KÜRESEL İNFAK KURBAN
Kendi değerlerini bilmeyen ve dolayısı ile gereği üzere uygulama yapmayan toplumun varlığını koruması imkân dâhili değildir. Kurban, bu büyük değerlerimizden biridir. Kurbanın küresel bir ibadet olduğu gerçeğini anlamayanlar cahil, sefil ve fasit insanlardır.
Genelde kurban kesmenin “bir katliam” olduğu söylentileri haçlı teröristlerin mesnetsiz iddialarıdır. Bu aynı zamanda baştanbaşa fitne ve fesat kumpasıdır ve düşmanca propagandadır. Tarihte hep bu kara propagandayı sürdürdüler.
Batı müsteşrikleri her alanda olduğu gibi kurban meselesinde de yaptıkları itibarsızlaştırma olayından ileri geçemediler zaten geçemezler de. Ancak bununla kendi cehaletlerini deşarj ihtiyaçlarını giderirler. Tabii bunun da ilginç bir sebebi vardır. İncili tahrif ettikten sonra muharref dini savunma uğruna İslam’ı karalama kampanyalarıyla kendi yanlışlarını yalıtmayı hedefliyorlar. Onların bu psikolojik bunalımlarına imrenen içimizdeki basiretsiz sözcüleri ağız değiştirirler, kimi; “kurban, nihayet sünnettir” der ve kendince kurban ibadetini itibarsızlaştırır! Kimi ise kurban kesmeye katliam yaftası vurarak İslam dinini câni bir sistem gösterme gayretkeşliğine tevessül eder. Kimi de et stoklama olarak görür. Tabii buna da bazı Müslüman sebep olur.
Bu iddialar çok düşündürücüdür. Tarihi süreç itibarı ile kurban, ilâhî beyanda gerçek değerini gösterir ve hikmet boyutu ile ortaya çıkar. Allah Teâlâ kurban hakkında herkesin dikkatini çeker şöyle buyurur: Biz, her ümmet için kurban kesme görevi verdik ki, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanların üzerine O’nun adını zikretsinler. İlahınız bir tek ilahtır, yalnız O’na teslim olun. Ey Muhammed, o gönüllü kullarımı müjdele; (Hac: 22/34) Görüldüğü gibi, kurban ibadeti, ilk peygamber ve ilk insan Hazreti Âdem ile başlayıp her ümmette uygulanıp süregelen çok önemli bir ibadettir. İşte Kur’an’ın bize haber verdiği önemli olayın beyanı; Onlara, Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğini anlat: Hani her biri birer kurban takdim etmişlerdi de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, kıskançlık yüzünden kardeşine; «Andolsun seni öldüreceğim» dedi. O da de «Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder» dedi. (Maide: 5/27)
Burada kurban için önemli bir şart ileri sürülmektedir. Bu şarta bugün pek dikkat edilmediği kimi Müslümanın uygulamasında görülmektedir. Bu şart, takva şartıdır. Takva, Allah Teâlâ’nın rızasına en uygun olanı yapmaktır.
Kurban etlerinin taksim edilişi Hac suresinde anlatılır. Elbette takva, Allah Teâlâ’nın rızasına en uygun olanı, O’nun yaptığı taksimata uymak ile mümkündür. Aslında bu taksime uymak bir iman meselesidir. Allah Teâlâ kurban etlerinin taksimini şöyle emreder: Ve develeri de sizin için Allah’ın hikmet içerikli alametlerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Artık onların üzerlerine birer ayakları bağlı, üçer ayakları üzerine ayakta bulundukları halde Allah’ın ismini zikredin. Yanları üzerine yere düşünce de artık etlerinden yiyin; kanaatkâr olup istemeyene de ve isteyene de yediriniz. Onları size öylece itaatkâr yaptık ki şükredesiniz. (Hac: 22/36)
Zikredilen ayet meallerinde: Kurban, ibadet, zikir, tevhid, züht, takva, şükür, teslimiyet, infak ve Allah Teâlâ’ya yakınlık kurma anlamında bütünlük arzetmektedir. Bu ilke ve esaslara uygun olması için kurban etinin taksimi de Kur’an’a göre yapılmalıdır. Allah Teâlâ’nın taksiminde, eti üçe ayırmak esastır. Biri kurbanı kesene, biri onurundan isteme sıkıntısı çekene, biri de isteyene, yani muhtaçlara verilir. Fakat değil et, bir lokma kuru ekmeğe muhtaç dünyada nice Müslüman vardır. Onlar için yapılan çalışmaları unutmamak ve takdir etmek gerekir. Ancak, “Kurban parasını ben kazandım, etini de ben yerim” diyecek kadar bencilleşen bir Müslümanın varlığını düşünmek bile hazindir. Kurban etini kardeşleriyle paylaşma erdemine eren Müslümanlar İslam’ın şahlanışına vesile olacaklardır. Bununla da İslamî şuur tavan yapacaktır. Kurban infak olarak yeryüzü bayramına dönüşecektir. Terörist düşmanlar ne derlerse desinler, iddiaları altında kendileri kalacaklardır.
Buna rağmen Müslümanlar, müminler olarak kurban duasındaki bilinç düzeyinde olmaları gerekmektedir.
De ki:
Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. (En’am: 6/162) Mübarek olsun.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
