Gönderen Konu: Namaz Uzay Hukuku ve Kulluk  (Okunma sayısı 101 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Namaz Uzay Hukuku ve Kulluk
« : Haziran 16, 2021, 07:24:02 ÖÖ »
Namaz Uzay Hukuku ve Kulluk

Namazın şartları sayılırken hadesten taharet, necasetten taharet, setru avret dedikten sonra dördüncü sırada istikbalü kıble der ve bu dünyada kendini put yerine koyup bizi kendine ve aklının salgıladığı kurallarına uymaya zorlayanlara dönmeden, onlara boyun eğmeden biz, kanımızı, tenimizi, kalbimizi, kalıbımızı yaratan, yaşatan ve yönetene döner, O’na boyun eğer, onun büyüklüğüyle büyümeye çalışırız.

İnkâr sopasının sağından ve solundan tutan ve yedi milyar insanı sağcı kâfir, solcu kâfir diye ikiye ayırıp ardından, “Banaaa dön” diyenlere ve denilenlere dönülecek yerin yaratıcı olduğunu, yaratılanların kulluk için yaratıldığını âleme ilan ediyoruz biz, namazımızda.

Aynı imana sahip Müslümanların belirli bir görevi yerine getirmek için toplanmalarına da cemaat denir.

Namaz için bir araya gelenler, gerçek halk harekâtının Hak harekâtı olduğunu bilirler.

Leş etrafında toplanan akbabalara cemaat denmediği gibi halk harekâtı da denmez.

Sırtını güneşe dönen kendi gölgesini görür.

Yüzünü güneşe dönenin ise gölge arkada kalır, yüzü parlar ve gölgesi ona uyar.

Rabbinin emirlerine sırt çevirenin benlik gölgesi gönlüne düşer ve gönlünü karartır.

Kara kalpli Nemrut’u gören İbrahim (a.s.):

“Şüphesiz ben, hiçbir puta tapmadan, yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim ve ben müşriklerden değilim” (K. Kerim En’am süresi ayet 6/79) buyurur.

Biz de Nemrut gibilerin yolunda yürüyenleri gördükçe kara kalpliliğin ne olduğunu bilerek; herkese rahmet nazarıyla bakabilecek temiz, aydınlık bir gönle sahip olmak için Rabbimizin:

“…Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Her nerede olursanız yüzünüzü onun tarafına çeviriniz…” (K. Kerim Bakara süresi ayet  2/144) ayetine uyarak günde beş defa Kâbe’ye yönelmekteyiz.

Yönümüzü döndüğümüz Kâbe’de hiçbir masum ve mazlumun kanı, gözyaşı veya alın teri heder edilmemiştir.

Yuvarlak dünyamızda her saniye dünya Müslümanları Kâbe’ye dönerek namaz kılmaya devam ediyorlar.

Kâbe etrafında kara tenli, kızıl derili, beyaz tenli, sarı ırkın insanları çiçekler gibi halka oluyor, halka halinde hakkın huzurunda kulluk görevlerini yerine getirirken, “İyyake Na’büdü/Biz ancak sana kulluk ederiz” diyorlar.

Biz, Kâbe’ye dönerken aslında Rabbimizin emrini yerine getiriyoruz.

Yoksa bazılarının yazdığı ve söylediği gibi Kâbe’ye tapınmıyoruz.

Hz Ömer’in:

“…Ben biliyorum ki sen bir taşsın. Fayda veya zarar veremezsin. Allah’ın Resulünü seni öperken görmeseydim seni öpmezdim” dediği ve öptüğü gibi biz Kabe’ye tapmıyoruz, yalnız ve yalnız Allah’a kulluk yapıyoruz (Buhari, Sahih, K. Hac, bab 57).

Medine’ye hicretten önce Kudüs’e dönüyorduk, Rabbimizden emir geldi Kâbe’ye döndük.

Yoksa “doğu da onundur batı da” (K. Kerim Bakara süresi ayet 2/115).

Nasıl ki yüz liralık bez için harp edilmezken, yüz liralık bez, bayrak olup Müslümanların hürriyetini temsil edince, o bayrağın düşmemesi için kan verilir, can verilirse, işte Kâbe de öyle bir şeydir.

Mekke’de bulunanlar Kâbe’ye yönelir.

Mekke dışında bulunanlar ise Kâbe tarafına yönelir.

Kâbe’nin altı, yeryüzünün merkezine kadar, üstü yedi kat semanın ötesine kadar kıble olduğundan, Müslüman, rükû ve secdesinde yere baktığı halde kıbleden ayrılmamış olur.

Fıkıh kitaplarımızdaki bu ifade, çağımızda yeni ele alınan uzay hukukuna da ışık tutar.

Dünyamız, güneşin etrafında dönse de, güneş, dünyamızdan 1.300.000 (bir milyon üç yüz bin) kat büyük olsa da o bir yıldızdır. Işık ve ısı kaynağıdır.

Dünya ise, içinde insan taşımaktadır.

Rabbimizin haberine göre dünyamızın, gökyüzünde olan yıldızların tamamı bizim için yaratılmıştır.

Meleklerin, müminlere rahmet için, semadan indiği yerdir bu dünya.

Onun için kâinatın merkezi dünyamızdır.

Ve uzay hukuku düzenlenirken uzay bilginleri, fizikçiler, matematikçiler, merkez olarak dünyayı, dünyadan da Kâbe’yi merkez alarak, ülkelerin uzay sınırlarını da belirleyebilirler.

Mahmut Toptaş.

 


* BENZER KONULAR

Dünya Klasikleri - Serdar Yıldırım Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:49:41 ÖS]


Karagöz İle Hacivat: Parayı Kim Buldu? Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:42:55 ÖS]


İbrahim Sadri - Memleket Havalar 320 + Wav - ŞİİR ALBÜM Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 11:16:38 ÖS]


Sedat Uçan - Albümdışı & Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 04:02:08 ÖS]


Cengiz Çelikel Albümleri 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 03:44:42 ÖS]


Merhamet İhtiyacı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:37:25 ÖÖ]


Korku ve Ümit Arasında Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:33:19 ÖÖ]


Konuşmak Susmak ve Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:29:32 ÖÖ]


Fitne Ateşinden Kaçmak Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:24:49 ÖÖ]


İyiliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:20:01 ÖÖ]


Zulümden Uzak Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 07:02:45 ÖÖ]


Dosdoğru Yolun Dört Zırhı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:55:39 ÖÖ]


Cennetin Anahtarı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:51:53 ÖÖ]


Haccın Verdiği Şuuru Taşıyalım Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:43:19 ÖÖ]


Vücutta Kapanmayan Yaralar Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:35:23 ÖÖ]


Modern İnsanın Zaman Kafesi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:27:14 ÖS]


Evlilikle İlgili Gerçekçi Olmayan Beklentiler ve Doğru Bilinen Yanlışlar Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:22:58 ÖS]


Çocuklara İbadet Billinci Kazandırmanın Önemi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:13:58 ÖS]


Evlilikte Proplerimizi Nasıl Çözeriz Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:06:14 ÖS]


Otizim ve Beslenme Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 02:58:09 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41