* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe  (Okunma sayısı 664 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 942
    • www.fanidunya.net
Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe
« : Mayıs 18, 2025, 10:21:04 ÖÖ »


Bir Kavim Kendini Değiştirmedikçe

Birbirleriyle imtihan edilen kullar yarın mahşer gününde lehte veya aleyhte şahitlik edeceklerdir. Zulüm altındaki İslâm beldelerinin kurtulması için vahdeti sağlayacak birşeyler yapmak zorundayız. Rabbimizin “Allah’ın ipine (dinine) sımsıkı yapışın ve ayrılığa düşmeyin” (Ali İmran:103) emri gereğince birleşmemiz, vahdeti sağlamamız ve yeryüzünde fesadın yayılması için ellerinden gelen bütün gayreti sarfeden güçlerle mücadele etmemiz gerekir. Yoksa alnımızdaki bu kara lekeyi silemeyiz. Unutmayalım ki; Rabbimiz: “Bir kavim nefislerinde olanı (kendilerini) değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez” (Enfal:53) buyuruyor. Allahu Teala biz müslümanlardan birlik olmamızı istiyor ve bunu bize emrediyor. Bu durumda birliğimiz için çaba sarfetmemiz ve bu çaba karşılığında Rabbimizin bizleri bu zelil durumdan kurtarması için yardımını istememiz zorunludur.
 
DÜNYAYA gönderiliş gayesi Allahu Teala’ya ibâdet etme hususunda imtihan edilmek olan insanoğlu, şeytanın ve hevasının peşinden giderek bu imtihanı unutmuştur. İmtihan denilen şeyin kelime olarak da olsa manasını, ne olduğunu, nasıl olduğunu düşünmeyi unutmuş bir vaziyette, daha doğru bir tabirle söylemek gerekirse “imtihanı unutmuş” bir halde hayatını sürdürmekte ve sadece diliyle imtihan için dünyaya geldiğini söylemektedir.

Hayatta meydana gelen tüm olaylarda; insanın neyi, niçin ve nasıl yaptığını bilmesi elzemdir. Hedef ve gayesi belli olmayan bir olayı, insanın yapması akıl ile bağdaşacak bir durum değildir. Bu sebeplerden dolayı “imtihan” dediğimiz kavramda insanın şu soruları sorması gerekli değil midir?

İmtihan denilen şey nedir?

Allahu Teala kullarını nasıl, nelerle ve kimlerle imtihan eder?

İmtihan için belirlenmiş bir süre var mıdır?

İmtihanla muhatap olan kul karşılaştığı durumlar karşısında ne yapmalıdır?

Bu imtihan esnasında kimlerden ve nelerden yardım alacaktır?

Temel olarak ilk akla gelecek bu soruları sorması ve bunlara doğru cevaplar bulması gereklidir. Bu sorulara verilecek cevaplardan bir tanesini söylemek gerekirse şöyle denilebilir: “Allahu Teala kullarını birbirleriyle imtihan eder.” Bu cevaba sanırım herkes ulaşacaktır. Birbirleriyle imtihan edilen kullar yarın mahşer gününde lehte veya aleyhte şahitlik edeceklerdir. Ayeti Kerime’de; “Ve işte böylece sizleri vasat (adil, orta) bir ümmet kıldık ki, insanlar üzerine şahitler olasınız ve Rasul de sizin üzerinize şahit olsun” (Bakara:143) buyurulmaktadır. Rabbimiz biz Ümmeti Muhammed’i böyle vasıflandırmıştır. Yarın mahşer gününde bizler şahitler olarak görevimizi yerine getireceğiz.

Şimdi bir düşünüp bugünlerde yaşadığımız olaylara ve şahitliklere bakacak olursak şöyle bazı misaller verebiliriz:

Allahu Teala; zalim bir tağut olan Esed ve tebaasıyla Suriyeli kardeşilerimizi imtihan ediyor. Günde yüzlercesi şehit edilirken, kimbilir kaç tanesi de akıl almaz işkencelerden geçiriliyor. Bu şekilde ağır bir imtihandan onlar geçirilirken, ülkemize mazlumlar olarak sığınan Suriyeli kardeşlerimize karşı nasıl davranacağız diye de bizleri imtihan ediyor.

Filistin Gazze’sinde Ramazan ayı boyunca, iftar ve sahur demeden, terör devleti İsrail’in bombardımanına maruz kalan Gazze’li kardeşlerimizi imtihan ediyor. Çocuk, bebek, ana, baba, kardeş şehit edilen müslümanlarla oradaki kardeşlerimiz zor bir imtihandan geçiyor.

Mısır, Afganistan, Myanmar, Çeçenistan, Cezayir…..

Liste bu şekilde uzayıp gidiyor. Ama bizi ilgilendiren asıl nokta şu ki; bu durumlara karşı olacak tutumumuzla bizlerin imtihanı da devam ediyor. Burada son günlerde cereyan eden bir durumu aktarmak istiyorum:

Tarih 31 Temmuz 2014, haber kanallarına yansıyan bir haber. Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) sözcüsü Chriss Gunness, El-Cezire televizyonu ile röportaj yapıyor. Terör devleti İsrail’in mazlum Gazze halkına yaptığı zulümlerden bahsediyor. Konuşurken kelimeler boğazında düğümleniyor ve konuşmasının bir yerinde, “şu anda Gazze halkının çocukları bile en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bırakılıyor” diyor ve artık kendini tutamayıp ağlamaya başlıyor. Bürodaki diğer çalışanlar onu teselli etmeye çalışıyorlar ve tüm bu olanlar canlı yayında kameralar karşısında gerçekleşiyor. Kesin olarak bilmiyorum ama Hıristiyan olduğunu Tahmin ettiğim BM görevlisi’nin, Gazzeli kardeşlerimiz için döktüğü gözyaşını herhalde çoğumuz izlemişizdir.

Bu tablo karşısında dönüp kendi nefsimize sormamız gerekmiyor mu? Dinimizden olmayan birinin bile, insani duygularla ağladığı Gazze’li kardeşlerimiz için acaba kaç tanemiz gözyaşı döktü? Ne yaptı demiyorum dikkat edin; evinde, işinde, günlük yaşantısında normal bir hayat sürerken kaç tanemiz oradaki enkaz yığınları altındaki masum, suçsuz bebekler için gözyaşı döktü?

Allahu Teala biz müslümanları kardeşler kılmadı mı? Rasulullah (sav) “Müslümanlar bir beden gibidir, herhangi bir yeri acıdığı zaman tüm beden acısını hisseder (hissetmelidir)” demedi mi? “Müslüman kardeşini yardımsız bırakmaz” buyurmadı mı?

Ayeti Kerime’de; “O diri diri gömülen kız çocuğuna hangi sebepten öldürüldüğü sorulduğu zaman” (Tekvir:8-9) buyuruluyor ya... Sanırım bu ayeti kerime doğrultusunda, “Allahu Teala enkaz altında can veren bebek ve çocuklara da ne sebeple öldürüldüklerini soracaktır” dersek hata etmiş olmayız. Ey bebek ne suçun vardı? Niçin bombaladılar, enkaz altında bıraktılar seni? Neden bedenlerinizi bombalarla yaktılar, parçaladılar?....

Onların sorguları bitince sahne bize dönecek ve şahitler olduğumuz için bize sorulmaya başlanacak: Terör devleti İsrail bu zulmü yaptı mı? Hergün haberlerde canlı canlı seyrettiniz mi? Kutsal Mescid-i Aksa, gazaba uğratılmış İsrail askerleri tarafından kirletildi mi? Bebekler, çocuklar katledildi mi?.... Liste uzayıp gidecek.

Tüm bunları gördünüz ve şahit oldunuz değil mi?

“Evet Rabbimiz tüm bunlara şahidiz!”

Bu cevabımızdan sonra asıl can alıcı sorular başlayacak:

Tüm bunlar gerçekleşirken sizler ne haldeydiniz? Ne yapıyordunuz?

Bir Hıristiyan bile bu olaylara dayanamayıp ağlıyordu, peki sizler ne yaptınız?

Ne cevap vereceğiz o zaman, ne mazeret uyduracağız? Kendimizi temize çıkarabilecek miyiz?

Evet kardeşler; dedik ya imtihandayız. Yarın mahşerde Rabbimizin, karşısına çıkacak yüzümüzün olmasını istiyorsak, imtihanı kazanmak istiyorsak, şu karanlık ve zor günlerde ne yaptığımız çok önemlidir.

Zulüm altındaki İslâm beldelerinin kurtulması için vahdeti sağlayacak birşeyler yapmak zorundayız. Rabbimizin “Allah’ın ipine (dinine) sımsıkı yapışın ve ayrılığa düşmeyin” (Ali İmran:103) emri gereğince birleşmemiz, vahdeti sağlamamız ve küfürle topyekün mücadele etmemiz lazımdır. Yoksa alnımızdaki bu kara lekeyi silemeyiz.

Unutmayalım ki; Rabbimiz; “Bir kavim nefislerinde olanı (kendilerini) değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez” (Enfal:53) buyuruyor.

Allahu Teala biz müslümanlardan birlik olmamızı istiyor ve bunu bize emrediyor. Bu durumda birliğimiz için çaba sarfetmemiz ve bu çaba karşılığında Rabbimizin bizleri bu zelil durumdan kurtarması için yardımını istememiz zorunludur. Sadece kuru lafla İslâm’ın yeryüzüne hakim olmasını istemek ve bunu beklemek hayalden başka bir şey değildir. Bizler laf kalabalığı yaptığımız süre boyunca terörist devletler, müslüman kanı dökmeye devam etmektedir ve edecektir. Bu gidişata dur demek için öncelikle bizim kendimizi Rabbimizin istediği gibi değiştirip bu yola girmemiz lazımdır. Ondan sonra yardım Allah’tandır.

Rabbimizden bize müslümanların vahdetini ve İslâm’ın yeryüzüne hakim olduğu günleri en yakın zamanda yaşatmasını diler, bunun için dua ederiz.

Kabul eyle ey Allah’ım

Amin.

 


* BENZER KONULAR

2025 - Mayıs - Single Eserler 3 320 + flac - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:23:15 ÖS]


Herkes Kazanamadığından ve Geçinemediğinden Şikâyet Edecek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:16:24 ÖS]


İslam Ümmeti Dünyanın Kalbidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 12:06:44 ÖS]


Sünnet Muhasebesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:56:36 ÖÖ]


İçimizdeki Kalabalık Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:44:57 ÖÖ]


Allah İçin Sevmek Nasıl Olur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:36:42 ÖÖ]


Bu Dünyada Kalıcı Değiliz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:22:45 ÖÖ]


Dostluk ve Düşmanlık Gönderen: melek
[Mayıs 21, 2025, 11:46:35 ÖÖ]


Ona Dönsün Yüzün Gönderen: melek
[Mayıs 21, 2025, 11:40:38 ÖÖ]


Allahın Nimetleri Artırdığı Vakitler Gönderen: melek
[Mayıs 21, 2025, 11:35:20 ÖÖ]


Aldanmayalım Gönderen: melek
[Mayıs 21, 2025, 11:31:17 ÖÖ]


Sonumuz Nereye Varacak Gönderen: melek
[Mayıs 21, 2025, 11:27:44 ÖÖ]


Hayatın Farzı On İki Gönderen: melek
[Mayıs 21, 2025, 11:07:06 ÖÖ]


Grup Dost El - Nar'ı Aşk 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2025, 08:43:35 ÖÖ]


Enes Göçer - O Muhammed Mustafa 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2025, 08:33:49 ÖÖ]


Kul Daima Rabbine Muhtaçtır Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2025, 08:26:06 ÖÖ]


İman ve Islah Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2025, 08:20:11 ÖÖ]


İlim Amel Etmeyi Gerektirir Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2025, 08:11:06 ÖÖ]


İslam Güzel Ahlakla Tebliğ Edilir Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2025, 07:59:31 ÖÖ]


Geç Olmadan Uyanmak Gerek Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 21, 2025, 07:53:25 ÖÖ]