Gönderen Konu: Haydi İbâdet Edenler Kalksın  (Okunma sayısı 41 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 6018
Haydi İbâdet Edenler Kalksın
« : Mart 01, 2022, 10:14:54 ÖÖ »
Haydi İbâdet Edenler Kalksın

"Gece ibâdetle meşgûl olanın, gözleri uykusuzluktan sönük, fakat kalbi sevinçlidir.”
 
Zileli Abdurrahmân Efendi, Anadolu velîlerindendir. Tokat-Zile’de doğdu. Tahsîl ve terbiyesini Zile'deki âlimlerden aldıktan sonra Kastamonu'ya gelerek Şeyh Şâbân-ı Velî tekkesinde Mustafa Çelebi Efendiye intisab ederek evliyâlık yolunda ilerledi. Mustafa Çelebi'nin vefâtı üzerine Şâbân-ı Velî tekkesinde irşâd makâmına oturdu. 1673 (H.1083) senesinde orada vefat etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Süfyân bin Uyeyne buyurdu ki:

-Bize şu haber ulaştı: Gecenin evveli olunca, semâdan bir münâdî şöyle seslenir. “Haydi ibâdet edenler kalksın!” O zaman âbidler kalkar, Allahü teâlânın dilediği kadar namaz kılarlar. Sonra yine bir münâdî; “Allahü teâlâdan af ve mağfiret isteyenler nerede?” diye seslenir. Onlar da Allahü teâlâdan af ve mağfiret istemek için duâ ederler. Fecir doğduğu zaman, yine bir münâdî; “Haydi gâfiller kalksın!” der. Onlar da yataklarından, ölülerin kabirlerinden tembel olarak kalkması gibi kalkarlar. Gece ibâdetle meşgûl olanın, gözleri uykusuzluktan sönük, fakat kalbi sevinçlidir.”

Lokman Hakîm buyurdu ki: “Üç kimse, üç yerde bilinir. Hilm sahibi kimse kızgınlık zamanında, kahraman harbde, arkadaş ve gerçek dost ihtiyâç zamanında.”

Muhammed bin Selâm şöyle buyurdu: “Seninle dostluğu ihtiyâç zamanında olan kimseyi, kendine arkadaş ve dost edinme.

 Çünkü, onun sana olan ihtiyâcı bitince, dostluk ve arkadaşlığı da biter.”

Ebüdderdâ (radıyallahü anh) buyurdu ki:

 “Üç şey beni güldürdü. Üç şey de ağlattı. Beni güldüren üç şey şunlardır:

1-Ölüm kendisini isteyen kimsenin, dünyâda uzun emel sahibi olması,

2- Akıllı olup da, kendisinden akla uygun işlerin sâdır olmadığı kimse,

3- Rabbinin kendisinden râzı olup olmadığını bilmediği hâlde gülen kimse.”

Süfyân-ı Sevrî şöyle anlattı:

-Lokman Hakîm’e; “Hangi ameline daha çok güveniyorsun?” diye sorulunca; “Mâlâya’nîyi (faydası olmayan şeyleri) terk etmeme” cevâbını verdi.”

Muhammed bin Selâm anlatır:

-İlim ehlinden birisi buyurdu ki: “Sana fayda vereceğini bildiğin yerde yalanı terk et. Çünkü yalan, senin için zararlıdır. Sana zarar vereceğini bildiğin yerde ise, doğruluğa yapış, zira o sana fayda verir.”

İbrâhim bin Edhem hazretleri buyurdu ki: “Zühd üç çeşittir,

1- Farz olan zühd, haramlardan sakınmaktır.

2- Fazilet olan zühd, helâl olan şeylerden zarûret miktarı kullanmaktır.

3- Selâmet olan zühd ise, şüphelilerden sakınmaktır.”

Vehbi Tülek.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41