Gönderen Konu: Şeytanın Müslüman Gençlere Fısıltıları  (Okunma sayısı 122 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Şeytanın Müslüman Gençlere Fısıltıları
« : Haziran 11, 2020, 07:00:57 ÖÖ »
Şeytanın Müslüman Gençlere Fısıltıları

Şeytan Müslüman gence gelir ve ona der ki, aman sakın diplomanı alana kadar bir şeye karışma. İslami faaliyetlere, toplantılara, mitinglere, sohbetlere gitme der. Bunu derken de sağdan yaklaşıp nasihat edermiş gibi yapar. Şimdilik katılma çünkü öce diplomanı alman gerekir. Diplomanı alırsan İslam’a daha iyi hizmet edersin der.

Müslüman genç diplomasını alır. Ve bu süreçte tüm İslami faaliyetlerden uzak durur. En az 5 yıl bu şekilde geçip gider. Sonra şeytan yine gelir önce memur ol, bir işe gir, rızkını eline al ki, İslam’a daha iyi hizmet edesin der. Müslüman genç, en az 2 yıl memur olmak için veya akademik kariyer için gayret eder. Ve bu süreçte tüm İslami çalışmalardan uzak durur. Bunu da güya davasına daha iyi hizmet edebilmek için yapar. Ve ömründen 2 yıl daha mücadelesiz geçip gider.

En sonunda memur olur veya akademide bir görev alır. Şeytan yine gelir ve der ki, sakın bir şeye karışma, önce bürokraside iyi bir makam kap ya da akademik kariyerini tamamla. Elinde yetkin olsun, bir koltuğun olsun, bir ünvanın olsun. Böylece davana daha iyi hizmet edersin. Müslüman genç, yıllarca İslami mücadeleye sadece uzaktan ve gönülden destek verir. Fiili olarak hiçbir şeye müdahil olmaz. Ve ömrünün en önemli yılları bu şekilde akıp gider.

En sonunda bürokraside de yüksek bir makam kapar. Şeytan bu sefer yine gelir. Ve ona der ki, artık genç değilsin. Bırak bu işleri gençler yapsın. Sen fikir üret, düşünce adamı ol. Gençlere yol göster, ağabeylik yap. Bu arada da yine bir şeye karışma, çünkü çok önemli bir makamı koruyorsun. Sen bu koltuktan gidersen Allah muhafaza, bu makamlar boş kalır.

Bu makamlara başkaları gelirse İslam’ın bir kalesi düşer. Filistin düşer, Mekke düşer, Medine düşer. Makamını koruman demek Kudüs’ü koruman demektir. Bu nedenle önüne ne gelirse imzala, bir şeye itiraz etme, tamam efendim, hemen efendim, zatıâliniz ne buyurursa efendim de ki, en ufak bir eleştiri bile yapma ki bu makamda daha uzun kalasın. Zaten saçın sakalın ağardı, bu kadar bekledin az daha sabret, iyi bir emeklilikle emekli ol, hacca git gel sonra mücadelene başlarsın der.

Hem büyük tecrübeler elde ettin, çok yanlışlara şahitlik ettin. Bunları Müslüman gençlere aktarmak senin en önemli vazifen olacak. Sabır, az daha sabır.

Artık genç olmayan Müslüman, emekli olana kadar sabreder. Ömrünün en az 25 yılı bu şekilde geçer gider. İyi bir emeklilik, dolgun bir maaş ve yüksek bir tecrübeyle makamından ayrılır. Artık mücadeleye başlama zamanı gelmiştir.

Şeytan yine gelir ve ona der ki, bütün gençliğini boşa harcadın. Erteledikçe erteledin. Allah sana diploma, iş makam, ne istersen verdi. Elini küçük bir taşın altına bile koymadın. Yıllarca büyük haramlara imza attın ve sessiz kaldın. Yanlışlara şahitlik ettin ama kimseyi uyarmadın. Helal haram demeden tüm emirlere itaat ettin. Hemen efendim, tabi efendim dedin. Büyük veballere ortak oldun. Bak şimdi de makamdan ayrıldın ne Filistin düştü, ne Mekke, ne de Medine… Kimsenin umurunda bile olmadın.

En son şeytan artık genç olmayan Müslüman yaşlıya umutsuzluk oklarını fırlatır ve der ki, artık sen de makamların ve koltukların kullanıp attığı, omuzlarında büyük veballerle dolaşan tecrübeliler yığınları arasına katıldın.

Şimdi söyle bana böyle boş bir hayat yaşayanı kim dinlesin. Şimdi çekil köydeki bahçene ölümü bekle bu saatten sonra senin ne İslam’a ne de Müslümanlara faydan olur der ve yeni gençleri ihtiyarlatmak için yoluna devam eder.

Abdülaziz Kıranşal.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41