www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET iSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => İSLAMİ YAŞAM HAYAT TOLUM VE AİLE => Mutlulık Yolu İslam => Konuyu başlatan: fanidunya NET - Mayıs 21, 2025, 07:53:25 ÖÖ
-
(http://www.fanidunya.net/resimler/besmele.png)
Geç Olmadan Uyanmak Gerek
Her şey vaktinde güzeldir, vaktinde anlamlıdır. Dünya hayatı bizim için bir imtihan sahnesi kılınmış, her bir fert için ecel tayin edilmiştir. Herkes bu süreç içerisinde emr-i ilâhiyi ifâ etmek, nehy-i ilâhiden kaçınmakla sorumlu tutulmuştur. Vaktinde bu fırsatı değerlendireni önce berzah ardından da ahirette müjdeler beklemektedir. Aksi noktada fırsatı tepene de hem berzahta hem ahirette hüsran vardır. Özetle; geç olmadan uyanmak, ebedi yurda hazırlık yapmak gerekir.
Alimlerimiz, bu bağlamda müslümanları ahiret kazancına teşvik etmek için vasiyetname türü eserler kaleme almışlardır. ‘’Sözlerin büyükleri, büyüklerin sözleridir.’’ fehvasınca bunların gönül dünyamızda ayrı bir yeri vardır. İbn Kudâme el-Makdîsî’nin (r.aleyh) vasiyetnamesi de bu noktada önemli bir eserdir. Eserde gönlü dirilten, nefsi körelten çok güzel nasihatler bulunmaktadır. Ele aldığımız ‘’gafletten uyanma’’ konusuna dair eserde geçen bazı tespitleri şöylece arz edelim. Rabbimiz bizleri önce hakiki iman ardından da öğrendiklerimizle ihlaslı bir şekilde salih ameller işlemeye muvaffak kılsın…
İbn Kudâme el-Makdîsî (r.aleyh) şöyle der:
‘’ Bil ki; kabirde yatanlar iyiliklerini arttıracak bir ‘’sübhanallah’’ demeye, bazı hatalarına tövbe etmeye yahut derecelerini yükseltecek bir rekat namaza dahi hasrettir.’’[1]
‘’ Kıymetli bir cevher olan ömrünü amelsiz zayi etme! Onu heba etme! Her bir nefesinin ya bir salih amel ya da seni Allah’a yaklaştıracak bir şey üzere geçmesi hususunda gayret et! Dünyevi kıymete sahip bir mücevherini kaybedecek olsan, ne kadar da üzülürsün değil mi? Hatta tek bir dinarını dahi kaybetsen bu seni üzer. Peki, nasıl olur da saatlerini zayi edersin?! Boşa giden ömrüne nasıl üzülmezsin?!’’[2]
‘’ Dilini Allah’ın zikriyle, dua ve istiğfarla, Kur’ân okumakla, ilimle, talimle, iyiliği emretmek ve kötülüğü nehyetmekle yahut insanların arasını düzeltmekle meşgul et. Uzuvlarını itaatte kullan! Bu itaatlerin en başta geleni vaktinde ve en iyi şekilde ifa edeceğin farzlar, ardından mahlukata faydası dokunacak işler olsun. Bu faydanın onlara dinlerini öğretmek, doğru yolu göstermek gibi din hususunda olması elbette ki daha kıymetlidir.’’[3]
‘’ Rivayet edildiğine göre İsa (a.s) havarileriyle beraber bir yolculuğa çıkmıştı. Bir kalenin önünden geçerken orada yol kesen bir hırsızın olduğunu gördüler. Hırsız Hz. İsa ve havarilerini görünce kendi kendine şöyle dedi: ‘’ Bu Allah’ın peygamberi İsa, yanındakiler de havarileri. Sen ise yol kesen, insanları korkutan, Allah’ın haram kıldığı cana kıyan bir bedbahtsın!’’ Ardından tövbe edip, pişman olarak Hz. İsa’ya katıldı. Onlarla beraber yürürken kendi kendine yine şöyle dedi: ‘’ Ben bunlarla beraber yürümeye layık değilim! En iyisi geriden takip edeyim. Günahkâr ve aşağılık bir kimseye ancak bu yaraşır.’’ Bir müddet yola devam edildikten sonra havarilerden biri arkalarında yürüyen hırsıza dönüp baktı, onu tanıdı ve kendi kendine şöyle dedi: ‘’ Bu it kim oluyor da arkamızda yürüyor?’’ Allah Teala her ikisinin de nefsinde geçenleri biliyordu. Hz. İsa’ya (a.s) vahyederek şöyle buyurdu: ‘’ Havari ve hırsıza söyle, hiç amelleri yokmuş gibi yeniden amel etmeye başlasınlar. Ben tövbe etmesi ve kendini küçük görmesi sebebiyle hırsızı affettim. Onu küçümsemesi sebebiyle de havarinin amellerini boşa çıkardım.’’[4]
"Rivayet edilir ki Hz. Ömer (r.anh) bir kum tepesinin yanından geçerken şöyle demiştir: Cehennem ehli ne kadar da miskin! Cehennemde şu kum tanelerinin adedi sayısınca bir süre kalıp sonra çıkarılacaklarını bilseler bu onlar için bir ümit olurdu. Lakin onların azabının nihayeti yoktur.’’[5]
‘’ Allah sana merhamet etsin! Bil ki; güzel ahlak mizana konulacak olan en ağır şeydir. Kişi güzel ahlak sayesinde gündüzleri oruç tutan geceleri namaz kılanların derecesine ulaşır. Kim sıla-i rahimle irtibatını sürdürürse Allah da onunla irtibatını sürdürür; kim de onu koparırsa Allah da o kimseyle ilişkisini koparır. En faziletli amel vakti kılınan namazdır. Sonra anne-babaya iyilik etmektir. Sonra da Allah yolunda cihat etmektir.’’[6]
----------------------------------------------------------------------------------------------
[1] Vasiyyetu’l-Makdîsî, syf.11
[2] Vasıyyetu’l-Makdîsî, syf.12
[3] Vasıyyetu’l-Makdîsî, syf.18-19
[4] Vasıyyetu’l-Makdîsî, syf.25
[5] Vasıyyetu’l-Makdîsî, syf. 36
[6] Vasıyyetu’l-Makdîsî, syf.38
İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR
www.fanidunya.net