Gönderen Konu: Bir müslüman her Duyduğu Şeye İnanmalımıdır  (Okunma sayısı 132 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2169
Bir müslüman her Duyduğu Şeye İnanmalımıdır
« : Ağustos 19, 2020, 08:09:13 ÖÖ »
Bir müslüman her Duyduğu Şeye İnanmalı Mıdır? Bunun Manevi Sorumluluğu Varmıdır?

Medya, internet, mahalle dedikodusu gibi bilgi ve haber kaynakları doğruyu da yalan, yanlış ve iftirayı da taşır ve yayar. Bu sebeple haberlerine inanmadan önce araştırmak ve soruşturmak gerekir.

"Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri (bir fâsık) size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın" (Hucurat, 49/6).

Âyetin, "güvenilmez kimselerin getirdikleri haberleri, doğruluğunu araştırmadan kabul etmenin uygun olmadığı" yönündeki mânası ve hükmü geneldir, her zaman ve mekânda geçerlidir. Sosyal ve hukukî hayatın düzenli yürümesi, haksızlık ve huzursuzlukların önüne geçilmesi bakımından çok önemli olan bu tâlimatın vahyedilmesi ibretli bir olay üzerine olmuştur:

Velîd b. Ukbe, Benî Mustalik kabilesinin zekât vergisini toplamak üzere gönderilir. Velîd yolda iken birisi, bu kabileden silâhlı bir grubun yola çıktığı haberini getirir. Velîd, onların savaşmak için çıktıklarını düşünerek geri dönüp Hz. Peygamber'e durumu anlatır. O da haberin doğru olup olmadığını araştırmak ve gereğini yapmak üzere Hâlid b. Velîd'i gönderir. Hâlid kabileye yakın bir yerde konaklayarak durumu araştırır; söz konusu grubun ezan okuyup namaz kıldıklarını, İslâm'a bağlılıklarının devam ettiğini tesbit eder ve Medine'ye döner. Sonunda onların, zekât tahsildarı geciktiği için durumu öğrenmek veya zekâtı kendi elleriyle Hz. Peygamber'e teslim etmek üzere yola çıktıkları anlaşılır

"Yoldan çıkmış" diye çevirdiğimiz fâsık, "dinin emirlerine uymayan" demektir; yalan haber taşıyan kimse de bu kavrama dahildir. Ayetten çıkan genel hüküm, durumu bilinmeyen veya yalancı, günahtan çekinmez olarak tanınan kimselerin verdikleri haberlere ve bilgilere güvenilmemesi, bunlara göre hüküm verilmemesi, harekete geçilmemesidir.

İnsanların çoğunda özellikle kötü, aleyhte ve tehlike bildiren haberleri hemen kabul etme eğilimi vardır. Bu yüzden insanlar arasında birçok kötü zan, düşünce ve eylem ortaya çıkmış; pişmanlıklar, bazen telâfisi mümkün olmayan zararlar görülmüştür.

Hz. Peygamber ile onun ahlâkında ve yolunda olanlar böyle haberler karşısında tedbiri elden bırakmaz, acele ile hüküm vermez, harekete geçmezler. Yetkin önderler böyle tedbirli davranırken onlar kadar birikimli ve deneyimli olmayan sıradan insanlar telâşa kapılır, önderlerin tedbirli davranmalarının hikmetini kavrayamazlar; bunların, "Neden hemen harekete geçilmiyor?" diye söylendikleri, hatta aleyhte konuştukları olur. Ama gerektiği şekilde tahkik edildiğinde bu tür haberlerin, bilgilerin yalan, yanlış, eksik olduğunun veya yanlış anlaşıldığının sayısız örnekleri vardır. Önderin davranışı karşısında teslimiyet göstermek, acelecilik göstermemek ve isyan etmemek için sahâbede iman, Peygamber'e güven ve sevgi vardı. Şu halde daha sonraki zamanlarda da insanların, peygamber ahlâkındaki önderleri seçmeleri ve onlara güvenmeleri gerekmektedir.

Bazı fıkıhçılar âyetten şu hükümleri de çıkarmışlardır:

"Dinin emirlerine aykırı hareket eden, günah kaygısı taşımayan kimsenin verdiği habere ve bilgiye dayanarak hükmetmek ve harekete geçmek câiz olmadığına göre, böyle kimseleri iş başına getirmek, önder seçmek, arkalarında namaz kılmak da câiz olmaz. Fâsık imamların arkasında namaz kılmak mecburiyeti hâsıl olursa, kılınmadığı takdirde zulmetmeleri ihtimali bulunmak şartıyla, durumu kurtarmak ve fitneyi önlemek için namaz kılınır, ama sonra bu namaz yeniden kılınır".

Fıkıhçıların, içinde yaşadıkları güç şartlar çerçevesinde çıkardıkları bu hükümlerin ibret alınacak evrensel yönü, din, siyaset ve cemiyet hayatında istibdadın çirkinliğini, özgürlüğün önemini vurgulaması ve erdemli toplumun erdemli önderlerle birlikte düşünülmesi gerektiğine dikkat çekmesidir. (Geniş bilgi için bk. Kur'an Yolu, Heyet, Hucurat, 49/6 ayetin tefsiri)

Prof. Dr. Hayrettin Karaman

 


* BENZER KONULAR

Allah Elbette Ben ve Elçilerim Galip Geleceğiz Diye Yazmıştır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:58:04 ÖÖ]


Allah'tan Hakkıyla Haya Ediniz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:23 ÖÖ]


Kendimizi Düzeltmeden Müslümanın Kanı Durmayacak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:36:14 ÖÖ]


Sokak Köpeklerinin Öldürülmesi Caiz mi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:18:00 ÖÖ]


İstikâmetin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:56:05 ÖÖ]


Ahmet Şahin & Mehmet Kemiksiz - Hüdayi Yolu Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:17:49 ÖS]


Birliğin Kaynağı Kur?andır Gönderen: anadolu
[Dün, 09:16:26 ÖÖ]


Allah Ve Peygamber Sevgisi Gönderen: anadolu
[Dün, 09:10:22 ÖÖ]


Manevi Seyahat Hac Gönderen: anadolu
[Dün, 08:53:54 ÖÖ]


Sabrın Sonu Selamettir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:46:43 ÖÖ]


İnsan Onuru Mukaddestir Gönderen: anadolu
[Dün, 08:34:01 ÖÖ]


İslam’ın Engelliye Bakışı Gönderen: anadolu
[Dün, 08:29:31 ÖÖ]


Egoizmden Kurtulalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:11:17 ÖÖ]


Müslüman Ailelere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:03:40 ÖÖ]


Zafer Veya Yenilgi Tesadüf Eseri Olmaz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:55:07 ÖÖ]


İslamiyet Bütün İyilikleri Kendinde Toplamıştır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:47:37 ÖÖ]


Cehennem Ateşinden Kurtaran Sadaka Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:40:00 ÖÖ]


2024 - Hakan Polat - Sufistik 320 + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 25, 2024, 08:58:35 ÖS]


Kelime’i Tevhidi Anlamak Gönderen: gurbetciyim
[Mayıs 25, 2024, 09:19:20 ÖÖ]


İslam Ümmetlerinin Özellikleri Gönderen: gurbetciyim
[Mayıs 25, 2024, 09:07:32 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41