Gönderen Konu: Nefsine Esiri Olma  (Okunma sayısı 106 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5817
Nefsine Esiri Olma
« : Ağustos 31, 2023, 09:02:08 ÖÖ »


Nefsine Esiri Olma

اَفَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلٰهَهُ هَوٰيهُ وَاَضَلَّهُ اللّٰهُ عَلٰى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلٰى سَمْعِهٖ وَقَلْبِهٖ وَجَعَلَ عَلٰى بَصَرِهٖ غِشَاوَةًؕ فَمَنْ يَهْدٖيهِ مِنْ بَعْدِ اللّٰهِؕ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah’ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?

(Casiye, 45/23.)

İnsan, akıl ve irade sahibi bir varlık olarak yaratılmış, nefis sahibi kılınmıştır. İnsanın sahip olduğu nefis hem iyi hem de kötü olma yetenekleriyle donatılmıştır. Ayrıca, Kur’an’dan öğrendiğimize göre nefsin farklı mertebeleri vardır. İnsana kötülüğü emreden nefis (Yusuf, 12/53.) yanında; Allah’ın bahşetmiş olduğu nimetlerle mutmain olmuş ve huzura ermiş nefisten; nefsin yaratıcısından razı olmasından ve Allah’ın ondan razı olmasından da bahsetmektedir Kur’an. (Fecr, 89/27-28.) Buna göre, nefsini koruyan, kötülüklerden arındıran kurtuluşa ererken; nefsini kirleten, kötülüklere boğan ise kaybedenlerden olacaktır. (Şems, 91/7-10.)

Yüce kitabımız Kur’an, her fırsatta insanı uyarmakta, doğruya irşad etmekte, yanlıştan da sakındırmaktadır. Nefis terbiyesinin önemini vurgulamakta, insanın ahlaki değerlerle yücelmesini istemektedir. Bu sayede dünya ve ahiret mutluluğunu vadetmekte, Allah’ın rızasını ise en büyük mükâfat olarak müjdelemektedir. Bütün bunlar için nefsine sahip olmayı, heva ve hevesin esiri olmamayı telkin etmektedir. Kur’an, hevaya tabi olmayı, hevayı ilah edinmek olarak kabul etmektedir. (Furkan, 25/43; Casiye, 45/23.) Akıl ve nefis sahibi bir varlık olarak insan, kendisini diğer varlıklardan ayıran akıl nimetini doğru kullandığı takdirde kendisi, çevresi ve yaratılış gayesi hakkında düşünecek, tefekkür edecek ve doğruyu bulabilecektir. Arzu ve ihtiraslarının peşine takılanlar, sadece bedensel hazlarını, geçici isteklerini, basit menfaatlerini dikkate alarak hareket edenler ise düşünme ve muhakeme yeteneğini kaybedecek, hakikati göremeyecektir. (DİB Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsiri, c.4 s.127.) “Arzularını tanrı yerine koyan kişiyi gördün mü?” (Furkan, 25/43; Casiye, 45/23.) mealindeki ayetlerin bu ifadesi, heva ve hevesin, nefsani arzuların insanı nasıl kontrol altına aldığını göstermesi adına oldukça dikkat çekicidir. Burada, üzerinde düşünülmesi gereken bir diğer husus ise insanın bütün bunları kendi iradesi ve tercihiyle bilerek, isteyerek yaptığı gerçeğidir. Nefsinin esiri olan insan, doğruyu ve hakikati bildiği hâlde bu esarete kurban olmakta; neticede gözü, kulağı ve kalbi artık gerçeği göremez, duyamaz, idrak edemez hâle gelmektedir. Öyle ki doğruyu ve iyiyi bilmek, ona uygun davranmak için yeterli olmamakta, sağlam imana ve doğru eğitime ihtiyaç bulunmaktadır. Bu iman ve eğitimden yoksun olan, zevklerine saplanıp günlük ihtirasların esiri olanların doğruyu görebilmeleri zor olacaktır. (DİB Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsiri, c.5 s.19-20.) Neticede, Allah’ın emir ve yasaklarının değil de nefsinin, dünyevi arzularının kendisini yönlendirdiği şeyler bir anlamda artık onun dini olacaktır. (Taberi, Camiu’l-Beyan, 22/75.)

Kur’an’da zikri geçen heva, kelime anlamı itibarıyla “istek, heves, meyil, sevme, düşme” gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak ise “nefsin, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara karşı olan eğilimi”, “haz ve menfaatlere yönelen nefis” manalarını ifade etmektedir. (Ragıb el-İsfahani, el-Müfredat, “hvy” md.; “Hevâ” md., TDV İslam Ansiklopedisi, c.17 s.274.) Farklı kalıplarda olmak üzere Kur’an’da pek çok yerde geçen heva ve çoğul şekli olan “ehva” kelimeleri, ayetlerde de “yıkılmak, mahvolmak (Taha, 20/81.), nefsin meyletmesi (İbrahim, 14/37.), sürüklemek (Hac, 22/31.), arzu (Necm, 53/3.) ve heva (keyif) (Furkan, 25/43.)” gibi manalarda kullanılmaktadır.

Bu örneklerde görüldüğü üzere, pek çok olumsuz sonuçla insanı yüz yüze bırakan heva, “... Ama ne zaman size bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse büyüklendiniz, kimini yalanladınız kimini de öldürdünüz, doğru değil mi?” (Bakara, 2/87.) örneğinde görüldüğü üzere, ilahi vahye karşı tepki göstermede, bazı toplumların peygamberlerini yalanlamalarında da etkili olan son derece etkin bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Kur’an’ın beyanlarına göre heva, kişinin düşünme yeteneğini de etkilemekte ve bu yeteneği kendine bağımlı hâle getirmektedir. (“Hevâ” md., TDV İslam Ansiklopedisi, c.17 s.276.) Böylece kişinin davranış ve düşüncelerini etkisi altına alan heva, onu doğru düşünmekten ve gerçekleri idrak etmekten de uzaklaştırmakta, bunun sonucunda ise kişi hevasına aykırı bulduğu her türlü görüş ve düşünceye karşı çıkmaktadır.

Nefsin insanı kötülüklere sevk etme özelliğine sahip olduğu gerçeği dikkate alındığında Hz. Peygamber’in (s.a.s.), Allah’a itaat yolunda nefis ile mücadeleyi cihad olarak değerlendirmesinin (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 39/381.), nefsin arzularıyla baş etmenin önemine işaret ettiği ortadadır. O hâlde, gerek Kur’an’da gerekse Hz. Peygamber’in hadislerinde özellikle vurgulandığı dikkate alındığında her birimizin nefis mücadelesinde ne derece kararlı olduğu, bu konuda ne oranda başarılı olabildiği üzerinde düşünmemiz gerekir. Acaba nefsani arzularımızla, heva ve heveslerimizle ilişkimiz nasıl? Nefsimizi kontrol edebildik mi, yoksa onun esiri mi olduk? Hayatımızın merkezine neyi yerleştirdik? Bu soruların cevabı elbette ki kişiden kişiye değişecektir. Kimimiz mal ve mülkü koymuştur hayatının merkezine. Helal haram dengesini kaybetmiş, sadece kazanmaya odaklanmıştır. Kimimiz makam ve mevkinin esiri olmuş; bu uğurda her yolu meşru görmüş, hak hukuk hassasiyetini kaybetmiş, kendinden başkasına hayat hakkı tanımamıştır. Kimimiz modanın peşine takılmış; farklı olmak, yeninin peşinde koşmak uğruna fıtratına yabancılaşmıştır. Doyumsuzluğun pençesine kaptırmıştır kendini. Örnekleri çoğaltmak mümkündür elbette. Her birimiz bu sorularla yüzleştiğimizde alacağımız cevaplar farklı olacaktır. O hâlde, Rabbimizin emirlerine uymanın ve buna bağlı olarak dünya ve ahirette kurtuluşa ermenin yolunun nefse sahip çıkmaktan, dünyevi hazların esiri olmamaktan geçtiğinin idrakinde olalım. (Naziat, 79/40-41.) Nefsimizi kontrol ederek heva ve heveslerimizin bizi kuşatmasına, ayaklarımızı kaydırmasına, Rabbimizin huzurunda bizi küçük düşürmesine fırsat vermeyelim. Bugün peşinde koştuğumuz geçici heveslerin, anlık lezzetlerin dünya hayatının aldatıcı süslerinden ibaret olduğu (Âl-i İmran, 3/185.) gerçeğini unutmayalım.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Rabbin Gazabını söndüren kulunu Rabbine Sevdiren Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:20:31 ÖÖ]


Her Kötülüğün Tek İlacı Gönderen: türkiyem
[Bugün, 09:05:08 ÖÖ]


Hepimizin Kaçınılmza Sonu Ölüm Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:58:13 ÖÖ]


Allahin Cennet Ehli İçin Hazırladığı Nimetler Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:54:31 ÖÖ]


Cehennem Ateşi Gönderen: türkiyem
[Bugün, 08:50:55 ÖÖ]


Kur'an ve Hadisler Çerçevesinde Din Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:34:28 ÖÖ]


Duanın Fazileti ve Vakti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:16:55 ÖÖ]


Aile Reisi Olarak HZ. Muhammed Aleyisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:46:18 ÖÖ]


Lokman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:20:52 ÖÖ]


En Büyük Zikir Allah’ı Anmaktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:12:36 ÖÖ]


2024 - Ammar Acarlıoğlu - İlahi Ninniler 320 Kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:32:56 ÖS]


İbrahim Sadri - Dil-i Yunus 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:27:46 ÖS]


2024 - Hikmet Ayyıldızlı - İlahiler 320 kbps Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:14:11 ÖS]


İslam ve İnsan Hakları Gönderen: anadolu
[Dün, 08:37:24 ÖÖ]


İnsanlık Efendimiz'e (SAV) Şükran Borçludur Gönderen: anadolu
[Dün, 08:33:23 ÖÖ]


Kur'an ve İnsan Gönderen: anadolu
[Dün, 08:26:11 ÖÖ]


Mü’minler Ancak Kardeştirler Gönderen: anadolu
[Dün, 08:19:10 ÖÖ]


İslamda Tevekkül Ve Önemi Gönderen: anadolu
[Dün, 08:13:30 ÖÖ]


İtikadımızı ve Zihniyetimizi Gözden Geçirelim Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Lüks ve İsraf Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:41:08 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41