www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İslamda Gençlik => Konuyu başlatan: melek - Temmuz 31, 2019, 08:41:39 ÖÖ

Başlık: Gençlik Gençliğin Problemleri
Gönderen: melek - Temmuz 31, 2019, 08:41:39 ÖÖ
Gençlik Gençliğin Problemleri

Evet, bir kere daha tekrar edelim ki; çocuğun en çok tesirinde kalacağı, duyup uygulanacağı ders, yuvanın, bir kalb gibi ahenkli ve ritmik işleyişinden aldığı derstir. Buna, anne ve babanın sıcak şefkatleri de eklenince, gayri çocuk bütün bir hayat boyu, bu yumuşak atmosferde görüp duyduğu şeylerin tesirinde kalır gider.

Yalnız, şunu da hemen kaydedelim ki; terbiyede, şefkatin ağırlığı ve tesiri kadar, onun çocuklar arasında müsavi ve adilâne olması da ehemmiyet arz etmektedir. Çocukların, dengeli ve mutedil olmaları ve anne babanın da onların nazarında saygılı kalmaları için, şefkatte adalet ve müsavat şarttır.

Onlardan birine, birşey alınırken, beriki katiyyen ihmal edilmemelidir. Biri kucaklanıp bağra basılırken diğeri bundan mahrum bırakılmamalıdır. Aksi yapılacak olursa çocuklar, hem anne-babalarına karşı hem de kardeşlerine karşı huysuzlaşırlar. Böyle huysuz çocuklar ise, yuvada devamlı huzursuzluk çıkaracakları gibi, terbiye adına gösterilen ve anlatılan şeylerden de istifade edemeyeceklerdir. Ve hele, kıskançlıktan kıvranıp duran yaramaz gönülleri, onları bir kısım kötülüklere zorlayacaktır ki; (maazallah) neticede cinayet işlemeleri bile melhuzdur.

Nebi (s) evlatlarının, kıskançlık duydukları kardeşlerine karşı giriştikleri uygunsuz ve sevimsiz teşebbüsler, kıskandırılmış kardeşleri, huysuzlaşmasını göstermesi bakımından oldukça manidardır. Habil ve Kabil’in yüreklere oturan acıklı seren-câmelerinden, Hz. Yusuf (a.s) dramına kadar, nice vaka’lar vardır ki arkasında hep böyle ehemmiyetsiz bir kıskançlık yatmaktadır.

Bundan başka, yuvanan hakkâniyetinden kuşkuya düşer, çocuklar, yavaş yavaş yuvada:: soğumağa ve hatta uzaklaşmağa başlarlar. Anne-babasına karşı itimadı sarsılmış ve yuvadan tatmin olmamış çocukların, dışta mesned ve sığınacak bir yer aramaları gayet normaldir. Nefrete bina edilen böyle bir ayrılık ise, beraberinde bir kısım sapkınlıklar getirir ki; modern usullerle yapılan araştırmalara göre, büyük bir nisbette toplum ve aile düşmanları, bunların arasından çıkmaktadır.

Şefkat mevzuuna ilave edilecek diğerbir husus da, daima çocukların içinde ve yanında bulunmaktır. Onların psikolojik durumlarını kavramak, infiallerine ve alınganlıklarına şahit olmak için, onlarla haşr u neşr olmak şarttır.

Her anne ve babanın, hayatlarının belli bir bölümünü onlara tahsis etmeleri ve bu süre içinde onlarla düşüp kalkmaları tıpkı büyük insanlar gibi, onları;: meseleleriyle alâkadar olmaları ve hatta onların, o basil dünyaları içinde ehemmiyet atfettikleri, oyun, eğlence ve diğer meşgalelerini titizlikle takibe koyulmaları; yatma ve uygunsuz bulunma saatlerinin dışında, yatak odalarına kadar, her yere rahatça, girip çıkmalarına izin vermeleri, onlarda şahsiyetin teşekkülü ve umulan bir kısım şeylerin alınması için elzemdir. Aksine, onların hususî dünyalarına girmeden, onları insan yerine koymadan, ne içtimaileşmeleri ne de terbiye adına onlardan birşeyler alınması asla bahis mevzuu olamaz. Onlara söz geçirmenin ve hükmetmenin yolu, onları insan yerine koyma ve onlarla haşır haşır, neşir olmaya bağlıdır.

Bu mevzuda, şu hususlara titizlikle riayet edildiği takdirde netice alınacağı kanaatindeyiz:

1 - Yanlarına uğranıldığında ve ayrılırken  selâm  verilmesi.

2- Evin içinde, kendilerine hususî bir yer ve bazı şeylerin tahsis edilmesi  oda, yatak ve dolap gibi şeyler..

3- Onların kendi seviyelerindeki iş ve eğlencelerinin, yürekten, fakat seviyeli olarak takip edilmesi.

4- Büyüklere yapıldığı gibi, sık sık hal ve hatırlarının sorulması.

5- Hastalandıklarında ziyaret edilerek, dertlerinin paylaşılması ve teselli edilmeleri.

6- Yer yer kucağa alınmaları, öpülme-leri ve hatta başlarda, omuzlarda gezdirilmeleri.

7- Hoşlarına gidecek güzel ve tatlı isimler takılması ve bu isimlerle çağırılmaları. Ve bilhassa, bu isimlerin, onlarda yiğitlik ve kahramanlık hislerini uyaracak şekilde seçilmesi.

8. Meşru dairedeki oyun ve eğlencelerinde hususiyle ilerdeki hayatlarına esas teşkil edecek olan oyun ve eğlencelerinde serbest bırakılmaları ve hattâ bilmedikleri bazı şeylerin öğretilmesiyle kendilerine yardımda bulunulması ve bu cümleden olarak daha bir sürü şey..

Evet, ona değer verip insan yerine koyduğumuz müddetçe, onu yükseltmiş ve içtimaileştirmiş oluruz. Aksine, değersiz gördüğümüz veya hayatına hacir  koyduğumuz sürece de, onu köreltmiş ve onuniçin fazilete giden yollan tıkamış oluruz.

Aslında böyle bir davranış, sadece çocuklar için değil; büyükler için de bahis mevzuudur. Hangi insan vardır ki, kendisine ehemmiyet atfedildiği, değer verildiği zaman uysallaşmaz ve te’sir altına girmez. Ve yine hangi insan vardır ki, ehemmiyet verilmediği ve horlandığı zaman huysuzlaşmaz. Ne var ki, bu durum çocuklarda daha bariz, daha “belirgin”dir.

Bu mevzuu bağlarken, son bir hususu daha belirtmede fâide mülahaza ediyorum: Çocuklar evin içinde daimi bir af ve müsamaha melteminin, esip durduğunu hissetmelidirler. Çocukluk fıtrat ve tabiatının gereği olarak yaptıkları bazı işlerden ötürü, her zaman affedilme ve bağışlana bilme inancı içinde bulundurulmalıdırlar.

Onların, evin içinde bazı şeyleri kırmaları, bazı şeyleri bozmaları ve çevreyi kirletmeleri gayet tabiidir. Bu mevzuda azarlama veya tekdir etme yerine, kırıp bozdukları veya kirlettikleri şeyleri, onlarla müşterek olarak tamir edip eski haline getirme, temizleyip yerine koyma daha uygun olacaktır. Böyle bir davranış, hem onlara ne yapmaları gerektiğini öğretme, hem de gönüllerini fethetmeye badi olacaktır. Altına idrar yaptı veya bir bardak kırdı diye dövülen çocuk yetim, bunu yapanlar da anne-baba olmadan fersah fersah uzak talihsizlerdir.

Sözün özü, çocukların hayatlarına ortak olmak, onların eğlence ve neşelerini paylaşmak; teessür ve acılarına iştirak etmek, anne ve babayı onların nazarında saygı-değer birer abide haline getirir. Aksine, onlarla haşr u neşr olmama, onların hayatına inmeme, çocuk için bir bahtsızlık, anne ve baba için de bir görgüsüzlük ve bir şekavettir.