Gönderen Konu: Tebliğ ve davet’de Misyonumuz  (Okunma sayısı 79 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 651
    • www.fanidunya.net
Tebliğ ve davet’de Misyonumuz
« : Ekim 23, 2021, 04:47:02 ÖS »
Tebliğ ve davet’de Misyonumuz

     Arapça "beleğa" yani, güzel, açık, anlaşılır, etkili konuşma anlamındaki bu kök kelimeden üretilmiş olan "tebliğ"; hakkı hakikati ve güzeli, güzelce söyleme sanatıdır diyebiliriz. Tebliğ kelimesi çoğu zaman bize peygamberleri, dolayısı ile de Efendimiz (sav)’i hatırlatır. Bu hatırlatma beraberinde insana, insanca bir yaşamın sırlarını da çağrıştırır çoğu zaman. Daha cennette hz Adem’e her şeyin ismini öğreten Rabbimiz de dini mübinimize harfleri müştak kılarak ‘oku’ buyuruyor.

     Milattan önce Epiktetos’tan başlayan felsefenin tarihinde dil kullanımının ve sofistlerin tarihe nasıl damga vurduklarını, insanların inanç değerlerinin demogoji sanatıyla nasıl değiştiğine şahit oluyoruz. Tarihin sayfalarından bir hakikat terennümü olarak bugüne gelmiş olan Sokrat’ın ’savunma’sı bugünle, dün arasında köprüler kurarken, dilin ifade gücüne hayran bırakıyor bizi. Görüyoruz ki güzel, doğru ve hakikat olan her şey daimi olarak güzel cümlelerle ifade edilmiştir. Hz isa; “önce söz vardı” der.

     Sadece doğrular değil, zaman zaman doğrunun dışındaki şeyler de güzel cümlelerle süslenip örtülebiliyor. Bazen kinaye, bazen abartma sanatı ve maalesef ki hatta yalan, bühtan bile kelimelerin boynunu bükebiliyor. İnsan denen varlıkla birlikte can taşıyan her şey de bir iletişim ve sevgi diline ihtiyaç duyuyor. Hem anlamak hem anlatmak için bir çok dil bilmemiz gerektiği aşikar. Bunlar başta iyice vakıf olmamız gereken güzel bir Türkçe'nin yanı sıra Arapça, Farsça, İngilizce gibi diller olabilir ama esası insan gönlünde ma’kes bulacak bir gönül dili olmalıdır. Tebliğ, peygamberlerin vacip sıfatlarından olmakla birlikte; biz müslümanlara da miras olarak aktarılan bir vazifedir... “İçinizde emri bil maruf nehyi anil münker yapan bir topluluk olsun “ emri ilahisi bize bunu ihtar ediyor.

     Tebliğ insanı hakikate, doğruya, mutluluk ve huzura çağırırken içinde yalan, hakikatı gizleme, insanları kelimelere boğarak kandırma maksadı taşımaz. Tebliğde ruhun tatmini, gönlün huzuru ve kolay kabul vardır. Tebliğde şek, şüphe, demogoji, süslü ve ruhundan koparılmış kelimeler yoktur. Yaşanması, anlaması, anlatılması mantıklı ve reeldir.

     Misyonerlik ise kandırma ve hakikatı gizleme ve manipüle etme aynı zamanda algı yönetimidir. Aslı hakiki iken, dinin sahibinin hükmünü ortadan kaldırdığı ve insan eliyle bozulan, Allah tarafından kabul görmeyen muharref dinlerin insanlara türlü çeşitli dalavereyle anlatılmasıdır.

     Misyon başka, tebliğ başka ve temsil başkadır. Temsil edilmeyen tebliğ inandırıcılığını kaybetmektedir. Çünkü ‘kal’dilinden, ‘hal’diline geçerken, samimiyetimiz daima sınanmaktadır. Hem Allah, hem kulu sınamaktadır. Kalp işçisi olmamız gerekirken, uslup ve usul geliştirmemiz gerekirken, sevgi sebat ve azimle dolu bir bilince ihtiyacımız var.

     Tebliğ asırlardır sözcüklerle anlatıldı fakat bugün ki kadar yorulmadı. En güzel tebliği Efendimiz yaptı ve dedikleriyle ters düşmedi. Ağzından çıkan beyninde, bedeninde kabul gördü. Ve en güzel tebliği sahabe yaptı, onlar dillerinden daha çok halleriyle hallendiler. “Çoklukla övünme”nin ve niceliğin güç açısından önemi yadsınamaz olsa da nitelik, müthiş bir kelime. Kuru kalabalıkların kuru ruhlara dönüştüğü evlerimizde, okullarımızda, sokaklarımızda Tebliğci ve Davetçi Misyonunu temsil eden insanları çoğaltmak zorundayız. Bugün dejenere olmuş sözlü temsil neredeyse etkisini kaybetti. Çünkü insanlar sözle fiilin birlikte yürüdüğünü görmek istiyorlar, bekliyorlar. İnsan olmak hatalı olmak demek olsa da bu kaos dünyasına huzuru getirecek, insan kalbine "mutmainne"yi yerleştirecek, samimi , güler yüzlü, merhametli, insan ve doğa seven tebessüm medeniyetiyle yeryüzü kuşağının taze bir bilinçle buluşması elzemdir.

     Fakat artık konuştuklarımızı başkalarında görmek ve beklemek hastalığından vazgeçip söylem – eylem birliği oluşturmak zamanındayız...

Nurhan Genç.

 


* BENZER KONULAR

Murat Bozkurt - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:31:17 ÖS]


Grup Cemre - Yunus Emre İlahiler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:22:45 ÖS]


Tavaf Namazı Nasıl Kılınır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:35:36 ÖS]


Kâbe'yi Görünce Okunacak Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:27:09 ÖS]


Hac İle İlgili Hadis-i Şerifler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 04:19:45 ÖS]


Hasan Ergüçlü - Hira Dağı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:16:42 ÖÖ]


Hasan Ergüçlü - Düştüm Çöllere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:11:43 ÖÖ]


Öfkeyle Kalkan Zararla Oturur Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:50:20 ÖÖ]


Öfkeyi Kontrol Altına Almak İçin Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:46:24 ÖÖ]


Hayâlı Çocuk Yetiştirmek İçin Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:43:35 ÖÖ]


Cennet Annenin Ayakları Altındadır Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:33:08 ÖÖ]


Gönülden Boyun Eğelim Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 08:29:30 ÖÖ]


Ailemize Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:08:36 ÖÖ]


Müslüman Kadının Namazı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:58:31 ÖÖ]


Altı Öğrencinin Başlattığı Osmanlı’yı Çökerten Süreç Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:51:56 ÖÖ]


Umut ve Şükür Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:31:19 ÖÖ]


Bu dünyânın Fâni ve Basit Hayâtı Seni Azdırmasın Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:24:25 ÖÖ]


Ehl-i Sünnet İnancı Nedir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:16:44 ÖÖ]


Gözlük Gönderen: KOYLU
[Mayıs 18, 2024, 08:23:43 ÖÖ]


Ölüm ve Gerçeğe Uyanmak Gönderen: KOYLU
[Mayıs 18, 2024, 08:20:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42