* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Yüce Allah Soracak - Beni Neden Ziyaret Etmediniz  (Okunma sayısı 58 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 8822



Yüce Allah Soracak - Beni Neden Ziyaret Etmediniz

Mahşerde Allah ile kul arasında geçecek olan çarpıcı bir diyaloğu Hz. Peygamber (SAV) bizlere Haber veriyor. Rivayet şöyledir:

Yüce Allah kıyamet günü şöyle buyuracak.

 Ey insanoğlu, ben hastalandım. Fakat sen, beni ziyaret etmedin.

 İnsan der ki: Ya Rabbi! Ben seni nasıl ziyaret edebilirim. Sen âlemlerin Rabb'isin.

 Allah buyurur: Bilmez misin ki falan kulum hastalandı da sen onu ziyaret etmedin. Ve yine bilmez misin ki, eğer sen onu ziyarete gelseydin ant olsun ki, beni onun yanında bulacaktın.

 Yüce Allah yine soracak: Ey Ademoğlu! Ben senden yiyecek istedim. Sen vermedin.

 İnsan diyecek ki: Ya Rabbi! Sen âlemlerin Rabb'isin, ben sana nasıl yemek verebilirim?

 Yüce Allah buyurur: Bilmez misin ki falan kulum senden yemek istedi de sen onu doyurmadın. Yine bilmez misin ki, eğer sen onu doyursaydın ant olsun ki, beni onun yanında bulacaktın.

 Ey Ademoğlu! Ben senden su istedim, sen ise bana vermedin!

 İnsanoğlu der ki: Ya Rabbi! Sen âlemlerin Rabb'isin. Ben nasıl olur da sana su verebilirim.

 Allah buyurur: Falan kulum senden su istedi de sen ona su vermedin. Bilmez misin ki, eğer sen ona su vermiş olsaydın ant olsun ki beni onun yanında bulacaktın.

KULUNU MUHATAP ALIYOR

İnsanı dinin merkezine koyan böyle evrensel bir mesajı hangi din veya felsefe verebilmiş ki? Düşünebiliyor musunuz, yüce Yaradan mahşerde kulunu muhatap alıyor. Ona sitem ediyor. Fakat kuluna "Neden bana daha çok secde etmedin; neden daha çok oruç tutmadın?" diyerek ibadet eksikliğinden dolayı sitem etmiyor. İnsanın insana vefasızlığına, merhamet etmemesine, yardım elini uzatmamasına sitem ediyor. İnsanı, insandan dolayı kınıyor. Bu hadis elbette mahşerden bir sahneyi aktarıyor sadece. Bu sahnenin benzeri milyarlarca sahne yaşanacak. Ve insan, insanlığından uzaklaşışının hesabını Rabb'ine verecek.

"Ben kulumun zannı üzerindeyim" sözü ümide açılan ilahi bir kapıdır. Kul, Rabb'inin kendisini affedeceğini umar. Günahından utanır ama ümidini de yitirmez.

Hep bağışlanmayı talep eder. Rabb'inin kendisini terk etmeyeceğini düşünür. Bütün bu olumlu düşünceler onu ruhen, Rabb'ine yönlendirir ve sevgi boyutuna taşır. Zaten kendisinden ürkülen, uzaklaşılan, titrenilen bir ilah yerine, sevecen, kucaklayan, kapıyı aralayan bir rahman sıcaklığını yakalamak dinin temel gayesidir.

'ŞAHDAMARINDAN YAKINIM'

"Ben kalbi kırıkların yanındayım" sözü, bize yüce Allah'ı tanıtmak için yeterli bir ipucu vermiyor mu? Kalbi kırıklar, uçuruma daha yakındırlar.

Sevgisizlikten bunalmışlardır. Hayatın azgın darbeleri, onları dipsiz bir okyanusa doğru savurmuş olabilir. Kime tutunacaklar. Halden anlamayan yabanlara mı sırt dayayacaklar? Düşüşlerinden haz alan insafsızlara mı sarılacaklar. Hangi sahile yanaşacaklar. İşte böyle bir anafora yakalanmış olan ümitsizlere, rahim olan Allah pencereyi aralıyor:

Ben kalbi kırıkların yanındayım. Ben sizin yanınızdayım. Uzaklarda aramayın beni. Yanı başınızdayım. Nefesinizden daha yakınım.

"Kula şahdamarından daha yakınım" sözünü biz, Allah'ın yalan ve yanlışımızı daha yakından görmek için gözetleyici olarak yakınımızda olması gibi anlamışız. Yanlış anlamışız. Bu anlayışımız doğru değildir. Zira bu ilahi mesajın manası şudur: Kendini yalnız hissetme, unutuldun sanma, bilmediğimi zannetme, fısıltını dahi biliyorum. Bana yalvaracaksan, bil ki seni duyuyorum. Gözyaşı döküyorsan, bil ki yanaklarına dökülen gözyaşlarının sıcaklığını yanaklarından daha yakın hissediyorum. Sana senden bile yakınım. Dua ediyorsan bil ki duyuyorum. Göremiyorsan, bil ki senin adına görüyorum. Konuşamıyorsan, bil ki senin adına konuşuyorum. Yürüyemiyorsan, bil ki senin adına yürüyorum. Daralmışsan, bil ki senin adına genişletiyorum. İşte şahdamarından anlaşılması gereken budur.

GERÇEKTEN GÖRÜYOR MUYUZ?

Allah (CC), rahmetinin genişliğine hayret eden kuluna "gülümser". Allah affediciliğine şaşıran kulunun şaşkınlığına "sevinir". Allah, bütün umudunu yitiren kulunun "yanında" olur. Allah, iki güzel insan, güzel bir niyet için bir araya geldiğinde onların 'üçüncüleri'dir.

Renklerin ihtişamı, kâinatın muhteşem büyüklüğü, seslerdeki tarifsiz güzellik, atomdaki büyük matematik, hücredeki çarpıcı gizem sizi hâlâ Allah'a yaklaştırmadıysa, bakışınızda bir problem yok mu sizce? Bugün görenlerin bazıları, mahşerde göremez olarak diriltilecekler. "Neden böyleyiz Ya Rabb" diyecekler. "Biz dünyadayken görenlerdendik. Neden bizi kör olarak dirilttin" diyecekler. Sizce itirazları doğru mu? Sizce görenlerden miydiler?..

İSLAM EMİR VE YASAKTAN İBARET DEĞİLDİR

Müslümanlık sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, zekât vermek midir? Müslümanlık sadece "yap" veya "yapma" şeklinde ifade edilecek bir dizi emir ve yasaklar zinciri midir? İslam'da sadece zina yapmak, kumar oynamak, içki içmek, karaborsacılık yapmak veya intihar etmek mi günahtır?

İslam'a dış kalıbı açısından bakanlar için, evet din sadece budur. Tabii ki bu saydıklarımın hepsi dindendir, ama İslam sadece bu değildir. İslam'ın bir diğer yönü, yani haylice ihmal edilen bir terazi var ki sanıyorum sosyal yaralarımızın çoğu bu yönünün ihmal edilmesinden dolayı kangren haline gelmiştir.

Hz. Peygamber'e biraz kulak kabartalım mı? Bakalım O'nun Medine Mescidi'nden, ihmal ettiğimiz bu yönümüzü düzeltecek hangi sözler yansıyacak:

 SEVGİ VE KIZGINLIKTA ÖLÇÜLÜ OLMALIYIZ:

Ebu Hureyre (RA) anlatıyor: "Peygamberimiz şöyle buyurdu: Sevdiğin kimseyi ölçülü sev ki, bir gün sevmeyeceğin kişi olabilir. Sevmediğim bir kimseden de ölçülü bir şekilde uzaklaş bakarsın bir gün çok sevdiğin biri olabilir." İnsan ilişkilerini ve evrenin oturduğu dengeyi bundan daha güzel nasıl özetleyebilirsiniz. Hepimiz sevgi ve nefrette ölçüsüzlüğün vurgununu yiyenlerden değil miyiz? Siyaset dünyasında ne de çok görünüyor değil mi?

Kulakları sağır, gözleri kör eden işte bizim bu ölçüsüzlüğümüz değil midir? Sevgide ve nefrette insaflı olmak. Tapınmamak veya bir çırpıda silmemek. İşte Peygamber çizgisi.

 KİBİRLİ KİŞİ CENNETE GİREMEZ:

Aynen böyle buyuruyor Peygamberimiz: "Kalbinde zerre kadar kibir ve büyüklenme olan kişi cennete giremeyecektir. Yine kalbinde bir hububat ağırlığınca iman olan kimse de cehenneme girmeyecektir." (Müslim, İmam, 31; İbn Mace, Mukaddime, 9).

Çünkü insan büyüklenecek hiçbir şeye sahip değildir ki! Güzellikse, bunu veren Allah'tır. Akılsa, bunu lütfeden de O. Zenginlik veya makamsa, daha becerikli olan nice insan çok daha düşük şartlarda hayatını devam ettiriyor değil mi? Peki neyinle kime karşı büyükleniyorsun öyleyse?

Bazı âlimler bu hadisin ağır vurgusunu hafifletmeye çalışmışlardır. "Zerre kadar kibirli olan hemencecik cennete girmeyecek, bedelini ödedikten sonra cennete girecek" demişlerdir. "Hububat kadar imanı olan cehenneme girmez" sözünü de öyle yorumlamışlar. Yani "Günahları çok olsa da ebediyen cehennemde kalmaz" demişlerdir.

Bir sahabi soruyor: "Ey Allah'ın elçisi. Ben elbisemin ve ayakkabımın güzel olmasından hoşlanırım. Bu kibir midir? Cevap buyuruyor Allah Resulü:

"Allah güzelliği sever. (Senin bu duyguların güzel duygulardır.) Fakat kibir, hakkı tanımamak ve insanları küçük görmektir." (İbn Mace, Mukaddime 9).

 HAYÂ İMANDANDIR:

Peygamberimiz şöyle buyurur bir gün: "Hayâ imandandır. İman edenin yeri ise cennettir. Hayâsızlık, kötü söz konuşmak insanlara sıkıntı verip incitir. İnsanlara sıkıntı verip incitenin yeri ise cehennemdir." (Ahmed, Müsned, 10108).

Günahtan utanmak hayâdır. Hak yememek, acımak hayâdır. İnsanlara zulmetmek hayâsızlıktır. Meşru hayatı terk etmek, insanlara tuzak kurmak hayâsızlıktır. Allah'ın adını kullanıp insanları kandırmak hayâsızlıktır. Dindar görünüp samimi olmamak, secde ederken riya taşımak, Kuran-ı Kerim okurken fitne peşinde olmak hayâsızlıktır. Secdeye veya Kuran'a düşman olmak da hayâsızlıktır.

Allah'la samimi olmak, insanlara merhametli olmak, herkese kapıyı açık tutmak hayâdır, imandır.

AVLANMAK HARAM MI?

Eti yenen hayvanların eti için, zararlı hayvanların ise zararlarından korunmak için avlanmak caizdir.

Hayvanların etlerinden ve derilerinden yararlanılabilir. Ancak zevk ve spor için hayvan öldürmek, avlanmak ve bunu alışkanlık hâline getirmek uygun değildir.

 Evde kuş beslemek sakıncalı mı?

Ekolojik dengenin bozulmaması ve eziyet edilmemesi koşuluyla evcil hayvanların kafeste beslenmesi sakıncalı değildir.

 Domuzun kalp kapağı insana takılabilir mi?

Domuz eti ve domuzdan edinilen ürünler dinen haramdır. Ancak ortada zorunlu bir durum varsa, bu zorunluluk hayatı etkileyen bir sağlık meselesiyse ve başka bir maddeden yapılan bir kapakçık yoksa bu durumda domuz kalp kapağının kullanılmasında bir sakınca yoktur.

 Büyük balıklar içi temizlenmeden yenilir mi?

Büyük balıkların içinin temizlenmeden yenmesi doğru değildir. Ancak çok küçük balıkların içleriyle pişirilebileceğine dair fetva verilmiştir. Temizlenmesi elbette daha iyi olur.

Nihat Hatipoğlu.

İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.

YENİ - Site Girişimiz.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hayırlı Eş Gönderen: türkiyem
[Bugün, 11:11:49 ÖÖ]


Dostluk Nedir Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:58:32 ÖÖ]


O Gün Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:53:48 ÖÖ]


Dostluğun İçeriğimi Değişti Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:41:07 ÖÖ]


Kimseyi İncitme Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:28:13 ÖÖ]


Ya Haklı Değilsek Gönderen: türkiyem
[Bugün, 10:14:04 ÖÖ]


Dertli Davası Olan Adam Arıyorum Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:18:18 ÖÖ]


Kur’an’a Sadakatimizin Ölçüsü 5 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:10:43 ÖÖ]


Evlerinizi Bir Savaş Meydanına Çevirmeyin Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:02:01 ÖÖ]


Zamanın Ruhuna Dokunmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:50:03 ÖÖ]


Zamanı Boşa Harcamak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:39:47 ÖÖ]


Farzları ve Haramları Öğrenmek arzdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:31:58 ÖÖ]


Kişisel Gelişimin Hayatımızdaki Önemi Gönderen: anadolu
[Dün, 11:38:04 ÖÖ]


Zekatla Toplumları Sükunete Eriştirmek Gönderen: anadolu
[Dün, 11:28:35 ÖÖ]


Abdest Gusül ve Teyemmüm’ün Amaç ve İşlevleri Gönderen: anadolu
[Dün, 10:53:17 ÖÖ]


Temizlik-İbadet İlişkisi Gönderen: anadolu
[Dün, 10:45:37 ÖÖ]


Fıtrata Sadâkat Gönderen: anadolu
[Dün, 10:42:01 ÖÖ]


İnsan Bedel Ödediği Kadar İnsandır Gönderen: anadolu
[Dün, 10:36:22 ÖÖ]


Krizin Nedeni Yüz çevirmek Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:04:18 ÖÖ]


Fert Hayatının İmarı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:13 ÖÖ]