Kadir Gecemizin Kıymetini Bilelim
Rahmet, mağfiret ve arınma iklimi Ramazan-ı Şerif’in son günlerine yaklaşmanın burukluğunu yaşıyoruz. Sabır, sıkıntı, âfet günlerimizde şifalar bulmaya çalışıyoruz. Rabbimize niyazımızın arttığı bu geceye kavuşmamız da ayrı bir nimet.
Gecelerin en faziletlisi ve bir ömre bedel olan Kadir gecesinin bu üstünlüğü hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmesi sebebiyledir. İnsanlığın ufkunda bir güneş gibi doğan Yüce Kitabımız, bu gecede indirilmeye başlamıştır. O’nun nuru, karanlıklar içerisinde yönünü kaybetmiş olan insanlığa bu gece ışık tutmuştur. O, eşsiz ilke ve mesajları ile hüzünlü ve bîtap gönüller için neşe kaynağı olmuştur. Mahşerde şahitliğine müracaat edilecek zaman dilimlerinden birisi de bu gecedir.
Kadr sûresinde geçen: Selam, “barış, huzur, saadet, af, mağfiret” manalarını kapsar. Kur’an’ın inişi hatırına, vahyin sahibi Allah tarafından ilan edilen genel bir affa da delalet edebilir. Kadir gecesi, dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin terkedilip sevgi ve kardeşliğin hâkim kılınması gereken gecedir. Bu gece, rengi, ırkı, dili, mezhebi ne olursa olsun açlık, susuzluk, darlık ve zulümle mücadele eden kardeşlerimizin dertleriyle hemdert olmamız gereken gecedir. Bu gece paylaşma, yücelme ve ilâhî rızaya ulaşma gecesidir. Bir ömre bedel, bereketli ve şerefli bir gece. Kadir Gecesi, vahyin hayatı bereketlendirmeye başladığı ilk gecedir. Kur’an; bizim hayatımıza inerse; ömrümüze nasıl bereket katacağını düşünelim. Aynı vahiy, ilk muhatabı Peygamberimizi “Âlemlere rahmet, indiği şehri ‘kentlerin anası, indiği toplumu ‘insanlığın anası’ (ümmet) kılmıştır!” İçine vahyin indiği bir gece bir ömre bedeldir. Bunun tersi de geçerlidir. İçinde vahyin olmadığı bir ömür; bir gece kadar değersiz ve bereketsizdir. Vahiyle inşa olmak isteyen her mü’mine; melekler, vahyin diriltici soluğunu kıyamete kadar indirmeye devam ederler.
Kur’an-ı Kerim, hayata mana katar ve hayatı aydınlatmasını ifade eder. Vahyin mesajıyla buluşulan her zaman ve zeminin değerleneceği anlayışa sahip olunmasına dikkat çeken bir suredir. Bu durumda Kadir Gecesi, yakalanmaya çalışılan bir şans olmaktan çıkarılmakta, hayatın içinde ve her anına taşınabilir olarak tanıtılmaktadır. Kur’an ile buluşulan her an kadir ve kıymet kazanmakta, Kur’an ile meşgul olunan her zaman ve zemin, melek şahitliğini göstermektedir. Vahiy desteği olmadan sadece insan idrakiyle bunun bilinemeyeceğine dikkat çekilmektedir. Kadir Gecesi; kıymet, ölçü gecesidir. Kur’an’ın da insanlarla ilk buluşturulduğu gecedir. Gecenin kıymeti, ondan indirilen vahiy sebebiyledir.
Ramazan ayında ‘mübarek ve bereketli bir gece’de indirilmeye başlanan Kur’an, Kadir Gecesi’nde ilk defa insanlarla buluşturulmuştur. Kadir Gecesi’nin bin aydan (83 yıldan) daha hayırlı olduğu hatırlatılırken, bu gecenin bir insan ömrüyle eşdeğer olduğu ifade edilir. Hayırlı oluş, hayatın anlam kazanmasıyla elde edilebilmektedir. İçinde Kur’an nurunun bulunduğu her an, insanın kadir anı olmaktadır. Kur’an ile dolu bir hayat, Kur’an’sız bin hayattan değerlidir. Bu sebeple Kadir Gecesi’nin kıymeti de Kur’an’dan gelmektedir. Kıymet; gecede değil, geceyi nitelendiren olaydadır. Ramazan ayında Kadir Gecesi’ni aramaya çalışmanın en evrensel ve anlaşılabilir şekli, onu bütün zamanlara yaymak ve hayatı Kur’an ile buluşturma hassasiyetini geliştirmektir. Vahyin şekillendirdiği her insana meleklerin inmesi her zaman mümkündür. Ayetin mesajı, evrensel bir özellik kazanır ve her insanın onunla buluşmasının yolu açılır. Buna gereken dikkat ve hassasiyet gösterilmezse; mesele bir şansa dönüştürülüp dini hassasiyetlerin bir geceye indirgenmesi yaygınlık kazanır. Vahyin her insanın hayatını yakından ilgilendiren mesajları vardır. Kur’an-ı Kerim’i hayatına indirenler, bu mesajlarla tanışacaklardır. Vahiy gece indirilmeye başlanmıştır ki karanlıklar aydınlığa dönüşsün.
Vahyin geliş gayesi; karanlıkların yerini Kur’an aydınlığına terk etmesini sağlamaktır. Allah’ın kıymet verdiği her şey kıymetlidir. Bu sebeple insan da kıymetini bu değerlere sadakatinden almaktadır. Kadir ve kıymeti Allah belirler. Kadir Gecesi, vahiy ile hayata ‘ölçü’nün kazandırıldığı gecedir. Ramazan’a kıymetini veren, kendisi de kıymetini vahiyden alan bir gecedir. Kadir Gecesi; Allah’a adanmışlığı öğreten ilk gecedir, insanlığın rehbersiz ve sahipsiz bırakılmadığının gösterildiği ilk gecedir. Yüce Allah’ın rahmetinin tecelli ettiği bir gecedir. Rahmet parıltılarının insanlıkla buluşturulduğu bir gecedir. Vahiy desteği olmadan, insan idrakinin kendi başına halledemeyeceğini beyan eden bir gecedir. Bin aydan hayırlı oluşuyla hayatın içi dolu bir ömre dönüşmesinin yolunu göstermektedir ki bu yol vahiydir, vahiyle tanışmaktır, onu tanımaktır, onu anlamak ve ona sarılmaktır. Buna göre hayat, vahiyle anlamını bulmaktadır. Vahiyden mahrum hayat, mahşerde derin pişmanlıkların yaşanmasına sebep olacaktır. Kadir Gecesi, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartacak esasların ilk defa insanlıkla buluşturulduğu ilk gecedir.
Ayrıca, hakkın geldiği, bâtılın yok olmaya başladığı ilk gece bu gecedir. Kadir Gecesi, hayata değer veren esasların, vahiy ile şekillenenler olduğunu ve vahye dayalı bir ömür geçiren insanların hayatlarında karanlıkların kalmayacağını gösteren gecedir. Ahiret, onlar için yüz akı ve göz aydınlığı oluşturacaktır. Bu surede Allah’ın rızasına kilitlenen ve O’na kilitlenen hayatların her zaman aydınlıklarla buluşacağı ortaya konulmaktadır. Peygamber Efendimiz, şöyle buyurmaktadır: “Kadir Gecesi’ni inanarak, güvenerek ve sevabını Yüce Allah’tan umarak anlayıp yaşayanların geçmiş günahları bağışlanır.” İşte bu hadis-i şerif, geceyi tanıtmakta ve önemini hayatın tamamına yaygınlaştırmayı öğütlemektedir. Bu ise, geceye kıymet ve manasını veren Kur’an’ı anlamak ve yaşamakla mümkündür. Peygamberimizin yirmi üç yıllık risalet hayatı boyunca uyguladığı bundan başka bir şey değildi. Dolayısıyla Peygamberimizin devamlı sünneti buydu. Sünneti, doğru anlayıp yaşayanlardan olmamızı niyaz ediyoruz. Hayatını Kur’an’ın aydınlattığı insanlardan olmamızı Yüce Rabbimizden diliyoruz. Bu gecede bize düşen, Rabbimizin sonsuz kudreti karşısında acizliğimizi, ebediliği karşısında faniliğimizi itiraf ederek pişmanlık ve gözyaşlarıyla Rabbimize sığınmaktır. Rabbimizin, bu gece kendisine gönülden açılan elleri geri çevirmeyeceğini Peygamberimiz, şu şekilde haber verir: “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affolunur.” Bu gece vesilesiyle Kur’an-ı Kerim’in hidayete ve hakikate davet eden ayetlerinden bazılarını tefekkür edelim: “Bilinmelidir ki hâlis dindarlık yalnız Allah için olanıdır.” (39/3) “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” (11/112) ‘Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir 14/7) “Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın.” (59/18) Kadir gecesini ihya etmek, her şeyden önce Kur’an-ı Kerim’in kadrini, kıymetini bilmekten geçer. Kur’ân’ın kadrini kıymetini bilmek ise, O’nun kurtuluş reçetemiz olduğunun şuuruna ererek yüce değerleri doğrultusunda hayatımıza yön vermektir. Daha da önemlisi, hayatımızın her anının kadrini bilelim. Şu kısacık ömrümüzdeki sayılı nefeslerimizi, sahip olduğumuz bütün nimetleri Yüce Rabbimizin rızası doğrultusunda tüketelim. Böyle mübarek gün ve gecelerin, hayatımızı gözden geçirmemiz ve kendimizle yüzleşmemiz için bir fırsat olduğunu unutmayalım. Bu vesileyle, hepinizin Kadir Gecesi’ni tebrik ediyor ve Yüce Rabbimden insanlığın üzerine adeta bir karabulut gibi çöken hastalık illetinden bütün insanlığı kurtarması için dua ediyorum.
Peygamberimizin; Kadir gecesinde yapmamızı tavsiye ettiği ve bağışlanma arzusu ile gönülden ‘Âmin’ diyeceğimiz şu dua ile bitirelim: “Allah’ım! Sen affedicisin. Affetmeyi seversin. Bizi de affet!”
Yaşar Değirmenci.