Gönderen Konu: Kötülüğü Engellemek - İyilikleri Yapmaktan Öncedir  (Okunma sayısı 73 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Kötülüğü Engellemek - İyilikleri Yapmaktan Öncedir
« : Kasım 04, 2022, 11:51:00 ÖÖ »
Kötülüğü Engellemek -  İyilikleri Yapmaktan Öncedir

Allah-u Teâlâ isterse, dünyadaki bütün kötülükleri hemen engelleyebilir. Yeryüzü ve içindekiler, hatta bütün kâinat Allah-u Teâlâ’nın mülküdür. Allah-u Teâlâ, mutlak güç ve kuvvet sahibidir, yerlerin ve göklerin orduları Allah’ındır. Kur’an-ı Kerim’de bu gerçek şöyle bildirilir: “Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir” (Fetih, 7). O bir şey istediği zaman sadece “ol” der ve her istediği olur: “Göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Bir işin olmasını isterse ona yalnızca ‘ol’ der, o şey de oluverir” (Bakara, 117). Yok edebilme kudreti de, var edebilme kudreti kadar büyüktür.

Yaratan, elbette kontrol de edebilir. Kalpleri kontrol ettiğinden zalimlerin kalbine iyilik tohumları eker ve zulüm ortadan kalkar. Aynı şekilde müşriklerin ve kâfirlerin kalplerine müdahale eder ve yeryüzünde şirk, küfür, zulüm ve kötülük kalkar. Kur’an-ı Kerim’deki, “Bütün göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır ve bütün işler (netice itibariyle) O’na döndürülür” (Hadid, 5) ayeti, yerlerin ve göklerin mülkünü elinde bulundurduğuna işaret eder.

Allah-u Teâlâ, yapılan kötülüklere karşı muamelesi birkaç şekilde tezahür eder. Bazen, kötülükleri hemen engeller, faillerini de müstahak olduğu cezaya çarptırır. Bazen şerre müsaade eder, faillerine de mühlet verir.

Kötülükleri ve faillerinin, zulmü ve faillerinin her zaman cezası hemen kesilmiş olsaydı imtihan alanının bir anlamı kalmazdı. Unutulmamalıdır ki şeytana bile mühlet verilmiştir.

Allah-u Teâlâ, kötülükleri düzeltmek, iyiliği ortaya çıkartmak vazifesini imtihan gereği bizim üzerimize farz kılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de iyiliği emredip kötülükten men etme vazifesini yerine getirmemiz gerektiğini birçok kez tekrar etmektedir. Bunlardan birisi şu ayet-i kerimedir: “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir” (Tevbe, 71).

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) de bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Eğer bir kavim zalimin zulmünü gördüğü halde onu bu işten men etmezse, Allah, zalimin zulmü sebebiyle azabını umumileştirir (herkesi kapsayacak şekilde genişletir)” (Ebu Davud, Melâhim, 17).

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) başka bir hadis-i şeriflerinde ise şöyle buyurmaktadır: “Sizden birisi bir kötülük gördüğü zaman eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin, buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgari gereğidir” (Müslim, İman 78).

Bundan dolayı İmam-ı Gazali rahmetullahi aleyh, İhyâu Ulûmi’d-Din adlı eserinde emr-i bil maruf nehy-i anil münker farizasının dinde zirve olduğundan bahisle şöyle buyurmaktadır:

“İyiliği emredip kötülükten men etmek, dinde zirve noktasını teşkil eder. Allah-u Teâlâ’nın peygamberleri göndermesinin en önemli sebebi de budur. Şayet iyiliği emredip kötülükten men etmek ortadan kaldırılıp ilim ve amel ihmal edilseydi, peygamberlik müessesesi işlevsiz kalır, din kuralları çöküntüye uğrar, ihtilaflar çoğalır, sapıklık yayılır, cehalet yaygınlaşır ve fesat her tarafa dağılırdı”.

Emr-i bil maruf nehy-i anil münker/iyiliği emredip kötülükten nehyetme misyonumuzda kötülüğü engellemek, iyiliği emretmekten daha öncedir. Çünkü kötülüğü engellemezseniz iyilikler ortaya çıkmaz. Bu gerçek, Mecelle’de kural haline gelmiş ve şöyle denilmiştir: “Def-i mefâsid celb-i menâfî’den evlâdır” (Mecelle 30).

Bundan dolayıdır ki, kötülüğe ve faillerine, zulme ve faillerine karşı durma hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Allah-u Teâlâ’nın arzında fesat çıkartan ırkçı emperyalizmin bütün planlarını bozana kadar, yerine adil bir dünya düzeni kurulana kadar mücadele edeceğiz. Mücadelemiz burada biter mi? Elbette ki hayır. Mücadelemiz kurduğumuz düzenin aksamaması, aksayan yönlerini iyileştirme hamlemizle devam edecek.

Çünkü Kur’an-ı Kerim’de, “İçinizde, insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir” (Al-i İmran, 104) ayet-i kerimesi böyle bir topluluğun var olması gerektiğini emretmektedir.

Siyami Akyel.

DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41