Gönderen Konu: ALLAH'TAN BAŞKASI GAYBI BİLEMEZ  (Okunma sayısı 684 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
ALLAH'TAN BAŞKASI GAYBI BİLEMEZ
« : Ocak 03, 2018, 07:27:28 ÖÖ »
ALLAH'TAN BAŞKASI GAYBI BİLEMEZ

Gayb; ‘hazır bulunmayan, gizli olan, duyu organlarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ulaşılamayan, bilgiyle kuşatılamayan, müşahede alanının dışında kalan her şey’ gibi manalara gelen bir kelimedir.

Kur'an gayb kelimesini, insanların içlerinde taşıdıkları şeyleri, gelecekleriyle ve dönecekleri yerle ilgili hususları, geçmişte kalmış kişi ve olayların bilgisini, insan dışı varlılar dünyasını, ahiret hayatını ve gelecek olayları içine alacak biçimde, hep hazır olanın zıddı anlamında kullanılır.

Allah Teâlâ insanlara bilgi ve öğrenme kabiliyeti ile insanlarca bilinmesi mümkün olan şeyleri bilmek ve öğrenmek için akıl, duyu organları, sezgi, rüya, ilham gibi vâsıtalar vermiştir, bu vâsıtalar ile elde edilen bilgilerin bir kısmı kesin, bir kısmı ise zannîdir (ihtimâlli). Diğer taraftan insanoğlunun, kendi bilgi vasıtalarıyla bilmesi, öğrenmesi mümkün olmayan şeyler vardır. Bunlar; Allah, ruh, cennet, cehennem, sırat, mizan, geleceğimiz gibi. Gayb âlemi hakkında Allah, kullarına, vahiy, ilham, rüya gibi yollardan biriyle bilgi verir; bilgiyi alan da-vasıtaya göre- buna ya kesin olarak inanır veya zann-ı galib hâsıl olur.

Çok eski zamanlardan beri insanlar, gayb âlemini merak etmiş, hakkında bilgi edinmek istemiş, bazı açıkgözler de bunu istismar ederek gâibden haber vermeye başlamışlardır. Eskiden bu işle meşgul olan kâhinler, arrâflar, falcılar... vardı; günümüzde bunlara ek olarak medyumlar ve ruhçular var. Bu kişiler, çeşitli yol ve vasıtalardan istifade ederek insanların geçmişi, geleceği, ruhlar âlemi gibi gayb haberleri vermişlerdir, vermektedirler. Bunlara inanmayanlar yanında inananlar vardır. Hâlbuki Peygamberimiz (s.a.v.), Allah'ın en seçkin kulu olmasına rağmen, O'nun hakkında Kur'ân diliyle şöyle buyrulmuştur: "De ki: Allah'ın dilemesi dışında ben kendim bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Görülmeyeni (gaybı) bileydim, daha çok iyilik yapardım ve bana kötülük de gelmezdi." (A'raf 7/88)

Kur'an, gaybın Allah'tan başka hiç kimse tarafından bilinemeyeceğini belirtmekle birlikte peygamberleri ayrı tutar: "Allah sizi gaybe muttali kılacak değildir; ancak Allah rasullerinden dilediğini seçer" (Âl-i İmrân, 179). "Gaybı bilen O'dur. Gizli bilgisini kimseye göstermez; ancak razı olduğu Rasule gösterir" (-Cin, 26-27). Ne var ki, ayetlerden de anlaşılacağı gibi rasullerin gaybe ilişkin bilgileri Allah'ın bilgilendirmesinden dolayıdır; yoksa onlar da gaybı kendi güçleri ile bilemezler. Kur'an'da elliden fazla ayet gaybı yalnız Allah'ın bilebileceğiyle ilgilidir."Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilemez" (Neml, 65). "Gayb, Allah'ındır"(Yunus, 20). "Gaybın anahtarları O'nun yanındadır, onları Allah'tan başkası bilmez" (En'âm, 59). Ayrıca Hz. Peygamber'e de,"Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem"(En'âm, 50) demesi buyurulur.

Müfessirler gaybı ikiye ayırarak birincisine "mutlak gayb", ikincisine de "izâfî gayb" adını verirler. Mutlak gaybı Allah'ın zatı, meleklerin mâhiyeti, kıyamet, ahiret, cennet, cehennem gibi insanın kendi imkân ve yetenekleriyle hiçbir şekilde bilgisine ulaşamayacağı alan oluşturur. İzâfi gayb ise yer, zaman, imkân teknoloji ve yetenek gibi nedenlerle bazı insanların bilgisine ulaşamadığı, buna karşılık bazı insanların bilgisi içinde olabilen olay ve olgulardır.

Habîb-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) "Gayb habercisine (arrâfa, kâhine) inanan kimsenin kırk gün namazının kabul olunmayacağını" (Müslim, K. es-Selâm, 125; Ahmed, Müsned, 2/429; 4/68.), "Ona inanan kimsenin, kendisine gönderilen (kitabı, vahyi) inkâr etmiş olacağını" (Bezzâr; Tirmizî, K. et-Tahârah, 102; İbn Mâce, K. et-Tahârah, 122. ) ifade buyurmuştur.  Kendisine, "bazı söyledikleri doğru çıkıyor" diyenlere, Allah'a âsi olan cinlerin, edindikleri bazı bilgileri, bir doğrunun yanına yüz yalan katarak bu kâhinlere ulaştırdıklarını, bunlar vasıtasıyla halkın inancını bozduklarını, onları sapıklığa düşürdüklerini söylemiştir.

Bu kesin deliller karşısında Müslümanların, gaipten haber verdiğini iddia eden kimseleri dinlememeleri gereklidir, dinlemeleri, doğru söylediklerine inanmaları haramdır.

 


* BENZER KONULAR

İslâmî Değer Yargıları Gönderen: melek
[Bugün, 08:21:13 ÖÖ]


Bilgi ve Bilgelik Gönderen: melek
[Bugün, 08:18:10 ÖÖ]


Şahsiyeti / Karakteri / Görünümü Gönderen: melek
[Bugün, 08:13:12 ÖÖ]


Doğruluk / Dürüstlük / Samimiyet / Emin Ve Güvenilir Olmak Gönderen: melek
[Bugün, 08:08:33 ÖÖ]


Allah’a Saygı Peygamberlere Saygı Gönderen: melek
[Bugün, 08:04:57 ÖÖ]


Peygamberimizin Bıraktığı Mirasa Sahip Çıkalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:04 ÖÖ]


Dünya Hayatına Aldanmamak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:32:19 ÖÖ]


Selamette Olmak İçin Selam Gerekir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:20:08 ÖÖ]


Resulü Efendimiz (S.A.V.) Ümmetimden 27 Tane Yalancı Çıkacak” Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:11:43 ÖÖ]


Bir Zulüm Ki Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:56 ÖÖ]


Müstecab Dua Ne Demektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 05:54:48 ÖÖ]


Mustafa Sevim - Albümdışı ve Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 03:16:07 ÖS]


Mehmet Çelebi - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 03:11:12 ÖS]


Çocuk ve Dayak Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:54:26 ÖÖ]


Çocuklarımız ve Dua Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:49:17 ÖÖ]


İnsanlara Güzel Ahlakın Gereğine Göre Davran Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:45:23 ÖÖ]


Duymak ve Dinlemek Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:40:29 ÖÖ]


Her An Gidecek Gibi Yaşamak Gerek Gönderen: türkiyem
[Dün, 10:38:12 ÖÖ]


İş ve Çalışma Ahlakı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:36:53 ÖÖ]


Eş seçiminde Anne Babaya Hürmetin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:55 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42