MANİLER
Ak tavuk aldın mı?
Kümese koymadın mı?
Kör olası gaynana
Sen gelin olmadın mı?
Tavandaki fareler
Tıngır mıngır ettiler
Daha yazacaktım ama
Kalemi mi yediler
Su gelir akar gider
Yar gelir bakar gider
Ne edeyim böyle yari
Yüreğimi yakar gider
kalede taş olayım
gözüne yaş olayım
yarim yemek yer iken
sofrada aş olayım
Bostanlarda fasulye
Anam gitti gezmeye
Ben anamdan örendim
İnce boncuk çizmeye
Koyunum var karaman
Gaybolursa araman
Ben bir reçber kızıyım
Şehirliye yaraman
Davulumun ipi kaytan,
Kalmadı sırtıma mintan,
Virin ağlaar bahşişim,
Alayım sırtıma mintan
Ne uyursun ne uyursun,
Bu uykudan ne bulursun,
Al aptesti kıl namazı
Cenneti alayı bulursun.
Hayalıklar halayıklar
Ocak başında uyuklar
Davulumun sesini duyunca
Pirincin daşını ayıklar.
Yeni cami direk ister
Bunu söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur ama
Arkadaşım börek ister.
Ben Sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
Geceler hiç bitmiyor
Ben hiç uyumuyorum
Gecenin efkarı iniyor perde perde
Sevdanın hayali vuruyor arada bir içime
Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
Hani şu perdelerinde mavi kuş resimleri olan
O kırgın hayatın tam ortasında
Ali Bakkalın hemen yanında onyedi numara
Hani duvarlarında hala yazılar olan o sokakta
Biri bir gurbetin
Biri ihanetin
Biri de seni böyle sevmenin hikayesi
Sevdanın camı bana bakıyor
Ben cama
Ve bak sen şu serencama
Pencerenin önünde menekşeler hatmiler bi de gece sefası
Bi de haytalığı adamın
Abi bi de sevdanın hayali vuruyor arada içime
İyi oluyor diyorum
Bu sana iyi oluyor.
Arada bir arkadaşlar geliyor
Laflıyoruz ordan burdan
Anlarsın ya güzel abim
İç cebimde bir umut doğuyor
Bi de nerden bulduysam resmi sevdanın
Resimde sevda inadına gülüyor
Sevdam gayriresmi bilmekteyim
Gel ki benim abim
Biraz da üstümüzde macera güzel duruyor
Yani yakışıyor adama yakışıklı bir sevda
Hayat haybeye vurmuyor yüzümüze belasını
Hayat sokağımızda bir kehribar tesbih gibi
Döküyor tanelerini takır takır yüzümüze
Ben sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
Geceler hiç bitmiyor
Ben hiç uyumuyorum.
Ağzımda fiyakalı bir ıslık
Zulamda ağır yarası sevdanın
Ali bakkalın çırağı Metin anlıyor halinden insanın
Metin, nedir senin niyetin
Kap bakalım abine bir taze ekmek
Biraz zeytin
Bu akşam odamda yine efkar var
Anlarsın ya Metin
Adamın halinden adam anlar
Ben Sevdanın oturduğu sokakta oturuyorum
Geceler hiç bitmiyor
Ben hiç uyumuyorum
Gecenin efkarı iniyor perde perde
Sevdanın hayali vuruyor arada bir içime
İbrahim SADRİ
Günümüze ışık tutan Kızılderili Atasözleri
Bir kızılderili atasözü, "Nimet de külfet de büyük ruhun elindedir. Bazen onun külfeti bizi nimetinden daha fazla akıllandırır" derken, bir başka atasözü ise "Derinin rengi insanları farklı kılmaz. İyi iyidir, kötü kötüdür. Büyük yaratıcı hepimizi kardeş olarak yaratmıştır" diyor.
Atasözlerinden bazıları şöyle:
- Ağlamaktan korkma. Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.
- Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme takipçin olmayabilirim. Yanımda yürü böylece ikimiz de eşit oluruz.
- Bir düşman çok, yüz dost azdır.
- Düşmanımı cesur ve kuvvetli yap. Eğer onu yenersem utanç duymamayım.
- Derinin rengi insanları farklı kılmaz. İyi iyidir, kötü kötüdür. Büyük yaratıcı hepimizi kardeş olarak yaratmıştır.
- Su gibi olmalıyız. Herşeyden aşağıda ama kayadan bile kuvvetli.
- Yeryüzüne iyi muamele et. O babanızın malı değil, onu çocuklarınızdan ödünç aldınız.
- Komşunun hakkında hüküm vermeden önce iki ay onun makosenleriyle yürü.
- Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmez, yaşayanlara ilave eder.
- Bir kere 'al şunu' demek, iki kere 'ben vereceğim' demekten iyidir.
- Gözün ile değil yüreğin ile hüküm ver.
- Kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka bir şey değildir. Hava ya bulutlu olacaktır ya da güneş açacaktır.
- Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz.
- Yanlışı gören ve önlemek için eli uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.
- Şeytan hakkında konuşmayın. Gençlerin kalbinde merak uyandırır.
- Senin vicdanını senden başkası temsil edemez.
- İnsanlar tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır. İnsanın gözleri öyle kelimelerle konuşur ki dil onları telaffuz edemez.
- Verdikleri sözün sadece birini tuttu çatal dilli soluk yüzlüler; topraklarınızı alacağız dediler ve aldılar.
- Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.