Musalla Taşı En Büyük Hatip
"Kabrin imarı nasıl olur? İbadetlerle... Kabir nasıl harap olur? Günahlarla... O bakımdan insan, ömrü boyunca kabrini imar etmeye çalışacak."
Bir başka âlemden yola çıkarıldık, orada ölüp annemizin vücudunda dirildik. Annemizin vücudunda öldük, dünyada dirildik. Dünyada öleceğiz, ahiret sarayına çıkıp hayatımızın hesabını vereceğiz.
Kur'an-ı Kerim'de bu hususta şöyle buyuruluyor: "Siz ölüler idiniz, O sizi diriltti; yine öldürecek, yine diriltecek ve sonra O'na döndürüleceksiniz." (Bakara, 2/28)
Nasıl ki her sarayın bir giriş kapısı vardır, ahiret denilen o büyük sarayın da giriş kapısı kabirdir...
Dünyaya geldiğimiz andan şu güne kadar devamlı ölü gıdalar yedik. Ölü gıdaları ALLAH, bizim vücudumuzda diriltti, biz de diri diri gezdik. Şimdi kış geldi. Tabiat beyaz kefenini giydi. Ağaçlar yapraklarını döktü, dallar kuru odun gibi kaldı. İşte kuru odun gibi kalan dalları ilkbahar gelince diriltecek olan ALLAH, ölüleri de diriltecek.
Sonların sonu mezar, ötelerin başlangıcı yine mezardır...
Hindistan'da cenazeler yakılıyor. Kül olan insanlar da dirilecek... Yasin Sûresi'nde, "İnsan kendi yaratılışını unutarak bize misal verdi: 'Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?' dedi. De ki: Onları ilk defa yaratan diriltecek. O, her yaratmayı bilir." (Yasin, 36/78-79) buyurularak Rabb'imizin bu yüce kudretine işaret edilmiştir.
İnsan kabrini cennet etmeye çalışmalı. Bunun yolu iman ve ibadettir. Peygamber Efendimiz (sas) buyuruyor ki: "Ölüyü mezara kadar üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri baki kalır; ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle kalır." (Buhari, Rikak 42; Müslim, Zühd 5, (2960); Tirmizî, Zühd 46, (2380)
İbadet, abd kökünden gelir. Abd, kul köle manasına gelir. Bir köle efendisine nasıl hizmet ve itaat ederse kul da ALLAH'a öyle hizmet ve itaat etmelidir. Gezegenlere yörünge veren ALLAH, o gezegenlerin doğumundan ölümüne kadar o yörüngeden çıkmamalarını emretmektedir. ALLAH bizleri atomlardan yaratmıştır. Atomun çekirdeği var. Çekirdeğin etrafında elektronlar dönmektedir. En küçük zerremizden, en büyük gezegenlere kadar her şey ALLAH'ın nizamına tâbi olurken, insanın İslamiyet nizamından çıkması, ibadet etmemesi olur mu?
Canımız istemediği halde ibadet etsek, sevabı iki kat olur. Sevabın birincisi, canımız istemediği halde ibadet etmişiz, yani şeytanı ve nefsimizi mağlup etmişiz; ikincisi ALLAH emrettiği için ibadet etmişiz.
Bir taraftan cehennem bütün şiddetiyle bizi kendine çekerken, diğer taraftan cennet daha büyük bir güçle bizi kendine çekmektedir.
Bugün kabirleri mermerler ve çiçeklerle süslüyorlar. Kabrin içini de cennet bahçesi yapmak istiyorsak, bu, ibadetlerle mümkündür. Nasıl ki dikenin tohumu diken verir, gülün tohumu gül verir; insan cenazesi bir tohum gibi... Mezara girince diken gibi de yeşerebilir, gül gibi de yeşerebilir.
Musalla taşındaki her cenaze, kürsüye çıkmış en büyük hatiptir.