SORULAR CEVAPLAR
Soru: Vasiyet ne demektir?
Cevap: Fıkhi anlamda ve mirasla ilgili bir terim olarak vasiyet, bir kimsenin ölümünden sonra geçerli olmak üzere servetinin üçte birini geçmemek şartıyla varis olmayan kişiler lehine yaptığı hibe bağış tasarruflarıdır.
Soru: Öğlenin ilk sünnetini kaçıran ve farzına yetişen kişi bunu ne zaman kılar?
Cevap: Öğlenin ilk sünnetini kılamayan ve farzında cemaate uyan kişi, farzının kılınmasından sonra öğlenin son sünnetini kılar. Sonra da, ilk sünnetini kılar. Hz. Aişe’nin (r.anhe) rivayeti de bu şekildedir.
Soru: Evde cemaatle namaz kılarken imamlık yapmaya ev sahipleri mi layıktır? Misafirler mi?
Cevap: Ev sahibi imamlık yapmaya daha layıktır. Ancak, misafirlerden bu göreve daha ehil kişi varsa veya ev sahibi misafirlerden birine bu görevi devretmiş ise o kişi imamlık konusunda tercih edilmiş demektir.
Soru: Boza içmek caiz mi?
Cevap: Boza hakkında çeşitli tartışmalar olmuştur. Tercih edilen ve benimsenen fetvaya göre boza adlı içeceğin taze olması şartıyla içilmesinde bir sakınca yoktur.
Soru: Borç verme karşılığında rehin caiz midir?
Cevap: Borç verme karşılığında alacaklı tarafından borçlu kişinin bazı eşyaları rehin olarak alması caizdir. Ancak, sahibinin izni bile olsa rehin eşyayı kullanmamak daha uygundur. Rehin eşya aynı zamanda, borçlunun alınacak eşyasının maddi-manevi ayakta kalmasını engellememesi ve temel ihtiyaçlarının dışında olması gerekir.
Soru: Taharet ne demektir?
Cevap: Taharet (temizlik), abdestsizlik ve cünüplük gibi manevi kirlerden ve pisliklerden temizlenmektir. Maddi kirlenmeye necaset denir.
Soru: Karz-ı hasen ne demektir?
Cevap: Karz-ı hasen, güzel borç verme demektir. Bu da, faiz ve menfaat gözetmeksizin Allah rızası için yardım amacıyla borç vermektir. Kur’an ve sünnette bu amaçla borç verenler övülmüşlerdir.
Soru: Sık sık yemin etmeyi alışkanlık haline getiren kişinin durumu nedir?
Cevap: Dil alışkanlığı ve âdet gereği olarak sık sık yemin eden kişilerin durumu lağv sayılır ve yemin keffareti vermek gerekmez. Fakat böyle alışkanlıklardan kurtulmak gerekir.
Soru: Arkadaşlarla konuşurken konu Müslümanlar ile gayr-i müslimlerin keşiflerine geldi. Kimyadan söz açıldı. Bu konuda da keşiflerin gayr-i müslimler tarafından yapıldığı ileri sürüldü. Kimya ilmi ile ilgili Müslüman âlimler ile ilgili bilgi istiyorum.
Cevap: Eski Yunanlıların kimya ilmi sahasında ileri sürdükleri birkaç faraziyeden öteye geçmemiştir. Bu sebeple kimya ilminin kurucusu Müslüman bilim insanları denilebilir. Batı bu konuda pek bir şey bilmezken, Müslümanlar birçok maddenin kimyevi analizini yapmış, alkali ve asit farkını ayırmış ve yüzlerce çeşit ilaç terkipleri hazırlamıştır. Cabir bin Hayyan, El Kindi, Ebu Bekir Razi bugünkü kimya ilminin temellerini atan İslam âlimleri olarak Batı âlemince tanınmaktadır. Biz de tanıyabilirsek zaten birçok şeyi aşmışız demektir.
Soru: Hangi tür özür ve engeller cemaate gitmemeyi geçerli saymıştır?
Cevap: Cemaate katılıp namaz kılmayı engelleyen sebepler şunlardır:
Şiddetli yağmur,
Çok soğuk,
Korku,
Körlük,
Felç,
Hastalık,
Kötürümlük,
Aşırı ihtiyarlık,
Hastaya bakmak durumunda olmak,
Yolculuğa çıkmak üzere olmak cemaate gitmemeyi mazur gösterir.
Mevlüt Özcan.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
