Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Siyami Akyel
Kutsal Değerleri Koruma Kanunu 1
FANİ DÜNYA FM
🎵 RADYO DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN.
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Kutsal Değerleri Koruma Kanunu 1 (Okunma sayısı 110 defa)
0 Üye ve 5 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 9082
Kutsal Değerleri Koruma Kanunu 1
«
:
Bugün
, 07:57:30 ÖÖ »
Kutsal Değerleri Koruma Kanunu 1
İslâm, hayatın her alanına ait görüşleri olan, yaşamın bütün alanlarındaki sorunlara çare ve çözüm yolları getiren; hayatın bütün alanlarına müdahale eden bir dindir. Yani, Allah-u Teâlâ’nın arzındaki her türlü fitne, kötülük ve zulmü bertaraf etme iradesini ortaya koyan bir dindir. Böyle bir dinin, her türlü haksızlık, kötülük, haddi aşma ve zulme karşı sessiz kalması, hele dini değerlere karşı işlenen suçlara kayıtsız kalması asla düşünülemez.
İslâm dininin doğuşu ve Hicret’le birlikte devletli din oluşu göz önüne alındığında, değil kutsalları korumak, yeryüzündeki bütün kötülüklere karşı durma iradesini kendisine şiar edinmiş bir din olduğu görülecektir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Hicret’le birlikte miladi 622’de Medine’de kurduğu İslâm devletiyle bu iradeyi ortaya koymuş, adaleti tesis etmiş; her türlü fitne ve zulmü bertaraf etmiştir. Bu uğurda Cihad etmiş, yeri geldiği zaman barış anlaşmalarıyla zulmün önüne set çekmiştir.
İslâm’ın devletli din oluşu yeryüzünde adaleti ikamede büyük avantaja dönüşmüş, dini değerler devlet eliyle korunmuştur. Bu yüzden, İslâm devlet sisteminin hâkim olduğu bir iklimde, böyle bir dünya düzeninde dini değerlerin ulu orta aşağılanması asla söz konusu olmamıştır, olamaz da.
Günümüzde Batı’da mukaddes Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik haddi aşan tutumlar, İslâm devlet sisteminin olmayışı, halkı Müslüman olan ülkelerin başındaki liderlerin müstemleke ruhlu olması dolayısıyla meydana gelmektedir.
Bu yüzden devletli din olan İslâm dininde elbette iyiliği emredip kötülükten nehyetmek başı tutar.
İmam-ı Gazali rahmetullahi aleyh, İhyâu Ulûmi’d-Din adlı eserinde emr-i bil maruf nehy-i anil münker farizasının dinde zirve olduğundan bahisle şöyle demektedir: “İyiliği emredip kötülükten men etmek, dinde zirve noktasını teşkil eder. Allah-u Teâlâ’nın peygamberleri göndermesinin en önemli sebebi de budur. Şayet iyiliği emredip kötülükten men etmek ortadan kaldırılıp ilim ve amel ihmal edilseydi, peygamberlik müessesesi işlevsiz kalır, din kuralları çöküntüye uğrar, ihtilaflar çoğalır, sapıklık yayılır, cehalet yaygınlaşır ve fesat her tarafa dağılırdı”.
Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de iyiliği emredip kötülükten men etme vazifesini yerine getirmemiz gerektiğini birçok kez tekrar etmektedir. Bunlardan birisi şu ayet-i kerimedir: “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resulü’ne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir” (Tevbe, 71).
Peygamber Efendimiz (s.a.v), bir hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurmaktadır: “Sizden birisi bir kötülük gördüğü zaman eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgari gereğidir” (Müslim, İman 78).
Bu hadis-i şerifte hepimizin gücümüzün nispetinde kötülükleri engellemek için mücadele etmemiz gerektiği bildirilmektedir ancak kötülüğü birinci derecede, birinci elden düzeltmenin devlet gücüyle, kanunla olduğunu belirtmektedir.
Kötülükleri diliyle düzeltmek, gerek yazı gerek konuşmayla yapılan mücadeledir. Bu mücadele de medya iletişim araçları vasıtasıyla etkili şekilde yapılabilir. Bizlerin yapması gereken mücadele budur.
Kötülükleri düzeltmede elinden fazla bir şey gelmeyen kişiler ise kötülüklere dur demeyen yöneticileri desteklememeli, kötülükleri eleştirmeyen gazeteyi almamalı, kötülükleri eleştirmeyen kişilerin konuşmalarını, yazılarını, kitaplarını okumamalı, yayılmasına vesile olmamalıdır.
Geldiğimiz noktada gerek Batı’da İslâm’ın kutsallarına yönelik saldırılara gerekli tepkiyi vermek ve yaptırım uygulamak; gerekse ülkemizdeki çirkin saldırılara karşı önlem almak devletin görevidir. İslâm devlet sisteminin hâkim olduğu bir ülkede elbette devlet bunu bihakkın yerine getirebilir. Ancak beşeri kanunların hâkim olduğu ülkelerde dahi “dini değerlere karşı yapılan saldırıları” fikir özgürlüğüyle izah etme gayreti, sadece İslâm düşmanlığını içselleştirmiş zihinlerin meseleyi basitleştirme çabasıdır.
Beşerî kanunlarla yönetilen ülkelerin de “dini değerlere karşı işlenen suçları” önemsemesi ve caydırıcı cezalar ortaya koyması gerekir. Özellikle ülkemizdeki meri TCK’nın ilgili maddesindeki müeyyidenin yetersiz olduğu izahtan varestedir.
Siyami Akyel.
İNTERNET RADYOMUZ FANİDUNYA FM 24 SAAT YAYINDADIR.
YENİ SİTE GİR,İŞİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Siyami Akyel
Kutsal Değerleri Koruma Kanunu 1