Gönderen Konu: Ramazan Ayının Aile İçi İletişime Etkileri  (Okunma sayısı 326 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 631
    • www.fanidunya.net
Ramazan Ayının Aile İçi İletişime Etkileri
« : Nisan 07, 2022, 02:54:15 ÖS »
Ramazan Ayının Aile İçi İletişime Etkileri
       
Ramazan ayı vesilesiyle bedensel, yaşamsal ve duygusal manevi değişimlerin yoğun olarak yaşandığı bereketli bir zaman dilimindeyiz. Değişim özellikle günümüzde çok hızlı ve sürekli ama çoğunlukla maddi açılardan gerçekleşen bir durum haline gelmiştir. Ramazan ayı vesilesiyle gerçekleşecek manevi gelişim ile hayatta dengelenme zihinler de rahatlama imkânı ortaya çıkacaktır.

Geçmiş dönemlere göre günümüzde gelişen teknoloji ile çok daha hızla gerçekleşen değişim, insanların yaşam şekli açısından hem coğrafi olarak değişimlere yol açmakta, hem de insanı yaşam ortamı anlamında şehir merkezli bir hayata zorunlu hale getirmektedir. Şehirleşen dünyada aynı zamanda yaşam çeşitliliği de dünyanın kültürel akışı da çok hızla bu değişimden etkilenmektedir. Doğal olarak bu hızlı değişim, insanın geçmişini, bugününü, yarınını, dünyasını da, ahiretini de etkileyecek kadar önemli olan aile kurumuna da yansımaktadır.

Son dönem dünya da çok hızlanan değişim, insanları adeta hazırlıksız yakalamış, özellikle zihinsel, duygusal olarak hayatlarını çok fazla etkilemiştir.  Değişimin etkisiyle fıtri olmayan, günlük bakış açılarıyla insanlık adına az öncelikli olan şeyler çok önemli hale gelmiş, insan bazı dünyevi öncelikleri olmazsa olmaz zannetmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bu durum insanları hayatta karşılaştığı bazı olaylara sadece dünyevi bakarak duygusal hatalar yapmasına sebep olmuş, önceliklerin yanlış oluşmasına zemin hazırlamış, her insan için çok önemli olan fıtri bazı duyguları olgunlaşmadan erken aktif hale getirerek, zamanı gelmeden, olumsuz yollarla tüketmesine duygusal israfların yaşanmasına sebep olmuştur. Duygu ve düşünceler zihinlerde üretilirken her insan için temel ölçü olması gereken inanç, kültür, örf, adet ve bazı değerlerden yoksun kalınca insan usulsüz, temelsiz, sadece dünyevi düşünceler ortaya çıkmış insanlık adına düşünce duygu israfları yaygın alışkanlıklar, hatta çeşitli maddi-manevi hastalıklara sebep olur haline gelmiştir. 

Aile kurumunun önemini, faydalarını her bir insan için hatta tüm insanlık için maddi-manevi etkilerini tam olarak ortaya koymak, madde madde saymak adeta imkânsızdır. Aile kurumu, alternatifi asla olamayacak,  olmazsa olmaz bir öneme sahiptir. Aile kurumuna hayati önemi kadar değer verilir ve bu güzide kurumun korunması, gelişmesi ve geleceği için bir şeyler yapılırsa ancak o zaman toplumun ve dünyanın geleceği adına çok önemli şeyler yapılmış olup insanlığın sağlıklı geleceği adına büyük faydalar ortaya çıkarılmış olur.

Mübarek ramazan ayı, birçok açıdan olduğu gibi aile kurumu açısından da çok büyük önemlere sahiptir. Günümüz hayat şartlarında eğitim, iş ve yaşam şartları sebebiyle aile kurumu, akraba-anne-baba-kardeşlerden koparak küçülmek, çekirdek aile haline dönüşmek zorunda kalmıştır. Küçülen çekirdek ailede yaşam şekilleri de değişmiş, bu yeni durum sebebiyle aile kurumu çeşitli tehlikelere karşı daha korunmasız hale gelmiş, ebeveyn ve çocukların farklı saatlerde okula, işe gidiş-geliş saatleri sebebiyle bir araya gelmeleri de zorlaşmıştır.  Hatta ailelerde beraber kahvaltı-yemek ortamları bile kaybolmaya başlamış, hafta sonlarına bile taşan iş-okul hayatı, değişen dünyada çok yoğun hale gelen çalışma ve eğitim yaşamı sebebiyle aile bireylerinin bir arada ortak, nitelikli vakit geçirme zamanları da imkânları da her geçen gün kaybolmaya başlamıştır. 

İşte mübarek ramazan ayı böyle bir ortamda adeta acil imdada yetişir gibi ailelerin ortak duygular ile birlikte nitelikli vakit geçirme fırsatını ortaya çıkarmaktadır. Ramazana özel ibadetler teravih, mukabele, cemaatle namaz ile birlikte sosyalleşen aile üyeleri, değişen yemek düzeniyle sahur ve iftar saatlerinde bir araya gelerek ortak manevi duygular ile özel anlar yaşamalarına vesile olmuştur. Ailece verilen iftar davetleri, farklı iftar davetlerine katılım ve bayram vesilesiyle ramazan ayı eş-dost-akraba-anne-baba-kardeşlerle bir araya gelme imkânlarını ortaya çıkarmıştır.

Aile kurma kararı, insanın hayatında aldığı kararlar içerisinde en önemlisi, anne-babasından bağımsız, kendi başına yaşayacağı, ilk ciddi büyük sorumlulukları alacağı en önemli hayat müessesesidir. Bu sebeple toplumumuzda evlenen kişilere dünya evine (dünya hayatına) girdi denilmektedir. Bu sözle insanın evlenmeden önceki hayatı adeta dünya dışı bir uzay boşluğunda, büyük sorumlulukların anne-baba üzerinde olduğu için kolay bir hayat yaşıyormuş gibi değerlendirilmektedir.  Çünkü aile kurumu, insanlık için hayatında ki bebeklikten yaşlılığa bütün dönemlerini etkileyen çok önemli bir yaşam sahasıdır. Zira dünyada var olan canlıların en önemlisi, gelişimi en uzun süre olan insanın sağlıklı yollarla dünyaya gelişi, yetişmesi, gelişmesi, olgunlaşması ve nitelikli bir yaşam şekline sahip olabilmesi tam ve en kolay olarak ancak aile kurumu sayesinde sağlanabilir. İnsanlık için tek kelime ile kâinatın en mukaddes ve en önemli kurumu aile müessesesidir.

Aile yuvası sağlam, usullerine uygun kurulup, eşler arasındaki yaşam şekli verimli, nitelikli iş bölümü esasına dayanırsa, aileyi kuran eşler hak ve sorumluluklarına eşit şekilde önem verip yerine getirmek için gayret ederse ailenin arzulanan faydaları daha kolay ortaya çıkar. Bu durumda aile kurumunun işlevi sağlıklı olarak ortaya çıkmaya başlar ve aile üyeleri için maddi-manevi başarı kolaylaşır.  Ailede doğacak çocuklar ile yeni nesli inşa etmek de ailenin en önemli vazifesi olarak görülüp tam anlamıyla aile bireyleri tarafından idrak edilirse de, o toplum geleceğine güvenle bakabilir ve gelişmiş bir toplum olur. Çünkü sadece her anlamda sağlıklı bir şekilde oluşturulmuş aile ortamında İslam’ın tavsiye ettiği sıcak, huzurlu, sükûnet dolu bir aile ortamı ortaya çıkar ve ancak o zaman insani ahlak ve değer ölçülerinin doğup geliştiği ve yeni nesle taşındığı bir ortam meydana gelmiş olur.

Dini bir yaşam aile kurumunun gelişmesi ve güzelleşmesi için çok önemlidir. İnsanı yaratan Allah yarattığı insanın ruhi, zihni ve bedeni sağlıklı olabilmesi için her türlü ihtiyacını yaşam sistemi olarak belirlediği dini hayatın içerisine yerleştirmiştir. Dini hayat içerisinde oruç, namaz, zekât gibi insana zor gelen ama ruhi, zihni, bedeni olarak insanı yetiştiren ve olgunlaştıran ibadetler vesilesiyle insan eşrefi mahlûkat olma özelliğini koruyabilir ve kendini doğru bir şekilde geliştirebilir.

Aile kurumunda çok hassas olunması gerekenler arsında ahlak, değerler, akraba ilişkileri, saygı-sevgi ve ortak hayaller, hedefler oluşturulması güzel bir gelecek adına çok önemli bir yer tutar.

Ramazan ayı sonrası daha geniş aile içi iletişim ve yaşanabilecek sorunlara çözüm önerilerini içeren bir yazı ile sizlerle olmak dileğiyle Hayırlı Ramazanlar

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 631
    • www.fanidunya.net
Ynt: Ramazan Ayının İnsan İrade ve Psikolojisine Etkileri
« Yanıtla #1 : Nisan 07, 2022, 03:00:30 ÖS »
Ramazan Ayının İnsan İrade ve Psikolojisine Etkileri

İnsan dünyaya geldikten sonra hayat boyu ruhen, bedenen, zihnen sürekli bir gelişim ve değişim içerisindedir. Bu gelişimin, hayat boyu düzenli olması ve sürekli iyiye doğru olması çok önemlidir. İki günü eşit olan ziyandadır düsturu ile her insan bilinçli olmalı, sürekli yeni bilgi ve beceriler ile kendisini geliştirmelidir. Her insanda var olan zayıf taraflarını, yıllar içinde oluşan hoşlanmadığı ama alışkanlık haline gelmiş bazı davranışlarını değiştirmek istediğinde zorlanır hatta bazen umutsuzluğa kapılır çünkü alışkanlık haline gelmiş davranışları değiştirmek için zaman, çok sağlam-güçlü bir irade gerekir. Her insan kendisinde hoşuna gitmeyen davranışlarını değiştirmek için dönem dönem az ya da çok çaba gösterir. Bazen bu çaba sonucu değişimler etkisini gösterir ancak çabayı uzun zaman sürdürmek, değişimi kalıcı hale getirip alışkanlık hatta refleks haline getirmek pek kolay değildir.

Mübarek Ramazanı Şerif ayı, insana normal zamanda yapmakta çok zorluk çekeceği ciddi değişimlerin aslında zor olmadığı, güçlü bir irade ve destek ile hayatta birçok değişimi çok kısa sürede yapabileceğini gösterir. Her insanın aylardır süren günlük yaşam şekli bir anda hatta bir gecede değişime uğrar: akşam teravih namazı, gece sahur yemeği, gündüz oruç, mukabele, akşam iftar sofrası.

Normal zamanda sabretmekte zorluk çekeceği açlık, susuzluk gibi birçok şeye ramazan ayında kolaylıkla sabredebildiğini ve iradesini ortaya koyduğunda ne büyük şeyler başarabileceğini kişiye gösterir.

Ramazan ayı birçok güzellikle gelir. Özellikle de oruç ibadeti içinde gösterişi barındırmaması itibariyle mükâfatı çok büyük olan bir ibadettir.  Hiç kimse gösteriş olsun diye oruç tutmaz. Oruçlu olduğunu iddia edebilir ama oruç tutmaz. Çünkü bir insanın oruç tutup tutmadığının kontrolü imkânsız olup, oruç kişiyle Allah arasındadır. Bu sebeple oruç ibadetinde riya ve gösteriş olması imkânsızdır.  Öyle ki bütün ibadetlerin sevapları Cenabı Hakk’ın görevlendirmiş olduğu melekler vasıtasıyla verilirken oruç ibadetinin sevabını yalnızca bizzat “Ben veririm” buyurarak orucun Rabbimizin katında nasıl bir erişilmez kıymete sahip olduğu haber verilmektedir.   

Orucun manevi ecri çok büyük olduğu gibi maddi-bedeni faydaları da çok büyüktür. Oruç en önemli bedeni rahatlatan, koruyan ve ruhi-bedeni birçok hastalıkta en etkili tedavi şekillerinden biridir. Oruç; ağır ve sert öfke patlamalarına, ani duygusal davranışlara, ürperti ve gerilmelere karşı sinirlerin gücünü, kuvvetini, kabiliyetini artırır. Sabır duygusunu geliştirerek sabırlı olmak gücünü, kuvvetini kişiye kazandırır. Cesaret ve gayretini geliştirir, vücutta hormonsal dengeleri düzeltir, psikolojik sıkıntıları teskin eder ve birçok rahatsızlığın ilerlemesini önler, fikri rahatlatır, iç şuuru kuvvetlendirir. Orucun, endişe-kaygı fazlalığı ve sinir bozukluklarından meydana gelen psikolojik hastalıkların tedavisinde etkili olduğu da ortaya çıkmıştır.

Psikoloji uzmanları ibadet, dua ve kuvvetli inancın; üzüntü, endişe ve korkunun zararlarını önlediğini tespit etmişlerdir. Hastalıkların önemli bir bölümü de bu üç şeyden kaynaklanmaktadır. Meşhur Psikiyatrist Carl Jung: ruhi hastaların büyük bir bölümünün hastalık sebebinin inançsızlık-inanç zayıflığı olduğunu söyler:

-Ağır hastalık içerisinde olan hastaların içerisinde inancı kuvvetli olan hastalar çabucak iyileşiyorlardı demektedir. Psikiyatristler, sinirlerimiz gergin, canımız sıkkın olduğu anlarda, birisine derdimizi söyleyerek paylaşmanın bile ilaç yerine geçtiğini söylemektedirler. Kimseye söyleyemeyeceğimiz dertleri bile her şeyi duyan ve bilen, her şeye gücü yeten Allah’a arz etmek, ondan yardım dilemekten büyük şifa ve çare kaynağı olabilir mi?

Allah’ın rahmetinden ümidini keserse insan işte, asıl o zaman kendine güvenini yitirmiş, kötü bir vicdana sahip olarak mahvolmuş demektir.

Oruç ibadetinin etkilerini maddeler halinde özetlersek:

1- İnanç duygusunun özümsenmesi ve yerleşmesi

2- Kişilik ve karakterin güçlenmesi.

3-Toplu ibadetlerle sosyalleşme becerisini geliştirmesi

4- Beden-ruh sağlığı ve temizliği

Oruç vesilesi ile insanlar yeme, içme, cinsellik gibi dürtülerini kontrol altına alır ve herkesin hayattaki farkındalığı yükselir. Düşünme becerisi gelişerek hem nimetlerin kıymetini bilme hem de hayatın anlamını, kendini sorgulama imkânı bulur. Ramazan ayı dışında ki dönemlerde sıradan hale gelen birçok alışkanlık değişime uğrar, zihinsel olarak yeni duygu, düşünce ve davranışlar ortaya çıkmaya başlar. Bu durum kişiye değişebilme özgüvenini kazandırarak yeni alışkanlıklar edinebilme becerisi kazandırır.

Kişi oruçlu olduğunun sürekli farkında olarak yemek-içmekten uzak durup farkındalığını artırdıkça bu durum günlük hayatta dikkat ve yoğunlaşma zorluğu çekenlerin dertlerine de derman olur

Oruç, stres, endişe, gerginlik gibi problemlerde de rahatlama ve iyileşme gerçekleştirir. Aynı zamanda aç kalan mideden salgılanan açlık hormonları beynin öğrenme ve hafıza bölümünü pozitif etkilemektedir. Gelişen yeni sinir hücrelerinin dikkat sorunları, bunama, parkinson gibi hastalıkların oluşmasını da engellediği saptanmıştır.

Oruçlu insan öfkesine çok daha kolay hâkim olur. Hatta kendisini kızdıran kişiye “ben oruçluyum” diyerek karşılık vermemesi tavsiye edilmiştir. Oruç ibadeti ile insanların kişiliklerindeki aşırılıkları dengeleyerek, insanlara ve olaylara farklı bakış açısı ile daha duyarlı, saygılı, sabırlı, affedici ve merhametli bakabileceği uzmanlarca vurgulanmaktadır.

Oruç tutan insan bir yandan kendi iç dinamiklerini değiştirmeye çalışırken aynı zamanda diğer insanların iyiliği için de çabalamaya başlar. İftar davetleri, zekât, sadaka, fitre, fidye ve benzeri yardımlaşma ve dayanışmayı güçlendiren birçok uygulamalar ramazan ayında çok daha yoğun olarak yerine getirilir. Toplu şekilde yapılan ibadetler insani ilişkilerimizin gelişmesini sağlar. İnsanlara yardım duygularımızın gelişmesine, yapılan yardımlar, hoşgörü duygularımızın artmasına neden olmaktadır. Oruç, toplumsal vicdanı da harekete geçirir.

Kısaca Ramazan ayı ve oruç ibadetinde birçoğunu bilememiz mümkün olmayan çok büyük hikmetler bulunmaktadır.

Bizler Yüce Allah’ın emirlerini şeksiz-şüphesiz yerine getirmekle sorumluyuz. Yüce Allah’ın her emri içerisinde nice hikmetler barındırmaktadır. Rabbim Ramazanı Şerif vesilesiyle rızasını kazananlardan olabilmeyi, kadir gecesini idrak edip sağlık-afiyet içerisine bayrama ulaşmayı cümlemize nasip eylesin niyazıyla hayırlı ramazanlar diliyorum.

İKİ KONU:

Ömer Aydın.

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41