KUR'AN'DAN AYRI KALMAK
Kur’an-ı Kerim; hayat kitabımız, tabiri caizse kullanma kılavuzumuz. İnsanoğlu elektronik, teknolojik bir ürünü piyasaya sürdüğünde o ürün için kullanma kılavuzu, garanti belgesi hazırlıyorsa Kur’an-ı Kerim de Allah’ın insanlara, insanlığı ve kendisine kulluğu öğretmek için gönderdiği kullanma kılavuzu; iman ve salih amel karşılığında cenneti, şirk karşılığında ise cehennemi garantileyen bir garanti belgesi.
İnsanoğlu bir aylık maaşının bilmem kaçta kaçına denk gelen bir cihaz aldığında dahi hemen kullanma kılavuzunu, garantinin bozulma şartlarını hemen okur ki hafazanallah cihaza bir halel gelmesin. İki sene garantisine de oynama olmasın. Kimsenin yarına garantisi yokken neyin garantisi bu? Bizim şu satırların dahi dergide çıkmaya garantisi yok.
Mehcûra diye bir mefhum var kutsal kitabımızda. Furkân Sûresi’nin 30. âyetinde Cenâb-ı Allah şöyle buyuruyor: “Resul: ‘Rabbim! Şüphesiz kavmim bu Kur’ân’ı ihmal edip büsbütün terk etti.” Mehcur kavramının manası Kur’ân’ı terk edip uzak durmak, onunla amel etmemek.
Allah, bize bu Kitab’ı okumamız, öğrenmemiz, yaşamamız ve yaşatmamız için göndermiş, hatta bunu uygulayanları Peygamberinin diliyle en hayırlılar olarak nitelendirmiştir. Kur’ân-ı Kerîm indiği dönemde sahabe tarafından tam bir teslimiyetle sahiplenilmiş fakat Efendimiz aleyhisselam’ın bazı akrabalar da dâhil olmak üzere kavmindeki bazı insanlar tarafından terk edilmiş hatta Kur’ân’ımıza o kişiler tarafından savaş ilan edilmiştir. Efendimiz aleyhisselam’ın kavminden görmüş olduğu bu tepkiye karşılık Allah’a yaptığı bu şikâyet kıyamete kadar inanalar için nasihat ve ibret olması açısından Allah’ın kelamıyla tescillenmiştir.
Efendimiz aleyhisselam’ın bu duayı ahirette mi yoksa dünyada mı yaptığı müfessirler arasında tartışılsa da günümüze şöyle bir dönüp baktığımızda mutfak robotunu kullanma kılavuzuna, akıllı telefonun garanti belgesine verdiğimiz değer ile cennet yolunun kılavuzu, cennetin garanti belgesi olan Kur’ân’a verdiğimiz ehemmiyeti sorgulamak faydalı olacaktır. Kur’ân’ı mehcur bırakanı Allah’ın terk etmesinden ve Allah’ın onu unutturmasından korkarız. Günümüzü yılımızı, ömrümüzü Kur’ân’ı mehcur bırakarak değil, sımsıkı tutarak geçirmek zorundayız.
Ahirette Efendimiz aleyhisselam’ın bu şikâyeti ile karşı karşıya kalmamak, akıllı telefonun iki yıllık garantisinden daha kıymetli olan cennetimiz için Kur’ân’ı mehcur tutmayı hafızamızdan ve hayatımızdan çıkartacağız. Zira bir hadiste “Her kim Kur’ân’ı öğrenir de Mushaf’ını asar, ilgilenmez ve bakmazsa kıyamet günü gelir, yakasına sarılır, ya Rab bu kulun beni mehcur tuttu, benimle arasında hüküm ver der.”