Gönderen Konu: SEVGİ DİLİ  (Okunma sayısı 562 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
SEVGİ DİLİ
« : Nisan 08, 2018, 11:08:24 ÖÖ »
SEVGİ DİLİ

Yani insan olmanın ve insan kalmanın dili. Yaratıldığımız hamur sevgi ile yoğrulmuş ve mayalanmış. Sevgi ile şekil verilmiş, sevgi ile kıvam bulmuş ve sevgi süslenmiş. Güzellik, Yaratıcı’mızın sanatına sevgiyi yüklemesiyle oluşmuş. Rabbim sevmiş ve bize de sevin demiş. Çünkü sevgi, bakışı, duruşu, iş tutuş biçimini değiştirir. Bakışı değiştirdiği gibi görüleni de değiştirir. İnsanın çilesini mutluluğa, zahmeti rahmete dönüştürür.

Sevgi ile söylenen söz;

Yıkılacakkken ayağa kaldırır,

Hasta iken iyileştirir,

Ağlıyorken güldürür,

Dengesi bozulanı dengeye kavuşturur,

Yapılamayanı yaptırır,

Ayrı iken birleştirir,

Kendini bırakmışsa kendine getirir,

Vazgeçeni yeniden başlatır,

Pes edeni ümitle doldurur,

Düşeni kaldırır,

Yolunu kaybedene buldurur,

VELHASIL,
Elini yumruk yapana elini açtırır,

Yani hayatı yaşanılacak yer haline getirir.

Fakat bunun için, sadece yüreğin sevmesi yetmez, sevginin nasıl iletileceğinin de bilinmesi gerekir. Çünkü büyüklerimiz “Usulsüz vusul olmaz” demişler. Bunun için, önce NİYET, sonra METOT, daha sonra GAYRET, en sonunda ise SEBAT gereklidir. Niyetiniz sevginizi iletmekse ya da her şeyi sevginizin rengine büründürmekse ki sevgi iletilmediğinde, hissettirilmediğinde, sevileni zarar uğrattığını bildiği halde korumadığında adını değiştirir. Ve bunun adı karşındakini sevmek değil bu kelimeyi kullanarak kendi konforunu-isteklerinin- rahatını ve hizmetinin yapılmasını sevmek olur. Seven sevgisini sevdiğine iletmezse, sevginin gereğini yapmazsa, sevgiyi tanımıyor ve farklı ve ilgisiz şeylerin adına sevgi diyor demektir. Eğer insan sevgiyi tanımış, kendini Yaratanının sanat şaheseri olarak gördüğü için sevmiş ve insanları da bu yüzden sevmiş ise, o insanın insan olma süreci başlamış demektir. Çünkü sevgi fedâkârlık, sabır, anlayış, hoşgörü ve değer vermek demektir. Onu geliştirmek, ihtiyaçlarını düşünmek, kendi kendine yetecek hale getirerek Rabbine kulluğunu kolaylaştırmak demektir.

Sevgi yücelmeye destek olmak ve her türlü sıkıntıyı birlikte gögüsleyerek hayatı daha anlamlı hale getirme çabası demektir. Sen ben ortadan kalkmış, biz olma süreci başlamıştır. Bunları yaparkende, sözler sevgi kokar buram buram. Canım der o sözler, gülüm der ve bitanem der. Sözler sevgi yüklü olmazsa onaracakken bozabilir. Onun için de önce niyetin sağlam tutulması ve bu niyete paralel sonuç elde etmek için mutlaka mutlaka metot bilinmelidir.

İyi zamanında seni seviyorum deyip az bir aksaklıkta dünyayı dar eden anlayış, sadece kendine hizmeti seviyordur muhatabını değil. Bir şeyin yapılmasını gerektiğini anlatırken şahsın kendisini yetersiz ve değersiz hissettirecek şekilde söylemek, hak edene hak ettiğini vermemeye girer ki, mutlaka gönül kırar ve yara açar. Oysa sevgi yara sarmayı gerektirir. Meselâ, sofra kurulması gecikmişse, sevginin ne olduğu ve hayata nasıl katılacağını bilmeyen birisi, “nerede kaldı bu sofra? Zaten hiç bir şeyi düzgün yapmazsın ki. İki saattir uğraşıyorsun ne yaptın hani? Çabuk ol biraz, açlıktan ölüyorum.” der. Oysa sevgi dolu ve bunu nasıl hayata katacağını bile birisi ise, “hayatım kolay gelsin nasılsın, nasıl gidiyor? Sana nasıl yardımcı olabilirim, galiba işin çıktı. Hey çocuklar hep birlikte annenize yardımcı olalım haydi gelin bakalım” der ve sıkıntı varsa bile o samimi ve sevgi dolu yaklaşımı ile eritiverir.

Sevgi yaşamayı öğretir ve karanlıkları dağıtan güzeş huzmeleri gibi işlev görür. Metot ta öğrenildikten sonra bunu sürdürebilmek için gayret ve hayatımızın devamlı güzelleştiricisi olmak için sebat gerekir. Bu ise sevginin bizde kalıcı olması anlamına gelir.

Sevgi gülümsetir ve sözlere incelik katar. Sevgi sabırsız değildir, sabırlı ve anlayışlıdır. Sevgi karşılık beklemez, sen yapmıyorsun ben de bırakıyorum dedirtmez. Aslında doğru olan karşılık vermektir fakat beklenti olursa devamı kolay gelmez ve bir noktada yapılan sevgi dolu içten yaklaşımlar bitiverir. İnsan sevgiyle davrandıkça duyguları zenginleşir ve kendisini yüceltir. Çünkü sevgi içten dışa yansır. Kendisini seven, kendisine ve başkalarına sevgiyle yaklaşarak değer katacak şekilde davranır. Bu kendisi için olmazsa olmazdır. Çünkü Peygamber efendimiz böyledir. Çünkü Allah kendisi için yapılan her şeyi en güzeliyle mukabele ederek ödüllendirir. Kullar olarak bizler bugün taktir eder yarın unutabiliriz fakat Allah asla unutmaz ve en küçük çabayı bile zayi etmez.

Biz Allahın bizim üzerimizdeki nimetini açığa çıkarması ve bunu tamamlaması için çalışıyoruz. Biz kendi amel defterimize yazdıracaklarımızın peşideyiz. Karşımızdakinin karşılık vermesini ise Rabbimizin lütuf ve ikram adaletine havale ederek içimiz rahat kendi tavrımıza odaklanıyoruz.
Bu yüzden, akıllı kişi, sevgiyi Allahın bir emaneti olarak görür ve sevgisiz adım atmaz. Sevgi ile bakıldığında cansız eşyalar bile gülümser ve her şey hayatın ve coşkunun rengine bürünür. Kim ne derse desin, kim ne kadar sevgi verirse versin ya da vermezse vermesin, sevgi kişinin kendisine lâzımdır. Sevgiyi kendisine maleden, dünyada ve ahirette kazanmıştır. Bakışlar, sözler, duruşlar, tavır alışlar yani yaşayışlar, sevgi ile yeni ve harika bir anlam kazanır.

Hayatın düzgün gitmesi için bir sırdır sevgi ve karanlıktayım diyenin eline verilecek meşaledir sevgi. Sevgi önce taşıyana ve yaşayana hayat katar. Sevgi önce bana lazım diyenin hayatını anlamlı kılar. Sevgi önce kendini aydınlatmak ve sonra bu ışığı dünyaya yaymaktır ve güzelliği ortak bir dile dönüştürmektir.

Saliha Erdim.


 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42