Gönderen Konu: PEYGAMBER YOLU  (Okunma sayısı 405 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
PEYGAMBER YOLU
« : Haziran 25, 2018, 06:36:14 ÖÖ »
PEYGAMBER YOLU

قد تركتكم على البيضاء. ليلها كنهارها لا يزيغ عنها بعدي إلا هالك. مِن يعش منكم فسيرى اختلافاً كثيراً. فعليكم بما عرفتم مِن سنتي وسنة الخلفاء الراشدين المهديين.

Kendisine verilen akıl ve irade nimetinden dolayı göklerin, yerin ve dağların yüklenmekten imtina ettiği emanet-i kübranın sorumluluğunu üstlenen insanoğlunun, taliplisi olduğu görevi hakkıyla yerine getirebilmek için emanet sahibinin, insanoğlunu en iyi bilen, ona şah damarından daha yakın Zat-ı Celâl’in belirlemiş olduğu yasa ve düsturlara, emir ve yasaklara riayet etmesi gerekmektedir. O’nun insanoğlu için tayin etmiş olduğu hedefe, yine O’nun belirlediği metot ve yöntemleri kullanarak ulaşmaya çalışmalıdır insan.

Alternatif gibi gözüken bütün yol ve yöntemlerin, “Andolsun ki, onları saptırmak için senin doğru yolunda pusu kurup oturacağım, hepsini azdıracağım”1 diyerek insana ebedi düşmanlığını izhar ve ilan eden şeytanın yolu olduğunun farkında olmalı, kendisinin apaçık düşmanının hile ve tuzaklarına kanmamalıdır.

Bu ebedi düşmanı kendisine dost edinenlerin nitelik ve niceliklerine aldırmadan ilahi emirlerin uygulanması için çaba göstermeli, gayret etmeli ve elinden geleni ardına koymamalıdır.

Gücü, imkânı, çalışması ve ömrü sınırlı olan bu zayıf yaratılışlı varlığın yüklendiği emaneti taşırken kullandığı metotta en ufak bir sapma, ulaşılmak istenen hedefe götürmek bir yana hiç tasavvur edemeyeceği sonuçlarla karşı karşıya bırakabilir insanı. Zalim, cahil, zayıf ve aceleci fıtrata sahip olan insanın bu halini en iyi bilen Yüce Allah, nasıl bir yol tutması gerektiği hususunda insanı çaresiz bırakmamış ve verdiği akıl nimetinin yanında gönderdiği peygamberler ve kitaplar vasıtasıyla bu yolu, sırat-ı müstakimi beyan etmiştir. Salt aklın bu yolda çaresiz kalacağı, aklın sınırı ve nihayeti olduğunu bilen herkes için malumdur. İmam Şatibi’nin de dediği gibi;

“Dünyanın başlangıcından bu güne kadar yapılan deney ve tecrübeler göstermiştir ki tek başına akıl kendi yararına olan şeyleri celbetmeye ve zararına olan şeyleri def etmeye yeterli değildir.”2 Bu durumu en iyi bilen Allah (celle celâluh), aklın doğru yöne kanalize edilmesi, akıl nimetini kullanmakla beraber onun da kifayetsiz kalacağı bir sınırın olduğunu bildirici rehber, örnek ve önder insanlar göndermiştir. “Size ancak az bir bilgi verilmiştir.”3 Peygamber dediğimiz bu yüce insanlar, hak tarafından gönderilen buyrukların, dinlerin ve şeriatların hedef ve maksatlarına ulaşmada insanoğlunun nasıl bir menhec takip edeceklerini pratikte uygulayarak öğretmişlerdir. Allah elçilerinin uyguladığı bu ilâhi metot sayesinde şirk, küfür, zulüm, isyan ve tuğyan içersindeki gönüller yaratılış maksadının farkına varmış ve Yaratanına karşı asli vazifesine dönmüştür.

İnanç, ibadet, ahlak ve muamelât bu metot vesilesiyle hakiki mecrasına girmiş, toplumun yaşantısı her açıdan düzelme göstermiştir. Daha sonraları Nebevi metodun terk edilmesiyle sarsılan düzen, Ömer b. Abdülaziz zamanında tekrar bu metoda dönülmesiyle iki yıl iki ay gibi kısa bir zamanda düzelmiş ve insanlar sükûnet ve huzura kavuşmuşlardır. Müslümanlar için en güzel örneği teşkil eden Hz. Peygamber’in izinden ayrı düşüldüğü için 90 yıl haçlı zulmü altında boynu bükük bir şekilde bekleyen ilk kıblegâhımız Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu, yine en güzel örneğin yolunu tutmakla mümkün olmuştur Selahaddin-i Eyyûbi için. Çekirge sürüsü gibi İslam diyarlarını tarumar eden Moğol fitnesine Ayn-ı Câlut’ta haddini bildirenler yine Nebevi yolun yolcularıydılar, âlimler sultanı İzz b. Abdüsselam, mücahidler komutanı Seyfeddin Kutz gibi. Tarık b. Ziyad’a gemileri yaktıran, Ukbe b. Nafi’e Atlas Okyanusu’nun karşısında “Ya Rabbi! Eğer şu deniz karşıma çıkmasaydı senin uğrunda dini yaymak için cihada devam ederdim” sözünü söyleten, sultan Alparslan’a Malazgirt’te şehitlik arzusuyla beyaz elbise giydiren hep Peygamber yolunda yürüme arzusuydu.

Peygamberler halkasının sonuncusu, nübüvvet mührünün hâtemi, âlemlere rahmet, Hz. Muhammed (aleyhisselam) için de durum farklı değildir. Kız çocuklarını içine düştükleri utanç duygusunu bastırmak için öldürmekte bir beis görmeyen, güçlünün zayıf olana kolayca tahakküm edebildiği, sosyal konumlarından dolayı bazı kimselerin insan olarak değerlendirilmediği, yaradılış gayesini unutmuş amaçsız insan yığınlarının 23 yıl gibi kısa sürede asr-ı saadeti yaşamaları, yeryüzünde bir benzerinin tekrar yaşanmasının gerçekten çok zor olduğu güven ve emniyet ortamına kavuşmaları işte bu nebevi metot sayesinde olmuştur. İnanç, ibadet, ahlak ve muamelât bu metot vesilesiyle hakiki mecrasına girmiş, toplumun yaşantısı her açıdan düzelme göstermiştir. Daha sonraları Nebevi metodun terk edilmesiyle sarsılan düzen, Ömer b. Abdülaziz zamanında tekrar bu metoda dönülmesiyle iki yıl iki ay gibi kısa bir zamanda düzelmiş ve insanlar sükûnet ve huzura kavuşmuşlardır.

Müslümanlar için en güzel örneği teşkil eden Hz. Peygamber’in izinden ayrı düşüldüğü için 90 yıl haçlı zulmü altında boynu bükük bir şekilde bekleyen ilk kıblegâhımız Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu, yine en güzel örneğin yolunu tutmakla mümkün olmuştur Selahaddin-i Eyyûbi için. Çekirge sürüsü gibi İslam diyarlarını tarumar eden Moğol fitnesine Ayn-ı Câlut’ta haddini bildirenler yine Nebevi yolun yolcularıydılar, âlimler sultanı İzz b. Abdüsselam, mücahidler komutanı Seyfeddin Kutz gibi. Tarık b. Ziyad’a gemileri yaktıran, Ukbe b. Nafi’e Atlas Okyanusu’nun karşısında “Ya Rabbi! Eğer şu deniz karşıma çıkmasaydı senin uğrunda dini yaymak için cihada devam ederdim” sözünü söyleten, sultan Alparslan’a Malazgirt’te şehitlik arzusuyla beyaz elbise giydiren hep Peygamber yolunda yürüme arzusuydu.

Kudüs-Mescid-i Aksa’nın kindar yahudiden temizlenmesi, Mekke-Medine’nin menfaat düşkünü uşaklardan kurtulması, Ayasofya’nın kilise dogmalarına karşı türetilmiş laiklik kıskacından kurtulup huzura kavuşması, en önemlisi de Müslümanların kaybettikleri izzetlerine kavuşmaları için Hz. Peygamber’in yolundan başka bir yol yoktur. Hz. Ömer bu durumu ne kadar da güzel özetliyor: “Bizler öyle bir topluluğuz ki Allah, bizi İslam ile şerefli, izzetli kıldı. İzzet ve şerefi İslam’dan başka bir şeyde arayacak olursak Allah bizi zillete duçar edecektir.” İlerleme ve medeniyetin lale dikip batılılar gibi giyinmek olarak telakki edildiği, 51 sineğin 49 fili devirebileceğini benimseyen sistemlerin kanun koyucu olarak kabul edildiği, kutsalın mabetlere hapsedilip kamusal alana sokulmadığı rejim ve zihniyetlerin baş tacı edildiği günden beri yitirilmiş olan şeref, onur ve izzeti tekrar elde edebilmek için hayatın her alanında en güzel örneğe tabi olmaktan başka seçeneğimiz yoktur. “Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır.”4

Kudüs-Mescid-i Aksa’nın kindar yahudiden temizlenmesi, Mekke-Medine’nin menfaat düşkünü uşaklardan kurtulması, Ayasofya’nın kilise dogmalarına karşı türetilmiş laiklik kıskacından kurtulup huzura kavuşması, en önemlisi de Müslümanların kaybettikleri izzetlerine kavuşmaları için Hz. Peygamber’in yolundan başka bir yol yoktur. Hz. Ömer bu durumu ne kadar da güzel özetliyor: “Bizler öyle bir topluluğuz ki Allah, bizi İslam ile şerefli, izzetli kıldı. İzzet ve şerefi İslam’dan başka bir şeyde arayacak olursak Allah bizi zillete duçar edecektir.” İlerleme ve medeniyetin lale dikip batılılar gibi giyinmek olarak telakki edildiği, 51 sineğin 49 fili devirebileceğini benimseyen sistemlerin kanun koyucu olarak kabul edildiği, kutsalın mabetlere hapsedilip kamusal alana sokulmadığı rejim ve zihniyetlerin baş tacı edildiği günden beri yitirilmiş olan şeref, onur ve izzeti tekrar elde edebilmek için hayatın her alanında en güzel örneğe tabi olmaktan başka seçeneğimiz yoktur. “Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır.”

Bahsedilen metot, hayatın her alanında kullanılmalıdır. Yahudiler gibi “kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr etmekle”, “işine gelen yerde kitaba uyup işine gelen yerde kitabına uydurmakla” Rasulullah (aleyhisselam) örnek alınmış olmayacak, bilakis onun sürekli ikaz ettiği ehl-i kitaba teşebbüh ve onları taklit marazı ortaya çıkacaktır. Yani Müslüman’ın, ilah, kâinat, din tasavvurunu; sosyal, ekonomik, siyasal hayat anlayışını İslam belirlemeli ve pratik hayatta karşılaştığı büyük-küçük bütün meselelerin çözümünde bu dinin mübelliği ve uygulayıcısı Hz. Peygamber’in düsturları geçerli olmalıdır. “Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.”5

Dini, Kur’an-ı Kerim’i, hayatının bir aynası mesabesindeki sünnetini anlayış biçiminde de yegâne örneğimiz Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) olmalıdır, onun yolundan yürüyen sahabe ve tabiin olmalıdır. Nevzuhur bir takım ilim adamı kisveli insanların dini anlama ve yorumlamada öncelikli referanslarının kimler olduğu bu gün aşikârken, harici düşmana nispetle zararları daha etkili gönüllü Truva atları meydanlarda kendilerine rahat yer bulabiliyorken “Önderimiz Rasulullah’tır” diyen herkes için hayatın her alanında Peygamber metodunu tatbik etmeye çalışmak en önemli vazifelerdendir. İbadet hayatında da onun düsturları bizim için kilit rol oynamaktadır. İfrat-tefrite kaçmadan, bidat ve hurafelere bulaşmadan, şirkin gizli ve açığına düşmeden ibadet etmede de yine Rasul-ü Zi-Şan’ın uygulamasının, söylediklerinin büyük önemi vardır. Buna riayet edilmediği takdirde şu ayetlere muhatap olmak işten bile değildir: “Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.”6

Kabe’den putlar, yüce Nebi’nin uyguladığı program sayesinde temizlendi, bu vesileyle İbrahim ve İsmail’in (aleyhimesselam) kendisini inşa ettikleri sebebe hizmet etmeye başladı. Bu gün de sinelerde yük envai çeşit putun temizlenmesi için tek yol, temelini âlemlerin Rabbi’nden alan Peygamber yoludur. Tahkir ve tezyiflere aldırmayan; alaylara, hakaretlere kulak asmayan; zulüm ve istibdat karşısında “Ehad, Ehad” nidalarıyla küfrün beyninde şimşekler çakmasına sebep olan kutlu neslin, Peygamber yarenlerinin, “Anam-babam sana feda olsun” fedakârlığını gösterenlerin, zamanın süper güçlerine dünyayı dar edenlerin takip ettiği metot olmalıdır bizim metodumuz. Bu gün, düne çok benzemektedir. Dünyanın jandarmalığına soyunan, gitmiş oldukları coğrafyaları kana bulayan sözüm ona süper güçlerin kah uykularını kaçıran, kah ardına bile bakmadan kaçma mecburiyetinde bırakan yiğitlerin yaşantısına baktıkça bunu daha iyi görebiliriz.

Hz. Peygamber’in bir hadisi yere düşmesin diye devletlerinden olan Peygamber yolunun yolcularına Allah (celle celâluh) mutlaka yardım edecek, onları muzaffer kılacaktır. Kendilerini yalnız ve yardımsız bırakanlara aldırmadan kararlılıkla yollarına devam eden, İslam’ın izzet ve şerefini savunmak için canlarını avuçlarına almış cefakâr ve fedakâr insanların gayretleri elbette karşılığını bulacaktır. “Mü’minlere ise nusret uhdemizde bir hakk oldu.”7 “Andolsun Zikir’den sonra Zebur’da da: “Yeryüzüne salih kullarım vâris olacaktır” diye yazmıştık.”8 Rasulullah’ın yolunda yürümeyenler salihlerden olabilirler mi?

İsrailoğulları’nın girdiği maddi Tih çölünün aynısını Ümmet-i Muhammed manevi olarak yaşamaktadır. Bıldırcın ve kudret helvasına bahane bulmaya çalışan İsrailoğulları’nın nankörlüğünün aynısı İslam coğrafyalarında da gözlemlenmektedir. İsrailoğulları’nın 40 yıl süren bu şaşkınlıkları, Allah’a inanan yeni bir neslin eliyle son bulmuştu.  İslam Ümmetinin bu gün içinde bulunduğu manevi girdaptan çıkışının da tek reçetesi vardır: Allah’ı Rab, Rasulullah’ı önder, Kur’an-ı Kerim’i anayasa kabul etmiş, Allah yolunda O’na kavuşmayı en büyük arzu telakki eden bir neslin eliyle olacaktır kurtuluş. “Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti”  ayetinin müjdesine nail olmak için yapılması gereken şey, 23 senede bunu gerçekleştiren kutlu Nebi’nin yolunu takip etmektir, karanlıkların karartamadığı, zamanın geçmesiyle eskimeyen, canlılık ve aksiyon dolu, etrafa rahmet saçan en güzel örneğin yolunu.

İsrailoğulları’nın girdiği Tih çölünün aynısını Ümmet-i Muhammed manevi olarak yaşamaktadır. Bıldırcın ve kudret helvasına bahane bulmaya çalışan İsrailoğulları’nın nankörlüğünün aynısı İslam coğrafyalarında da gözlemlenmektedir. İsrailoğulları’nın 40 yıl süren bu şaşkınlıkları, Allah’a inanan yeni bir neslin eliyle son bulmuştu.  İslam Ümmetinin bu gün içinde bulunduğu manevi girdaptan çıkışının da tek reçetesi vardır: Allah’ı Rab, Rasulullah’ı önder, Kur’an-ı Kerim’i anayasa kabul etmiş, Allah yolunda O’na kavuşmayı en büyük arzu telakki eden bir neslin eliyle olacaktır kurtuluş. “Allah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm’ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti”9 ayetinin müjdesine nail olmak için yapılması gereken şey, 23 senede bunu gerçekleştiren kutlu Nebi’nin yolunu takip etmektir, karanlıkların karartamadığı, zamanın geçmesiyle eskimeyen, canlılık ve aksiyon dolu, etrafa rahmet saçan en güzel örneğin yolunu.

Son sözü ona bırakıyoruz: İrbâd b. Sâriye (radıyallahu anhü) anlatıyor: “Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize öyle bir vaaz etti ki ondan gözler (imiz) yaşardı ve kalbler(imiz) titredi. Bunun üzerine biz “Ya Rasulullah! Bu vaazınız veda eden bir kimsenin vaazına benzer, bize neleri tavsiye edersiniz?” dedik. Şöyle buyurdular: “Size öyle aydınlık bir yol bırakıyorum ki onun gecesi de gündüzü gibidir. Benden sonra ancak helak olanlar, o yoldan (başka yönlere) sapar.

Sizden kim yaşarsa fazla ihtilafa şahid olacaktır. Onun için bilip tanıdığınız sünnetime ve hidayete erdirilmiş olan Hulefâ-i Raşidîn’in sünnetlerine yapışınız…”10

--------------------------------------------------------

1.  Ayetler için bkz. A’raf 16, Hicr 39.

2.  Ebu İshak eş-Şatibi, İ’tisâm, 1/61.

3.  İsra Suresi 85.

4. En’am Suresi 153.

5. Nisa Suresi 65.

6. Meryem Suresi 59.

7. Rum Suresi 47.

8. Enbiya Suresi 105.

9. Nur Suresi 55.

10. İbn Mace, Mukaddime, 43. Benzer hadisler için bkz. Ebu Davud, es-Sünne (hadis no: 4607). Tirmizi, Kitâbü’l-İlim (hadis no: 2676-2677).

 


* BENZER KONULAR

Kulluk’tan Düşme Nedeni Heva Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:24:39 ÖÖ]


Yaratan Rabb'inin Adıyla Oku Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:18:20 ÖÖ]


Hasta Kalp Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:05:04 ÖÖ]


O’nun Rızası İçin Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:51:01 ÖÖ]


Akıl Eğitimi Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:44:10 ÖÖ]


Modern Hayatın Kölesi Olmaktan Kurtulalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:03:13 ÖÖ]


Kul Hakkına Riayet Etmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:54:32 ÖÖ]


Resulü Efendimiz (S.A.V.) Evin Camiye Yakın Olması Çok Faziletlidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:42:08 ÖÖ]


Dua Doğru Ama Ağız Yanlış Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:52 ÖÖ]


Allahü Teala Dilediğini Temize Çıkarır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:11:17 ÖÖ]


Bu Ümmete Allah'ın Büyük İhsanı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:04:34 ÖÖ]


Bünyamin Topçuoğlu - Büyük Cevşen Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:20:42 ÖS]


Çocuk Terbiyesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:56:30 ÖÖ]


HZ. Muhammedin Davranış Modelleri Gönderen: anadolu
[Dün, 10:48:36 ÖÖ]


Bidat ve Hurafelerden Sakınmak Gönderen: anadolu
[Dün, 10:40:42 ÖÖ]


Temizlik İmandandır Gönderen: anadolu
[Dün, 10:34:38 ÖÖ]


İslamda Kulluk Sadece Allah’a’dır Gönderen: anadolu
[Dün, 10:27:12 ÖÖ]


Peygambere İtaat Allah’a İtaattır Gönderen: anadolu
[Dün, 10:22:28 ÖÖ]


Ürkmüş Yaban Eşekleri Gibi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:05:51 ÖÖ]


Eşinizi Seviyorsanız Onu Sabah Namazına Kaldırın Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:53:52 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42