Son İletiler

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 10
11


Resulü Efendimiz (S.A.V.) Ümmetimden 27 Tane Yalancı Çıkacak”

Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor: “Benim ümmetimde çok yalan söyleyenler ortaya çıkacaklar.

Allah’ın (C.C.) emretmediğini emrediyor gibi, benim buyurmadığımı buyuruyor gibi insanları yalan söyleyerek yanıltmaya çalışacak. Deccaller olacak insanları yanıltmak için her yola başvuracaklar. 27 tane yalancı çıkacak. Bu sayıdan 4 tanesi kadın olacak. Ben peygamberlerin sonuncusuyum ve benden sonra peygamber gelmeyecek. İsa peygamber, yalanlar çoğaldığında dünyaya gelince bir şey getirmeyecek benim getirdiklerimle yaşayacak ve dünyayı dürüst bir yer yapacak. Sonra vefat edecek ve dünya tekrar bozulmaya gidecek ve kıyamet kopacak.” Yukarıda verilen yalancı sayısı bir başka hadiste 30 olarak da bahsediliyor. Bu hadis-i şeriften anlayacağımız üzere Efendimiz, Hz. İsa peygamberin öldürülmediğini ve onu Rabbimizin semaya çektiğini de söylüyor. Ahir zamanda dünyaya tekrar ineceğini ve onun dünyaya tekrar indiğinde Allah’tan (C.C.) bir şey getirmeyeceğini, Efendimizin (S.A.V.) sünnetleri ile dünyadan yalancıları temizleyeceğini anlıyoruz.

“KARINDA HASTALIKLARA SEBEP OLAN İLLETLERİ İYİLEŞTİRİR”

Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor:

“Karpuzda 10 haslet vardır ve hasletler şunlardır: O yiyecek ve içecektir. Onun güzel kokusu vardır. O meyvedir. Onunla eller yıkanır. Mesaneyi yıkar. Karnı yıkar. Meniyi çoğaltır. Cinsel ilişkiyi artırır. Karında hastalıklara sebep olan illetleri iyileştirir. İnsan derisini temizler.” Hadîs-i şerifi rivayet eden Abbullah bin Abbas’tan Allah (C.C.) razı olsun bizleri şefaatlerine nail eylesin. Hadîsten çıkarmamız gereken şey açıkça belirgindir sevgili kardeşlerim. Karpuzun insana direkt faydalı bir besin olduğu ve birçok yararlı özelliğini Efendimiz (S.A.V.) bizlere o zaman söylemiştir.

EFENDİMİZ, TİCARET YAPIN BUYURUYOR

Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor: “Devenin zekâtı vardır. Koyununda da zekâtı vardır.

Sığırın da zekâtı vardır. Kumaşın da zekâtı vardır. Kim altınlarını ve gümüşlerini borcunu vermek için değil, Allah (C.C.) yolunda harcamak için değil de başka bir şey için saklıyorsa kıyamet gününde o hazinesi ve malı ile ütülenip dağlanacak.” kazandığımız malı saklamamamız gerektiğini Efendimiz (S.A.V.) bizlere buyuruyor. Altın ve gümüşünü kazandıktan sonra piyasaya süreceksin ki piyasada altın ve gümüş kıtlığı yaşanmasın. Efendimiz, ticaret yapın buyuruyor. Ayrıca hadîs-i şerifin başında söylediği mallara zekâtın düştüğü ve zekâtın her daim malın kiri olduğunu söyleyen Peygamberimiz (S.A.V.), bu hadîs-i şerifinde de ümmetine zekâtlarını verin demeye çalışıyor.

“CENNETTE 8 KAPI VARDIR”

Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor: “Cennette 8 kapı vardır. O kapılardan birincisinin ismi Reyyan kapısıdır. Reyyan kapısından ancak oruç tutanlar girebilirler. Diğer kapılar insanların amellerine göre taksim edilmiştir. Reyyan kapısından giren hiçbir şekilde susuzluk çekmez.” Efendimiz (S.A.V.), oruç tutanlara Allah'ın (C.C.) verdiği önemi bu hadîs-i şerifinde çok açık bir şekilde belli ediyor. Kıyamet vaktinde insanların hepsi kan ter içinde kalacakken, terlerinde boğulma durumuna gelip tabiri caizse hayvanlar gibi nefes almak için başlarını bir yukarı bir aşağı indirip kaldıracakları söylenirken, Reyyan kapısından geçecekler bu durumları yaşamayacaklarını Efendimiz (S.A.V.) söylüyor.

Prof. Dr. Cevat Akşi.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap
12
Yetenekli Kalemler / Bir Zulüm Ki
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Dün, 06:03:56 ÖÖ »


Bir Zulüm Ki

Bir zulüm ki yer gök ağlamakta! Genelde Filistin özelde Gazze’de gerçekleştirilen sivillere yönelik insanlık dışı katliam, mazlum ve mağdur Filistin halkına karşı soykırıma dönüşmüştür. Her geçen gün şiddeti artan bir savaşta bir halk dünyanın gözü önünde yok edilmektedir.

Bu zulüm karşısında Müslüman ülkeler derin bir gaflet içerisindedir ki bu konuda nice âyet-i kerime ve hadis-i şerif müminleri birlik beraberlik içinde olma, zulme karşı direnç gösterme bir olma konusunda müminleri ikaz etmekte ve uyarmaktadır.
 
Bir zamanlar arkasında firavunun orduları varken Mısır'dan çıkıp Sina Çölü’ne sığınanlar, bugün aynı firavunun işgal ordusuna dönüşüp ocaklarını söndürdükleri Gazzeli mazlumları yine aynı yere, yani Sina Çölü’ne sürmenin planlarını yapıyor. Evet, Filistin’de insanlar öldürülüyor, ağır silahlarla taranan halk; genç-yaşlı-çocuk, bebek ayırımı yapılmaksızın kurşunlarla ve bombalarla gözümüzün önünde yok ediliyor. Onlar açlıktan, biz utançtan öleceğiz! Yıkmak, yok etmek bir insanlık suçudur, bir insanlık günahıdır. İmar etmek ise onurlu bir davranıştır. Bu zihniyet tarih boyunca sözüm ona din adına, sapkın kutsalları adına, insanlığa karşı olan kin ve nefretini gizlemiş içindeki kini ve öfkesini bugün mazlum ve savunmasız Gazze halkına kusmaktadır. Unutmayın bu katil ve lanetlenmiş zihniyet yarın fırsat bulduğunda aynısını bizlere de yapar.
 
İsrail saldırılarında en çok, evlerin, camilerin ve minarelerin tamamına yakınının yıkıldığına şahit oluyoruz. Gördüğümüz bu manzara, yıkılmış evler, harabeye dönmüş yuvalar, ortalıkta çaresizce ve sahipsiz bırakılan Müslümanların cenazeleri… Siyonist zihniyetin ne kadar barbar ne kadar acımasız ne kadar vahşi olabileceğini gösteriyor. Unutmayın Gazze’nin düşüşüyle Kudüs Medeniyeti yok olacaktır. Kudüs Medeniyeti ise İslamiyet’in beynidir.
 
Dün güvenli yer olarak refah bölgesini gösterdiler. Bugün ise; "Gözü dönmüş bu caniler, yüz binlerce insanın sığındığı ve güvenli bölge ilan edilen Refah şehrine saldırmaktadır.
 
Ya Rabbi izzetin ve celalin hürmetine "Oğlumu, evladımı bana geri verin" diye çığlık atan annelere imdat-ı ilahiyen ile yardım eyle. Âmin...
 
Emre Tingiroğlu.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.
13
DUA BAHÇESİ / Müstecab Dua Ne Demektir
« Son İleti Gönderen: fanidunya NET Dün, 05:54:48 ÖÖ »


Müstecab  Dua Ne Demektir

Müstecab, icabet edilen yani kabul olan dua demektir.

Müstecab olan dualar çoktur. Biz bu makalede bazılarını bildirelim...

Efendim, müstecab, icabet edilen yani kabul olan dua demektir. Bunu söylemekle, (Bana, kabul olacak dua et!) demek istiyor. Müstecab olan, yani kabul edilen dualar çoktur. Bazılarını bildirelim:
 
(Düâ-i zahrul gayb icabete makrundur=Gıyaben yapılan dua, icabete daha yakındır) buyuruluyor. Bu, (Bir müminin, diğer müminin arkasından yapacağı dua makbuldür, kabul olur) demektir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
 
(Bir Müslümanın din kardeşinin arkasından ettiği hayır dua kabul olur. O kimse, dua edince, bir melek, “Âmin! Kardeşin için ne istiyorsan, aynısını Allah sana da versin” der.) [Müslim]
 
Demek ki müstecab dua isteyen, şunları söylüyor:
 
1- (Arkadan, gıyabımda bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (En tez kabul olunan dua, kişinin din kardeşi gıyabında ettiği duadır.) [Buharî]
 
2- (Mübarek gecelerde bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (Şu beş gecede yapılan dua kabul olur: Regaib, Berat ve Cuma gecesi ile Ramazan ve Kurban Bayramının birinci gecesi.) [İbni Asakir]
 

3- (Salevat getirerek bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (Dua perdelidir, salevat getirilince, perdeler yırtılır, dua kabul olur.) [Taberanî]
 
4- (Seher vaktinde bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (Gece seher vaktinde yapılan dua kabul olur.) [Tirmizî]
 
5- (Hatim yapınca bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (Hatim yapanın duası kabul olur.) [Beyhekî]
 
6- (Namazlardan sonra bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Buharî]
 
7- (Oruçluyken bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (Oruçlunun duası reddedilmez.) [Tirmizî]

8- (İsm-i a’zam okuyarak bana dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (İsm-i a'zamla edilen dua kabul olur ve dileği yerine gelir.) [İbni Mace]
 
İsm-i a'zam, Kur'an-ı kerimdedir. Hangi âyetler olduğu belli değildir. (İsm-i azam, "Ve ilahüküm ilahün vahid, la ilahe illa hüverrahmanürrahim" âyeti ile "Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum" âyeti içindedir.) [Tirmizi] [Bekara 162. ve Al-i İmran 2. âyetleridir.]
 
9- (Cuma günleri bana çok dua et!) diyor. Bir hadis-i şerif: (Cuma günü sabahtan akşama kadar çok dua etmeli; çünkü cuma günü icabet vakti vardır; dua o zamana tesadüf ederse, edilen dua kabul olur.) [İ. Nevevî]
 
10- (Kabul olup olmayacağını hiç düşünme, yeter ki sen bana dua et! Dua kabul olur) demek istiyor. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
 
(Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten hayâ eder, edilen duayı kabul eder.) [Tirmizî]
 
(Allahü teâlâ, birine dua etmesini takdir etmişse, kabul etmeyi de takdir etmiştir.) [Ebu Nuaym]
 
(Dua etme arzusu gelince, dua edin! Çünkü bu arzu, duanın kabul olacağına alamettir.) [Tirmizî]

Ahmet Demirbaş.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.
14
Mustafa Sevim - Albümdışı ve Single Eserleri

Mustafa Sevim - Albümdışı ve Single Eserleri (16 / 72:12)
-------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Bir Görüşte Aşık Oldum 04:55
Mustafa Sevim - Doyulurmu 2016 06:09
Mustafa SevimMustafa Sevim - Gidem Görem Medine'yi 04:00
Mustafa Sevim - Gönül Yanıyor 04:17
İlahi YayınMustafa Sevim Yeni İlahileri 2018 - Yeni İlahiler 2018 07:09
Mustafa Sevim - Hu Diye Hu Diye Gavsım Geliyor 05:06
Mustafa Sevim - Kul Güzel Olur 03:28
Mustafa Sevim - Menzilde Üç Minare Yeni 02:58
Mustafa Sevim - O Medinede 03:06
Mustafa Sevim - Özledim 04:14
Mustafa Sevim - Seni Ararım Allahım 04:10
Mustafa Sevim - Senin Hasretinden 03:05
Mustafa Sevim - Seydam 02:54
Mustafa Sevim - Sofilik Ateşten Gömlek 05:20
Mustafa Sevim - Yak Sultanım (K.S) 05:52
Mustafa Sevim - Yetiş Seydam 05:22



Mustafa Sevim - Ben Bir Sultan Gördüm Menzil Köyünde 2018 Single - 320 Kbps (1 / 00:00)
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Ben Bir Sultan Gördüm Menzil Köyünde 03:04



Mustafa Sevim - Seher Yeli 2020 Single  - 320 Kbps (1 / 05:55)
------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Seher Yeli 2020 05:55



Mustafa Sevim - Sen Seyyid Sâki'nin Babasısın 2021 Single - 320 Kbps (1 / 04:26)
------------------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Sen Seyyid Sâki'nin Babasısın 2021 04:26



Mustafa Sevim - Meftun (feat. Murat Belet) (Single) 2022 - 192 Kbps
1 / 00:00:04:30 / 10,32 MB

Mustafa Sevim - Meftun (feat. Murat Belet) (Single) 2022 - 192 Kbps (1 / 04:30)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Meftun (feat. Murat Belet)  04:30



Mustafa Sevim - Vuslat (Single) 2022 - 320 Kbps + Flac
1 / 00:00:03:24 / 7,79 MB - 21,20 MB

Mustafa Sevim - Vuslat (Single) 2022 - 320 Kbps (1 / 03:24)
---------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Vuslat  03:24



Mustafa Sevim & Hamed Pashmaki - Merhaba (Single) 2022 - 320 Kbps
1 / 00:00:03:20 / 7,64 MB

Mustafa Sevim & Hamed Pashmaki - Merhaba (Single) 2022 - 320 Kbps (1 / 03:20)
---------------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim & Hamed Pashmaki - Merhaba  03:20




Mustafa Sevim & Hamed Pashmaki - Can Ahmed'im (Single) 2022 - 320 Kbps
1 / 00:00:03:43 / 8,53 MB

Mustafa Sevim & Hamed Pashmaki - Can Ahmed'im (Single) 2022 - 320 Kbps (1 / 03:43)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim & Hamed Pashmaki - Can Ahmed'im  03:43



Mustafa Sevim - Ayrılık Hasreti (Single) 2023 - 320 Kbps
1 / 00:00:02:42 / 6,20 MB

Mustafa Sevim - Ayrılık Hasreti (Single) 2023 - 320 Kbps (1 / 02:42)
------------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Ayrılık Hasreti  02:42



Mustafa Sevim & Fırat Türkmen - Vurgunum (Single) 2023
1 / 00:00:04:12 / 3,85 MB

Mustafa Sevim & Fırat Türkmen - Vurgunum (Single) 2023 (1 / 04:12)
----------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim & Fırat Türkmen - Vurgunum  04:12



Mustafa Sevim - Sana Geldim (Single) 2024 - 320 Kbps
1 / 00:00:03:49 / 8,76 MB

Mustafa Sevim - Sana Geldim (Single) 2024 - 320 Kbps (1 / 03:49)
--------------------------------------------------------------------------------------
Mustafa Sevim - Sana Geldim  03:49




Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap



Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap




İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.

15
Mehmet Çelebi - Single Eserleri
2 / 00:00:07:44 / 17,73 MB

Mehmet Çelebi - İmtihan (Single) 2024 - 320 Kbps (1 / 03:56)
----------------------------------------------------------------------------------
Mehmet Çelebi - İmtihan  03:56


Mehmet Çelebi - İsmi Anılınca (S.A.V) (Single) 2024 - 320 Kbps (1 / 03:48)
------------------------------------------------------------------------------------------------
Mehmet Çelebi - İsmi Anılınca (S.A.V)  03:48




Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap




İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.
16
Anne Bebek,Bbakımı / Çocuk ve Dayak
« Son İleti Gönderen: türkiyem Mayıs 16, 2024, 10:54:26 ÖÖ »


Çocuk ve Dayak

Çocuklarımıza bu hayatta öğretmek istediğimiz şeylerden biri öfke dürtülerimizi nasıl kontrol etmemiz gerektiği olmalıdır. Öfkesini kontrol edemeyen ebeveyn elbette bunu çocuğuna da öğretemez. Çocuk bunu güçlüler, zayıflara vurabilir veya istediği gibi davranabilir şeklinde algılayacaktır.

Bu zincir genelde baba, anneyi döver; anne çocuğu, çocuk ise kardeşini döverek yani taklit ederek ilerler. Çocuk problemlerin kaba kuvvetle çözülebileceğini düşünür. Bazı ebeveynler ise ben çocuğumu seviyorum arada sırada vurmalarım onu etkilemez şeklinde bir savunma mekanizması geliştirerek kendilerini haklı çıkarırlar. Hele hele bu vurmalara seni bırakır giderim; annen olmam; baş belası çocuk gibi sözlerde eklenince çocuğun özgüveni tükenir gider.

Yapılan araştırmalar dayak atılan çocuğun zekâ düzeyinin normalden düşük ilerlediğini göstermiştir. Çok katı olmak çocuğun kalbini kırar, saldırgan veya çekingen yapar.

Çocuğu dövmek ahlakını bozar, onu yalana sevk eder. Allah korkusunun dışındaki bütün korku vasıtaları insan için zararlıdır. Çocuk anne, babayı onlardan korktuğu için güçlü olana kadar mecburen dinler; oysa onları sever ve kalplerini kırmaktan korkarsa ömrünün her döneminde onları sayar ve önemser.

Peygamberimiz (s.a.s) çocuklara hoşgörülü yaklaşmış, ilgi göstermiş, şakalaşmış, onlarla oyun oynamıştır. Onları taklit yoluyla eğitmiştir. İbn-i Abbas’ın ona bakarak abdest almasını buna örnek verebiliriz. Bizlerde yavrularımızdan bıkmamalı ve şikâyetçi olmamalıyız. Hiç iletişim kurmadan, sevgisini-saygısını kazanmadan, onlarla oynamadan ve hatta onlarla birlikte ağlamadan, kendilerince olan dertlerini dinlemeden nasıl bu büyük emaneteİslam’ı anlatabiliriz. Döverek mi Müslüman yetiştireceğiz.

Sabır ne güzel haslet! Sanki bizler hatasız mıyız? Ya bizi de hatalarımızdan dolayı sürekli küçümseyip, dövselerdi, adam yerine koymasalardı? Düşünün ve kendinizi onların yerine koyun. Empati yapınca ne kadar onur kırıcı oldu değil mi?

“Şefkatli olmayana merhamet edilmez.” (Buhârî, Edeb/18)

Tedip, edep verme demektir. Dünyevi ve uhrevi konularda kişinin ümit ve korku arasında (beyne’r-racâ ve’l-havf) tutulması gerekir. Dikkat edelim Kur’an, Allah’ın rahmeti ile ümit verirken, adalet ve cezasıyla; gadab ve celaliyle de korkutur. Peygamber (s.a.s):

“Henüz tıfıl olan çocuklarınızı dövmeyin!” (Deylemî) buyurmuştur. Tıfıl kelimesi doğumla, temyiz (buluğ) arasındaki çocuklar için kullanılmaktadır. Temyiz yaşına gelip de namaz kılmama gibi konularda cezai yaptırımlar varsa da bunlar birçok şarta bağlanmıştır.

Sabretmek, örnek olmak, doğru anlatmak, yüze vurmamak, darp şeklinde iz bırakacak şekilde vurmamak, üçten fazla vurmamak gibi birçok sınırlandırmalar getirilmiştir. Unutmayalım ki Allah Resulü (s.a.s) bu yöntemi kullanmamıştır ve şöyle buyurmuştur:

“Herkese derecesine göre davranın.” (Ebû Dâvûd, Edeb/22) Yine başka bir hadiste:

“Akılları nisbetinde ikabda bulunun.” (Suyutî, Câmiu’s-Sağîr, 4/299)

Çocuk tedibinde kendi aklımıza göre değil, onların aklına uygun düşecek cezalandırmalar yapılabilir. Sahabeden Hz. Peygambere (s.a.s) yakınlığı ile bilinen Hz. Enes on yıl kendisine hizmet ettiğini, işlerin her defasında O’nun arzuladığı şekilde olmadığını, buna rağmen bir defacık ne vurduğunu, ne ayıpladığını ne de ”Onu niye yapmadın?” diye hesaba çekmediğini, kazara hanımlarından biri “Keşke şöyle yapsaydın” şeklinde müdahale edecek olsa:

”Bırakın çocuğu! O, Allah’ın murad ettiğinden başka bir şey yapmamıştır.”dediğini nakletmiştir.

İslam âlimleri dayaktan çok rıfkla/yumuşak huylulukla muameleden yana olmuşlardır. Din güzel ahlaktır. En vahşi hayvanlar bile terbiye ile ehlileştiriliyor. “Terbiyede lisan-ı hâl, lisan-ı kâlden entaktır/üstündür” denmiştir. Yani insanın hal ve hareketi, sözünden daha etkilidir. Her müslüman ilahi emirlere uyarak kabalık ve sertlikten uzaklaşmalı, iyilik ve merhametle muameleyi prensip edinmelidir. Allah Rasûlü (s.a.s):

“Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrum ise hayrın tamamından mahrumdur.” buyurmuştur. (Müslim, Birr/75)

Yine konumuzla ilgili olarak ‘hilm’ kelimesine değinmek istiyorum. Hilm; yumuşak huyluluk, ağır başlılık, sabır ve temkinli olmak demektir. İntikam alma kudretine sahipken, tahammül etmek, öfke ateşini söndürmek, kızmamak heyecana kapılmamak anlamlarına gelir. Bir âyet-i kerimede:

“Şüphesiz ki ALLAH çok iyi bilendir, hilm sahibidir” (Hacc, 59) buyurulmuştur. Yine:

“(Ey Peygamber!) Sen Allah’tan bir rahmet ve lütuf olarak onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın, onlar, etrafından muhakkak dağılıp gitmişlerdi bile. Artık onları bağışla, günahlarının affını iste…”buyurulmuştur. (Âl-i İmrân, 159)

Ayet ve hadislerin ışığında bir düşünelim. Allah, Rasûlü’ne bile yumuşaklığı öğütlerken; bin bir kusuru olan bizlerin, elimizin altındakilere nasıl davranmamız gerektiğini tekrar tekrar düşünmemiz gerekmez mi?

Evet; gönül sürurumuz Zülcenâheyn ne güzel ifade etmiş:

Bütün varımı alsalar

Taş üstüne koymasalar,

Gece gündüz ağlatsalar,

Ben yine İllallah derim.

Âlem dolsa fitne fesat,

Kötü ahlakı söküp at.

Nefis, düşman gelse kat kat,

Ben yine İllallah derim.

Çocuklarımıza sinirlendiğimiz zaman, sabır ve namaz ile Allah’a dua etmeliyiz. Sakinleşmek için Kelime-i Tevhid’in sırrına sarılabiliriz.

Hasbünallâh ve ni‘mel vekîldiyerek desteği yine Mevlâ’dan beklemeliyiz.

Allah, Ümmet-i Muhammed’e İslam ahlakı ile ahlaklanmayı nasip eylesin.

Amin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.
17
DUA BAHÇESİ / Çocuklarımız ve Dua
« Son İleti Gönderen: türkiyem Mayıs 16, 2024, 10:49:17 ÖÖ »


Çocuklarımız ve Dua

Dua, aciz insanoğlunun sonsuz kudret sahibi Allah (c.c) (c.c) ile kurduğu diyalog ve köprüdür. Hem zikirdir, hem ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.s): “Dua, ibadetin özüdür.” buyurmuştur. Dua; Arapça bir kelimedir. Seslenmek, yardıma çağırmak, Allah’a (c.c) yalvarmak demektir. Ayet-i Kerimede Yüce Rabbimiz: “De ki: Duanız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin ki?” (Furkan, 25/77) buyurmaktadır. Duada esas olan, kulun Allah’a (c.c) muhtaç olduğunu, O’ndan başka çaresi olmadığını bilmesidir. Kur’an dua ile başlayıp dua ile son bulur.

Çocuk, kendini idrak etmeye başladığı zaman, evdeki büyüklerin semaya açılan ellerini görür. Ne yapıldığını ne söylendiğini anlamasa da minicik avuçlarını semaya açar ve dudaklarını kıpır kıpır hareket ettirir. Gece, uyumadan önce büyüklerinin öğrettikleri kısa duaları yapmadan uyuyamazlar. Bu dualarda cesaret bulurlar, korktuklarından emin olurlar ve Allah’a (c.c) güvenmeyi adım adım öğrenmeye başlarlar. Hepimiz hatırlarız bu duaları; “Yattım Allah kaldır beni / Rahmetine daldır beni / Can bedenden ayrılınca iman ile gönder beni.” Evet... Bu dualar ile Allah (c.c), Peygamber, Melek kavramları süzülüp çocuk kalbine yerleşir. Yine başka tanıdık bir dua; “Yattım sağıma  / döndüm soluma / Melekler şahid olsun dinime imanıma / Yattım Allah kalkarım inşallah / Kalkmazsam La ilahe illallah.” Bu dua ile de ölüm, ahiret, iman kavramları içimize yerleşti.

İnsan hangi yaşta olursa olsun dua ederken beden elbisesini çıkarır, bir çocuk gibi ruhu ile içten niyaz eder. Artık, yemekte dua, sabah kalktığında dua, evden çıkarken dua, yolculukta dua, sınava girerken dua… Bu böyle devam edip gider. Hele hele çocuklar zengin hayal dünyaları ile bir başka dua ederler. Yeter ki biz onları dua ile tanıştıralım, dualar ile büyütelim. Bunun için özellikle mübarek gün ve geceleri ganimet bilelim. Bu bereketli zamanlarda çocuklarımızın maneviyatını daha da zenginleştirebiliriz. Gün içerisinde onlarla beraber dualar edebiliriz. Çocuklar oyun oynarken öğrenme kabiliyetleri fazladır. Oyun arasında onlara hiç fark ettirmeden yeni dini bilgiler verebilir, dualar öğretebiliriz. Böylelikle çocuk hem eğlenecek hem oyun oynadığını zannedecek hem anne ve babasıyla birlikteliğin huzuruna varacak hem de kalbi Allah (c.c) ile dolacaktır. Onlara her şeye gücü yeten Allah (c.c) bizi hep duyar, bizi bizden iyi bilir yeter ki biz güzel bir şekilde istemeyi bilelim ve sabredelim düşüncesini aşılayabilelim. Sonra çocuklarımıza mutlaka burada gerçekleşmeyen isteklerimizin, bizim için hayırlı olmadığını ya da Allah’ın (c.c) bize ahiret gününde misliyle fazlasını vereceğini de öğretmeliyiz.

Bu düşünceleri benimseyen körpe yürekler aydınlanır, Allah’ı (c.c) sevmeyi ve O’na güvenmeyi öğrenir ve inşallah (c.c) huzurlu, imanlı nesiller yetişir. Ruhun gıdası, kalbin nuru maddi-manevi dertlerin şifa kaynağı olan dua, ümit ve huzur menbaıdır. O kadar önemlidir ki bizi gazaptan kurtarır. Cenab-ı Allah (c.c) buyurmuştur ki : “Kim bana dua etmezse ona gadap ederim.” (İbn Mace, Dua, 1; İbn Hanbel 3/477) Öyle ya, dua ile O’na (c.c) sığınmamak ya gafletten, ya kibirden, ya nankörlükten veya O’nun (c.c) azametini kavrayamamaktan kaynaklanır. Bunlar ise azaba sebeptir. Allah’a  (c.c)  yakın olmak, O’nun (c.c) sevdiği ve razı olduğu bir kul olmak için dua etmeli ve evlatlarımıza da bunu öğretmeliyiz.

Allah’a (c.c) verdiği nimetlerden dolayı şükretmek için dua ederiz. Kötülüklerden, bela ve afetlerden korunmak için dua ederiz. İyi bir insan olmak, güzel ahlak ve davranışlara sahip olmak ve doğru yoldan ayrılmamak için dua ederiz. Yine dileklerimizin gerçekleşmesi için müminin silahı olan duaya sığınırız.

Öyleyse çocuklarımızın günahsız ellerini açtıralım semaya ve Rasullullah’ın (s.a.s) öğrettiği bu mübarek duayı birlikte tekrar edelim:

“Allah’ım! Ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden ve kabul olmayacak dua’dan Sana sığınırım.”(Müslim)

Amin, bi Hürmeti Taha ve Yasin. Es-salatu vesselamu aleyke Ya Rasullullah... (s.a.s)                                 
18
İnaç Ahlak / İnsanlara Güzel Ahlakın Gereğine Göre Davran
« Son İleti Gönderen: türkiyem Mayıs 16, 2024, 10:45:23 ÖÖ »


İnsanlara Güzel Ahlakın Gereğine Göre Davran

(Hadis-i Şerif)

Son peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s), O’na binlerce salat ve selam olsun “İnsanlara güzel ahlakın gereğine göre davran!” (Tirmizî, Birr, 55)buyurmuştur. Seçtiği her kelimede bile ne kadar hikmetler bulunduğunu bu yazımızda kısaca beyan etmeye çalışacağız.

Peygamber Efendimiz, ilk başta muhatabımızdan bahsediyor. Biriyle konuşurken, birinden bahsederken öncelikle o kişinin geçmişini ve halini bilip öyle konuşmalıyız.

“İnsanlara akılları nispetinde konuşun!”(Ebû Davud, Edeb, 20; Münâvî, Feyzü'l-Kadir, 3/75)diyorsa eğer Peygamberimiz, biz de muhatabımız kim ise, onun anladığı dilden konuşmalıyız. Efendimiz de dikkati buna çekmek için kelime olarak “nâs” demiştir.

Peki o “nâs” kimdir? Kime karşı nasıl muamelede bulunmalıyız?

Nâsinsanlardır. İnsan dediğimizde iki eli iki gözü kulağı, ruhu olan varlıktır. Bu çok geniştir: İster Müslüman, kâfir, putperest, mecûsi, musevi, hristiyan, yaşlı-genç, kaba-kibar, kadın-erkek, olsun fark etmezdir.  Dikkat edelim Efendimiz burada sadece Müslümanlar, sadece namaz kılanlar, veya sadece takva sahipleri demiyor. Bütün insanlara, ayırt etmeksizin her insana, her şahsa karşı alınacak tavır.  Allah’ın “Rahman” isminin anlamı “bütün insanlara merhamet etmesi” demektir. Bu hadis-i şerifte bir manada buna işaret edilmektedir. Allahü Teâlâ, Rahman ismiyle bütün insanlara merhamet ediyor, bizler de beşer olarak, kul ve insan olarak hem Allah’ın isminin tecellisi ile hem de Efendimizin Sünneti gereğince buna uymalıyız.

Muhatabımızı öğrendikten sonra gelelim davranış tarzımıza. Efendimiz “bi hulukin hasen” buyuruyor. Yani güzel ahlak anlamına geliyor. Sözün sahibi Efendimiz, gizliden kendine ișareten güzel ahlakın kendinde bulunduğu için bu mana yüklü sözü söylüyor. Ki O (s.a.s)yeryüzüne güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiştir. Güzel ahlak, Efendimizin eşsiz ahlakı olan Kur’an ahlakıdır. Nitekim Hz. Ayşe validemize O’nun (s.a.s)ahlakı sorulduğunda, Validemiz:

“Siz Kur’an okumuyor musunuz? O’nun (s.a.s)ahlakı, Kur’ân idi”buyuruyor.

Peygamberimiz kendinden bahsederken:

“Beni Rabbim terbiye etti, ve ne güzel terbiye etti”buyurmuștur. Allahü Teâlâ ise O’nun (s.a.s)ahlakını Kalem suresinin 4. ayetinde “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” buyurarak Nebiler Nebisinin o güzel ahlakını övmüştür.

Nedir güzel ahlak? Güzel ahlak, insanlara Allah rızası için iyi davranmaktır, geçimli olmak, güler yüzlü olmak, iyilikte bulunmak ve daha nice müspet, ahsen olan huyları içermektedir. Yani, Sünnet-i Seniyye…

Güzel ahlakı kısaca tanımladık. Asıl güzel ahlakın gereğine göre davranmak nedir, inceleyelim. Fıtraten, İslâmen en uygun ve gerekli olan davranış biçimidir. Güzel ahlaka göre insanlara davranmak, gereğine göre uygun davranmaktır. Taş atana gül uzatmaktır, lakin taş atana taş atılsa, güzel ahlakın gereğine göre ters düşer…

Bunda en güzel örnek elbette sözün sahibi olan Rasûl-i Kibriya’dir. Ki O (s.a.s), Kâbe’de namaz kılarken, mübarek başına leş atılmasına rağmen, ne aynı muamelede bulundu, ne de kötü bir davranış sergiledi. O’nun gibi susmalı, sabretmeli ve Allah rızası için “güzel ahlakın gereğine göre” hareket etmeliyiz… Yüce Allah bize içimizden bir Rasûl gönderdi.

Bize örnek, bize önder… Oturuşu, kalkışı, konuşması, susuşu, davranışların en ince detayına kadar bize öğretti.

Rabbim, bizleri kendisine layık bir kul, Rasûl’üne layık ümmet eylesin.

Ahlakımızı Kur’ân ahlakıyla ahlaklandırsın ve o güzel ahlaka göre ömrümüzün son anına kadar yaşamayı bizlere nasip etsin.

Amin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.
19
İnsan ve Hayat / Duymak ve Dinlemek
« Son İleti Gönderen: türkiyem Mayıs 16, 2024, 10:40:29 ÖÖ »
Duymak ve Dinlemek

“Biz insanı karışık bir nutfeden yarattık. Onu imtihan ediyoruz. Bu yüzden onu işitici, görücü yaptık.”[İnsân, 2]

Duyma, görme, hissetme ve anlama duyuları ile yaratıldık. Kur’ân-ı Kerim’de birçok yerde gözler ve kalplerden önce kulaklardan bahsedilir.

Mü’minûn suresinin 78. ayetinde Rabbimiz buyuruyor:

“Sizin için kulakları, gözleri ve kalpleri yaratan O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz!”

Kur’ân-ı Kerim o kadar yüce ve mucizevî bir kitaptır ki insanı hayretler içesinde bırakır.

Araştırmalar gösteriyor ki anne karnında bulunan embriyonun gelişim sürecinde önce iç kulaklar belirir, sonra da gözler oluşmaya başlar. Yeni doğan bir bebek için işitme duygusu, diğer fonksiyonlardan önce oluşur. Ayetlerde geçen öncelik sırası bu yüzden çok dikkat çekicidir.

Çocuk, bir ailenin meyvesidir. O dünyaya geldiği anda, haneyi bir şenlik kaplar, bütün dikkatler ona odaklanır. Anne-baba, bebeğin ilk öğretmenleridir ve doğal olarak ona önce konuşmayı öğretirler.

Konuşmak, kendini ifade edebilmek, derdini söyleyip ona derman olabilmektir.

Konuşmadan duygular, bilgiler, sevgiler nasıl paylaşılır? Konuşmak bir ihtiyaçtır. Ama aşırısı zarardır, ziyandır. Konuşurken az ve öz konuşmak gerekir.

Cümlelerde kelime israfından, mâlâyanîlikten vazgeçmeliyiz. İfade ettiğimiz her cümle Allah ile başlamalı, Allah ile bitmeli. Aksi halde, boş konuşmuş oluruz. İnsan boş konuşup durur, sonra konuştuktan sonra kalbe kasvet girer, boş konuştuğunun farkına varır ve derin bir nedamet duyar.

Her ne kadar konuşmak bir ihtiyaç ise, dinlemek de bir ihtiyaçtır. Bir mecliste herkes ihtiyaçtan dolayı içini dökerse, susmadan konuşur durursa, kaos ortamı oluşur. O konuşur, bu konuşur, herkes aynı anda konuşur, ama kimse dinlemez. O yüzden derim ki, anneler babalar, çocuklarına konuşmayı öğretirken, keşke dinlemeyi de öğretselermiş...

Dinlemek her yiğidin harcı değildir. Çünkü dinlemek ne kadar pasif bir olgu gibi görünse de, aslında aktiftir. Dinlerken insan aktarılan onca bilgiyi beynine işler, sonra onları kendi doğrularına göre sıralar.

Şu da bir gerçektir ki herkes konuşmak ister, fakat dinlemeye gelince, kimse dinlemek istemez. Hâlbuki sen konuştuğunda mutlaka bir dinleyen de oluyor. Yoksa kendi kendine konuşmuş olursun. O yüzden sorarım, neden konuşurken bütün dikkatleri üzerimize çekmek istiyoruz da, insanların konuşmalarına izin vermeyip, can kulağı ile dinlemiyoruz acaba…

Dinlemek diyorum, duymak demiyorum. Duymak sadece sesi algılamaktır, dinlemek ise sesi anlamaktır. Allahu Teâlâ nasıles-Semi‘ ismiyle gizli ve açık her şeyi işiten ve duyan, her şeyden haberdar olansa, bizler de O’nun kulları olarak Semi‘ ismiyle dinlemeliyiz kâinatı ve bütün canlıları.

Bir Müslüman kardeşimizin bir derdi, bir sevinci olduğunda, göz bebeklerine bakıp gönülden dinlemeliyiz. Nitekim âlemlere rahmet olarak gönderilen güzel Peygamberimiz biri konuştuğunda ona tüm vücuduyla dönermiş. Beden dili ile bu şu demektir:

“Ey sevgili insan, sen benim için değerlisin, senin söylediklerini dinliyorum, sana önem veriyorum, seni Allah için seviyorum...”

Peygamberimiz bize her yönüyle en güzel örnektir, şâir diyor ki; “O konuşunca, rüzgâr bile susuyordu…”

Rüzgâr bile O’na saygısından dolayı susuyordu. Bizler de müslim, gayr-i müslim demeden, her insana, insan olduğu için ve yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü, diyerek susup dinlemeliyiz... 

Bu yüzden derim ki, bırakalım sözlerimizle yarışmayı. Bırakalım laf kalabalığından, kelime israfından, lüzumsuz söz sarf etmeyi de, can u gönülden dinlemeyi de öğrenelim...

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.
20
İnsan ve Hayat / Her An Gidecek Gibi Yaşamak Gerek
« Son İleti Gönderen: türkiyem Mayıs 16, 2024, 10:38:12 ÖÖ »


Her An Gidecek Gibi Yaşamak Gerek

Nasıl ki doğduğumuzda kulağımıza ezanlar fısıldanır, öldüğümüzde namazımız kılınır. Öyle de kısadır hayat, ezan-namaz arası kadar aslında…

Gelirken sorulmadı gitmek ister misin diye, giderken de sorulmayacaktır. Emanet verildiyse bu beden, bekçi olan biz; riayet edelim, hıyanet değil de…

Her gün bu dünyahaneyi bırakıp bir yerlere göç edenlerimiz var. Kimi pişmanlıklar diyarına, kimi de cennet bahçelerinden bir bahçeye...

Ha gittim gideceğim gibi yaşamalıyız aslında, ha varım ha şimdide yokum...

Ki biz değil miyiz bu yolda ağaç altında gölgelenen, sonra da onu terk edip giden bir yolcu?

Yol var, kılavuz var, bir de bu yolun sonu.

Ruh ister öteleri, çünkü ötelerden geldi ve vatanını, aslını özler ihtirasla...

Bu yüzdendir ki başımızı yastığımıza koyduğumuzda ruhumuz bedenimizden ayrılır gider, uyandığımızda geri gelir yerleşir fâni kalıbına...

Günlerce aylarca, yıllarca devam eder, tâ ki vakit gelene kadar...

O vakit, bagajımız elimizde, biletimiz hazır, uçacağız başka bir diyâra...

O diyâr ki, geri dönüșü yoktur. Artık dünya hayatındaki defter kapandı, yeni bir mekânda yeni bir sayfa açılıyor. Mizanda vakit durur ve hesap verilir bir bir.

Bakalım dünyahanedeki sınavlarımızın ortalaması kaçtır?

Sonsuz hayatta diplomamız sağ elimizden mi verilecektir, yoksa sol mu?

Ölmeden önce ölelim bizlerde hep birlikte, yeniden yeniden yaşayalım. Çeki düzen verelim yamuk olan neyimiz varsa.

Nasıl yaşadıysak öylece can verelim, nasıl can verdiysek öyle dirilelim.

Hep birlikte dirilelim, dirlik içinde diri olalım.

Birlik içinde “BİR” olanı her gün, her an analım,

Her an gidecek gibi yaşarcasına…

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

TÜM OKUYCULARIMIZI PAYLAŞIMA DAVET EDİYORUZ, DAVETLİSİNİZ.

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 10