Gönderen Konu: Tefekkür  (Okunma sayısı 558 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2146
Tefekkür
« : Nisan 12, 2018, 10:26:27 ÖÖ »
Tefekkür

Dünyamız, bozulan tabi dengenin ve ihlâl edilen kuralların ızdırabını yaşıyor… Her geçen gün bir evveline kıyasla insan hayatını menfî yönde etkilerken hayatî problemleri de; müzminleştiriyor. Bir zamanların yeşilliklerle süslü,toprak kokan, rengârenk çiçeklerle bezenmiş, huzurlu dünyası huzuruyla birlikte güzel estetiğini de kaybetmekte… İnsan ruhu ile tabiat tam bir ahenk içerisinde hareket eder. Konuşma esnasında zikredilen su, toprak, çiçek, ırmak kelimeleri lafız itibariyle dahi insan ruhunu dinlendirip sekinet verir.

Güzelliklerin en güzeliyle bezenmiş cennet yurdu da öyle değil midir?... Allah (c.c) güzeldir, güzeli sever. Bu ölçü ve sebebe istinaden dünya nizamını korumaya çalışan; bu husus da titizlik gösteren inananlardır. Hacda ihramlı iken koparılan bir ot, avlanan bir kuş sebebiyle kula ceza veren İslam en güzeli yansıtır. Bu güzelde, gerek içtimai kural ve kaidelerden zerre miktar taviz verilmediği takdirde şahsa ve topluma ait bütün müşkiller asan güçlükler kolay olur Bozulan tabii dengenin yeniden inşası için aranan çareler derde derman olacak mı? İnsan ve çevre sağlığı için hazırlanan tedbirler verilen konferanslar, yazılan kitaplar, neşredilen yayınlar, tesbit edilen ceza ve yaptırımlar netice verecek mi?...

Ruhlar değişik hakikati yakalamadığı müddetçe, manevi idealler maddi ideallere galebe çalmadıkça bu gerçekleşmeyecektir. İnsan sağlığına ve insana saygısı olmayan bir ferdin elindeki kağıt parçasını yere atmasından daha tabii ne olabilir. Komşunun izni olmadan kendi duvarını yükseltmeyen ruh ifsat edildiğinde gökdelenlerden daha lüzumlu hangi bina stili bulunabilir… İnsanlarda kazanma hırsı her geçen gün artarken ben dışındaki senlerin ve sana ait güzelliklerin helakinden daha tabii ne olabilir…. Dünya güzellikler dünyası olsa, her taraf yeşile boyansa, ağaçlar altından şırıl şırıl ırmaklar aksa, mutlu olacak mı insanlar? Kapanacak mı hastaneler? Veya iflas edecek mi psikologlar? Ruhlar huzura erip nefisler mutluluğu yakalayacak mı?... Hayır. Kalpler ruhani huzura ermedikten sonra dünya yeşilliklere bürünse ne önemi var. İman diyarında kasırgalar, fırtınalar eserken, nefis güneşi, ruhu aydınlatıp huzur ışınları saçamaz.

Görmeyen maddi göz renklerden, işitmeyen maddi kulak seslerden, hissetmeyen-maddi kalp hislerden nasıl nasip dar olsun…. Yeşilliklerle süslü dünyada karalar giymiş ruhlar mekan tutarsa yeşil yeşilliğini, güzel güzelliğini kaybetmiştir. Arz üzerine dikilen fidanlar cennette yeşermezse gönül alemi için bir hiçbir fidan yeşermez… Müminleri çift yönlü bir çalışma bekliyor….

Ruhları dinlendiren mekanları temiz kılarken, o mekanlarda huzuru bulmak için ruhları arındırmalıyız… İnsanın bedeni sağlığını tehdit eden hava ve çevre kirliliği ile mücadele ederken, dünyevi ve uhrevi ruh sağlığını tehdit eden günah isyan ve gafletle de mücadele etmeliyiz…. Fani dünyanın kaybı ahi ret mahvına benzer mi hiç? Geçici dünya imar edilirken ebedi ahi ret ihmal edilirse insanlığa hizmet sunulup gerçek vazife yerine getirilmiş olur mu?.. Terazinin dünya güzellikleri ile ahiret güzellikleri dengelendiği zaman, dünyevi mutluluk ve uhrevi huzur yakalanacaktır…

Güzel bir ay… güzel bir gece ve güzel bir sabah… Hayatımız için yeni bir başlangıç olsun temennisiyle...


Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2144
Ynt: Tefekkür 1
« Yanıtla #1 : Mayıs 13, 2019, 08:06:30 ÖÖ »
Tevekkül  1
 
Bir işe başlarız; üstesinden gelemeyeceğimizi anlayınca; paniğe kapılırız; işte o zaman, “bana yardım et” diyeceğimiz birini ararız. Bulunca da ona güvenip dayanırız. Yani onu kendimize vekil ediniriz.

Vekîl, Yüce Rabbimizin güzel isimlerindendir: Esmâ-i hüsnâ’dandır. Kendisine güvenilip dayanılan demektir. Kullarının rızkına kefîl olan demektir. Vekîl’e güvenene mütevekkil denir.

Mütevekkil de Peygamber Efendimizin isimlerinden biridir. Allah Teâlâ ona: “Ben sana Mütevekkil adını verdim” buyurmuştur. (Buhârî, Büyû‘ 50, Tefsîr 48/3)

Ona neden Mütevekkil demiştir? Sadece Allah’a güvenip dayandığı için… Aza kanaat ettiği için… Sıkıntılara sabrettiği için…  Zaten mü’minler de  yalnız Rablerine dayanıp güvenirler. Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a sığınırlar. Çünkü O, kendisine güvenen herkese tek başına yeter. Yüce Kitab’ında böyle buyurmaktadır. (Enfâl 8/2; Furkan 25/58; Talâk 65/3)

Uygulamalı Tevekkül Dersi

Sevgili Efendimiz her şeyi olduğu gibi bize tevekkülü de öğretti. Onun hicreti, bir tevekkül dersidir. Hicret ettiğini kâfirler görmesin diye, yola gündüz değil, gece çıktı. Medine’ye gidecekti. Ama o, Medine tarafına değil, tam aksi yöndeki Sevr dağına gitti. Oradaki bir mağarada üç gün saklandı. Buna rağmen kâfirler onların izini buldular; mağaranın önüne gelip dayandılar. Acaba tedbir bir fayda vermemiş miydi? Yol arkadaşı çok endişeliydi. “Biri ayağının dibine baksa, bizi görecek” dedi. Fakat Rasûlullah’ın kalbi çok rahattı. Çünkü o tedbirini almış, gerisini Allah’a bırakmıştı. Yol arkadaşına:

“Ebû Bekir!” dedi. “Üçüncüleri Allah olan iki kişiyi sen ne zannediyorsun?”

Kâfirler onları görememişti. Daha doğrusu Cenâb-ı Mevlâ onları kâfirlere göstermemişti. Demek ki aldıkları tedbir ve ettikleri tevekkül güzel sonuç vermişti. (Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 1)

Vekîl’e Tevekkül

Sevgili Efendimizin Allah’a tevekkülündeki derinlik, dualarında daha iyi görülür. Onun şu duasındaki engin tevekkülü  ve derin teslimiyeti sezmeye çalışalım:

“Allahım! Sana teslim oldum, Sana inandım, Sana güvendim. Yüzümü, gönlümü Sana çevirdim, Senin yardımınla düşmanlara karşı mücadele ettim. Kitabın ile hükmettim. Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve Senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de Sen, geride bırakan da Sensin. Senden başka ilâh yoktur.” (Buhârî, Teheccüd; Müslim, Müsâfirîn 199)

Yatağa yatarken okuduğu dualar da onun tevekkül ve teslimiyetini ayan beyan gösterir:

“Allahım! Kendimi Sana teslim ettim. Yüzümü Sana çevirdim. İşimi Sana ısmarladım. Sırtımı Sana dayadım. Ümit bağladığım Sen, korktuğum yine Sensin. Senden kaçıp sığınacak ve Senin elinden kurtulacak bir yer varsa yine Sensin. İndirdiğin kitabına, gönderdiğin Peygamberine iman ettim.” (Buhârî, Daavât 6; Müslim, Zikr 56)

Dünya Bir Araya Gelse

Peygamber Efendimizin İbni Abbâs’a öğrettiği bir hayat görüşü, bir tevekkül anlayışı var. Gerçek tevekküle ulaşabilmek için bu anlayışa sahip olmak gerekir. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem sevgili yeğenine şöyle buyuruyor:

“Yavrucuğum! Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen, Allah’tan dile! Bütün bir ümmet toplanıp sana fayda temin etmeye çalışsa, ancak Allah’ın senin için takdir ettiği faydayı temin edebilir. Ve bütün ümmet sana zarar vermeye kalksa, ancak Allah’ın senin hakkında takdir ettiği zararı verebilir. Çünkü artık kaderi yazan kalem yazmaz olmuş, yazdığı yazılar değişmeyecek şekilde kesinleşmiştir.” (Tirmizî, Kıyâmet 59)

Kuşlar Gibi

Peygamber Efendimiz tıpkı kuşlar gibi Allah’a güvenip dayanmamızı tavsiye ediyor. Onların her Allah’ın günü, tam bir teslimiyet içinde yuvalarından ayrıldığını, rızıklarını bulamama korkusuna kapılmadığını, günün sonunda, karınlarını doyurmuş olarak yuvalarına döndüğünü hatırlatıyor. Biz de Mevlâmıza tevekkül etmeye daha evimizden çıkarken başlamalıyız ve Sevgili Efendimiz gibi:

“Bismillâh, tevekkeltü alellâh, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demeliyiz. (Ebû Dâvûd, Edeb 103; Tirmizî, Daavât 34)

Bu duanın mânası da pek güzeldir: “Allah’ın adıyla evimden çıkıyorum. Allah’a dayanıp tevekkül ettim. Günahtan kaçacak güç, ibâdet edecek kuvvet ancak Allah’ın yardımıyla kazanılabilir.”

Allah Bana Yeter

Hz. İbrâhim’i ateşe attıkları zaman, duaların en güzeliyle Rabbine tevekkül etmiş, “Hasbünallah ve ni’me’l-vekîl” demişti. “Allah bana yeter; O, ne güzel vekildir.”

Aynı duayı Peygamber Efendimiz de yaptı. Uhud yenilgisinden sonraydı. “Düşman tekrar saldırmaya hazırlanıyor” dediklerinde, “Hasbünallah ve ni’me’l-vekîl” buyurdu. (Buhârî, Tefsir 3/13)

Sevgili Efendimiz, çok korkup üzüldüğümüz zaman da böyle dememizi bize öğretti. Bir gün ashâbıyla sohbet ediyordu:

Onlara kıyametin pek yakın olduğunu hatırlattı. Aklı başında olan bir kimsenin, bu durumda gamsız, kedersiz olamayacağını söyledi ve şöyle buyurdu:

“Sûr’u üfleyecek melek, ona ağzını dayamış, kendisine ‘üfle!’ diye emredilmesini beklerken ben nasıl sevinebilirim?” Ashâb-ı kirâm buna pek üzüldü. İşte o zaman onlara “Hasbünallah ve ni’me’l-vekîl, tevekkelnâ alellâhi Rabbinâ: “Allah bize yeter; O, ne güzel vekildir; Rabbimiz olan Allah’a tevekkül ettik” demelerini tavsiye etti. (Tirmizî, Kıyamet 8; Tefsîr 39/7)

Bu güzel duayı biz de dilimizden düşürmemeliyiz.


 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41