Gönderen Konu: ÖLÜMDEKİ HAYAT  (Okunma sayısı 289 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ÖLÜMDEKİ HAYAT
« : Ağustos 06, 2019, 06:18:30 ÖÖ »
ÖLÜMDEKİ HAYAT

Ölüm ve hayat insanoğlunun imtihanı için yaratılmıştır. Hayat insanın amel edebileceği alan, ölüm ise kişiyi amel-i sâlihin taçlandırdığı yaşama çağıran bir münâdîdir. Allah (c.c) tarafından takdir ve halk edilmekle Ona kul olmanın şerefini idrak etmiş nefsin, altında ezildiği bir fırsat, kazanılmadan verilen bir sermayedir hayat… “Rabbim” diyen dilin hareketini, ubudiyetin şükrünü haykıran kalbin titreyişini, bu makama layık olamadığı için dökülen gözyaşlarının süzülüşünü mümkün kılan bir varlıktır hayat… Bu sınırlı âlemde Ma‘budu bulan gönüllerin yokluktan varlığa uzanan yollarıdır hayat…

“O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”[1]

Bu gönüller Mülk Sûresi 2. âyette hayattan önce zikredilen ölümün sırrına yolun başında erenler olmalıdırlar. Rıza-i ilâhîye talip olanların ölümün zımnında bulunan ve âlemi kuşatan rahmetten bîhaber olmaları ne mümkündür. Rahmet-i ilâhîden başka hangi merhamet cismânî yok oluşun varlığa çağırmasındaki esrarı mündemiçtir? Ölümün olmadığı bir hayatın nankör ve kendine zulmetmeyi pek seven insanı nereye götüreceği açık değil midir? Dünya sevgisi damarlarında dolaşan, kalbine işleyen, bu sevginin bağımlısı olan lezzet sarhoşu insanın sürüklendiği azgın sularda tutunacağı bir dal değil midir ölüm? Muhabbet-i ilâhî denizinde kürek çeken âşıkların vuslatı değil midir ölüm?

Ayrılık… Veda… Hüzünlü, belki akla geldikçe televizyonun sesini açmayı, zihni “güzel şeylerle” meşgul etmeyi, sohbet konusunu değiştirmeyi, daha doğrusu unutmayı gerektirecek kadar soğuk bir ayrılık… Ölümden korkanların yaşadıkları bu duygu dünyaya bağlılığın ve dünya sevgisinin bir ifadesidir. Kendini dünyaya adayanlar içleri kof, değerlerini ve asli amaçlarını yitirmiş olanlardır. Dünyaya değer vermenin değersizleştirdiği ruhlar artık sevdiklerinden ayrılma korkuları ile kâbuslar görmekte, çareyi bu gerçeği uzak görmekte aramaktadırlar.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurdular ki;

“Yemek yiyenlerin yemek kabının başına üşüştükleri gibi, insanların size karşı birleşip başınıza üşüşmeleri yakındır. Biri, “O gün biz sayıca az olduğumuz için mi bu duruma düşeriz?” diye sorunca; “Hayır, bilakis o gün sayıca oldukça fazlasınız. Fakat selin kenara attığı çer çöp gibi değersizsiniz. (öyle ki:) Allah düşmanlarınızın kalbinden sizin heybetinizi çekip çıkarır ve sizin kalbinize “vehn” koyar.”  buyurdu. ““Vehn” nedir, ey Allah’ın Rasûlü?” diye sorduklarında, “Dünya sevgisi ve ölüm korkusudur.” buyurdular.”[2]

Ayrılık… Aynı ayrılığı tecrübe etmiş mes’ûd ve bedbaht iki ruh… Ölümü hayata açılan bir kapı kılıp dünya ve lezzetlerinden ölmeden önce ayrılanlar ve dünyadan ayrılmanın sıkıntısı ile dünyadayken cehennemi yaşamaya başlayanlar… Hz. Peygamberimiz’in “Lezzetleri yok eden ölümü çok anın.”[3] sözünü hayat düsturu haline getirenler, dünyanın lezzetlerinden uzaklaşıp ubûdiyet makamında terakki edenlerdir.

Sadıkların sevgisini kazanan, yaşantısıyla ümmeti yönlendiren, nefislerin ıslahına sebep olanlar, ölümü hayatlarının bir parçası kılanlar ve lisan-ı hali ile ölümü hatırlatanlardır.[4]

Dünya ve lezzetlerinden tasfiye edilmiş, üzerini muhabbet bulutlarının kapladığı bu kalplere zamanla gerçek lezzetler ve maârif rahmet yağmurları olup yağacak, başlangıçta dünyayı kalpten çıkarmak için hatırda tuttukları ölüm dünyadan ibaret kalacak, ahiret ise onlara gerçek hayatı müjdeleyecektir. Bu kimselerde Mülk Sûresi 2. ayette önce zikredilen ölümün dünya, sonra zikredilen hayatın ahiret şeklinde inikâs bulması doğrusu ne denli şükrü muciptir. Artık alınan her nefes daha fazla ibadet için bir şükür vesilesi, ölüm de bir vuslat ve özlem anıdır. Belli ki itmi’nana eren nefsin bedendeki vücudu bundan sonra beden zindanında geçirilen esarete dönüşecek, ölüm ise özgürlüğün adı olacaktır…

Bu ümmetin tarihi, günün belli bir bölümünü kazdıkları mezarda geçiren, kendine ölümü hatırlatması için para karşılığı görevli tutan, bir tane beyaz saç veya sakal telinden ibret alanlarla doludur. Hayatın renkli ışıkları altında kendini kaybetmiş, zevk kasırgası ile bir oraya bir buraya savrulan mutsuz ve amaçsız bugünün insanının ölümü hayatının bir parçası haline getirmeye ve önderlerinden ilham almaya duyduğu ihtiyaç açıktır. Günlük koşturmanın, kendisini teslim aldığı insan, ibadetlerinde kaybettiği ya da hiç bulamadığı ihlası ölüm gerçeğini zihninde ve kalbinde canlı tutarak yakalayabileceğini unutmamalıdır. Her an ruhunu teslim edeceğini düşünen bir kişinin yaşamı günahlardan uzak sürekli münacat ve tevbe haline dönüşecektir. İbadetini tamamladıktan sonra Rabbine kavuşacağını varsayarak ibadet edenlerin secdeleri daha anlamlı, yakarışları daha içten ve samimi, hıçkırıkları daha derin olacaktır. Bitmesin diye kılınan namaz özleminde olanların namaza başlamadan önce yapacakları çok şey vardır… Bunların başında da ölüm bilinci ve tefekkürü gelmektedir. Çünkü ölüm dâr-ı bekânın hayat damarıdır. Ölümden önce ölümün sırrına vakıf olmak ise kişiye gerçek hayatı vadetmektedir.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

[1] Mülk, 67/2.

[2] Ebû Dâvûd, Melâhim, 5.

[3] Tirmizî, Zühd 4; Nesâî, Cenâiz 3.

[4] Nesefî, Medârikü’t-Tenzîl, III, s. 477.

 


* BENZER KONULAR

Dünya Klasikleri - Serdar Yıldırım Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:49:41 ÖS]


Karagöz İle Hacivat: Parayı Kim Buldu? Gönderen: Serdar Yıldırım
[Haziran 07, 2024, 06:42:55 ÖS]


İbrahim Sadri - Memleket Havalar 320 + Wav - ŞİİR ALBÜM Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 11:16:38 ÖS]


Sedat Uçan - Albümdışı & Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 04:02:08 ÖS]


Cengiz Çelikel Albümleri 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 03:44:42 ÖS]


Merhamet İhtiyacı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:37:25 ÖÖ]


Korku ve Ümit Arasında Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:33:19 ÖÖ]


Konuşmak Susmak ve Kardeşlik Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:29:32 ÖÖ]


Fitne Ateşinden Kaçmak Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:24:49 ÖÖ]


İyiliğe Çağrı Gönderen: türkiyem
[Haziran 02, 2024, 07:20:01 ÖÖ]


Zulümden Uzak Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 07:02:45 ÖÖ]


Dosdoğru Yolun Dört Zırhı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:55:39 ÖÖ]


Cennetin Anahtarı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:51:53 ÖÖ]


Haccın Verdiği Şuuru Taşıyalım Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:43:19 ÖÖ]


Vücutta Kapanmayan Yaralar Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 02, 2024, 06:35:23 ÖÖ]


Modern İnsanın Zaman Kafesi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:27:14 ÖS]


Evlilikle İlgili Gerçekçi Olmayan Beklentiler ve Doğru Bilinen Yanlışlar Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:22:58 ÖS]


Çocuklara İbadet Billinci Kazandırmanın Önemi Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:13:58 ÖS]


Evlilikte Proplerimizi Nasıl Çözeriz Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 03:06:14 ÖS]


Otizim ve Beslenme Gönderen: anadolu
[Haziran 01, 2024, 02:58:09 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41