Gönderen Konu: Hicr Süresi  (Okunma sayısı 74 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5836
Hicr Süresi
« : Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ »


Hicr Süresi

Hicr suresi, Kur’an-ı Kerim’deki sıralamada on beşinci, iniş sırasına göre ise elli dördüncü sure olup 99 ayetten oluşmaktadır. Sure, Mekke döneminde, Hz. Peygamber’e ve Müslümanlara yapılan baskı ve işkencelerin arttığı yıllarda Yusuf suresinden sonra nazil olmuştur. (Suyuti, İtkan fi Ulumi’l-Kur’an, Mısır 1974, 41-45.) Müfessirlerin büyük çoğunluğuna göre ayetlerinin tamamı Mekki’dir. (İbn Aşur, Tefsiru’t-Tahrir ve’t-Tenvir, Tunus, 1984, 14/5.) Sure, adını sekseninci ayette zikredilen “Ashabü’l-Hicr” terkibinden alır. Hicr, Medine’nin kuzeyinde, vaktiyle Hz. Salih’in peygamber olarak gönderildiği Semud kavminin yaşadığı bölgenin merkezi olan yerin adıdır. Şehir, Medine-Şam yolu üzerinde bulunan Vadilkura’da sarp kayalıklardan oluşan bir vadide kurulmuştur. (Ömer Faruk Harman, “Hicr”, TDV İslam Ansiklopedisi, 17/454.) Dağ yamaçlarına oydukları sağlam meskenlerde yaşayan bu kavim, (Taberi, Camiu’l-Beyan, Kahire: Daru Hicr 2001, 14/104.) gösterdiği mucizelere rağmen Salih peygambere inanmadıkları, uyarılarına aldırmayıp inkârcılıkta direndikleri için helak edilmiştir. Düşman saldırılarından ve çeşitli afetlerden korunmak düşüncesiyle kayalıkları oyarak yaptıkları güvenli ve sağlam meskenler, Semud kavmini helak olmaktan kurtaramamıştır.

Hicr suresinde, Mekki surelerin genel özelliklerinden olan Allah’ın varlığının ve birliğinin delilleri, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve hesap konuları; peygamberlerin, çeşitli zamanlarda inkârcılara karşı verdikleri tevhid mücadeleleri ele alınır. Ayrıca insanın yaratılış süreci ile İblis’in Allah’tan gelen secde buyruğuna uymaması da anlatılır. İyilerin ahiretteki mükâfatları, Allah’ın rahmetinin genişliği; Hz. İbrahim (a.s.) ve misafirleri, Hz. Lut (a.s.) ve kavmi, Şuayb (a.s.) ve Eyke halkı ile Salih (a.s.) ve Ashabü’l-Hicr hakkında kısa bilgiler, Hz. Peygamber’e ve müminlere verilen müjdeler, inkârcılara yapılan uyarılar ve karşılaşacakları azap, surenin diğer belli başlı konularıdır. Bu surede aynı zamanda Kur’an’ın Allah Teâlâ’nın koruması altında olduğu, onu tahrif etmeye veya ortadan kaldırmaya hiç kimsenin gücünün yetmeyeceği ve buna yönelik her türlü teşebbüsün sonuçsuz kalacağı belirtilir.

Hicr suresi, başlangıç, muhteva ve içerik itibarıyla bir önceki sure olan İbrahim suresiyle benzerlik göstermektedir. Bir bütün olarak bakıldığında surenin, İbrahim suresinin devamı ve açıklaması mahiyetinde olduğunu söylemek mümkündür. Zira İbrahim suresinde; zalimlerin aşırılıklarının ve peygamberlere karşı yaptıkları baskıların cezasız kalmadığı, Allah’ın peygamberlerine verdiği sözü unutmadığı, onların intikamının alınacağı, herkesin yaptığının karşılığını göreceğini bildiren ayetlerin ardından (İbrahim, 14/45-51.) bütün bu açıklamaların insanlara, akıllarını başlarına alıp Allah’ın birliğini tanımaları hususunda birer uyarı olduğunu belirten ayetle son bulur. (İbrahim, 14/52.) Daha sonra gelen Hicr suresinin ilk bölümündeki ayetlerde de aynı konu üzerinde durulur. Ayrıca İbrahim suresi, Allah’ın bir tek olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulayan bir ayetle tamamlanırken; bu sure de yalnızca O’na ibadet edilmesini emreden ayetle sona erer. (Hicr, 15/99.)

Hicr suresi, kendinden önceki Yunus, Hud, Yusuf ve İbrahim sureleri gibi Elif-lam-ra harfleriyle başlamaktadır. Huruf-ı mukattaa olan bu harflerin ardından ilahi vahyin önemine dikkat çekilmekte, Kur’an’ı iyice dinleyip içeriğinden yararlanarak doğru yolu bulmanın gerekliliğine işaret edilmektedir.

Ardından inkârcıların ileride yanlış yolda olduklarının farkına vardıklarında ve kötü akıbetle karşılaştıklarında hissedecekleri pişmanlıkları dile getirilmekte, ancak bunun boşuna bir hayıflanma olacağı vurgulanmaktadır.

(Hicr, 15/1-3.) Daha sonra gelen ayetlerde ise Hz. Peygamber’e “mecnun” (cin musallat olmuş) diyerek iftira atan ve onunla alay eden inkârcıların bütün çabalarının boşa çıkacağı, daha önceki peygamberlere de benzer iftiraların yapıldığı, ancak gerçeği inkâr eden o zalimlerin çok kötü akıbetlere maruz kaldıkları bildirilmektedir. (Hicr, 15/6-13.) Akabinde inkâr edenlerin gökten bir kapı açılsa ve oradan yukarı çıkıp hakikatleri gözleriyle görseler bu durumu bir büyü sanıp yine de inanmaya yanaşmayacakları haber verilir. (Hicr, 15/14-15.) Surenin 9. ayetinde “Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz.” buyrularak Kur’an-ı Kerim’in kıyamete dek her türlü tebdil ve tahriften korunacağı garantisi verilmektedir. Söz konusu surede cinlerin ve şeytanların göklerin ötesinden vahiy getirmeye güç yetiremeyecekleri, bu bölgelerin Allah’ın koruması altında bulunduğunu bildiren ayetlerin (Hicr, 15/16-17.) ardından Allah Teâlâ’nın tabiat olayları üzerindeki kudret ve hâkimiyetine dikkat çeken ayetler gelir. Daha sonra hayat verenin de öldürenin de ölümden sonra mahşerde bir araya toplayacak olanın da Allah Teâlâ olduğu vurgulanır. (Hicr, 15/23-25.)

Surenin ikinci bölümünde insanın (Hz. Âdem) ilk yaratılışından söz edilerek bütün meleklerin Allah’ın emrine itaat edip secde emrine uydukları hâlde İblis’in bu emre karşı gelip isyan ettiği ve bu yüzden Cenab-ı Hakk’ın lanetine uğradığı bildirilir. (Hicr, 15/28-35.) Daha sonra gelen ayetlerde ise İblis’in, Allah’ın emrini yerine getirmediği gibi yeniden dirilme gününe kadar yaşaması için dilekte bulunarak bu süre içinde insanları yoldan çıkarmaya ahdetmesinden söz edilir. Ancak İblis’in sadece günahkârlardan kendisine uyanları baştan çıkarabileceği, Allah’ın samimi ve has kulları üzerinde onun hiçbir etkisinin olamayacağı, onları azdırmaya gücünün yetmeyeceği vurgulanır. (Hicr, 15/36-42.) Akabindeki ayetlerde İblis’in ardından giden ve ona uyan günahkâr kimselerin buluşma yerinin cehennem olduğu ve onun yedi kapısının bulunduğu belirtildikten sonra (Hicr, 15/42-44.), Allah’a karşı gelmekten sakınıp günah işlemeyen ve iyi işler yapan kimselerin mutlaka pınarlarla bahçelerin yer aldığı cennetlere güvenle girecekleri belirtilir. Ayrıca cennet ehlinin gönüllerinden her türlü kin ve nefretin alınıp tertemiz hâle getirilecekleri ve birbirleriyle kardeş olarak mutlu yaşayacakları ve orada ebedî kalacakları bildirilir. (Hicr, 15/45-48.) Bu bölüm, Cenab-ı Hakk’ın Hz. Peygamber’e hitaben Allah’ın çok bağışlayıcı (gafur) ve çok esirgeyici (rahim) olduğunu, ancak azabının da çok çetin olacağını kullarına bildirmesini vurgulayan ayetlerle sona erer. (Hicr, 15/49, 50.)

Surenin üçüncü bölümünde yer alan ayetlerde ise önceki peygamberlerin kıssalarına değinilir. Bu bağlamda tevhid mücadelesi veren tüm peygamberlerin kavimleri tarafından dışlandıkları, iftiraya uğradıkları ve alaya alındıkları belirtilir. Böylece Hz. Peygamber ve ona inanan müminler teselli edilerek yaşadıkları zorluklara karşı sabır ve metanet göstermeleri tavsiye edilir. Surede, kıssasına işaret edilen ilk peygamber Hz. İbrahim’dir. Kıssa, Hz. İbrahim’e ilerleyen yaşına rağmen bir erkek çocuk sahibi olacağını müjdeleyen meleklerin gelişini haber veren ve onun bu müjdeyi hayretle karşıladığını bildiren ayetlerle başlar. Daha sonra bu meleklerin Lut (a.s.) ile ona inananlar dışında Lut kavminin tamamının helak olacağını bildirdikleri ifade edilir. Kur’an’ın diğer surelerinde de zikredilen bu sapkın kavmin helak edilme olayı, 51-57. ayetlerde ayrıntılı bir biçimde anlatılır ve Hz. Peygamber’in hayatına yemin edilerek azgınlık ve sapıklık içinde şaşkına dönmüş olan bu kavmin helaki hak ettikleri vurgulanır. (Hicr, 15/72.) Cenab-ı Hak, bu surede Lut kavmi hakkındaki açıklamalarıyla sadece geçmişteki bir toplum hakkında bilgi vermeyi değil, insanoğlunun Allah’tan ve peygamberden gelen her türlü ikaza kayıtsız kalarak beşerî tabiatına, arzu ve ihtiraslarına esir olması hâlinde sağlıklı düşünme yeteneklerinin nasıl işlemez hâle geleceğini, en doğru ve yararlı öğütleri bile duyup anlayamayacak kadar insanlığını kaybedeceğini anlatmaktadır. (Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, 3/361.) Surenin bu kısmında ayrıca Hz. Şuayb’ın kavmi olan Eyke halkının zalim bir kavim olması hasebiyle helak edildikleri bildirilir. Akabinde peygamberlerinin tebliğ ettiği hakikatleri ve ilahi emirleri dinlemeyen, bununla da kalmayıp onlara her türlü eza ve cefayı reva gören Eyke halkıyla Lut kavminin hak ettikleri şekilde cezalandırıldıkları, bu iki olayın kalıntılarının o dönemde işlek ticaret yolları üzerinde bulunduğu anlatılır. Böylece müşriklere peygamberlerini inkâr eden kavimlerin başına gelenler hatırlatılarak gözdağı verilir. (Hicr, 15/73-80.)

Surenin son bölümündeki ayetlerde ise Hz. Salih’in kavmi olan Hicr halkından bahsedilir. Bu çerçevede söz konusu kavmin peygamberlerini inkâr etmeleri nedeniyle helak edildikleri, dağ yamaçlarında kayaları oymak suretiyle yaptıkları son derece sağlam ve dayanıklı olan evlerinin kendilerini kurtarmaya yetmediği gerçeğine dikkat çekilir. Sonunda korkunç bir sesin gelerek onları helak ettiği anlatılır. (Hicr, 15/80-84.) Geçmiş toplumların inkârcı ve isyancı tutumları sebebiyle başlarına gelen ibret verici hadiselerin anlatıldığı bu ayetlerin ardından, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın her şeyi hakkıyla bildiği, kıyametin ve beklenen sonucun mutlaka geleceği haber verilir. Ayrıca Hz. Peygamber’e muhataplarına karşı yumuşak davranarak müsamaha yolunu tutması öğütlenir. (Hicr, 15/85-86.) Ardından gelen ayette; Allah Teâlâ’nın, putperestlerin Hz. Peygamber’i üzen ve inciten inatçı, alaycı tutumlarına karşı teselli etmek için tekrar tekrar okunan yedi ayet (Fatiha suresi) ve yüce Kur’an’ı vermekle onurlandırdığı ifade edilir. (Hicr, 15/87.) Sonraki ayetlerde Hz. Peygamber’e hitap edilerek müşriklerin gerek vahiy gerekse kendisi hakkında konuşup alay etmelerine aldırış etmeden ilahi hakikatleri açıkça insanlara tebliğ etmesi, bu sırada karşılaşacağı zorluklar karşısında Allah’ın yardımına güvenmesi ve moralini bozmaması telkin edilir. (Hicr, 15/87-97.) Sure, “Sen Rabbini hamd ile tesbih et, secde edenlerden ol; kesin olan şey (ölüm) gelinceye kadar rabbine kulluk et.” (Hicr, 15/98-99.) emriyle sona erer.

Dr. Faruk Görgülü.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kur’an’ın Örnekliğinde Aile Olmak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:00:16 ÖS]


Ticarî Alacakların Tahsili ve Borç Verme Muâmelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:56:02 ÖS]


Yanlış Dostluğun Neticesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:42:01 ÖS]


Allah’ın Her Emrini Emrettiği Şekilde Yerine Getirmek Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:33:07 ÖS]


Unutmamak İçin Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:24:29 ÖS]


Nasıl Bir Mümin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:26 ÖÖ]


Nesline Kim Sahip Çıkar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:39:56 ÖÖ]


Öfkeden İntikam Hırsı Hüzünden Dert Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:26:40 ÖÖ]


Büyük Düşünenlerin Kelime Hazinesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:19:04 ÖÖ]


Peygamberlerin İnsanlığa Hizmetleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:08:59 ÖÖ]


Cuma Günü ve Cuma Namazının Faziletti Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 11:03:55 ÖS]


Zulme Rıza Zulümdür Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:57:11 ÖS]


Elem ve Zoorlklara Karşı Sabır Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:47:42 ÖS]


İyilikleeri Yok Eden Haset Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:39:51 ÖS]


Gençlik Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:33:40 ÖS]


Mehmet Kemiksiz - Dert Söyletir 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 10:10:00 ÖS]


Gülbe Şeker - Ellerim Küçük Daha 2 - 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 10:02:48 ÖS]


Mutsuzluk Kilo Aldırıyor Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 08:26:02 ÖÖ]


İslâm Ahlâkı-Ahlâkı Güzelleştirmenin Yolu Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 08:16:18 ÖÖ]


Çocuklarda Çalma Davranışı Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 08:10:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42