* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Hayatı Doğruluk ve Dürüstlük Üzerine İnşa Etmek  (Okunma sayısı 64 defa)

0 Üye ve 22 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 9362


Hayatı Doğruluk ve Dürüstlük Üzerine İnşa Etmek

Doğru Olmak

Doğruluk; lügatta, “doğru olma hali, dürüstlük, sadâkat, hak, hidâyet, istikamet” anlamına gelir.

Terim olarak ise, “Allah’ın emrine ve kanunlarına uygun bir yol takip etmek ve insanların haklarına riâyet etmek” demektir. Yüce Rabbimiz, doğru olmanın ne kadar büyük bir değer taşıdığını Kur’ân-ı Kerim’de bizlere şöyle bildiriyor: “(O yüce Allah ki) Hanginizin daha güzel ve doğru davranacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratmıştır.” (Mülk, 67/2) Bu ayet bize gösteriyor ki, yaratılışımızın temel amacı, doğru ve güzel davranışlar sergileyip sergilemeyeceğimizin ortaya konmasıdır.

Rabbimiz Allah: “Emr olunduğun gibi doğru ol” (Hûd, 11/112)  buyurarak ne ile emr olunmuşsak o şekilde hareket etmemizi, ona uygun davranmamızı istemektedir. Hayat, bir imtihan sahnesidir ve bu imtihanın en önemli ölçütlerinden biri doğruluktur.

Doğruluk, her şeyden önce Allah’a karşı dürüst olmakla başlar. Kulun inanç ve ibadetlerinde samimiyet ve ihlâsı elde etmesi, şirkten, riyadan korunması, ibadetlerini Hz. Peygamberin ifade ettiği gibi, “Allah’ı görüyormuşçasına” (Müslim, Îmân 1, 5) yapması Allah’a karşı dürüst olduğunun işaretidir.

Gerçek kulluk, Allah’a karşı dürüst ve samimi bir bağlılıkla yaşamakla mümkündür. Doğru sözlü, dürüst, güvenilir insanlar hem toplumda saygı görür, hem de Allah’ın rızasını kazanarak dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşırlar. Çünkü doğruluk sadece dilde değil, davranışlarda ve kalpte de olmalıdır. Allah’a kul olmanın yolu, doğru bir hayat sürmekten geçer.

Doğruluk ve İstikamet

Doğruluk kavramı, Arapça’da genellikle sıdk (sadakat) ve istikamet terimleriyle ifade edilir. İstikamet, genellikle “dini ve ahlaki hükümlere uygun bir hayat sürmek, her türlü aşırılıktan sakınmak, Allah Teâlâ’ya itaat etmek ve Rasulullah (s.a.v.)’in sünnetine uymak” şeklinde tanımlanır. Bazı âlimler, bu kelimenin düz bir çizgiyi andıran dosdoğru bir yol için kullanıldığını belirtirler. Bu sebeple hak ve hakikat yolu “sırat-ı müstakîm” olarak adlandırılmıştır.

İstikamet; bu doğru yol üzerinde sapmadan, kararlılıkla ilerlemek anlamına gelir. Bu anlamlar dikkate alındığında, sıdkveistikamet kavramlarının ortak bir içeriğe sahip olduğu görülür: Allah’a ve insanlara karşı dürüst olmak, kalpte taşıdığı niyetle dilde söylediği arasında tutarlılık bulunmak, inandığı değerlere uygun yaşamak ve bu doğrultuda söz ve davranışlarını şekillendirmek.

Aynı zamanda yanlış ve eğri yollardan uzak durmak da bu kavramların özüdür. Günlük kullanımda ise bu iki kavram arasında ince bir fark göze çarpar: Sıdk daha çok kişinin sözünde doğru ve dürüst olması anlamında kullanılırken, istikametise davranış ve yaşayışta doğruluktan sapmamak, ahlaki çizgiyi korumak anlamında ön plana çıkar.

Doğruluğun Önemi ve Müslümanın Sorumlulukları

Bir Müslümanın, doğru, dürüst olmanın ve güvenilir olmanın önemini anlaması gerekir. Müslüman, “sözünün eri”, “güvenilir” ve “doğru” bir kişi olmalıdır. Kur’ân-ı Kerim’de bu konuya pek çok ayette vurgu yapılır. Yüce Allah, doğruluğun ve güvenilirliğin ne kadar değerli olduğunu şöyle ifade etmektedir: “Allah hesap günü şöyle buyuracaktır; Bu, doğrulara doğruluklarının fayda vereceği gündür.

Onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan râzı olmuştur.

Onlar da O’ndan râzı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş ve kazanç budur.”(Mâide, 5/119)

Bu ayet, doğruluğun ödülünün ne kadar büyük olduğunu ve cennetteki en güzel nimetlere ulaşmanın doğrulukla mümkün olduğunu açıklamaktadır. Doğruluk ve dürüstlük sadece bir davranış biçimi değil, aynı zamanda insanın ruhsal bütünlüğü ile ilgilidir. Doğru olmak, içindeki samimiyet ve ihlâsla bütünleşmiş bir eylemdir. Bu anlamda doğru olmak, hem dünya hayatındaki başarıyı hem de ahiret hayatındaki kurtuluşu getirir.

Toplumda Doğruluğun Yaygınlaşması

Doğruluk, sadece bireysel bir özellik değil, toplumun temelini oluşturan bir değerdir. Toplumda güven, sevgi ve saygı ancak doğrulukla mümkün olabilir. Bir insanın doğru ve güvenilir olması, sadece kendi hayatını değil, çevresindeki insanları da olumlu yönde etkiler. Toplumda doğruluğun yaygınlaşması, insanların birbirlerine olan güvenini artırır ve daha sağlıklı ilişkilerin kurulmasına olanak tanır. İslâm, Müslümanları birbirlerine karşı dürüst, güvenilir ve adil olmaya teşvik eder. Çünkü adaletli olanlar doğru, dürüst olurlar, haksızlık, ahlaksızlık, hırsızlık yapmazlar, rüşvet yemezler. Her türlü kötülüklerden, haramlardan ve günahlardan uzak durmaya özen gösterirler.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Mü’min diğer mü’minlerin onun elinden ve dilinden emin olduğu (zarar görmediği) kimsedir.”  (Buhârî, İman 4) Bu söz, bir Müslümanın hem sözde hem de işte doğruluğunu gösteren en önemli rehberdir. İnsanlar arasında güvenin inşa edilmesi, doğruluğun temel alındığı ilişkilerle mümkündür. Çünkü doğruluk, sadece kişinin kendisini değil, toplumun huzurunu da etkileyen bir erdemdir. Toplumun huzurunu ve barışını sağlamak, sadece bireylerin doğru olmasıyla değil, aynı zamanda bu doğruluğun topluma yayılmasıyla mümkündür.

Süleyman Gülek.

İNTERNET RADYOMUZ FANİDUNYA FM 24 SAAT YAYINDADIR.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap