HAYATI BEDELSİZ- BEDAVA - YAŞAYORUZ
Kimse kendi isteği ile dünyaya gelmedi. Anne ve babasını da seçmedi. Yaratan; kendini bildirmek ve tanıtmak için bir anne ve baba’dan insanı yarattı. Kâinatı emrine verdi ve kulluk vazifesiyle vazifelendirdi. Yaratan, insan donanımına kendi sıfatlarından da koydu. Bunun için insan da bilinmek, tanınmak ve yaptıklarından haberdar olunmak takdir ve tebrik edilmek ister.
Yaratan, kâinatı insan için yarattı ve kurduğu düzenle insana hitap etti. Varlığını, birliğini, ihtişamını gösterdi. Ve insana kulluk sorumluluğu verdi. İnsandan başka hiçbir varlık Yaratana karşı sorumlu değildir. Yalnız insan Yaratana karşı kulluk vazifesiyle sorumludur. Cennet ve cehennemi yarattı. Cennet ve cehennemin varlığı, dünyayı imtihan salonu yaptı. Burada sualler sorulur, cevaplar verilir. Ahirette de alınan notlar okunur. Sonuç orada görülür.
Hayatın dört ana unsuru (toprak, su, hava ve ateş)’nu hazır bulduk. Bu dört unsur üzerine yapılandırılan dünya hayatı, canlılara karşılıksız verilmiştir. İnsandaki üstün donanıma hitap eden Yaratıcı, neyi nasıl yapacağımızı kitabında bildirmiş, Peygamberleri (sav) vasıtasıyla eğitimini yaptırmıştır. İnsana yalnız, emredilen kurallar dâhilinde yaşamak kalmıştır. İnsan, yaratılmışları sentez yapar, şekillendirir ve istifade eder. Bu işleri yapacak sağlığı, gücü ve aklı yine Yaratan vermiştir. Ve bu nimetleri kulu üzerinde bulundurmaktadır. Böylece insan, hayatı bedelsiz, yaşamaktadır.
Hal böyle iken; insanın, ben yaptım, ben çalıştım, ben kazandım demeye hakkı yoktur. Belki; Yaratanın izniyle ve verdiği imkânlarla bunları yaptım diyebilir. Sonuçta her şeyi karşılıksız veren O’dur. Kullanan insandır. Dolayısıyla insanların kavgası çok abes ve yersiz görünmektedir. Mal, mülk, can, canan her şey O’na aittir. Mülkün sahibi O’dur. Paylaşım ve kavgasını da akıl sahibi insan yapmaktadır.
Kâinatın yaratılması insan için, insanın yaratılması da kulluk içindir. İnsan kulluğunu bırakıp, Yaratıcının mülkü üzerinde menfaat kavgası yapmaktadır. Bu hal akla ters düşmektedir. O, mülkünü nasıl kullanacağımızı, nasıl faydalanacağımızı, istifade edeceğimizi, menfaatlanacağımızı, gönderdiği kitapla bildirmiş ve Peygamberleri (sav) vasıtasıyla öğretmiştir. İnsan bu hiyerarşik düzen içinde verilenleri kullanmalıdır. Vahyin kuralları dışına çıktıkça cennet gibi dünyamızı cehenneme çevirmekteyiz. Yaratıcı, kitabı ve Peygamber (sav)’i dünyayı cennet edelim diye göndermiştir.
İnsandan başka hiçbir yaratığa kitap ve peygamber gönderilmemiştir. İnsan hayatıyla insanlaşmalıdır. Bunu yapmıyorsa kimden ne bekleyebilir? Noksanlıkları, insan kendinde aramalı, sürekli kendini sorgulamalıdır.
Durmuş Göktekin