www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ

FANİDUNYA NET GENEL => MÜBAREK GÜNLER, AYLAR, GECEELR => Ramazan ve Mübarek Günler ve Geceler => Konuyu başlatan: fanidunya - Mayıs 27, 2017, 09:52:21 ÖÖ

Başlık: Hadislerin Penceresinden Ramazan ve Oruç
Gönderen: fanidunya - Mayıs 27, 2017, 09:52:21 ÖÖ
Hadislerin Penceresinden Ramazan ve Oruç

Rahmet Mevsimi

Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı girdiği zaman rahmet kapıları açılır; cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulup bağlanır.”

(Müslim, Sıyam:1 No: 1079 ; Buhari, Savm:5.)

 Not: Bu Hadis’in Sahih-i Müslim ve Sahih-i Buhari’deki diğer rivayetlerinde,’rahmet kapıları’ ifadesi yerine ‘gök kapıları’ ve ‘cennet kapıları ifadeleri geçmektedir. Hiç şüphesiz cennet, Allah’ın rahmetinin ahiretteki en büyük tecellisidir. Fakat ‘rahmet kapıları’ şeklindeki rivayeti tercih etmekle biz, Ramazan ayının dünyevî açıdan da yeryüzüne indirilen birçok rahmetlere vesile olduğu gerçeğine dikkat çekmek istedik. Ayrıca, mü’min kardeşlerimize hatırlatmak isteriz ki bu ayda cin şeytanları zincire vurulmakla birlikte insan şeytanları ve nefs yine serbesttir. Onların tuzaklarına karşı dikkatli olalım.

 Müjdelerle Gelen

Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’nde kalkar ibadet ederse geçmiş günahları af olunur. Her kim de Ramazan orucunu (farziyetine ve mükâfatına) inanan (bir mü’min) olarak ve karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek tutarsa geçmiş günahları affedilir.”

(Buhari, Savm:6) 

 Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Beş vakit namaz, diğer Cuma’ya kadar bir Cuma ve diğer Ramazan’a kadar bir Ramazan, büyük günahlardan sakınıldığı takdirde aralarındaki günahları silerler.”                                                                                         

(Müslim, Taharet:16; Ahned:2/400)

 Hz. Abdurrahman b. Avf (ra.)’tan nakledildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “(Ramazan ayı) öyle bir aydır ki Yüce Allah onun orucunu üzerinize farz kılmıştır. Ben de onun kıyamını (gecelerini teravih ve diğer ibadetlerle geçirmenizi) sünnet kıldım. Artık kim, inanarak ve karşılığını yalnız Allah’tan bekleyerek orucunu tutar ve geceleri ihya ederse, annesinin onu doğurduğu gün gibi günahlardan temizlenmiş olur.”                                                                     

(İbn-i Mace, İkame:173 No:1328)

 Hz. Ebû Mes’ud (r.a.)’dan nakledildiğine göre Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Eğer kullar, Ramazan’da neler olduğunu bilseydiler; elbette ümmetim, senenin bütün (aylarının) Ramazan olmasını isterdi.”

(Heysemî, Mecmeu’z-Zevaid:3/141)

Oruç Kalkandır

Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Oruç, (kulların, günah oklarından) kendisiyle korunduğu bir kalkandır. Oruçlu bir kimse kötü söz söylemesin ve cahillik yapmasın. Eğer herhangi bir kimse kendisiyle kavga etmek veya sataşmak isterse, ona iki defa, ‘ben oruçluyum’ desin. Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağzının kokusu, Yüce Allah katında misk kokusundan daha hoştur. (Yüce Allah): “Oruçlu kimse, Benim için yemesini, içmesini ve şehvetini terk etmektedir. Oruç (sadece) Benim içindir. (Ona riya/gösteriş karışmaz) Onun karşılığını da yalnız Ben veririm. (Diğer) güzel ameller,(en az) on katıyla mükâfatlandırılır.”

(Buhari, Savm:2 ; Tevhid:35; Müslim,Sıyam:30 No:162-163; Ebû Davud, Savm:25; Tirmizi, Cuma:79.)

Orucun Tutamadıkları

Hz. Abdullah b. Ömer (r.a.)’den nakledildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Nice oruç tutanlar vardır ki, -haramlardan sakınmadıkları için- oruçlarından nasipleri sadece açlık ve susuzluktur. Nice gece ibadete kalkanlar vardır ki, nasipleri sadece uykusuzluktur.”

(Rudâni, Cem’ul-Fevâid, No:2937; Hâkim, el-Müstedrek:1/431)

 Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı (sahtekârlığı) bırakmazsa, o kişinin yemesini içmesini bırakmasına Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.”

(Buhari,Savm:8)

 Not: Bu Hadis’te geçen, ‘Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur’ ifadesi mecazîdir. Zaten Allah’ın, yarattığı kullarının ibadetine ihtiyacı yoktur. Buradaki edebî ifade ise, şekilde kalan, insanı ahlâken güzelleştirmeyen ruhsuz ibadetin Allah katında bir değerinin ve karşılığının olmayacağını anlatmaktadır.   

 Hz. Enes b. Mâlik (r.a.)’ten nakledildiğine göre Efendimiz (a.s.) şöyle buyurmuştur:”İnsanların etlerini yiyenler oruç tutmamıştır.”

(Deylemî, Firdevs, No:6238)

 Not: İnsanların etlerini yemek, hoşlanmayacakları şeyleri onlar yokken söyleyip gıybetlerini yapmaktır.

(Bkz. Hucurat Suresi:12.Ayet)

 Reyyân Kapısı

Hz. Sehl (r.a.)’den nakledildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennet’te ‘Reyyan’ denilen bir kapı vardır ki, bu kapıdan kıyamet günü (hakkını vererek, fazlaca) oruç tutanlar girer. Onlardan başka hiç kimse giremez…”

(Buhari, Savm:4; Müslim, Sıyam:166 No:1152)

 Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), ”Kim Allah yolunda iki çift/iki çeşit harcamada bulunursa, Cennet kapılarından, ’Ey Allah’ın kulu! Bu hayır (kapısı)dır.’ diye çağrılır. Kim namaz ehli ise; (yani namazlarını özenli ve bolca kılıyorsa), namaz kapısından çağrılır. Kim cihad ehli ise o, cihad kapısından çağrılır. Kim oruç ehli ise, Reyyân kapısından çağrılır. Kim de sadaka ehlinden ise o da sadaka kapısından çağrılır.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (r.a.),’Ey Allah’ın Rasûlü, annem babam Sana feda olsun! Bu kapılardan çağrılan kimselerin, onların birisinden girmesi zorunlu mudur? Acaba bir kimse bu kapıların hepsinden birden çağrılabilir mi?’ dedi. Efendimiz (a.s.), “Evet (çağrılabilir).Ben senin onlardan olacağını ümit ediyorum.” buyurdu.                                       

(Buhari,Savm:4; Cihad ve Siyer:37…Müslim,Zekat:86 No:1027 ; Muvatta,Cihad:49)

 Oruç Ve Ramazan Coşkusu

Hz. Ümmü Umâre (r.anha)’den nakledildiğine göre Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Oruçlunun yanında oruç tutmayanlar yemek yediklerinde, melekler onun için (sabrına karşılık) Allah’tan mağfiret dilerler.”

(Tirmizi,Savm:67 No:784-5-6; İbn Mâce Sıyam:46)

 Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: ”Kim oruçlu iken unutup yer, içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirmiş ve içirmiştir.”

(Buhari,Savm:26;Eyman ve Nüzur:15 ; Müslim,Sıyam:171 No:1155)

Hz. Enes b.Malik (r.a.)’den nakledildiğine göre Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurmuştur: ”Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.”                                               

(Buhari,Savm:20 ; Müslim,Sıyam:45 No:1095)

Hz. Sehl b. Sa’d (r.a.)’den nakledildiğine göre Rasûluulah (a.s.) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar iftarı çabuk yapmakta acele ettikleri sürece iyilik üzere bulunurlar.”                                               

(Buhari,Savm:45; Müslim,Sıyam:48 No:1098; Tirmizi,Savm:13 No:699; İbn Mace,Sıyam:24)

Hz. Enes (r.a.)’ten nakledildiğine göre Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:”Kim hurma bulursa iftarını hurma ile açsın. Kim de bulamazsa orucunu su ile açsın. Çünkü su temizdir.”

(Tirmizi, Savm:10  No:694; Ebû Davud, Sıyam:21; İbn Mâce, Sıyam:25)

Şevval Orucu

Hz.Ebû Eyyub el-Ensari (r.a.)’den nakledildiğine göre Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:”Kim Ramazan orucunu tutup da Şevval ayından da ona altı gün katarsa, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.”

(Müslim, Sıyam:39 ; Tirmizi,Savm:53 No:759)

Hz Sevban (r.a.)’dan nakledildiğine göre Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Bir ay (Ramazan) orucu, on aya bedeldir. Onlardan sonraki altı gün oruç iki aya bedeldir. İşte böylece yılın tamamı oruçlu geçirilmiş olur.”

(Darimi, Sünen,Savm:44 No:1762; İbn Mace Sıyam:33)

Not: İslam dininde Allah’ın kullarına engin sevgisinin ve merhametinin göstergesi olarak yapılan kötülükler aynen karşılığını bulurken; işlenen iyilikler, on katından yedi yüz katına kadar katlanarak mükâfatlandırılır.
(Bkz.: Müslim, İman:205) Peygamber Efendimiz (a.s.) de bu Hadis’inde bilinen bu ölçüye telmihen bir açılım getirmiştir. Ramazan bayramının ilk günüyle, Kurban bayramı günlerinde oruç tutmanın haram olduğunu da göz önüne alırsak, beş gün daha ilaveyle yıl hesabı tamam olur. Allahu a’lem.

Telâfisi Olmayan Altın Günler

Hz. Ebû Hureyre (r.a.)’den nakledildiğine göre Peygamberimiz (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Her kim ruhsatsız ve hastalıksız olarak Ramazan’dan bir günün orucunu yerse bütün bir ömür oruç tutsa da onu ödemiş olmaz.”

(Tirmizi,Savm:27; No:723; Ebû Davud Savm:38 ; İbn Mace,Sıyam:14)

Not: Müslüman kardeş! Şu zamanlarda bir daha ömrümüz boyunca ele geçmeyecek olan müstesna günleri yaşıyoruz. Sanki Rabbimiz her biri manevi hazinelerle dolu otuz vagonluk bir trenle kullarına Rahmet hazinesinden bol bol vermek için Ramazan ayını bizlere hediye etmiş. Biz de bu günlerin kıymetini bilelim.

Hakkını vererek günlerimizi ve gecelerimizi oruçla, Kur’an’la, namazla, zikirle, sadaka ve her çeşit iyilikle geçirelim.