* FANİ DUNYA FORUM HABERLER

Gönderen Konu: Hakikat ve Hurafe  (Okunma sayısı 653 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2440
Hakikat ve Hurafe
« : Mart 07, 2024, 10:46:11 ÖÖ »


Hakikat ve Hurafe

"Bilgi (El-İlm) ancak Allah'ın Katındadır." 46/23

Bilgi edinme, insanın en temel güdülerinden ve ayırt edici özelliklerinden biridir. İster yaşamak için olsun, ister doğayı ve çevreyi tanımak , eşyaya ve diğer varlıklara egemen olmak ihtiyaç ve arzusu, isterse meraktan doğan fayda-dışı doğal bir bilme eğilimi bulunsun, insanın, ortaya çıktığı andan itibaren her zaman ve her yerde bilgi ile ilgili az veya çok yoğun bir etkinlik içinde bulunmuş olduğu muhakkaktır. Başka bir deyişle bilginin tarihi, insanın tarihi kadar eskidir.

Genelde ve genel olarak insanın bilgiyi elde etmesinde iki yetisi olduğundan söz edilir.

Bunlardan biri aklı, diğeri de duyu organları. Bunlardan hangisinin rolünün daha etkin olduğu insanların zihinlerini kurcalayıp durmuş.

Acaba gerçektende bilgilerimiz Bu iki yolla mı elde edilmektedir (edilmelidir)?

İnsan kendi başına ve kendi imkanlarıyla varlığı, hayatı anlamlandırma çabası Eski Yunan-Avrupa düşünce mirasına özgü bir etkinlik olarak kabul edilebilir.

Eski Yunan-Avrupa düşünce mirasında bilgiyi, kendi başına ve kendi imkanları (akıl veya duyu organları) ile elde etmenin dışında üçüncü bir yol ve imkan yoktur. Bu onların tanrı telakkileri ve yaşadıkları kültürel ortamla alakalıdır.

Eski Yunan'lıların genel-geçer dini telakkilerine göre bilgi, tanrıların elinde ve denetimindedir. Ancak insan, hayatı ve bu dünyada ki yerini anlamlandırmaya kalkıştığında tanrılardan lütuf ve inayet değil aksine zorluklarla karşılaşmaktadır. Çünkü Eski Yunan'lılarda tanrılar insanları sevmezler, aralarında derin bir husumet vardır.

İnsan ile tanrılar arasında çatışmanın sürdüğü böyle bir ortamda insanın kendini gerçekleştirmesi mümkün değildir. Bu durumda yapılabilecek tek şey var; o da tanrıların insana karşı kullandıkları gücü ellerinden almak.

Yunan mitolojisinde bir tiran olan Promethes'nin de Zeus' u gafil bir anında yakalayıp (bilgiyi temsil eden) ateşi çalarak yaptığı şey budur. (Promethes bu bilgiyi insanlara verir.)

İnsan bu bilgi gücünü ele geçirdikten sonra özgürleşmiş, tanrılara başkaldırmıştır Bu yüzdende batılı, ilericiliği hep çatışmada görmüş, kendisine çatacak bir Zeus aramıştır.

İslam'ın düşünce mirasında ise insanın bilgi ve bilgilenme faaliyetinde, bilginin kaynakları ve ulaşmanın yol ve araçları konusunda belirsizliklere mahal bırakmamıştır.

Sözgelimi; "Bilgi (el-ilm), ancak Allah katındadır." (Ahkaf, 23) cümlesini ‘Bilgi, insana Allah katından gelir.' şeklinde okuyabiliriz.

Bu okuyuş, insanın bilgi arama özelliğine herhangi bir halel getirmez. Tam aksine bilgi arayışında insanın yalnız başına terk edilmediği, onun ilahi lütuf ve inayetle desteklendiği anlamı çıkar.

Eski Yunanlılar'da bilgi, tanrı-insan çatışması sonrası elde edilen (çalınan) bir bilgi olmasına karşın İslam'da bilgi, Allah'ın lütfuyla Hz. Adem (a.s)'a verilmiştir. Yani yaratıcı ile yaratılan arasında çatışma değil bir uyum vardır.

"Adem'e isimlerin tümünü öğretti, sonra onları meleklere sunup: ‘Haydi doğru iseniz onların isimlerini bana söyleyin' dedi. Dediler ki: ‘ Sen yücesin, bizim senin öğrettiğinde başka bir bilgimiz yoktur...' (Bakara 31,32)

Ayetten de anlaşılacağı üzere Allah öğretmediği için insandan daha üstün melek bilmemekte, daha aşağıda bulunan insan ise Allah öğrettiği için bilmektedir.

Şimdi kendimize şunu soralım: Acaba evrene, hayata, kendimize dair bilgilerimiz, Allah'ın kitap ve peygamberleri vasıtasıyla bize öğrettiği bilgiler mi, yoksa bilgilerimize modern düşünüş şeklinin de temeli olan tamamen akla, tecrübeye dayanan bilgiler mi?

Yaratıcı ile çatışma halinde, sırf akıl ve tecrübeye dayanan bilginin tezahürü olan bugünkü modern batı medeniyetinin, insanlarını huzur ve güvene ulaştırmak yerine daha da çıkmaza, bunalıma, kaosa götürdüğünü de göz önünde bulundurarak medeniyetimizin, Allah ile barışık halde, O'nun gönderdiği vahiy ışığı çerçevesinde ki bilgilerimiz sayesinde oluşturmaya gayret etmeliyiz.

-----------------------------------

Yaralanılan Kaynaklar:

A. Arslan- Felsefeye Giriş

Bilgi Hikmet C.7

İsmet  Özel - Üç Mesele

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Halimiz Günümüz ve Geleceğimiz Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:41:19 ÖS]


Ölüm Bizi Korkutuyor mu Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:36:05 ÖS]


Zulüm Devam Etmez Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:32:35 ÖS]


Din İbadet midir Yoksa Ahlak mıdır Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:29:16 ÖS]


Eleştiri Ahlakı Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:20:10 ÖS]


Şehadet Ölümlerin En Güzelidir Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 08:16:16 ÖS]


Testi Kırılmadan Kime Tokat Atılacaksa Atılsın Artık Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:49:22 ÖÖ]


Dini ve Dünyayı Anlama - Sömürülmekten Kurtulmak İçin Ne Yapılmalı 3 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:42:04 ÖÖ]


Vicdan Toplumun Aynasıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:35:20 ÖÖ]


Atasözlerimiz ve Bilgece Öğütler Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:27:52 ÖÖ]


Asıl Sabır Musibetin Geldiği İlk Anda Yapılan Sabırdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:15:22 ÖÖ]


Övülmek İnsanı Kibre Sevk Eder Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:05:47 ÖÖ]


Mustafa Yılmaz - - Hasretinden Ağlıyorum 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:05:52 ÖS]


Abdullah Altun - Kur'an'ı Kerim 320 kbps - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:26:35 ÖS]


Mehmet Seyitoğlu - Kıs Sohbetler - ÖZEL SERİ 1 - NETTE İLK Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:14:43 ÖS]


Peygamberimiz ve Salih Amel Gönderen: KOYLU
[Dün, 01:59:59 ÖS]


Güzel Amellere Tahrik Ve Teşvik Gönderen: KOYLU
[Dün, 01:54:31 ÖS]


Kur’an’a Göre Allah C.C Nasıl Bir Kul Olmamızı İstiyor Gönderen: KOYLU
[Dün, 01:47:41 ÖS]


İnat Problemi Gönderen: KOYLU
[Dün, 01:41:32 ÖS]


Duygusal Şiddet Türleri Gönderen: KOYLU
[Dün, 01:38:35 ÖS]