* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Dünya sevgisi nasıl olmalı  (Okunma sayısı 687 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 2305
Dünya sevgisi nasıl olmalı
« : Ekim 24, 2017, 08:29:42 ÖÖ »
Dünya sevgisi nasıl olmalı?

“Ehl-i dünya kimlerdir? Dünyada yaşayan mı? Dünyayı çok seven mi? Âhireti dünyaya feda eden mi? Dünya sevgisinde ölçü nedir? Ehl-i iman kimlerdir?”

Ehl; sahip, yetki sahibi, usta, maharetli, becerikli, uzman, söz sahibi manalarındadır. Bir işte ehil ve ehliyetli olmak, o işte doğru biçimde uzmanlaşmak ve yetki sahibi olmak demektir. Meselâ; her hangi bir ilimde derinleşenlere ehl-i ilim, aklıyla hareket etme yetkisine sahip olanlara ehl-i akıl, güzel söz söyleyenlere ehl-i belagat, kalbinden sevenlere ehl-i aşk, adaletten şaşmayanlara ehl-i adalet, Cennette yaşayanlara ehl-i Cennet, Allah’ı bilme konusunda derin bilgisi bulunanlara ehl-i marifet, büyük bir dava için himmet ve gayret sahibi olanlara ehl-i hamiyet, ehl-i himmet, bir dalda uzmanlaşmış kişilere ehl-i ihtisas, hakikati bulup peşinden gidenlere ehl-i hakikat, bilerek günah işlemeye devam edenlere ehl-i dalâlet, iman eden ve inancını hissederek ve severek yaşayanlara ehl-i iman, dînini severek ve dünyaya tercih ederek yaşayanlara ehl-i din, dünyayı severek ve dîne ve âhirete tercih ederek yaşayanlara da ehl-i dünya denmiştir.

Ehl-i dünya, kelime olarak her ne kadar “dünyada yaşayan ve dünyayı çok seven” manalarını taşıyor olsa da, terim itibariyle “dünyayı her şeye tercih eden, mukaddesâtı dünyaya feda eden, dünyayı âhirete tercih eden, sırf dünya için yaşayan, haram helâl demeden dünyanın her türlü lezzetlerini takip eden ve tövbeye yanaşmayan kimselere” ehl-i dünya denmektedir.

Cenab-ı Hak dünyayı ve dünyadaki her şeyi güzel yarattığını, fakat bunların geçici olduğunu, aldanılmaması gerektiğini, asıl dönülecek ve varılacak yerin Allah’ın huzuru olduğunu bildiriyor. “Nefsânî arzulara, kadınlara, oğullara, hesapsız şekilde biriktirilip istif edilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, davarlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katıdır.”1

Bediüzzaman Saîd Nursî Hazretlerine göre dünyanın üç yüzü vardır:

1-Dünyanın birinci yüzü, Cenab-ı Hakkın isimlerine bakar. Allah’ın isimlerinin nakışlarını gösterir. Mânâ-yı harfiyle, yani ayna gibi başkasını gösteren vücudu ile Allah’ın isimlerinin aynası hükmündedir. Dünyanın bu yüzü Allah’ın hadsiz isimlerinin hadsiz mektupları mahiyetindedir; bu yüz gayet güzeldir. Nefrete değil; aşk derecesinde sevilmeye lâyıktır. Çünkü dünyanın bu yüzü sevildikçe, neticede Allah’ın isimleri sevilmiş olur.

2- Dünyanın ikinci yüzü âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır. Cennetin fidanlığıdır. Rahmetin çiçekliğidir. Dünyanın bu yüzü de, birinci yüzü gibi güzeldir. Çünkü bu yüzde ekilen her şey Allah’ın izniyle âhirette ebediyen meyve verecektir. şu halde bu yüz de tahkire değil; muhabbete lâyıktır.

3- Dünyanın üçüncü yüzü, insanın heveslerine bakan, gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın oyuncağı hükmünde bulunan yüzüdür. Dünyanın bu yüzü gayet çirkindir, gayet tehlikelidir. Çünkü fanidir. Çünkü yok olucudur. Çünkü elemlidir. Çünkü keder vericidir. Çünkü aldatıcıdır. ışte âyetlerin ve hadislerin dikkat çektiği ve sevgisine aldanmamak için uyardığı yüz, bu yüzdür. Sevilmemesi gereken, nefret edilmesi gereken, kendisinden Allah’a sığınılması gereken yüz, bu yüzdür.

Üstad Said Nursî Hazretlerine göre dünyayı tahkir edenler dört sınıftır:

1- Ehl-i marifettir. Yani Allah’ı bilenlerdir. Bu sınıf, Cenâb-ı Hakkı derinden bilmeye, Onu tanımaya, sevmeye, rızasını kazanmaya ve Ona ibadet etmeye set çektiği ve mâni olduğu için dünyayı sevmez.

2- Ehl-i âhirettir. Yani kendisini ahirete vermiş olanlar. Âhiret nimetlerine düşkün, gece gündüz âhiret için hazırlanan, ebedî hayat için çalışan bu kimseler dünyanın geçim derdi, çoluk çocuk derdi, aşı ve işi gibi bir takım zorunlu çalışmalarından rahatsız olurlar. Âhireti bilen ve âhirete hazırlanan, fakat dünyanın zarurî işlerinden dolayı âhiret amelinden geri kalan bu kimseler, Cennetin güzelliklerine nispeten dünyayı çirkin görürler. Nitekim dünyanın bütün güzellikleri, Cennetin güzelliklerine oranla hiç hükmündedir. Cennetin bir sinek kanadı kadar nuru, dünya ve içindekilerden daha kıymetlidir.

3- Dünyayı sevmeyen üçüncü sınıf insan grubu ehl-i dünyadır. Bir kısım ehl-i dünya dünyayı sevmez; çünkü eline geçiremez. Kovalar durur. Dünya bir türlü eline geçmez. Bu sevmemek makbul değildir, çünkü bu dünyanın nefretinden değil; dünyanın sevgisinden ileri geliyor. Çünkü dünya eline geçse sevecek, fakat geçmiyor.

4- Dünyayı sevmeyen dördüncü sınıf insan da yine ehl-i dünyadır. Bu kısım ehl-i dünya, dünyayı eline geçiriyor, yatıyla, katıyla, parasıyla, puluyla dünyayı ayaklarına serilmiş buluyor, dünyayı dolu dolu yaşıyor. Fakat ne çare; dünya durmuyor, gidiyor. Onu da beraber götürüyor. O da bunu hissediyor ve kızıyor. Sırf teselli bulmak için dünyadan nefret ettiğini söylüyor. “Pistir!” diyor. Oysa bu hakaret de dünya sevgisinden ileri geliyor.

Makbul tahkir, ilk iki sınıf olan ehl-i marifet ve ehl-i âhiretin tahkiridir.2

Dünyayı âhiretin bir tarlası ve Cenab-ı Hakkın isimlerinin aynası ve geçici bir misafirhanesi olarak sevmenin, nefs-i emmâre karışmamak şartıyla Cenâb-ı Hakka ait bir sevgi olduğunu bildiren Bedîüzzaman Hazretleri, bunun için dünyayı ve dünyadaki varlıkları mânâ-yı ismiyle değil, mânâ-yı harfiyle sevmemiz gerektiğini kaydediyor. Yani Bedîüzzaman’a göre dünya, “Ne güzeldir!” diye değil; “Ne güzel yapılmış ve yaratılmıştır!” diye sevilmelidir, kalbimizin içine Allah’tan başka sevgilerin ve muhabbetlerin girmesine izin vermemelidir, çünkü kalbin içi Allah’a mahsustur.

Dünyada böylesine Allah sevgisini kazanmak ve muhafaza etmek için Allah’a dua etmeli ve “Allah’ım! Bize Kendi sevgini ve bizi Sana yaklaştıracak şeylerin sevgisini nasip et!” demeliyiz.3

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, dünyayı âhiretin tarlası ve Allah’ın isimlerinin aynası hükmünde görerek sevmenin âhiretteki neticesinin, dünya kadar, fakat fânî dünya gibi fânî olmayan bâkî bir Cennet olduğunu bildiriyor.3

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Dipnotlar:

1- Âl-i ımrân Sûresi, 3/14

2- Sözler, s. 571, 572

3- Sözler, s. 584

3- Sözler, s. 592

 


* BENZER KONULAR

Ne Olur Kendinize İyilik Onlara Karşı Da Görevinizi Yapın Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:54:20 ÖS]


Çocuklarda Din Eğitiminin Temelleri ve Ailenin Rolü Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:47:41 ÖS]


Cahiliye Toplumu ve İslâm 13 Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:43 ÖS]


Zamanın Kıyısında Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:24:05 ÖS]


Çocuk Terbiyesinin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:16:10 ÖS]


Kalplerin Fısıltısı 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 07:08:38 ÖS]


Uğur Işılak - Aklıma düşünce - 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 06:51:39 ÖS]


Adım Adım O’nun İzinde Gönderen: gurbetciyim
[Haziran 30, 2025, 06:20:40 ÖS]


Hangi Kadından Allah Razıdır Gönderen: gurbetciyim
[Haziran 30, 2025, 06:14:45 ÖS]


Rahmet Kapısında Gönderen: gurbetciyim
[Haziran 30, 2025, 06:08:27 ÖS]


O’na Yakınlık İçin Salâvat Gönderen: gurbetciyim
[Haziran 30, 2025, 05:59:14 ÖS]


Gül Gibi Geçinmek Varken Gönderen: gurbetciyim
[Haziran 30, 2025, 05:49:28 ÖS]


PCLOUD'DAN NASIL İNDİRME YAPABİLİRİM? Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 04:23:21 ÖS]


Bir Beden Gibi Gönderen: gurbetciyim
[Haziran 30, 2025, 03:42:27 ÖS]


Özgürlük ve Mahremiyet Arasında Değerlerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 08:55:49 ÖÖ]


Acılar Karşısında Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 08:49:49 ÖÖ]


Denge - Uyum - Ahlak Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 08:40:14 ÖÖ]


İnsanın Yaratılış Kodları ve Amacı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 08:29:20 ÖÖ]


Kim İçin Yapıyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 08:19:06 ÖÖ]


Şüphe Eve kalbi Sıkan Şeyi Yapmamalı Gönderen: fanidunya NET
[Haziran 30, 2025, 08:10:43 ÖÖ]