Modern Toplum ve Aile
“Sizin en hayırlınız ailesine karşı hayırlı olanınızdır.” Hz. Muhammed -aleyhisselam-
Aile toplumun temelidir. Sağlıklı toplumu sağlıklı aileler oluşturur. Aile insanın sosyalleştiği ilk kurumdur. Toplumun değerleri, örf ve adetleri, din, kanun, kural ve ahlak öğeleri ailede öğrenilir.
Aile; ‘avl’ kökünden gelir ve dayanmak demektir. Karşılıklı birbirine muhtaç olan, birbirine dayanan, güvenen anlamlarını içerir. Aile kurumunda dayanışma, güven, ilgi, yardım ve fedakârlık çok önemlidir.
Ailede iki ana sütun vardır. Bu iki sütun kadın ve erkektir. Tıpkı oksijen ve hidrojenin suyu oluşturması gibi karı koca da aileyi oluşturur. Kur’an ailenin bu iki unsuru için “Allah her birine farklı yetenekler bahşetmiştir.” (4, 34) der. Bu her iki cinsin de karşılıklı olarak farklı yetenekler ve özelliklerle donatıldığının ifadesidir. Bunun diğer bir anlamı da kadın ve erkek birbirinin yerini tutamayan eşitlerdir.
Ayakkabı örneğindeki gibi; ayakkabı bir çiftten oluşur. Bu çifti oluşturan eşler birbirlerine eşittirler fakat biri diğerinin yerini tutamaz. Kadın ve erkek hayat kuşunun iki kanadı gibidir. Kanatlardan biri eksik olursa kuş uçamaz.
İki ayrı cins olarak yaratılmamızın hikmetini yine şu ayet-i kerime açıklıyor: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin türünüzden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhameti var etmesi Allah’ın delilerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (Rum, 21)
Aile kurumu bugün topyekun bir saldırı ile karşı karşıyadır. Özellikle modernizmin tehdit ettiği insani değerlerin başında aile kurumu gelmektedir. Ne yazık ki modernizmin hayatımıza girişi ile ‘aile’ kavramı başkalaşmaya ve yozlaşmaya başlamıştır.
Modernizm; bireye çekirdek aileyi dayatırken, geniş aileyi öteledi. Çekirdek aileler de evi pansiyon gibi kullanmaya başladı. Çocuklar kreşlerde, eşler sadece akşamları ve tatil günleri evde olabiliyor. Bazen çalışan çiftler hiç çocuk yapmayarak iki kişilik aileleri sürdürüyor.
Bazen de kariyer edinmek uğruna tek çocukla yetinen anneler, çocuğu da bakıcıya emanet ederek hayata devam ediyor. Bu çocuklar da genelde paylaşmayı, merhameti, şefkati tatmadan büyüdükleri için ileriki hayatlarında bu duyguları evlatlarına tattıramayacaklar.
Modernizmin beraberinde getirdiği kapitalizm; daha konforlu evler, daha lüks arabalar, en iyi okullar dedikçe eşler hayatı sadece daha çok para kazanmak olarak algıladı. En güzel oyuncakları almanın, en iyi yemekleri yedirmenin, en pahalı kıyafetleri giydirmenin derdine düştüler. Oysa çocuklar en iyi oyuncakları değil anne ve babalarını istiyordu.
Modernizmin en ağır tahribatlarından biri de boşanmalardır. Evlilikleri sonlandırmak artık çok kolay. Boşanmalar geçmişe göre oldukça fazla. Artık eşler birbirlerini çekmek istemiyor, tahammül kavramı hayatlarımızdan çıktı. Hz. Peygamber -aleyhisselam-’ın “Allah’ın, kişiye helal kıldığı şeyler arasında boşanma kadar hoşlanmadığı başka bir şey yoktur.” hadisi ailenin korunmasının ne denli önemli olduğunun belgelerinden biridir.
Dağılan ailelerin en çok zarar gören bireyleri maalesef çocuklar. Sağlıklı bir aile ortamında (sevgi, saygı ve huzur içinde) yetişmeyen çocuklar ileriki hayatlarında da sağlıklı bir aile kuramıyorlar.
Evli erkeklerin en büyük imtihanı ise eşine sadakat. Modernizmin en etkili silahı olan moda, kadını ve erkeği yoldan çıkarma aracı olarak görevini ifa ediyor. Özellikle modern iletişim araçları ahlaksızlığı hem kolaylaştırıyor hem de meşru göstermeye çalışıyor. Helal ve haram kimsenin aklına gelmiyor. İslam’ın zinayı yasaklamasının nedeni ise aile kurumunu tesis ve nesebi sahih bir toplum meydana getirmektir.
Bütün bunlar modern dünyanın aileye verdiği zararın sadece bir kısmı. Bu zararı telafi etmenin tek yöntemi İslam’ı hakkı ile öğrenip hayatımıza nakşetmektir. Unutulmamalıdır ki; ailenin sağlam bir zemine oturtulması, sonraki nesillerin sağlıklı bir toplum oluşturmaları için bir temel mahiyetindedir. Aile, işlevi açısından su gibidir. Su nasıl bütün canlıların hayat kaynağı ise aile de insan varlığının ve devamının kaynağıdır.
“Ey insanlar; sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve her ikisinden birçok kadın ve erkek türeyip yayan rabbinizden korkup sakının.” (Nisa, 1)
FANİ DÜNYA FM
