Gönderen Konu: ZOR ZAMANLARDA GENÇLERE ÜMİT OLABİLMEK  (Okunma sayısı 169 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 775
    • www.fanidunya.net
ZOR ZAMANLARDA GENÇLERE ÜMİT OLABİLMEK
« : Eylül 27, 2022, 01:39:40 ÖS »
ZOR ZAMANLARDA GENÇLERE ÜMİT OLABİLMEK

Suyun üstüne boyayı atıyorum. Dağılıyor nazenin. Kimi küçük kimi büyük... Aynı diyorum, benim gençlerim gibi... Kimi ilkokuldan kimi ortaokuldan kimi liseden... Hatta anaokulu ve üniversiteli bile var. Nasıl dağılabiliyorlar böyle nazenin, kalbimde... Teknedeki su, derdi hocam, kalbinizi temsil eder. Boya da insanları... Kalbe giren insanın orada nasıl yer bulduğu konusunu ebruyla çözüyorum. Yağmur suyunun biriktiği gölcüğe düşen damlaların açtığı o muhteşem dalgalar geliyor birden aklıma. Dışarıda yağan yağmurun sesi kulaklarıma doluyor. Renkler, muhakkak karşılaştığımız insanlar.

Ebruya atılan mavi boya Beyza Betül’ü hatırlatıyor bana, turuncu Irmak’ı. Yeşil Leyla’yı, mor Ecrin’i, pembe Makbule’yi, siyah Büşranur’u, lacivert Rumeysa’yı... Bu renkler nasıl özenli dağılıyorlarsa kitreye, onlar da gönlüme özenle dağılmışlar. Gülümseyiveriyorum. Bundan onlara bahsetsem duyacağım sözler belli: “Neden o rengi o kişiye uygun buldun, neden böyle düşündün?” vesaire... Hepsini yine kalbimde saklıyorum.

Sonra tekneme yansıyan renkler, alabora oluyor. Çünkü dağılıyor boyalarım. Üzülüyorum istemsiz. Üzülmek yahut üzülmemek değiştirmiyor gerçeği, boyaya öd karıştırmak gerekiyor. Öd hayvanlardan alınan bir parçanın işlenmesiyle elde edilen ve boyanın suda düzenli dağılmasını sağlayan kokulu bir madde. Onu karıştırmadan yaptığınız ebru, kesinlikle istediğiniz estetik tadı vermeyecektir. Öd alıp karıştırıyoruz. Kokusundan şikâyet edecek oluyor birkaçı, hemen durduruyorum onları... Güzellik elde etmek istiyorsanız dikene de katlanırsınız çünkü...
Okuldan sonra her biri, Gençlik Merkezi’ne gelirken bir tutam yorgunluk getirir kızların. Yorgunluğun ilacının dinlenmek olduğunu söyleyenlere inat, Duha suresini anımsarız. “Boş kaldığın zaman hemen bir işe yönel.” Yaşarız. Yine yorgun olduğunu gözlerinden anladığım kızım Ebru, hemen etaminini eline alıp işine odaklanıyor. İlk günlerde iğneyi ipliğe geçiremezken şimdi yeti elde etmiş bir şekilde işine devam ediyor. Bir gemi işliyor özenle. Bu gemi, bir kaptan olan babasına armağanı olacaktı. Annesi her gün tembihliyor kızını: “Aman kızım akşam ezanından önce eve gel.” Dersin ortasında kalkması gerektiğini söyleyip gidiyor mecburen. Annelerin dileği, bizler için emirdir. Asla arkaya atmıyoruz.
Yaren derslerini çalışıyor, en çok matematikte zorlandığı için matematik çalıştırıyorum onu. Evde 15 yumurta vardı, Ali 19 yumurta daha alırsa diye soruyu okuyoruz. “Hocam, biz yumurta alamıyoruz, bu insanlar nasıl alabiliyorlar acaba?” diye şaka yollu sorup kıkırdıyor. Ben de onunla güler gibi yapıyorum ama şaşırıyorum, sonra da aklımdan çıkarmıyorum. Annesiyle konuşup hâl hatır esnasında ağzı aranacak, eğer fark edilebilen bir yoksunluk durumu varsa harekete geçilecek, diye not alıyorum kafamda. Bir evde çocuklar yumurtalarını yarım bırakıp çöpe atarken az ötedeki evde yumurta alamayan çocuk olması düşüncesinin bile uykularımızı kaçıracak nitelikte olduğunu duyumsuyorum. Tövbe diliyorum.

Gül, Mevlid-i Nebi yarışmasına hazırlanıyor. Hocam, diyor heyecanla, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, gençlerin de imanıyla ilgili karar alabileceğini söylüyor, diyor. Evet, tabii ki deyip atılıyorum. Hazreti Ali’yi konuşuyoruz biraz. Aklıma gelse de açmak istemediğim konuya o geliyor: “Ama hocam, gençler deist ve ateist olmakla gerçekten bir karar vermiş oluyorlar o hâlde...” İçim cız ediyor, cevap vermeye korkuyorum. “Canım, o konuyu o gençlerle konuşmak lazım, ama seninle yarışma hazırlığı yapabiliriz. Yeni sorular geldi, çalışalım mı, ne dersin?” deyip konuyu değiştiriyorum. Sorulardan sonra Gül’e yeni bir kitap tavsiye etme zamanının çoktan geldiğine karar veriyorum. Son Hurafe Deizm kitabını ona verirken “Bu kitabı oku, haftaya inşallah konuşuruz.” diyorum. Hazırlanıp hep beraber ikindiyi eda ediyoruz. Kızları Allah’a emanet edip uğurluyorum.

Telefonumun çaldığını fark ettiğim an merdivenleri hızla çıkıyorum. Kızlar gittiğine göre açıp konuşabilirim.

Velilerimizden biri arıyor. “Hocam, benim kızın arkadaş çevresi değişti, alışkın olmadığımız davranışları ortaya çıkmaya başladı. Babası, onlarla gidecek diye hiçbir yere göndermiyor. Üstelik tehdit de ediyor.” Kızımızı tam çıkaramıyorum önce, uzun zamandır uğramamış Gençlik Merkezi’ne... Biraz tarif ediyor, hanım hanımcık bir kız beliriyor gözümün önünde. Annesinin sesinin ürkekliği hayalimle çarpışıyor. Hem üzülüyorum hem seviniyorum açıkçası. Seviniyorum, çünkü bu aklı başında kız ne kadar olumsuz bir davranış içinde olabilir ki? Ailesi panik olmuştur, diye düşünüyorum.

Üzülüyorum, çünkü kötü arkadaş çevresi gerçekten de bu korunaklı ortamda yetişmiş kızımızı bile değiştirecek kadar güçlü. Annemize, ne olursa olsun bu çocuğun onların kızı olduğunu hatırlatmakla konuşmaya başlıyorum. Üzülmenin, kaygılanmanın, sahip çıkmak istemenin gayet sağlıklı ve normal bir ebeveyn tepkisi olduğunu anlatıp bazen dozu da aşabildiğimizi hatırlatıyorum. Hocam, diyor araya girip, ben ona abdestsiz süt vermedim. Sesi ağlamaklı oluyor. Onu o kadar iyi anlıyorum ki feryadını ta yüreğimden duyuyorum... “Allah bu hizmetinizi boşa çıkarmayacaktır, çocuğa süt de sevgi ve şefkat de vermeliyiz. Hadi şimdi de abdestsiz şefkat vermemeye niyet edelim, Şükran Hanım.” diyorum. Bu türden öykülerin en çok yananı anne olur, çünkü bazen baba çocuğu evden kovmakla bile tehdit edebilir. Babası da annesi de çocuğun yanında olduklarını, onu hep sevdiklerini hissettirdiklerinde çocuğun yapacağı muhtemel kötülükten kaçacak bir kucağı hazır etmiş olur. Bu sebeple o kucağı yumuşatırız. Tedbiri, gözlemi, sevecenlikle çocuğu takip etme kuralını elden bırakmadan elbette.

Gençlik Merkezi’nden bir hoca hanımla çıkıyoruz. “Hocam, arabayla bırakayım, yağmur var.” diyor. Yolda, kızların durumlarını konuşuyoruz. Eda namaza başlamış, Leyla’nın okuduğu kitap sayısı 300’e ulaşmış, Makbule ve Rumeysa’nın İngilizce ve Arapça sınav notları yükselmiş. Keşke bütün çocuklara, bütün gençlere yetebilse gücümüz, hepsinin iyi hissetmesini sağlasak ve Yüce Allah’ın onları ne çok sevdiğini hatırlatsak... Yağmur yağarken edilen dua geri çevrilmezmiş, diyerek ümit içinde evin sokağına varıyoruz.

Yarabbi, diye geçiriyorum içimden. Sen şu suyumuzu vermesen hiçbirimiz bir damla su yaratamayız, sen gençlerle muhabbetimizi yaratmasan

biz bir damla sevgi yaratamayız... Hamd-ü senalar olsun.
   
Âmin.

Emine Vildan Çöllü

RADYO  DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Arkadaşlık ve Dostluk Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:34:41 ÖS]


Komşuluk İlişkileri Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:24:14 ÖS]


İslam'da Kanaat Gönderen: webtasarim
[Dün, 07:00:27 ÖS]


Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımız Gönderen: webtasarim
[Dün, 06:51:54 ÖS]


Kul ve Kamu Hakları Gönderen: webtasarim
[Dün, 06:43:40 ÖS]


İman ve Hayat Gönderen: webtasarim
[Dün, 06:32:41 ÖS]


Güzel Ahlak Kurallarında Nezaket Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:01 ÖS]


İnsanın İmtihanı Helal Gıda İledir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:31:58 ÖÖ]


Kur’an-ı Kerim ve Şehidlik Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:24:17 ÖÖ]


Ümmet Bilinci ve Camilerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:20:29 ÖÖ]


Yahudiler ve Yahudilik 26 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:08:47 ÖÖ]


Kur’an-ı Kerim’i Oku’maya Devam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:35 ÖÖ]


Düşünerek Konuşan İnsanların En Akıllısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:46:17 ÖÖ]


2024 - Umut Mürare - The_Piano Tones Of Emotions_320_Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 30, 2024, 03:04:54 ÖS]


Umut Mürare - Kırık Kalpler 2024 - 320 kbps - FANİDUNYA NET'TE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 30, 2024, 11:41:38 ÖÖ]


Ağzımızdan Çıkanı Kulağımız Duyuyor mu Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 30, 2024, 08:17:08 ÖÖ]


Âhiret Zarurîdir 3 Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 30, 2024, 08:08:09 ÖÖ]


Müslümanların Bütünlüğü Farzdır Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 30, 2024, 07:56:24 ÖÖ]


Hastalıklarımıza Çare Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 30, 2024, 07:46:00 ÖÖ]


Çalışıp Helâl Kazanmak İbadet Olur Gönderen: fanidunya NET
[Ekim 30, 2024, 07:32:22 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49