Gönderen Konu: Enam Süresi  (Okunma sayısı 77 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Enam Süresi
« : Ağustos 21, 2023, 08:44:11 ÖÖ »


Enam Süresi

  Enam suresi, Kur’an-ı Kerim’deki sıralamada 6. iniş sırasına göre ise 55. sure olup 165 ayetten oluşmaktadır. Yaygın olan anlayışa göre Kur’an’ın Fatiha suresi dışındaki “es-Seb‘u’t-tıvâl” (yedi uzun sure) denilen ilk yedi suresinden de dördüncüsüdür. Hicrete yakın Mekke döneminin son zamanlarında nazil olan bu sure, Hz. Peygamber’in ifadesiyle bir defada toplu olarak indirilmiştir. (Hâkim, el-Müstedrek, Beyrut 1411, 2/315; İbn Kesîr, Tefsîrü’l-Kur’âni’l-‘azîm, Kahire 1421, 6/5-6.) Ancak söz konusu surenin birkaç ayetinin Medine’de indiğine dair farklı görüşler de bulunmaktadır. (Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, İstanbul 1979, 3/1861.) Sure içinde iman ve ahlak ilkelerine geniş bir biçimde yer verilmesi ve baştan sona şirk ehlinin itirazlarını ve gerekçelerini çürütmeye yönelik çok yönlü ispatlar yapılması, bu surenin Mekke devrinin sonlarına doğru, muhtemelen İsra suresinin ardından ve Araf suresinden önce nazil olduğunu gösterir. (Emin Işık, “En’âm Sûresi”, TDV İslam Ansiklopedisi, 11/170.)

Enam suresi, ismini 136, 138, 139 ve 142. ayetlerde altı kez zikredilen ve “deve, sığır, koyun ve keçi” anlamına gelen “enam” kelimesinden alır. Söz konusu ayetlerde Arapların hayvanlarla ilgili bazı uygulamaları ve kabulleri anlatıldığı için sureye bu isim verilmiştir. Bunun yanında Allah’ın birliği ve Hz. Peygamber’in hak peygamber olduğuna dair kesin kanıtlar, puta tapıcılığı ret ve iptal eden delil ve hüccetler içermesi sebebiyle (83 ve 149. ayetler) “Hüccet suresi” adıyla da anılır.

Enam suresi, Mekki surelerin genel karakteristik özelliklerini yansıtan bir muhtevaya sahiptir. Başından sonuna kadar İslam akaidinin temelleri sure içinde işlenir. Bu çerçevede ağırlıklı olarak tevhid akidesinin, peygamberliğin, yaratılışın, yeniden dirilişin kesin delilleriyle birlikte müşriklerin ve inkâr ehlinin sapkın inançlarının reddi, doğru inanca ulaşmanın yolları gibi itikadi konuların yanında, eti yenilen ve yenilmeyen hayvanlarla ilgili detaylı bilgiler, helal ve harama ait bazı hükümler de yer yer surede zikredilir. Ayrıca Hz. Peygamber’in (s.a.s.) şahsına ve risaletine yönelik yapılan itirazlar cevaplandırılır. Uğradıkları işkence ve sıkıntılar yüzünden kaygıya ve üzüntüye kapılan Allah Resulü (s.a.s.) ile arkadaşları teselli edilerek onlara ümit verilir. Bunun yanında surenin 151-153. ayetlerinde temel ahlak ilkelerine değinilir.

Enam suresinin, kendinden önceki surelerle bağlantısı olduğu gibi sure bazı yönleriyle onların açılımı gibidir. Bunun yanında Kur’an’ın diğer bazı sureleriyle de irtibatı vardır. Bu bağlamda söz konusu sure tevhid itikadı açısından Bakara, nübüvvetin ispatı bakımından Âl-i İmran, ahiret inancı açısından kendisinden sonra gelen Araf, ahlak ilkeleri bakımından İsra ve Lokman, eti yenen ve yenilmeyen hayvanlar hakkında içerdiği hükümler açısından da bir önceki sure olan Maide sureleriyle konu ve muhteva yönüyle benzerlikler gösterir. (Işık, “En’âm Sûresi”, 11/170.) Diğer taraftan Enam suresinin, “Elhamdülillah” diye başlaması sebebiyle Fatiha, Kehf, Sebe ve Fatır sureleriyle de bağlantısı vardır. Bu yönüyle sure muhatabı olan insana, en temel sorumluluklarından biri olan hamdi hatırlatarak başlar.

Surenin hemen başında varlık ve yaratılış konusu ele alınarak her yönden övgüye layık olanın sadece Yüce Allah olduğu bildirilir. Gökleri ve yeri yaratmanın yanında bütün varlıkları belirli ölçü ve sınırlar çerçevesinde ve muayyen bir zaman diliminde yaşatanın, karanlıklarla ışığı yaratanın Allah olduğu belirtilir. Çünkü Allah, tüm varlık âleminin yaratıcısıdır ve bundan dolayı uluhiyet vasfı sadece O’na mahsustur. (1 ve 2. ayetler) Dolayısıyla surenin ilk ayeti özel olarak sözde kendilerine yardım ettiğini düşündükleri putlara inanan, onlara uluhiyet vasfı yükleyen müşriklere karşı bir reddiyedir. Sonraki ayetlerde müşriklerin ve inkârcıların, üzerinde düşünüp tefekkür etmeleri gereken herhangi bir ayet, delil ya da mucize geldiğinde bunlardan yüz çevirdikleri, onların doğru olup olmadığı hususunda ciddi ve samimi bir zihin yormadan, düşünüp taşınmadan hemen ret ve inkâr ettikleri belirtilir. (4 ve 5. ayetler) Ardından gelen ayette ise Allah’ın onca imkân ve nimetler bahşetmesine rağmen O’nu inkâr ederek günaha sürüklenen ve bu sebeple hak yoldan sapan önceki nesillerden pek çoğunun helak edildiği haber verilir. (6. ayet) Böylece Allah’ın gönderdiği ilahi mesajı inkâr eden müşriklerin iman etmeyip bu tutum ve eylemleri sürdürdükleri sürece önceki kavimlerin uğradıkları aynı kötü sonuçlara maruz kalacakları hatırlatılır. (6 ve 11. ayetler)

Surenin 3-11. ayetlerinde, gerçeklere inanmayan, ilahi nimetlerin değerini bilmeyen inkârcıların, peygamberin bir melek olması, vahiy yerine yazılı bir kitabın gelmesi gerektiği yolundaki temelsiz itirazları ve inanmamak için öne sürdükleri bahaneler cevaplanarak Yüce Allah’ın, göklerin ve yerin mutlak hâkimi, yaratıcısı ve yöneticisi olduğu, hiçbir şeyin O’ndan gizlenemeyeceği bildirilir. Böylece tevhidin kabulü yolunda en büyük engel olan şirk reddedilir. İlk bakışta Mekke müşriklerine karşı cevap mahiyetinde görünen, aslında küfür ve şirkin her türünü reddetmeyi amaçlayan bu ayetlerin ardından sadece Allah’a inanmanın ve O’na kulluk yapmanın önemi dile getirilir, bunun gerek kâinat nizamına gerekse insan ruhuna getirdiği sonuçlar üzerinde durulur. (13 ve14. ayetler)

Diğer taraftan tevhid inancı bundan önceki surelerde de bahse konu edilmekle birlikte bu surede mesele çok daha geniş boyutlarıyla ele alınmış, dinin temel umdeleri ve bilhassa uluhiyet konularında yanlış görüşler ileri sürmenin, dolayısıyla Allah’a iftira etmenin ne kadar çirkin bir eylem olduğu gözler önüne serilmiştir. İnsanı yaratılmış varlıklara tapmaktan, onlar önünde küçülmekten kurtarmak üzere Rabbimizin peygamberler göndermesi aslında öteki nimetler gibi ilahi bir lütuf ve rahmettir. Çünkü “Allah kendi üzerine rahmeti yazmıştır.” (Enam, 6/12.) Surede tevhid akidesini pekiştiren bu ayetlerin ardından, peygamberlere karşı giriştikleri mücadelede inkârcıların ellerinde kuru bir inattan başka herhangi bir belge bulunmadığını bildiren ayetler gelir. Onların, bu tutumlarıyla sadece gerçeklere karşı saygısızlık yapmakla kalmadıkları, ayrıca kendi kendilerini de mahvettikleri bildirilir. Çünkü küfür ve şirk kişiyi ebedî hüsrana götürür. (25 ve 26. ayetler)

Surenin 42-54. ayetlerinde inkârcıların, önceki asırlarda peygamberlere karşı çıkan toplumların başlarına gelen kötü akıbetlerinden ibret almayı bilmedikleri ifade edilerek bazı örnekler verilir. Söz konusu ayetlerde kâfirlerin gerçekte Hz. Peygamber’i (s.a.s.) değil Allah’ın ayetlerini yalanlamış oldukları, oysa Allah’ın kitabında hiçbir şeyin eksik bırakılmadığı, hakikat karşısında sağır, dilsiz ve kör gibi davranmanın ve diri olduğu hâlde ölü gibi yaşamanın çirkinliği vurgulanır; inkârcıların kökünün kurutulacağı, onların yaptıkları bu taşkınlıkların mutlaka cezalandırılacağı bildirilir. Buna karşın müminlere mükâfatlar verileceği müjdelenir.

74-101. ayetlerde kâinatın yaratılıp yönetilmesinde hiçbir etkisi bulunmayan âciz putlara tapmanın, doğru yolu gördükten sonra ona sırt çevirmenin kötülenmesinin ardından Hz. İbrahim’in kıssasına yer verilir. Böylece putperest Araplara, karşı çıktıkları Hz. Peygamber’in (s.a.s.) misyonuyla İbrahim’in (a.s.) misyonunun aynı olduğu hatırlatılır. Söz konusu ayetlerde Hz. İbrahim’in yıldıza, aya ve güneşe tapmakta olan kavmini uyarma ve onları bu inanç ve eylemlerden vazgeçirme çabaları anlatılarak onun mümin ve Hanif kişiliği gözler önüne serilir ve özellikle Hz. İbrahim’in soyundan gelmekle övünen Mekke müşriklerinin onun yolundan nasıl da uzaklaştıkları ifade edilir. Ayrıca sadece İbrahim (a.s.) ve İsmail (a.s.) değil, İshak (a.s.), Yakup (a.s.), Nuh (a.s.), Davut (a.s.), Süleyman (a.s.), Eyüp (a.s.) gibi diğer bütün peygamberler, Allah’ın birliğine inanan ve insanları yalnızca O’na ibadet etmeye davet eden salih ve iyi kişiler olarak tanıtılır. Bu bağlamda Allah tarafından nübüvvet göreviyle gönderilen on sekiz peygamberin isimleri zikredilir. Vahye inanmayanların yaratıcıyı gereği gibi tanıyamayacakları bildirilen bu ayetlerde, Kur’an’ın daha önce gönderilmiş kitaplar gibi ilahi bir kitap ve Allah kelamı olduğu ispatlanır. Daha sonraki ayetlerde ise Allah’ın her şeye gücü yettiğini gösteren kevni olaylar üzerinde durularak göklerde ve yerdeki bütün güzellikleri yaratan Allah’ın cin ya da başka varlıklar cinsinden eşi benzeri olmadığı, ona evlat isnat etmenin bilgisizlikten kaynaklandığı vurgulanır.

Surenin 118. ayetinden itibaren ise dinin uygulamaya yönelik bazı pratik hükümlerine işaret edilir. Bu çerçevede eti yenilen ve yenilmeyen hayvanlar hakkında detaylı bilgi verilmek suretiyle insanların kendi zanlarınca haram ve helal için kural koymaya kalkışmalarının çirkin ve yanlış bir davranış olduğu, bunu bilerek devam ettirmenin anlamsızlığı dile getirilir. Ayrıca bunu iddia eden kimseler iddialarını ispatlamaya çağrılır. Bu arada Allah’ın neleri haram kıldığı açıklanır. İlk yasağın Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak olduğu bildirilerek anne ve babaya saygısızlık etmenin, fakirlik korkusuyla çocukların canına kıymanın, açıktan ya da gizli çirkin ve yüz kızartıcı bir eylemde bulunmanın, fuhuş yapmanın,
adam öldürmenin, yetim malı yemenin, ölçüde ve tartıda hile yapmanın sakınılması gereken en büyük günahlar olduğu zikredilir. Adaletten ayrılmama ve Allah’a verilen sözlerin eksiksiz yerine getirilmesi tavsiyesinde bulunulur. İnsanı kurtuluşa götürecek yegâne yolun bu olduğu hatırlatıldıktan sonra bunun dışındaki bütün yolların, İslam’a aykırı her türlü düşünce ve hayat tarzlarının, insanları Allah’ın yolundan ve hak dinden uzaklaştıran sapmalardan ibaret olduğu ifade edilir. (153. ayet)

Enam suresinin ilk ayetlerinden itibaren Allah’ın varlığı, birliği, ilim, irade ve kudretinin genişliği ve her yönden O’nun mükemmelliği ile İslam dininin hak din, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) hak peygamber olduğu; ayrıca İslam’a aykırı olan tüm yolların geçersizliği ve bunların dünyada da ahirette de insanlara hayır getirmeyeceği hususunda, önyargılı olmayanlar için en doyurucu ve ikna edici açıklamaların ardından son ayetlerde (161-165. ayetler) sonuç mahiyetindeki ifadeler yer alır. Bu bölümde Allah Resulü’ne (s.a.s.) hitaben, insanlar ister inansın ister inanmasın,

kendisinin Allah’ın lütfettiği hidayet sayesinde dosdoğru yolda bulunduğunu, itikadi ve amelî hükümleriyle sapasağlam bir dine bağlandığını; bunun hem Arapların hem de Yahudi ve Hristiyanların sözde inandıkları Hz. İbrahim’in, batıl inanç ve uygulamalardan münezzeh olan tevhid dini olduğunu; müşriklerin putlara tapmalarına karşılık kendisinin namazı, niyazı, kurbanı ve ölümüne kadar bütün varlığıyla hayatını Allah’a adadığını; kendi döneminde hak dine teslimiyet gösterenlerin ilki olduğunu; bu sebeple de Allah’tan başka birini asla tanrı tanımayacağını tam bir inanç ve güvenle açıklaması emrolunmaktadır. (Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsiri, 2/497.)

Dr. Faruk Görgülü.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41