Gönderen Konu: Cennet Gençlerinin Efendisi Hazret-i Hasan  (Okunma sayısı 45 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5866
Cennet Gençlerinin Efendisi Hazret-i Hasan
« : Mart 25, 2022, 06:58:14 ÖÖ »
Cennet Gençlerinin Efendisi Hazret-i Hasan

Ehl-i beytten olan Hazret-i Hasan için Peygamber efendimiz "Cennet gençlerinin seyyidi, efendisidir" buyurmuştur.
 
Hazret-i Hasan (radıyallahü teâlâ anh) Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) torunu, İslam halifelerinin beşincisidir.

Babası Hazret-i Ali, annesi ise Resulullahın kızı Fatıma-tüz-Zehra’dır. İsmini Peygamber efendimiz koydu. Soyundan olanlara "şerif" denir. Resulullah efendimizin soyu, Hazret-i Hasan ve kardeşi Hazret-i Hüseyin'in çocukları ile devam etmiştir...

Her Müslümanın sevmesi lazım gelen ehl-i beytten olan Hazret-i Hasan için Peygamber efendimiz "Cennet gençlerinin seyyidi, efendisidir" buyurmuştur.

Hazret-i Hasan, babası Hazret-i Ali şehit olunca, Kufe’de halife seçildi. Kufe, Basra, Irak, Horasan, Mekke, Medine, Hicaz ve Yemen ahalisine, pederi gibi halife oldu. Diğer memleketler, Hazret-i Muaviye’nin elinde idi.

Yedi ay sonra, Bağdat yanında Anbar denilen yerde, ikisinin ordusu harbe hazır iken, Müslüman kanı dökülmemesi için, hilafeti Hazret-i Muaviye’ye bıraktı. Hazret-i Hasan daha küçük yaştayken, Resulullah efendimiz ona işaret ederek, (Bu oğlum seyyiddir. Allahü teâlâ, onun ile, müminlerden, iki büyük fırka arasını bulur, barıştırır) buyurmuştu. Bu hadis-i şerif, Resulullahın bir mucizesi olarak tecelli etti...

Hazret-i Hasan, bol sadaka verirdi. Alışverişlerinde pazarlık eder, ucuz almaya çalışırdı. Kendisine dediler ki:

- Bir günde binlerce dirhem sadaka veriyorsun da bir şey satın alırken niçin uzun uzun pazarlık edip yoruluyorsun.

- Verdiklerimi Allah rızası için veriyorum. Ne kadar versem yine azdır. Fakat alışverişte aldanmak, aklın ve malın noksan olmasıdır.
         
Hazret-i Hasan ve Hüseyin bir gün çölde gidiyorlardı. Bir ihtiyarın abdest aldığını gördüler. Abdesti doğru almıyor, şartlarına uymuyordu. Yaşlı olduğu için, “Böyle abdest sahih olmaz” demeye sıkıldılar. Yanına giderek dediler ki:

- Mübarek efendim! Birbirimizden daha iyi abdest aldığımızı söylüyoruz. Birer abdest alalım. Hangimizin haklı olduğunu bize bildirir misiniz?

Önce Hazret-i Hasan, sonra Hazret-i Hüseyin güzel bir abdest aldılar. Aldıkları abdest tamamen birbirinin aynıydı. İhtiyar, dikkatle baktı ve sonra dedi ki:

- Evlatlarım! Aldığınız abdestin birbirinden hiçbir farkı yok. Aslında ben abdest almasını bilmiyormuşum. Abdest almasını şimdi sizden öğrendim.
         
Kısas-ı Enbiya, yedinci cüz, 107. sayfada diyor ki:

"Hazret-i Hasan'ın evlendiği kızlar, ona âşık olurdu. Zevcelerinden Cade binti Eşas, kendisini boşayacağını anladı. Çok üzüldü ve Hazret-i Hasan’ı zehirleyerek şehit etti...

Cenaze namazını Said bin As kıldırdı. Kardeşi Hazret-i Hüseyin tarafından Medine-i münevveredeki Bakî Kabristanı'na defnedildi."

Ahmet Demirbaş.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42