Kabirde Ölüye Menfaat Veren Şeyler
îbn-i Ebi Dünya,, Ebû Nuaym «Hilye»de Sabit et-Benr^i'den rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
Mümin kabrine konulduğu zaman salih amelleri etrafınîTsarar-lar...Azap meleği geldiği zaman yaptığı salih bir ameli:
«Ondan vazgeç. Eğer yalnız basma da kalsam sana yol vermem ki, ona azap veresin der.
îbn-i Ebi Dünya, Sabit el-Bennâni'den rivayet ettiğine le demiştir:
Salih kul kabrine konulduğu zaman, ona Cennetten biF yatak getirilir. Ona:
«Uyu! GÖzünaydın. Afiyet olsun. Allah senden razı olsun. Hoş kalasın» denilir.
Allah göz alacak kadar kabrini genişlendirir. Ona Cennetten bir kapı açar. O kapıdan Cennetin güzelliklerine bakar. Oranm kokusunu abr. Oruç, namaz, ve iyilik gibi salih amelleri onun etrafını sararlar. Ona derler ki;
«Biz seni yorduk, susattık, uykusuz bıraktık. Şimdi senin istediğin gibi oluruz. Sen Cennete girinceye kadar sana arkadaşlık edip ünsiyet vereceğiz.»
Bezzâr, Taberani, Hakim/Enes (RadıyAllahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre; Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
Her insanın üç dostu vardır. Biri ona der ki; «İnfak ettiğin sanadır. Tuttuğun sana değildir. Bu dost onun malıdır.» Diğeri de ona der ki:
«Allah'ın huzuruna varıncaya kadar ben seninle beraberim. Orda seni bırakır, dönerim. O da aile ve akrabasıdır.» Sonuncusu ise ona:
«Ben her yerde seninle beraberim, der. O da amelidir.» Bunun üzerine insan o son dostuna der ki;
«Bu üç dostun, bana en iyisi sensin.»
Buharı ve Müslim, Enes (RadıyAllahanhdan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Saliallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
Kul öldüğü zaman üç şey onun peşinde gider. İkisi döner, biri kalır. Ailesi, malı, ameli... Mal ve ailesi döner, ameli kalır.
Bezzâr, Taberani, Hâkim, Numan bin Beşir (RadıyAllahû anhr-dan rivayet ettiklerine göre;
Resûlullah (Saliallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Müminin misâli, üç dostu olan bir adamın misâli gibidir. Dostlarının biri ona der ki;
«İşte bu malım... İstediğini al, istediğini bırak.» Biri de ona:
«Ben senin hizmetkârınım, fakat Öldüğün zaman seni bırakırım. Diğeri de ona;
«Ben daima seninle beraberim, der. Birinci dost onun malıdır, ikincisi onun aile ve akrabasıdır. Üçüncüsü onun amelidir. Hiç bir yerde ondan ayrılmaz.»
İbn-i Ebi Dünya, Ka'b'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Salih kul, kabrine konulduğu zaman, namaz, oruç, hac, cihad,
sadaka gibi sâlih amelleri etrafını sararlar. Azap melekleri ayakları tarafından gelirler. Namaz der ki, uzaklasın, size yol vermem. Allah için arkadaşım çokça namaza duruyordu. Melekler baş tarafından yaklaşmak isterler. Oruç kalkar;
«Size yol yok, Allah için dünyada çokça aç ve susuz kaldı,» der. Cesedi tarafmdan gelmek isterler. Hac ve cihad kalkar;
«Bu adam kendini çokça yordu, hac etti, cihad etti. Size, ona yol yok, derler.
Elleri tarafmdan gelmek ister, sadaka der ki;
«Geri dönün, bu eller Allah'ın yolunda nice sadaka vermiştir, size yol veremem. Bunun üzerine, sağken ve ölü iken de ne iyisin» diye ona söylenilir. Sonra rahmet melekleri gelir. Ona Cennetten bir yatak ve Örtü getirirler. Göz alacak kadar kabri genişlenir. Cennetten bir kandil getirilir. Kıyamette Allah onu diriltinceye kadar kabrini aydınlatır.
îbn-i Ebi Dünya, Yezid bin Ebû Mansûr'dan rivayet ettiğine göre;
Bir adam Kur'an okuyordu. Ölüm anı gelince azap melekleri ruhunu almak için hazır bulunurlar. Bunun üzerine Kur'an o vücuttan çıkar. «Yâ Rabbi beni iskân ettiğin yerde yine iskân et,» der. Allah da meleklere buyurur ki, Kur'an'ın meskenini ona terkedin.»
Ibn-i Mende, Amr bin Mürre'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir : .
İnsan kabrine girdiği zaman sol tarafından bir melek gelir. Kur'an da gelir, onu ondan meneder. Melek der ki;
«Sana ne oluyor? VAllahi o seninle amel etmezdi. Kur'an ise;
Ben onun kafasında değil mi idim?» der. Arkadaşmı kurtarın-caya kadar ordan ayrılmaz.
Isbehani Tergib'de, Ebu'l-Minhâl'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Kişi, kabrinde bol istiğfardan daha sevimli hiçbir komşu bulamaz.»
Buharı el-Edeb'de ve Müslim, Ebû Hüreyre (RadıyAllahû anh) '-dan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sel-lem) şöyle buyurdu :
December 26th, 2007umut
îbn-i Ebi Dünya,, Ebû Nuaym «Hilye»de Sabit et-Benr^i'den rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
Mümin kabrine konulduğu zaman salih amelleri etrafınîTsarar-lar. Azap meleği geldiği zaman yaptığı salih bir ameli:
«Ondan vazgeç. Eğer yalnız basma da kalsam sana yol vermem ki, ona azap veresin der.
îbn-i Ebi Dünya, Sabit el-Bennâni'den rivayet ettiğine le demiştir:
Salih kul kabrine konulduğu zaman, ona Cennetten biF yatak getirilir. Ona:
«Uyu! GÖzünaydın. Afiyet olsun. Allah senden razı olsun. Hoş kalasın» denilir.
Allah göz alacak kadar kabrini genişlendirir. Ona Cennetten bir kapı açar. O kapıdan Cennetin güzelliklerine bakar. Oranm kokusunu abr. Oruç, namaz, ve iyilik gibi salih amelleri onun etrafını sararlar. Ona derler ki;
«Biz seni yorduk, susattık, uykusuz bıraktık. Şimdi senin istediğin gibi oluruz. Sen Cennete girinceye kadar sana arkadaşlık edip ünsiyet vereceğiz.»
Bezzâr, Taberani, Hakim/Enes (RadıyAllahû anh)'dan rivayet ettiklerine göre; Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
Her insanın üç dostu vardır. Biri ona der ki; «İnfak ettiğin sanadır. Tuttuğun sana değildir. Bu dost onun malıdır.» Diğeri de ona der ki:
«Allah'ın huzuruna varıncaya kadar ben seninle beraberim. Orda seni bırakır, dönerim. O da aile ve akrabasıdır.» Sonuncusu ise ona:
«Ben her yerde seninle beraberim, der. O da amelidir.» Bunun üzerine insan o son dostuna der ki;
«Bu üç dostun, bana en iyisi sensin.»
Buharı ve Müslim, Enes (RadıyAllahanhdan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Saliallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
Kul öldüğü zaman üç şey onun peşinde gider. İkisi döner, biri kalır. Ailesi, malı, ameli... Mal ve ailesi döner, ameli kalır.
Bezzâr, Taberani, Hâkim, Numan bin Beşir (RadıyAllahû anhr-dan rivayet ettiklerine göre;
Resûlullah (Saliallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Müminin misâli, üç dostu olan bir adamın misâli gibidir. Dostlarının biri ona der ki;
«İşte bu malım... İstediğini al, istediğini bırak.» Biri de ona:
«Ben senin hizmetkârınım, fakat Öldüğün zaman seni bırakırım. Diğeri de ona;
«Ben daima seninle beraberim, der. Birinci dost onun malıdır, ikincisi onun aile ve akrabasıdır. Üçüncüsü onun amelidir. Hiç bir yerde ondan ayrılmaz.»
İbn-i Ebi Dünya, Ka'b'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Salih kul, kabrine konulduğu zaman, namaz, oruç, hac, cihad,
sadaka gibi sâlih amelleri etrafını sararlar. Azap melekleri ayakları tarafından gelirler. Namaz der ki, uzaklasın, size yol vermem. Allah için arkadaşım çokça namaza duruyordu. Melekler baş tarafından yaklaşmak isterler. Oruç kalkar;
«Size yol yok, Allah için dünyada çokça aç ve susuz kaldı,» der. Cesedi tarafmdan gelmek isterler. Hac ve cihad kalkar;
«Bu adam kendini çokça yordu, hac etti, cihad etti. Size, ona yol yok, derler.
Elleri tarafmdan gelmek ister, sadaka der ki;
«Geri dönün, bu eller Allah'ın yolunda nice sadaka vermiştir, size yol veremem. Bunun üzerine, sağken ve ölü iken de ne iyisin» diye ona söylenilir. Sonra rahmet melekleri gelir. Ona Cennetten bir yatak ve Örtü getirirler. Göz alacak kadar kabri genişlenir. Cennetten bir kandil getirilir. Kıyamette Allah onu diriltinceye kadar kabrini aydınlatır.
îbn-i Ebi Dünya, Yezid bin Ebû Mansûr'dan rivayet ettiğine göre;
Bir adam Kur'an okuyordu. Ölüm anı gelince azap melekleri ruhunu almak için hazır bulunurlar. Bunun üzerine Kur'an o vücuttan çıkar. «Yâ Rabbi beni iskân ettiğin yerde yine iskân et,» der. Allah da meleklere buyurur ki, Kur'an'ın meskenini ona terkedin.»
Ibn-i Mende, Amr bin Mürre'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir : .
İnsan kabrine girdiği zaman sol tarafından bir melek gelir. Kur'an da gelir, onu ondan meneder. Melek der ki;
«Sana ne oluyor? VAllahi o seninle amel etmezdi. Kur'an ise;
Ben onun kafasında değil mi idim?» der. Arkadaşmı kurtarın-caya kadar ordan ayrılmaz.
Isbehani Tergib'de, Ebu'l-Minhâl'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Kişi, kabrinde bol istiğfardan daha sevimli hiçbir komşu bulamaz.»
Buharı el-Edeb'de ve Müslim, Ebû Hüreyre (RadıyAllahû anh) '-dan rivayet ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sel-lem) şöyle buyurdu :