Gönderen Konu: Kul Kime Denir  (Okunma sayısı 110 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5817
Kul Kime Denir
« : Ağustos 31, 2021, 07:31:51 ÖÖ »
Kul Kime Denir

"Ben, cinnîleri ve insanları, ancak beni bilsinler, tanısınlar ve bana ibâdet (kulluk) etsinler diye yarattım." (Zâriyât, 56)
 
Arapça "Abd" kelimesi, hem “kul”, hem de “köle” demektir.

Kul: Birinci manâsı i’tibâriyle, ibâdet eden, itâat eden, hizmet eden, canlı mahlûk (insan, melek ve cin) manâsında kullanılır.

Allahü teâlâ buyuruyor ki: "Ben, cinnîleri ve insanları, ancak beni bilsinler, tanısınlar ve bana ibâdet (kulluk) etsinler diye yarattım." (Zâriyât, 56)

"Ey kulum! Emrettiğim farzları yap, insanların en âbidi olursun. Yasak ettiğim harâmlardan sakın, verâ' sâhibi olursun. Verdiğim rızka kanâat eyle, insanların en ganîsi olursun, kimseye muhtâç kalmazsın. (Hadîs-i kudsî-Riyâzus-Sâlihîn)

Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki:

"Cenâb-ı Hakk'ın kulları üzerindeki hakkı; onların kendisine ibâdet etmeleri ve başka hiçbir varlığı O'na şirk (ortak) koşmamalarıdır." (Müslim)

"Ben kulum; kullar gibi yere oturur yerim." (Şir'atül-İslâm)

"Bir kimsenin Allahü teâlâya kul olması için, O'ndan başka şeylere kul olmaktan ve bağlanmaktan tam kurtulması lâzımdır." (İmâm-ı Rabbânî)

"Kulun hakîkî îmâna kavuşması için, dört şey lâzımdır; bütün farzları edeble yapmak, helâl yemek, görünen ve görünmeyen bütün harâmlardan, yasaklardan sakınmak ve bu üçüne ölünceye kadar devâm etmeye sabretmek." (Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî)

Mürted: Müslümân iken dinden çıkan, kâfir olan kimsedir.

"Helâli, harâmı ayırt etmeyen, farzı yapmağa, harâmdan kaçınmağa ehemmiyet vermeyen mürted olur. Kelime-i şehâdet getirse, namaz kılsa, ben Müslümânım dese de Müslümân olmaz. Bu sözlerine ve ibâdetlerine inanılmaz.

Dînden çıkmasına sebep olan şeye pişmân olması, tövbe etmesi lâzımdır." (Seyyid Abdülhakîm Efendi)

"Mürtedin Müslümân iken yapmış olduğu ibâdetlerin, iyiliklerin hepsi yok olur. Âhirette ona fâidesi olmaz. Ölmeden önce Müslümân olursa, affolur. Tertemiz mü'min olur. Yeniden hac etmesi lâzım olur. Namazlarını ve oruçlarını kazâ etmez. Önceden kazâya bırakmış olduklarını kazâ etmesi lâzımdır.

Çünkü mürted olunca, önceki günâhlar yok olmaz." (Muhammed Hâdimî)

Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki:

"Allahü teâlâya, Cebrâil aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz, mü'minleri, Allah için sevmedikçe, kâfirlere ve mürtedlere, Allah için düşmânlık etmedikçe, hiçbiri kabûl olmaz." (Berîka)

Kitâblı kâfirler: Yahûdîler ve Hıristiyânlardan bir Peygamberi kabûl eden, bir kitâba inananlardır. Yahûdî veya Hıristiyânım diyen kimseler, Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i Îsâ (aleyhimes-selâm)ı kabûl etmezlerse, Tevrât ve İncîl'e inanmazlarsa, kitapsız kâfir olurlar.

Kitâbsız kâfirler: Ehl-i kitâbın dışındaki kâfirler, dinsizlerdir.

"Müslümânlar, âhirete inanıyor. Kitapsız kâfirler inkâr ediyorlar. Tekrâr dirilmek olmasaydı, inanmayanlar bir şey kazanmaz, Müslümânlar da zarar etmezdi. Fakat kâfirlerin dediği olmayınca, sonsuz azâb çekeceklerdir." (Hazret-i Ali)

"Kitapsız kâfirlerin kestikleri yenmez, kızları alınmaz ve onlara kız verilmez." (Muhammed Hâdimî)

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5817
Ynt: Kul Kime Denir 2
« Yanıtla #1 : Eylül 14, 2021, 08:06:12 ÖÖ »
Cuma Namazına Dair  2

Hulefâ-i Râşidîn’in isimlerini okumak, hutbenin şartı değilse de, Ehl-i sünnetin şiârıdır, nişânıdır.
 
1- Birkaç câmide hutbelerde Dört Halîfenin ismi okunurken, çoğu câmide okunmuyor. Okunmaması Ehl-i sünnete aykırı değil midir? Elbette, aykırıdır. Hattâ bid’attir. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, zamanın ileri gelenlerine yazdığı bir mektubunda buyuruyor ki:

Samane şehrinin hatîbi, Kurbân Bayramı hutbesinde, Hulefâ-i Râşidîn’in yani Resûlullah'ın dört halîfesinin isimlerini söylememiş ve namazdan sonra bir kısım cemâat kendisine bunu söyledikleri zaman, “Unuttum veya şaşırdım” gibi bir özürde bulunmayarak, “İsimleri söylenmezse ne olurmuş?” diye inâd etmiş. Halktan ileri gelenler, bu hâle seyirci kalıp o insâfsız hatîbe haddini bildirmemişler.

Hulefâ-i Râşidîn’in isimlerini okumak, hutbenin şartı değilse de, Ehl-i sünnetin şiârıdır, nişânıdır. Onu, bile bile inâd ederek ancak kalbi bozuk olan okumaz. Ehl-i sünnet olan bir sultân zamanında, böyle bid’at çıkarmak, ne büyük cesârettir. Belki de, devlete, ülül-emre karşı gelmek demektir. Asıl şaşılacak şey de, o şehrin muhterem eşrâfının, ileri gelen Müslümânlarının, bu vak’a karşısında kımıldamamaları, gevşek davranmalarıdır.

Kur'ân-ı kerîmde “Gücü yeterken, günâh işleyenlere mâni olmayıp susmanın, kötü” olduğuna dâir hüküm var. Bu tüyler ürpertici haberi duyar duymaz, aklım başımdan gitti. Fârûkî damarım harekete geçti, bunları yazdım. (C. 2/Mektûb: 15)

Hutbede dört halifenin isimlerini yüksek sesle okumak, Ehl-i sünnet olmanın alâmetidir. (İslâm Ahlakı)

2- Hutbe dinlerken, konuşulmaz ve bir şey okunmaz, duâlara âmîn denmez, ama bugünkü hutbelerde, ağaç dikmek, kalkınmak gibi şeylerden de bahsediliyor, üstelik Arapça da okunmuyor. Kalbi temizlemek niyetiyle içimizden kelime-i tevhîd okumamızda sakınca olur mu? Hutbe Arapça da okunsa, namazdan, oruçtan da bahsedilse, kelime-i tevhîd kalbden okununca zararı olmaz.

Hutbe dinlerken, “Takkeni unutmuşsun”, “şurada boşluk var”, “safları doldur” gibi şeyler söylemenin, konuşmanın ve imâmın âmin dedirtmesinin mahzûru olur mu?

Hutbe dinlemek namaz gibidir. Namazda yapılmaması gereken şeyler, hutbe dinlerken de yapılmamalı. Yer değiştirmek, konuşmak, konuşana sus demek, hattâ duâ okumak, açıktan âmin demek bile câiz değildir. Câmiye girince, hutbe okunuyorsa, hemen ilk bulduğu boş yere oturmalıdır. Safları yararak ileri geçmemelidir. Müminlere eziyet günâhtır.

3- Mescid küçük olsa, etrâfta da câmi yoksa, Cuma namazında, birinci cemâat çıktıktan sonra, ikinci cemâat olmak câiz değildir.

4- Seferî olana Cuma namazı kılmak farz olmadığı hâlde, seferî olan kimse, Cuma namazını kıldırabilir mi? Seferî imâm, mukîm cemâate Cuma namazı kıldırabilir.

5- Almanya, Fransa gibi gayrimüslim bir ülkede cuma namazı kılmak farz olmadığına göre, orada kırk kişi varsa, Şâfiî mezhebi taklit edilip kılınsa farz sevâbı alınır mı?

Evet, taklîd edilirse, Cuma namazı sahîh olur.

Müslümân olmayan bir ülkede, Müslümânlar, bir imâm seçerek Cuma namazı kılsalar, Hanefî mezhebine göre de namazları sahîh olur. (İbn-i Âbidin)

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı,

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41