* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Tesettür Bir Kimlik ve Kulluk Bilinci  (Okunma sayısı 131 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 9057
Tesettür Bir Kimlik ve Kulluk Bilinci
« : Haziran 24, 2025, 11:47:31 ÖÖ »


Tesettür Bir Kimlik ve Kulluk Bilinci

1. Tesettür Nedir?

Tesettür; kadınların, İslam’ın belirlediği ölçüler çerçevesinde eli, yüzü ve ayakları dışında kalan vücutlarını örtmesidir. Bu örtünme, yabancı erkeklere karşı bir koruma gayesi taşır. Çarşaf, bol pardesü, uzun manto gibi giysiler tesettüre uygun olabilir. Önemli olan, vücut hatlarının belirgin olmaması ve dikkat çekici unsur taşımamasıdır.

Tesettürün temel amacı, başkalarının dikkatini çekecek görüntüden sakınmak, meşru olmayan cinsel arzuların tahrikine neden olmamaktır.

2. Tesettür Süslenmek İçin Değil, Gizlenmek İçindir

Tesettürün anlamı, dikkat çekici olmamak, câzibeyi örtmektir. Güzelliği sergilemek değil, gizlemektir.

Ancak günümüzde bazı kadınlar ve genç kızlar başlarını örtse de vücutlarını dar ve dikkat çekici kıyafetlerle sergilemekte, bunu da “tesettür” olarak görmektedir. Bu anlayış, tesettür bilincine aykırıdır.

Dar kotlar, kısa üstlükler ve süs amaçlı başörtüleri tesettürün ruhunu zedelemektedir. Tesettür bir tarz değil, farzdır. Makyajla, parfümle, süslenerek yapılan bir örtünme ibadet bilincinden uzaktır. Tesettür câzibe değil, iffet çağrısıdır.

3. Tesettür Kur’an’ın Açık Emridir

Tesettürün farz oluşu, İslam âlimleri arasında ittifak edilen bir hükümdür. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulur: “Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (haramdan) sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, kendiliğinden görünen kısmı müstesna ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.” (Nûr, 24/31) Bu ayet, tesettürün yalnızca baş örtmekten ibaret olmadığını; vücut hatlarının örtülmesi ve ziynetlerin gizlenmesi gerektiğini açıkça ortaya koyar.

4. Tesettür Bir Kimlik ve Kulluk İfadesidir

Tesettür; imanın dışa yansıması, kişiliğin ifadesidir.

Kadının yalnızca dişiliğiyle değil, kişiliğiyle ön plana çıkmasını sağlar. Kadını özgürleştiren de budur:

Gözlerden uzak, saygın ve iffetli bir duruşla toplumda yer almak. Ancak günümüzde tesettür anlayışı yozlaşmış, modaya uydurulmuş, içi boşaltılmıştır. Tesettür defileleri, markalı başörtü gösterileri bu yozlaşmayı beslemekte; tesettür ibadeti bir vitrin sunumuna dönüştürülmektedir.

5. Teşhircilik ve Tesettürsüzlük: İslam’a Aykırıdır

Bazı kadınlar, hiçbir tesettür bilinci taşımadan dışarıda makyajlı, açık kıyafetlerle, mini etek, dar tayt, dekolte elbiselerle dolaşmakta ve bu da erkeklerde tahrike sebep olmaktadır. Bu durum, İslam’ın teşhirciliğe ve ahlâksızlığa karşı koyduğu temel ilkelerle çelişmektedir. İslam, bu durumun önüne geçmek için bakışları korumayı, kadının ve erkeğin örtünmesini emretmiştir. Çünkü tesettür hem bireyin, hem toplumun iffetini ve huzurunu koruyan bir kalkandır.

6. Tesettürsüzlük Modernlik Değil, Sorumluluk İhlalidir

Modernlik, özgürlük ve çağdaşlık adı altında sunulan giyim biçimleri; İslam’ın tesettür emrine aykırı yaşam tarzlarını normalleştirmektedir. Oysa Müslüman kadının ister başı açık ister kapalı olsun, mutlaka tesettür ölçülerine uygun giyinmesi gerekir. Tesettür; dar, vücut hatlarını belli eden, dikkat çekici elbiselerle, süs ve makyajla birlikte var olamaz. Bu tür giyim şekilleri, yalnızca dünya heveslerini önceleyen sorumsuz bir anlayışın ürünüdür.

7. Dünya Hayatı Bir İmtihandır

Kur’an’da defalarca vurgulanan gerçek şudur: Dünya hayatı bir imtihandır, kalıcı değildir. Yüce Allah şöyle buyurur: “Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

Oysa ahiret hayatı daha hayırlı ve daha kalıcıdır.”

A’lâ, 87/16-17) Tesettür meselesi de bu imtihanın bir parçasıdır. Tesettüre riayet etmek, bu dünyada Allah’a kulluk yolunda sadakat göstermek demektir.

Geçici olan dünya için kalıcı olan âhireti feda eden kişi, sonunda büyük bir pişmanlık yaşayacaktır.

8. Zevke Göre Değil, Allah’a Göre Yaşamak Gerekir

Günümüzde insanlar yazın tatil yerlerinde, kışın eğlence merkezlerinde İslâmî ölçüleri göz ardı ederek yaşamaktadır. Denizlerde çıplaklık, barlarda içki ve eğlence “hayatımızı yaşıyoruz” sloganıyla sunulmaktadır. Oysa Kur’an şöyle uyarır: “Bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Asıl hayat, ahiret hayatıdır. Keşke bilselerdi.” (Ankebût, 29/64)

Dünya hayatı bir oyun sahnesi değil, kulluk sınavıdır.

Helâl-haram sınırlarına riayet etmeden yaşanan bir hayat, kurtuluşa değil hüsrana sürükler.

9. Sonuç: Müminin Vazifesi Tebliğdir

Mü’min kişi, hem kendi hayatını İslâmî ölçülere göre düzenlemeli, hem de çevresine doğruları tebliğ etmelidir. Tesettüre riayet etmeyen, ahlâkî sınırları aşan yaşantılardan rahatsız olmalı; güzel bir dille insanları İslâm’a, tesettüre, iffete çağırmalıdır.

Müslüman, yalnızca eleştiren değil; örnek olan, anlatan, uyaran bir şahsiyet olmalıdır. Kurtuluşun yolu, imandan, ibadetten ve güzel ahlâktan geçer.

Süleyman Gülek.

İNTERNET RADYOMUZ FANİDUNYA FM 24 SAAT YAYINDADIR.

YENİ SİTE GİR,İŞİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap