Gönderen Konu: Ankebut Suresi (Okunma sayısı 108 defa)

fanidunya NET · « : Temmuz 02, 2025, 07:39:25 ÖÖ »

Ankebut Suresi

Ankebut suresi, Kur’an-ı Kerim’in 29. suresi olup 69 ayetten oluşmaktadır. Nüzul tertibine göre 85. sırada yer alan sure, Rum suresinden sonra Mekke’de indirilmiştir. Bazı görüşlere göre hicretten önce Mekke’de inen son suredir; ancak tamamının veya bir kısmının Medine’de indiğine dair farklı rivayetler de mevcuttur. (İbn Âşûr, et-Tahrir ve’t-Tenvir, Tunus: Daru’t-Tunusiyye, 1984, 20/199, 200.) Ankebut suresinin hemen öncesindeki Kasas suresinde Hz. Peygamber’in (Kasas, 28/85.), bu surede ise müminlerin hicretine yapılan işaretler (Ankebut, 29/56.), her iki surenin de bir kısmının hicretten sonra nazil olduğunu gösterir. İçerik açısından da bu iki sure arasında güçlü bir bağ vardır: Kasas suresinin sonunda takva sahiplerine güzel bir son müjdelenirken Ankebut suresinin başında takvalı olmanın gereklilikleri açıklanır. (Emin Işık, “Ankebut Suresi”, DİA, İstanbul: TDV Yayınları, 1991, 3/214.)

Sure, adını 41. ayette geçen ve örümcek anlamına gelen “Ankebut” kelimesinden almaktadır. Bu ayette, Allah’tan başkasına güvenenlerin durumu, ördüğü ağa güvenen örümceğin durumuna benzetilir ve sadece ağdan ibaret olan örümcek evinin, evlerin en çürüğü olduğu vurgulanır.
Ankebut suresinde Allah’ın birliği, peygamberlik ve ahirete iman gibi temel inanç esasları ele alınır. Sure; Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Lut ve Hz. Musa gibi peygamberlerin kıssalarını anlatarak iman yolunda karşılaşılan zorluklara sabretmenin önemini vurgular ve müminlere teselli sunar.

Ayrıca Ad ve Semud kavmiyle, Karun ve Haman gibi zalimlerin akıbetleri hatırlatılarak inkârcıların acı sonları gösterilir. Surenin ana teması, gerçek imana sahip olmak ve bu doğrultuda yaşamaktır. İnsanın başıboş yaratılmadığını, Allah’a karşı sorumlu bulunduğunu ve hayatın bir imtihan olduğunu bildiren ayetlerle başlayan sure, samimi müminlerin münafıklardan ayrılacağını belirtir. Surede namazın kişisel arınma üzerindeki etkisine dikkat çekilir ve Mekke müşriklerinin çelişkili tavırları eleştirilir. Sure, Allah yolunda çaba gösterenlere ilahi destek müjdesiyle sona erer. (Kur’an Yolu Tefsir, Ankara: DİB Yayınları, 2020, 4/250, 251.)

Ankebut suresi, huruf-ı mukattaa olarak bilinen harflerden “Elif-Lâm-Mîm” harfleriyle başlar. Surenin ilk ayetlerinde, insanların sadece “iman ettik” demekle bırakılmayacakları, her müminin imanındaki samimiyetinin çeşitli sınavlarla imtihana tabi tutulacağı vurgulanır. Bu ayetlerde, önceki toplumların da benzer şekilde sınandıkları hatırlatılarak bu imtihanların gerçek müminleri münafıklardan ayırmak amacıyla yapıldığı belirtilir.

Sure, kötülük yapanların yaptıklarının karşılıksız kalmayacağını ve bu düşüncenin büyük bir yanılgı olduğunu açıklar. Buna karşılık, iman edip salih amel işleyenlerin günahlarının bağışlanacağı ve onlara büyük mükâfat verileceği müjdelenir. Ayrıca anne babaya iyilik emredilirken onların Allah’a şirk koşmayı dayatmaları durumunda, bu konuda onlara itaat edilmemesi gerektiği bildirilir. (Ankebut, 29/1-8.) Surenin devamında münafıkların ikiyüzlülüğü anlatılır. Münafıkların iman ettiklerini söylemelerine rağmen içlerinde şüphe taşıdıkları ve gerçekte inkâra meyilli oldukları ifade edilir. Onların müminleri kandırmaya çalıştıkları, ancak aslında yalnızca kendilerini aldattıkları ve sonunda acı bir akıbetle karşılaşacakları bildirilir. (Ankebut, 29/9-13.)

Surenin 14-43. ayetlerinde çeşitli peygamberlerin tebliğleri ve kavimlerinin inkârcı tutumları detaylı biçimde aktarılır. Bu bölüm, geçmiş peygamberlerin tevhid mücadelelerini ve inkârcı toplumların karşılaştıkları felaketleri ele alarak insanlık tarihinin din açısından ibretlik yönlerini özetler. Burada ilk olarak Hz. Nuh’un kavmi içinde uzun süre yaşadığı ancak çok az kişinin onun davetine icabet ettiği ve sonunda inkârcıların büyük bir tufanla helak edildiği anlatılır. (Ankebut, 29/14-15.) Ardından Hz. İbrahim’in tevhid mücadelesine değinilir; kavmini Allah’a iman etmeye davet etmesine rağmen, onların şirk ve inkârda direndikleri ifade edilir. (Ankebut, 29/16-25.) Sure daha sonra Hz. Lut’un kavminin durumunu ele alarak devam eder. Bu kavmin ahlaki sapkınlık içinde olduğu, peygamberlerinin uyarılarını dikkate almadıkları ve büyük bir azapla helak edildikleri anlatılır. (Ankebut, 29/28-35.) Hz. Şuayb’ın kavmi olan Medyen halkının da benzer şekilde cezalandırıldıkları belirtilir. Ayrıca Ad ve Semud kavimleriyle Karun, Firavun ve Haman gibi inkârcı kimselerin azaba maruz kaldıkları aktarılır. Bu anlatımlarla Allah’ın güç ve kudret sahibi olduğu, zalimleri cezasız bırakmayacağı vurgulanır. (Ankebut, 29/36-40.)

Surenin 41. ayetinde, Allah’tan başkasına sığınanların durumu, kendine en zayıf evi yapan örümceğin hâline benzetilir. Devamında Allah’ın her şeyi bildiği, güçlü ve hikmet sahibi olduğu belirtilir. Allah, Hz. Muhammed’e Kitap’tan vahyedileni okumasını ve namazı dosdoğru kılmasını emreder, çünkü namaz insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Bu ayetlerde ayrıca ehl-i kitap ile en güzel şekilde mücadele edilmesi öğütlenir ve Hz. Peygamber’in daha önce kitap okumadığı ve yazı bilmediği hatırlatılarak Kur’an’ın Allah katından olduğu vurgulanır. İnkârcıların mucize taleplerine karşı, mucizelerin yalnızca Allah’ın katında olduğu ve Hz. Peygamber’in sadece apaçık bir uyarıcı olduğu cevabı verilir. (Ankebut, 29/42-55.)

Ankebut suresinde, batıl inançlara bağlanıp Allah’ı inkâr edenlerin hüsrana uğrayacakları bildirilir. Allah’ın huzurunda hiçbir şeyin gizli kalmayacağı vurgulanır. İnkârcıların Hz. Peygamber’den azabın hemen gelmesini istedikleri, ancak ilahi azabın belirlenmiş bir vakitte ve ansızın geleceği anlatılır. Müminlere, Allah’ın arzının geniş olduğu ve O’na ibadet edebilmek için gerekirse hicret etmeleri gerektiği, bu durumda geçim endişesine kapılmamaları öğütlenir. Surede, her canlının ölümü tadacağı ve herkesin Allah’ın huzurunda hesap vereceği hatırlatılır. İman edip salih ameller işleyenlere, içinden ırmaklar akan cennet köşkler vadedilir. Ayrıca Allah’ın kudretinin ve yarattığı düzenin inkârcılar tarafından görmezden gelindiği belirtilir. Onlara gökleri ve yeri kimin yarattığı sorulduğunda cevaben Allah diyecekleri, ancak yine de inkârcı tavırlarını sürdürecekleri ifade edilir. (Ankebut, 29/56-63.)

Surenin devamında dünya hayatının geçici, ahiret yurdunun ise kalıcı olduğu ifade edilir. İnsanların tehlike anında Allah’a yönelip felaket geçince de inkâra döndükleri, bu davranışın nankörlüğün çarpıcı bir örneği olduğu belirtilir. Allah’a karşı yalan uyduranların veya hakikati yalanlayanların en zalimler olduğu ve cehennemde inkârcılar için mutlaka yer bulunduğu vurgulanır. (Ankebut, 29/64-68.) Sure, zorluklara rağmen Allah yolunda mücadele edip inançlarını koruyanların, O’nun himayesinde ve yüksek bir mevkiye sahip olduklarını müjdeleyen ayetle sona erer. (Ankebut, 29/69.)

Faruk Görgülü.

İNTERNET RADYOMUZ FANİDUNYA FM 24 SAAT YAYINDADIR.

YENİ SİTE GİR,İŞİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DÜNYA FM

FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Ankebut Suresi (Okunma sayısı 108 defa)

fanidunya NET

Ankebut Suresi

BENZER KONULAR