular" Batılı güçlere muhalefeti daha da artıracaktır. "Geniş aile" modeli teşvik edilecektir. Millî-Dinî bayramlar tatil aracı olmaktan çıkacaktır. İnsanî değerler¸ demokrasi¸ hoşgörü ön plana geçecektir.
"Doğru" galip gelecektir. Herkes gençleri ve çocukları "ahlâklı¸ erdemli¸ kültürlü¸ adam" olması için yüreklendirecektir.