Kayıt Ol
Giriş Yap
Menu
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Ara
Giriş Yap
Kayıt Ol
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Mahmut Ay
Manevi Hastalıklar
FANİ DÜNYA FM
🎵 RADYO DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN.
FANİ DUNYA FORUM HABERLER
« önceki
sonraki »
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Aşağı git
Gönderen
Konu: Manevi Hastalıklar (Okunma sayısı 940 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
fanidunya NET
Administrator
İleti: 8991
Manevi Hastalıklar
«
:
Mayıs 16, 2025, 07:54:48 ÖÖ »
Manevi Hastalıklar
Müslüman ferdin maddi hastalıklardan daha ziyade manevi hastalıklara karşı tedbirli olması gerekir. Nitekim maddi hastalıklar en fazla kişiyi fenaya mahkum olan dünya yaşamından koparır. Ama manevi hastalıklar tedavi edilmediği takdirde maazallah kişinin ebedi ahiret hayatını perişan edebilir.
Manevi hastalıklar çeşitli olmakla beraber en tehlikeli olanları üç tanedir. Büyük velilerden Abdullah b. Alevî el-Haddâd (k.s) bu hastalıklara dair şöyle buyurmuştur: ‘’ Bil ki, kalbe ait günahlar uzuvların günahlarından çok daha kötü ve iğrençtir. Bir kalp, bu günahları terk edip onlardan kurtulmadıkça marifetullah ve muhabbetullaha nail olamaz. Bu günahların en kötüsü kibir, riya ve hasettir.’’[1]
Bu hastalıkların tedavisi gerçekleşmeden müslüman ferdin hakiki anlamda İslam’ın tadına varması, onu içselleştirmesi mümkün değildir. Kibir Cenâb-ı Hakk’ın rububiyet sıfatına ortak koşmaktır. Kişinin acziyetini unutup kibirlenmesi asla doğru değildir. Nitekim, pis bir sudan yaratıldığını, pek yakında da aynı şekilde iğrenç bir kadavraya dönüşeceğini bilen bir kimseye kibirlenmek yakışmaz. Şeytanın küfre duçar olması, Allah Teala’nın huzurundan kovulması kibri sebebiyle olmuştur. Firavunun ordusuyla beraber yerle yeksan edilmesi kibri sebebiyle olmuştur. Karun’un yerin dibine geçirilmesi keza kibri sebebiyle olmuştur. Dolayısıyla kibir hastalığından kurtulmak için olanca çabayı göstermek lazımdır. Büyük veli Mirzâ Mazhar Cân-ı Cânân (k.s) kibir hakkında şöyle buyurmaktadır: ‘’ Bu yolda olanlar, çok amel işleseler de kibir sıfatının kendilerinde bulunmasından korkarlar. Kendilerini kusurlu görüp devamlı istiğfâr ederler. Küçük günahı büyük, az nimeti çok görür, devamlı şükre ve rızaya sarılırlar.’’[2]
Riyaya gelince en az kibir kadar tehlikeli bir o kadar da necis bir hastalıktır. Rasûlullah (s.a.v) bu hususta şöyle buyurmuştur: “Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey gizli şirktir.” Ashâb-ı kirâm: “Ya Rasûlallah! Gizli şirk nedir?” diye sorunca Allah Rasûlü: “Riyadır” buyurmuş, devamla: “Allah Teâlâ kullarına, amellerinin karşılığını vereceği gün: «Amellerinizi göstermek için yaptığınız kimselere gidin ve bakın onlardan bir karşılık görebilecek misiniz?» diyecektir.”[3]
Bu halde riyakar insanın çok cahil olduğunu belirtmek yerinde olacaktır. Evet, riyakar insan işlediği ameli Rabbine has kılmayarak cehaletini ortaya koymaktadır. Abdullah b. Alevî el-Haddâd’ın (k.s) buyurduğu üzere zühd sahibi kimse insanlar kendisini yüceltse, mal ve mülklerini onun yolunda harcasa dahi bundan yüz çeviren, bu durumu çirkin görendir. Halbuki bu kimse -riyakarlık yaparak- ahiret ameliyle dünyayı talep etmektedir. Bundan daha cahili var mıdır?[4]
Bu hususta da çok dikkatli olmak, ihlası elde etmeye çalışmak, Allah’tan gayrısına gönül bağlamamak yegane gayretimiz olmalıdır.
Haset ise Allah Teala’ya mülkünde kafa tutmaktır. Şöyle ki Allah Teala herhangi bir kuluna bir nimet bahşettiğinde bunu iradesiyle yapmaktadır.
Allah Teala’nın bütün mahlukatı kudretiyle yaşattığını ve onları rızıklandırdığını bilen bir kimse nasıl olur da bu iradeye aksi bir irade izhar edebilir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) hasete dair şöyle buyurmuştur: ‘’ Haset etmekten sakının. Zira ateşin odunu (veya otları) yiyip bitirdiği gibi haset de iyilikleri yer bitirir.’’[5]
Mekke müşriklerinin iman etmelerine mani olan sebeplerin en başlıcalarından biri de bahse konu haset hastalığı olmuştur. Nitekim Velîd b. Muğîre’nin -hasedin pençesine düşmüş bir şekilde- risaleti inkar ederken şöyle dediği rivayet edilmiştir: ‘’Kureyş’in büyüğü ve efendisi olan ben, yahut Sakîf’in ulusu Amr bin Umeyr dururken, Kur’ân, (fakir ve yetim olan) Muhammed’e mi inecek?!..’’[6]
Bu hastalığa karşı dikkatli olmak, kaçınmak da her müslüman için farz-ı ayn hükmündedir.
Müslüman fert kibir, riya ve haset yerine tevazu, ihlas ve gıpta ahlaklarını elde etmeye çalışmalıdır. Haramların sadece zahiri değil, batıni olanlarının da varlığına dair bilinç kazanan kişinin bu meseleyi asla hafife almayacağı aşikardır. Tarih, manevi hastalıklara müptela olmuş nice şahsiyetin kendi nefsini tatmin uğruna toplumunun, devletinin helakına sebep olduğunu anlatmaktadır. Özellikle de İslam davasını omuzlayanların zahirlerinden ziyade batınlarını temiz tutmaya gayret etmeleri büyük bir sorumluluk olarak önümüzde durmaktadır.
-------------------------------------------------------------------------------------
[1] Âdâbü’s-Sülûk ve’l-Mürîd, syf.13.
[2] Abdullah Dehlevî, Makāmât-ı Mazhariyye, s. 49.
[3] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 7/428-429.
[4] Âdâbü’s-Sülûk ve’l-Mürîd, syf. 14.
[5] Ebû Dâvûd, Edeb, 44/4903.
[6] İbn-i Hişâm, 1/385.
Hamza Korkmaz.
İNTERNET RADYOMUZ 24 SAAT YAYINDADIR.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.
Üye Ol
veya
Giriş Yap
Kayıtlı
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Yukarı git
« önceki
sonraki »
www.FaniDunya.Net |HUZURUN, DOSTLUGUN, KARDEŞLİGİN EN GENİŞ PAYLAŞIMIN TARAFSIZ, KALİTELİ, DEVAMLI HİZMETİN ADRESİ
FANİDUNYA NET TARİH, KÜLTÜR, SANAT, EDEBİYAT
KÖŞE YAZARLARI - KARMA
Mahmut Ay
Manevi Hastalıklar