Derdini bilmeyen dermanını bulamaz
Son yıllarda dünyadaki ve bilhassa ülkemizdeki anormalliklerden insanlarımız çok bunaldı. İslam’ı bitirmek ve Müslümanları yok etmek için yapılan planlar, kurulan tuzaklar herkesi canından bezdirdi. Herkes birbirine soruyor:
-Bu işin sonu nereye varacak?
Bu sorunun cevabını Cenab-ı Hakk celle ve âlâ Kur’an-ı Kerim’de veriyor:
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır”. Saf Suresi: 8
Kâfirler dinin önü kesilsin diyorlar. Allah (c.c.) da “Ben İslam’ın önünü açacağım; kimse bu gelişmenin, yayılmasının ve kuvvetlenmesine mâni olamaz” buyuruyor. Ayet gayet açık. Kimse bu takdirin önüne geçemez.
Firavun’un dünyada en çok korktuğu Hz. Musa (a.s.)’ın gelmesi idi. O, gelmesin diye doğan bütün erkek çocukları kestirdi. Ama Allah’ın hükmünün önünü kestiremedi.
Tarih boyu ne Firavunlar, ne Nemrutlar, ne de Hamanlar tevhid inancının önünü kestiremediler. Kendileri geberip gittiler.
İslâm’ın düşmanları günümüz bazı Müslümanlarının cehaletinden istifade ediyorlar.
Müslümanların önündeki ikinci bir engelleme Müslümanların bölük pörçük gruplara, fırkalara bölünmüş olmalarıdır. Bunlardan dolayı birleşemiyorlar. Ehl-i küfür ajanları vasıtasıyla birleşmeye mâni oluyor.
Oysa kâfirler birlikte hareket ediyorlar. Kur’an-ı Kerim bunu da haber veriyor:
Kâfirler birbirlerinin dostu ve yardımcılarıdırlar. Siz de onlar gibi bir birlerinizle uzlaşıp bir araya gelmezseniz memleketinizde fitneler, fesatlar, musibetler, katliamlar, suikastlar, hırsızlar, çeteler, dolandırıcılar, mafyalar alıp başını gidecek.
Yeryüzünde Müslümanların birleşmesi kadar ortak esasları bulunan başka bir insan topluluğu da yoktur. Kur’an’dan daha büyük şans da yoktur dünyada.
Hristiyanlar birleşmişler. Yahudiler birleşmişler. Müslümanlar darmadağınık. Helâkin sebebi budur işte. İlahi takdirin gerçekleşmesinin önündeki engel de budur.
Kendi belânızı kendi ellerinizle tertip etmemek için uyanın Müslümanlar uyanın…
Allah’ın (c.c.) şu kanununu daima hatırda tutalım.
Allah’ın yardımı şartlıdır.
“Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder.” (Muhammed Sûresi:7) Bunun farkında olmak zorundayız.
Aldığımız/okuduğumuz gazete, seyrettiğimiz TV., alkışladığımız siyasetçi Allah’ın dinine hizmet mi ediyor, düşmanlık mı ediyor? Bunu hesap etmeliyiz. Onlardan yakınıp da onlarla birlikte olmak Allah’a (c.c.) ihanettir.
* Evinin dekoru,
* Birlikte olduğun arkadaşın,
* Eşin ve çocukların,
* Annen-baban… baktığında seslerini duyduğunda sana Allah’ı hatırlatıyorlar mı? Sen onlara Allah’ı ve Rasûlünü hatırlatabiliyor musun? Bunları gerçekleştiremiyorsan boşuna Allah’ın yardımını bekleme.
Düzelmeden, düzeltmeden bu yardımı göremezsin.
* Müslümanlık iddiasında bulun,
* Gâvur gibi yaşa,
* Firavun gibi kafa yapısını taşı… Sonra da Allah’ın yardımını bekle. Bu şeytan mantığıdır. Böyle bir kafada hayır yoktur.
Ne yaptığını
Ne istediğini
Nasıl bir hayata ulaşmak arzusunda olduğunu bil. Sonra da sonucu bekle. Ama şunu unutma: Derdini bilmeyen dermanını bulamaz.
Mevlüt Özcan.
FANİ DÜNYA FM
