www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İslamda Aile => Konuyu başlatan: fanidunya - Ocak 14, 2017, 11:03:26 ÖÖ

Başlık: Müslüman ailenin ev ahlakı
Gönderen: fanidunya - Ocak 14, 2017, 11:03:26 ÖÖ
Müslüman ailenin ev ahlakı

Efendimiz’in (s.a.s) “İmanca mü’minlerin en olgunu, ahlâkı en güzel olup, aile bireylerine karşı en yumuşak ve lütufkâr davranandır.” (Tirmizî) Nebevi tavsiyesi gereği, Müslüman ailelerin evlerinde güzel ahlak ilk ve öncelikli prensiplerdendir. “Kime yumuşaklıktan bir nasip verilmişse, ona hayırdan da bir nasip verilmiştir. Kendisine yumuşaklıktan bir nasip verilmeyen kimseye de hayırdan bir hisse verilmemiş demektir.” (Müslim) Hadisi gereği, Müslüman eşlerin birbirlerine ve aile fertlerine karşı davranışlarının temelinde yumuşak huyluluk vardır.
 
Efendimiz’in (s.a.s) “İnsanlar çeşitli mizaçtadır. Kimi geç kızar, öfkesi tez geçer. Kimi çabuk kızar, çabuk yatışır, bu ise kendisini telafi eder. Kimi de tez kızar geç yatışır. En iyisi, geç kızıp öfkesi çabuk geçendir. En kötüsü de, çabuk kızıp geç yatışandır” (Tirmizi) Hadisi gereği, Müslüman eşler, çabuk sinirlenen, bağırıp çağıran, her konuda kavga gürültü çıkaran bir karakterden ziyade, mümkün olduğunca geç öfkelenen ve karşı tarafı incitmeye fırsat vermeden çabucak öfkesine hâkim olan bir ahlak üzeredirler.

Efendimiz’in (s.a.s) “Ben, haklı olduğu hâlde bile tartışmayı ve çekişmeyi bırakan kimse için cennetin avlusunda bir köşk, şaka da olsa, yalan söylemekten kaçınan kimse için cennetin ortasında bir köşk ve ahlâkı güzel olan kimse için de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim.” (Ebû Davûd) Hadisi gereği, İslam ahlakıyla ahlaklanmış eşler, birbirleriyle tartışmaktan ve laf yarıştırmaktan uzak dururlar. Onlar, Şeytanın evlerde fitne ateşini küçük tartışmalarla başlattığını bilir,  bir tartışma baş gösterirse birbirlerin kırmamak için tartışmadan ilk önce vazgeçen taraf olmak isterler.
 
Efendimiz’in (s.a.s) “Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.” (Buhari) Hadisi gereği, Müslüman eşler arası münasebetlerde olmazsa olmaz prensiplerden birisi de eşlerin birbirlerine karşı yalansızlık prensibidir. Çünkü kimi zaman eşlerin önemsiz görerek söylediği küçük yalanlar, ileride başa çıkılması zor olan büyük sorunlara ve ciddi güvensizlik problemlerine kapı aralayacaktır.
 
Efendimiz’in (s.a.s) “Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira kim Bir Müslümanın kusurlarını, ayıplarını araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır, Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde de olsa rezil eder.” (Tirmizi) Hadisi gereği, Müslüman eşler, birbirlerinin ayıp ve kusurlarını sayıp dökmekten, sürekli eleştirmekten, kınamaktan ve hoşnutsuzluktan uzak dururlar. Çünkü evliliği ve eşlerin birbirlerine olan saygı ve sevgisini zedeleyen en önemli etken, ölçüsüz kınama, eleştiri ve ayıpları depolama hastalığıdır.
 
Efendimiz’in (s.a.s) “Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun Bir Müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz” (Buhari) Hadisi gereği, Müslüman eşler her hangi bir tartışma ve anlaşmazlık sebebiyle sorunu erteleyerek küs kalmazlar. Çünkü çözülmeden bırakılan anlaşmazlıklar ve günlerce süren küskünlükler, evliliği ve eşler arası ilişkiyi baltalaması için şeytana verilmiş büyük bir fırsatlar demektir.

Abdülaziz Kıranşal.
Başlık: Evlerimiz ve Ailelerimiz Cennet Fırsatlarımızdır
Gönderen: fanidunya - Ocak 14, 2017, 11:06:52 ÖÖ
Evlerimiz ve Ailelerimiz Cennet Fırsatlarımızdır

Hedefi Allah’ın rızasını kazanmak ve cennete gitmek olan Mü’minler olarak ellerimizdeki en büyük cennet fırsatı, evlerimiz ve ailelerimizdir. Eşlerimizin, çocuklarımızın ve ailelerimizin geçimini sağlamak için helal yoldan çalışıp yorulmamız bile bizim için cihad kadar büyük bir cennet fırsatıdır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kim ailesi için helâlinden çalışırsa o kimse Allah yolunda cihad eden kimse gibidir. (Beyhaki)

Evlerimiz ve ailelerimiz için yaptığımız son derece doğal harcamalarımız, alışverişlerimiz, çocuklarımızın masrafları bile cennet yolculuğumuzda bize tertemiz birer sadaka olarak yazılmaktadır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki;  “Allah’ın rızasını uman bir adamın ailesinin geçimini sağlamak için harcadıkları bile onun için birer sadakadır. Hatta yemekte eşinin ağzına verdiği lokmadan bile sevap kazanır.” (Buhari)

Evlerimize gelen misafirlerimize hürmetimiz, yaptığımız ikramlar ve harcadığımız masraflar bile amel defterimize güzel birer sadaka olarak yazılır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki;  “Misafir için ne harcanırsa o sadakadır.” (Buhari)
Akrabalarımızla olan münasebetlerimiz, karşılıklı ziyaretleşmemiz, ihtiyaç anında yardımlaşmamız, dertleşmemiz gibi doğal hallerimiz bile bizim için hem rızkımızı ve ömrümüzü bereketlendiren hem de sadaka sevabı kazanmamızı sağlayan amellerdendir. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kim rızkının genişletilmesini, ömrünün bereketlendirilmesini istiyorsa sıla-i rahime devam etsin.” (Müslim) Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki;   “Akrabaya tasaddukta bulunmanın sevabı iki kattır, hem sadaka sevabı hem de sıla-i rahim sevabı vardır.” (Nesai)

Evimizin bahçesine veya tarlamıza diktiğimiz ağaçlardan, çiçeklerden, ekinlerden biz farkında olmasak dahi insanların ve hayvanların yararlanması bile bize bir sadaka olarak geri dönecek. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Müslüman bir ağaç diker veya bir ekin eker de ondan bir insan bir kuş ve hayvan yerse bu yenenler kendisi için sadaka olur.” (Buhârî)
Eşlerimizi ve ailelerimizi razı ve mutlu etmek, gönüllerini hoş tutmak ve sevindirmek için yaptığımız her davranışımız bizi insanların en hayırlısı yapacak kadar, cennet yolunda büyük bir mesafe kat ettirecek kadar büyük hayır fırsatlarıdır.

Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kocasını razı ve hoşnut ederek ölen kadın Cennete girer.” (Tirmizi) Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır” (Tirmizi)

Evlerimizde çocuklarımızın iyi bir eğitim almaları için gösterdiğimiz çabalar, verdiğimiz nasihatler bile daha dünyadayken Peygamber (s.a.s) övgüsüne mazhar olmamızı sağlayacak salih amel fırsatlarıdır. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Hiç bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli miras bırakamaz.” (Taberânî), Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; “Kim, üç (veya iki ve bir)  kız çocuğu bakıp büyütür ve onları güzel terbiye eder; onları evlendirir ve onlara ihsanda bulunursa, onun için cennet vardır ” (Ebu Dâvud)

Müslüman aileler olarak komşularımızla olan ilişkilerimiz, onlarla olan güzel münasebetlerimiz dahi kıyamet gününde bize cennet şahitliği olarak dönecek ve imanımızın kalitesini gösterecek salih amellerdir. Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki; 

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin! Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikramda bulunsun! Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun!” (Buhari)

Abdülaziz Kıranşal.