* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: İmtihan ve Sabır  (Okunma sayısı 1250 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 9057
İmtihan ve Sabır
« : Mayıs 13, 2025, 08:28:38 ÖÖ »


İmtihan ve Sabır

İnsan doğumundan ölümüne bir imtihan döngüsü içinde yuvarlanır gider. Geriye doğru bakıp bunca senenin nasıl da hızlı geçtiği sorusunu her bir fert kendine sorar. Sorunun cevabı mâlumdur. Dünya işte fani… Ama cevabın devamında birçok kimse hüzünlenir… Kayıplarına, isteyip yapamadıklarına, hatalarına, günahlarına vs. Geçmişine döndüğünde hüzünlenmeyen, geri dönüş fırsatı verilse daha fazla salih amelde bulunamazdım heralde diyen bahtiyarların sayısı ise yok denecek kadar azdır.

Allah Teala ‘’ O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.’’[1] buyurmuştur.

Yani insanın yaşamı da ölümü de abes değildir. Yaşamın da ölümün de bir anlamı vardır. Bu noktada insanlar ikiye ayrılmaktadır. İlk kesim hayatı ve ölümünü yaratanına has kılanlardır ki onların sözü ‘’ Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, alemlerin Rabbi Allah içindir.’’[2] şeklindedir.

İkinci kesim ise dünyayı putlaştıran ‘’özgürlük’’ adı altında hayvanlardan aşağı olanlardır. Bunların sözü de ‘’ Bu dünya hayatımızdan başka bir hayat yoktur. Ölürüz, yaşarız. Bizi öldüren ise zamandan başkası değildir.’’[3] şeklindedir.

İki kesim arasındaki fark oldukça barizdir. İlk kesim iman ehli, ikinci kesim heva ehlidir. İlk kesim yakin ehli, ikinci kesim cehaletin esiridir.

İman ettikten sonra insan birtakım imtihanlara kendini hazırlar. Evet onun duası daima ‘’ Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!’’[4]

şeklindedir, lakin şunu da unutmaz ‘’ İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, “İman ettik” demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?’’[5]

Bu noktada çoğu kimse kaybedenlerden olmaktadır.

İman etmenin bir bedeli olduğunu bilmek, dünyadaki imtihan sırrını anlamak ziyadesiyle önemlidir. Cenâb-ı Hakkın en sevdiği kullarının peygamberler olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Onların en şiddetli imtihanlara muhatap olduğunu asla unutmamak gerekir. Kişi hayata bu zaviyeden bakmalı, Rabbine küsmemelidir. Ona sarılmalı, O’ndan gayrısına da boyun eğmemelidir. Bütün işlerin sonucu şüphesiz O’na varır.

İmtihanlar karşısında sabır oldukça zahmetlidir. Ama zahmet arttıkça mükafat ta artmaktadır.

Sahabe-i Kirâm’ın hayatındaki şu tablo oldukça ibretliktir. Habbâb bin Eret (r.anh) anlatır:

“Rasûlullah (s.a.v) Ka’be’nin gölgesinde bir bürdeyi yastık yapmış uzanırken yanına geldim. O zaman müşriklerden büyük işkenceler görüyorduk. Allah Rasûlü’ne (s.a.v): Bize yardım etmiyor musunuz, bizim için Allah’a yalvarmıyor musunuz? diye şikâyette bulunduk. Efendimiz mübarek yüzü kızarmış olarak kalkıp oturdu ve şöyle buyurdu:

Sizden önce öyleleri vardı ki kişi yakalanıyor, önceden hazırlanan çukura gömülüyor, sonra getirilen bir testere ile başının ortasından ikiye bölünüyordu. Ancak bu yapılanlar onu dininden asla döndüremiyordu. Yine öyleleri vardı ki demir taraklarla taranıyor, kemiklerinin üzerinde et ve sinirlerden başka bir şey kalmıyordu. Ancak bu yapılanlar da onu dininden asla döndüremiyordu.

Yemin ederim ki Allah bu dini tamamlayacaktır.

Öyle ki bir yolcu devesine binip San’â’dan kalkıp Hadramevt’e kadar gidecek de Allah’tan başka hiçbir şeyden korkmayacak! Koyunu için de sadece kurttan korkacak. Ancak siz acele ediyorsunuz.’’[6]

Demek ki sahabenin dahi sabrının zorlandığı, hiçbir çıkış kapısı göremediği anlar olmuştur. Ama evet sır galiba şu cümlede ‘’Ancak siz acele ediyorsunuz!’’ Acele etmenin sabra aykırı olduğu izahtan varestedir.

Sabır nimettir. Sonu ise her iki cihanda saadete nail olmaktır. Büyük veli Abdulkâdir Geylânî Hz’leri (k.s) sabır hakkında şöyle buyurur:

‘’ Ey evlat! Her hayrın esası olan bir şey var: Sabır. Bunu birçok yerde söyledik. Yine sırası geldikçe söyleyeceğiz.

Allah’a güvenen, itimat eden ve O’na bağlı olan, sabırlı olmalıdır. Sabra niyet ettin mi, yalnız Hakk’ı dile. Bunun mükâfatı sana O olur. Sabrı Hak Teâlâ için yaparsan, kalbine sevgisini koyar, dünya ve ahiret yakınlığını verir. Sabrın asıl manası Hakk’ın kaza ve kaderine boyun eğmektir. O’nun hükmüne boyun eğmek gerekir. Çünkü olacak işler geçmişte yazılmıştır. Bu arada sana sabırla dayanmak düşer.

O’nun hükmünü tağyire, hiçbir kimse güçlü değildir. Bu hâlde sana da sabırdan başka ne düşer ki? Bu hâl iman sahibine göre müsellemdir. Bu sebeple hakkında verilen hükme boyun eğmekten başka çare yoktur. İman sahibi ihtiyarı ile sabırlı olur. Sabır ilk devirlerde zorla yapılır. İman kemale erince de severek yapılır.

Sabırlı olmayan, iman iddiasında bulunamaz. İmanın zayıf, çünkü sabrın yok. Boş yere iddiaya kapılma. Marifet sahibi de olman kabil değildir.

Çünkü Hakk’ın fiillerine rızan yok. Bunlar büyüklerin işidir. Mücerret iddia ile olmaz.

Konuşma. Sana söz hakkı yok. Kapıyı görmekten laf etme. Kapıya var. Eşiğine başını koy. Kader ayağı seni çiğner ve başını alır; buna da sabırlı ol. Zarar ve fayda ayakları da üzerinden geçer; buna da dayan. Bunlar kalp varlığında mevcut pasları siler.

Dış varlığın olduğu gibi kalır; ezilecek diye üzülme. Güzelliğinin bozulması aklına gelmesin. Her şey kendiliğinden olur, hem de yerinde. Cesedin gitmiş gibi bir ruhanî âleme dalarsın. Bu işler sükûn ister.

Huzur ister. Maddî şeylerin kalpten çıkmasını ister.

Bu hâllerin gerçekleşmesi için kalbe sahip olmak lazımdır. İç ve mâna âlemini, sırrını ve kalbini fani varlıklara bağlama. Ah ne kadar çok ilâç tarif ediyorum; fakat hiçbirini kullanmıyorsunuz. Benim günahım ne? Arz ve tul yönünden meseleyi açıyorum; şerh ediyorum. Fakat yine anlamıyorsunuz. Size öyle öğütler veriyorum ki, hayret, hiçbir öğüdü tutmuyorsunuz.’’[7]

--------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Mülk Sûresi, 67/2.

[2] En’âm Sûresi, 6/162.

[3] Câsiye Sûresi, 45/24.

[4] Bakara Sûresi, 2/201.

[5] Ankebût Sûresi, 29/2.

[6] Buhârî, Menâkıb, 25.

[7] El-Fethu’r-Rabbânî, 42. Meclis.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Ne Olur Kendinize İyilik Onlara Karşı Da Görevinizi Yapın Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:20 ÖS]


Çocuklarda Din Eğitiminin Temelleri ve Ailenin Rolü Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:47:41 ÖS]


Cahiliye Toplumu ve İslâm 13 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:37:43 ÖS]


Zamanın Kıyısında Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:24:05 ÖS]


Çocuk Terbiyesinin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:16:10 ÖS]


Kalplerin Fısıltısı 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:08:38 ÖS]


Uğur Işılak - Aklıma düşünce - 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:51:39 ÖS]


Adım Adım O’nun İzinde Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:20:40 ÖS]


Hangi Kadından Allah Razıdır Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:14:45 ÖS]


Rahmet Kapısında Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 06:08:27 ÖS]


O’na Yakınlık İçin Salâvat Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:59:14 ÖS]


Gül Gibi Geçinmek Varken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 05:49:28 ÖS]


PCLOUD'DAN NASIL İNDİRME YAPABİLİRİM? Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:23:21 ÖS]


Bir Beden Gibi Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 03:42:27 ÖS]


Özgürlük ve Mahremiyet Arasında Değerlerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:55:49 ÖÖ]


Acılar Karşısında Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:49:49 ÖÖ]


Denge - Uyum - Ahlak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:40:14 ÖÖ]


İnsanın Yaratılış Kodları ve Amacı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:29:20 ÖÖ]


Kim İçin Yapıyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:19:06 ÖÖ]


Şüphe Eve kalbi Sıkan Şeyi Yapmamalı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:10:43 ÖÖ]