Gönderen Konu: Peygamberimizin Affediciliği  (Okunma sayısı 338 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2144
Peygamberimizin Affediciliği
« : Haziran 21, 2019, 10:39:03 ÖÖ »
Peygamberimizin  Affediciliği

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ahlakında aile reislerinin örnek alacağı yüksek vasıflar bir araya gelmiştir. Bunlardan biri de sabırlı olmasıdır.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allah'ın emirlerini insanlara anlatmaya çalıştığı sırada, Kureyş müşrikleri ona her türlü hakarette bulunuyordu. Onunla alay ediyor, ölüm tehdidinde bulunuyor, geçtiği yollara dikenler seriyor, üzerine pislik atıyor, boynuna kement atarak sürüklemeye çalışıyorlardı.

Bununla da kalmayıp ona ‘sihirbaz, büyücü’ diyerek, öfkelendirip kızdırmak için her türlü yola başvuruyorlardı. Fakat o, kendisine yapılan bütün bu hakaretlere tahammül ediyor, kızmıyordu. Öte yandan davasından da asla vaz geçmiyordu.

Bu onun yumuşak huylulukla birlikte çok azimli ve sabırlı olmasından ileri geliyordu. Üzerine aldığı vazifeyi, İlahî daveti sağ salim, sağlıklı biçimde yerine getirmeye çalışıyordu. Kendisine yapılan eziyetlere karşılık vermeyişi de bundan dolayı idi.

Bir aileyi idare eden kişilerin mutlaka sabırlı olması gerekir. Çünkü aile fertlerinin çoğunun aklı ermez. Emirleri zamanında yerine getirmezler, yasaklara gereğinde uymazlar; yanlış hareketlerden çabuk vazgeçmezler. Bir aile reisi sabırlı olmaz, emri altındakilere karşı sert davranırsa etrafından dağılıp giderler. Bu sebeple aile reisleri, idareciler, yöneticiler mutlaka sabırlı ve affedici olmalıdır.

Sabır, insanın hoşlanmadığı ve zoruna giden şeylere karşı tahammüllü olması demektir. İslam ahlakının mühim bir esası olan sabır, kişiyi aceleyle karar vermekten ve yıkıcı davranmaktan muhafaza eder. Kişi duygularına kapıldığı vakit ekseriyetle yanlış hareket eder. Halbuki sabırlı insan durup düşünür, doğru hareket eder ve sonunda büyük bir mükafat elde eder.

Bütün ahlaki faziletler, engin bir sabra sahip olan kişilerden zuhur eder. Mesela bir kabahati affetmek, sabır olmadan yapılabilecek bir iş midir?

Ayet-i kerimede bu faziletin ancak sabırla gösterilebileceği buyruluyor:

"Her kim sabreder ve suç bağışlarsa, bu hareket arzu edilen en iyi işlerdendir," (Şurâ, 43)

Bütün başarılar sabırla kazanılır. Kahramanlar zorluklara sabretmekle kahraman olurlar. Dünya âlemi üstün ve faziletli kulları seçmek için bir imtihan meydanıdır:

"İçinizden mücahitleri ve sabredenleri belirtelim diye sizleri mutlaka imtihan ederiz. Haberlerinizi de denetleriz” (Muhammed, 47/31)

İnsanlara Yumuşak Davranırdı

İnsan birçok zaman cahillerle imtihan edilir. Cahil insan, hakkı söyleyenlerin kıymetini takdir edemez, onu üzer. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem kendisine karşı çıkan, gereksiz sözler söyleyen insanları olgunlukla karşılar, hoşgörü gösterir ve yumuşak davranırdı. Rıfk yani yumuşak huyluluk ve iyi muamele etme hususunda hiç kimse onun seviyesine ulaşamaz.

Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam kerim bir insan olmanın birinci kuralını şöyle açıklıyordu: Sahabelerden biri sordu:

- Ya Rasûlallah! Hangi Müslüman daha değerlidir? Efendimiz şu cevabı verdi:

“Dilinden ve elinden Müslümanların zarar görmediği kimse.” (Buhari, İman, 5)

Peygamber sallallahu aleyhi vesellem; sakin olmak, hoşa gitmeyen şeyler karşısında sabredip tahammül göstermek, tahrik edici sebepler karşısında vakarlı ve ağırbaşlı bulunmak, acı ve ıstırap verici hareketlerle yüzyüze gelince kendini tutmak gibi olgun şahsiyetin üstün özelliklerini kendisinde toplamıştı. Hayatı boyunca bu meziyetini devam ettirmesi sayesinde her çeşit insan onun yanına yaklaşabilmiş ve dinini ondan öğrenebilmiştir.

Nitekim bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

"Allah'ın bir rahmet eseridir ki, sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer huysuz ve katı kalpli birisi olsaydın, muhakkak onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi." (Al-i İmran; 159)

Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam kendisi cahil insanların eziyetlerine sabrettiği gibi, ümmetine de sabırlı olmalarını emretmiştir. Bir hadis-i şerifte insanlardan gelen sıkıntılara sabretme hususunda şöyle mükafat vaat etmiştir:

"İnsanlara karışıp onların ezalarına katlanan müslüman, onlara karışmayıp, ezalarına katlanmayandan hayırlıdır." (Tirmizi, Kıyamet, 56)

Allah-u Zülcelal müminlere de birbirlerine karşı sakin, sabırlı, affedici olmalarını emretmiştir. Müslümanlar ailede, cemiyette daima birbirlerine karşı affedici ve mütevazı olup, birlik beraberlik içinde olmalıdırlar. Ancak kâfirlere karşı izzetli, vakarlı bir duruş sergilemeleri gerekir. Bu ahlak Allah-u Zülcelâl’in sevdiği ahlaktır. Nitekim bir ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurmuştur:

"Ey iman edenler, sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, yakında öyle bir toplum getirecek ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar müminlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve şiddetlidirler. Allah yolunda cihâd ederler, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir, Allah'(ın lütfu) geniştir ve Allah alimdir, bilendir." (Mâide, 54)

İşte Peygamberimiz aleyhissalatu vesselamın ahlakı da böyle müminlere karşı sabırlı ve affedici, kafirlere karşı kararlı bir duruştur.

İncitmeden İkaz Ederdi

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ümmetinin muallimi ve vaiziydi. İnsanlarda gördüğü yanlış hareketleri ikaz edip düzeltmek onun vazifesiydi. Ancak o bu vazifesini çok güzel bir üslupla yapardı.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin konuşması son derece tatlı ve gönül okşayıcı idi.

İnsanlarda kötü bir hal gördüğü zaman o kişinin adını vermeden, onu incitmeden, üstü kapalı bir şekilde o hareketin yanlış olduğunu dile getirirdi. Bazen de bir hususa razı olmadığı, yüzünün renginin değişmesinden anlaşılırdı. Hiçbir zaman kimseye hakaret etmez, kınamaz, azarlamaz ve incitici bir harekette bulunmazdı.

Çocukluk çağını Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selleme hizmet ederek geçiren Enes bin Mâlik buyuruyor ki:

"Resulüllaha on yıl hizmet ettim. Bana hiçbir zaman 'Üf' demedi ve yaptığım bir iş için 'Bunu neden yaptın?' veya yapmadığım bir iş için 'Bunu neden yapmadın?' buyurmadı." (Tirmizi, Birr: 68)

Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam çocuklara ve gençlere güzel davranıp gönüllerini hoş tutardı. Onlar da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemi çok severlerdi. Allah Resulünün sözünü dinler, onun sevgi ve takdirini kazanmaya çalışırlardı. Hep etrafında pervane olurlardı.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'ye geldiği zaman Abdulmuttaliboğullarının çocukları onu karşılamak için yollara dökülmüşlerdi. Resulullah aleyhisselatuvesselam da onlara sevgi gösterdi, azarlamadı, kimini devesinin önüne, kimini arkasına bindirdi. (Buhari, Umre 13,) Böylece onların gönlünü aldı. Sonra onları çeşitli vazifelerde yetiştirdi, İslam ordusuna katılıp yararlılık göstermelerini sağladı.

Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam eğitimci olarak çok güzel bir üslup ve tarzda hareket ederdi. Cahil, kaba saba bedevilere karşı bile merhametliydi.

Onlardan yeni müslüman olmuş biri, Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin yanına gelerek O'ndan bağış istedi. Allah Rasûlü aleyhisselatuvesselam adama bir şeyler vermesine rağmen adamın gözü doymadı ve haddini aşacak hareketler yaptı.

Ashab-ı kiram bu duruma kızdılar ve adamın Peygamberimiz aleyhisselatu vesselama sıkıntı vermemesi için üstüne yürümek istediler. Fakat Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onlara mani olup adama bir şeyler daha verdi. Nihayet adam gitti.

İşte Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir kişiyi inkârdan ve ateşten kurtarmak için böyle fedakârca davranıyordu.

Bir keresinde de Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem mescitte sahabeleri ile birlikte oturmuş sohbet ediyorlardı. Bedevinin biri içeri girdi ve mescidin bir tarafına abdestini bozdu. Sahabiler onu bu halde görür görmez, adamın üstüne yürüdüler.

Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onlara müdahale etti ve şöyle buyurdu: "Onu bırakınız. Oraya bir kova su dökersiniz. Çünkü siz kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, güçleştirici olarak değil." Sonra bedeviyi yanına çağırdı, şu dersi verdi: "Bu mescidler ne abdest bozmak için ne başka pislik yapmak için değildir. Buralar Allah'ı anmak, namaz kılmak ve Kur'ân okumak için yapılmıştır." (Buhari; Vudu’,58; Edeb,35)

Merhametle Terbiye Ederdi

Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam herkesi huyuna uygun davranarak sevgi ve merhametle terbiye ederdi. Ümmetine de Allah'ın yarattığı her şeye karşı merhametle davranmalarını emrederdi.

"Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere -bütün canlılara- merhamet edin ki, göktekiler de -Allah ve melekler- size merhamet etsin" (Ebu Davud, Edeb, 58) buyururdu.

Peygamber efendimiz bir gün mescitte namaz kıldırırken bir çocuk ağlaması işitti ve namazı çok kısa sureler okuyarak tamamladı. Cemaat bunun sebebini sorunca, çocuk ağlaması işittiği için bunu yaptığını bildirdi. (Buhâri, Ezan, 65)

Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam imamlık vazifesine tayin ettiği kişilere: “Sizden biri insanlara namaz kıldırırken cemaatin durumunu nazar-ı itibara alarak cemaate ağır gelmeyecek şekilde namaz kıldırsın. Zira cemaat içinde zayıf, hasta ve yaşlı olanlar vardır. Kendi başına kılarken ise istediği kadar namazını uzatabilir”(Buhârî, salat, 183)diye ikazda bulunurdu.

Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam Müslümanlar arasında nefrete yol açan her şeyi yasaklamıştır. Arkadan konuşmak, laf taşımak ve mümin kardeşinin gizli hallerini ve kusurlarını araştırmak gibi düşmanca ve düşmanlığa sebep olan sebepleri yasaklamıştır.

“Müslümanların eksikliklerini, ayıplarını araştırmayın. Çünkü her kim Müslümanların ayıplarını araştırırsa, Allah Teala da onun ayıbını takip eder, inceden inceye soruşturur; öyle ki, evinin içinde bile olsa, onu rezil rüsvay eder.” (Tirmizi, Birr, 83)

Allah ve Resulü birbirimizi samimiyetle affetmemizi, iyi davranmamızı, iyiliği emretmemizi hatta bize kötülük edenlere bile iyilik yapmamızı teşvik etmektedir:

“Bir kul dünyada diğer bir kulun ayıbını örterse, Allah da kıyamette onun bir ayıbını örter.” (Müslim, Birr, 72)

Allah'u Zülcelâl, bizlere de Habibinin güzel ahlakıyla ahlaklanmayı nasip eylesin.

Amin.

 


* BENZER KONULAR

Dinin Faydası Önce Dünyadadır Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:02:58 ÖÖ]


Hayatı Kul Olarak Yaşamak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:53:03 ÖÖ]


Ahir Zaman Bilinci Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:43:18 ÖÖ]


Ölüm Gününüz Doğum Gününüz Olsun Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:37:24 ÖÖ]


Cemiyette Hayır Koymayan Günahlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:26:30 ÖÖ]


İman Ettik Demekle Kurtulacakmısınız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:43 ÖÖ]


Mutlu Evlilikler Nasıl Gerçekleşir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:50 ÖÖ]


Kaliteli Kulluğun Kriterleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:45 ÖÖ]


Mucize Bir Yeteneğimiz Konuşmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:30:58 ÖÖ]


Her Hastalığın İlâcı Vardır Yalnız Ölüme Çare Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:54 ÖÖ]


Kuran'a Daha Sıkı Sarılmak Gerek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:42:36 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:37:25 ÖS]


Ahir Zamanda Doğru Düşünebilmek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:28:33 ÖS]


İtikadın Bozulması Amelleri Heba Eder Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:18:31 ÖS]


Allah İle Arama Kimse Giremez Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:08:08 ÖS]


Zekt Mali Bir İbadettir 1 Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:54:39 ÖÖ]


Zekt Mali Bir İbadettir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:45:27 ÖÖ]


Manevi Seyahat Hac Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:38:59 ÖÖ]


Sabrın Sonu Selamettir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:31:56 ÖÖ]


2014 - Asfa Temiz Kalpler Korosu - Tertemiz 320 kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 30, 2024, 06:21:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41