Gönderen Konu: En Güvenli Olan’ı Hatırlamak  (Okunma sayısı 80 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2146
En Güvenli Olan’ı Hatırlamak
« : Ocak 17, 2024, 11:22:50 ÖS »


En Güvenli Olan’ı Hatırlamak

“İnsan insanın kurdudur” anlayışının insanlık onur ve haysiyetini kemirdiği bugünün dünyasında, gelmiş geçmiş “En Emin İnsan”ı hatırlamak, O'nun yâdıyla tazelenmek, O'na muhabbetimiz vesilesiyle O'nun ahlâkından bir nebze olsun hayatımıza devşirmek, umulur ki yaramıza merhem olur.

Düşmanının emanetini bile korurdu

Alemlerin Efendisi s.a.v. nübüvvetten önce cahiliye devrinde bile “ Muhammedü'l-Emîn” adıyla tanınırdı. O'ndan daha güvenilir kimse yoktu. Can düşmanları bile O'nun asla ihanet etmeyeceğinden ve katiyyen yalan söylemeyeceğinden emindiler.

Medine'ye hicret ederken evinin etrafı sarılmıştı. Hz. Ali'yi yatağına yatırmış, sabahleyin emanetleri sahiplerine vermesini emretmişti. Kendisi de müşriklerin yüzüne toprak saçıp “Biz onların önlerine de arkalarına da sed koyduk.” ( Yâsin , 9) ayetini okuyarak müşriklerin arasından gayet emin bir şekilde ayrılmı ş tı .

Böylesine zor bir anda bile, canına kastedenlerin emanetlerine hıyanet etmemişti.

Düşmanları bile sözüne güvenirdi

Allah Rasulü s.a.v. hayatında bir kere bile yalan söylememişti. Nihayet büyük bir davayla ortaya çıktığı gün, tevhidi ve nübüvvetini ilan etmek üzere Ebu Kubeys tepesine çıkmış, kavmine şöyle hitab etmişti:

- “Ey Kureyş topluluğu, size şu dağın eteğinde düşman süvarisi var, size baskın yapacak desem, bana inanır mısınız?” diye sordu. Hepsi bir ağızdan:

- “Evet inanırız. Çünkü şimdiye kadar senden hiç yalan duymadık, sen yalan söylemezsin...” dediler.

Bunu diyenler arasında Ebu Leheb ve Ebu Cehil gibi Hak düşmanları da vardı. Fakat hepsi O'nun doğruluğunu ve güvenilirliğini tasdik ediyordu.

Bizans İmparatoru Heraklius , ticaret için Şam'a gelmiş olan Ebu Süfyan'ı kabul ederek ona Peygamberimiz'le ilgili bazı sorular sormuştu. Bu sorulardan birisi şöyle idi:

- “Peygamberlik iddiasında bulunan bu zâtın bundan önce hiç yalan söylediğini duydunuz mu?”

Henüz müslümanlığı kabul etmemiş olan Ebu Süfyan :

- “Asla ! Yalan söylediğini hiç duymadık.” diye cevap vermiştir.

Gerçekten de Efendimiz s.a.v. yalanı münafıklığın üç alametinden biri kabul ediyordu.

Diğer iki alameti de güven konusuyla ilişkili: Verdiği sözde durmamak ve emanete hıyanet etmek...

Gıybetin zerresine bile müsaade etmezdi.

Kuran-ı Kerim'de, “Gıybet etmenin ölü kardeşinin etini yemek” (Hucurat, 12) şeklinde tavsif edildiğini çeşitli vesilelerle hatırlatır, Miraç'ta gıybet edenleri ve insanların gizli hallerini araştıranları tırnaklarıyla yüzlerini tırmalarken gördüğünü belirtirdi.

Sözünün eriydi

Cahiliye devrinde Allah Rasulü ile bir yerde buluşmak üzere anlaşan bir genç, verdiği sözü unutmuştu. Üç gün sonra hatırladı ve koşarak kararlaştırılan yere gitti. Baktı ki Hz. Peygamber s.a.v. orada bekliyor. Efendimiz ona kızıp darılmadı. Sadece,

- “Delikanlı beni yordun. Üç gündür seni burada bekliyorum.” dedi.

Dürüstlük; hayvanlara bile...

Alemlerin Efendisi s.a.v. sadece insanlara karşı değil, hayvanlara ve bütün varlığa karşı “emin/dürüst” olunmasını istiyordu. Hayvanların kandırılmasına dahi tahammülü yoktu. Bir sahabinin , atını çağırırken elinde yem varmış gibi davranması O'nu rahatsız etmiş, bu sahabiyi çağırıp ikaz etmişti.

Hukukta kimseye ayrıcalık tanımazdı

Toplumda güveni sağlamanın en önemli yollarından biri de hukuku herkese eşit tatbik etmektir. Nüfuzlu, itibarlı kimselerin hukuk karşısında bir ayrıcalığı olmamalıdır. Şayet bir kısım haklardan ayrıcalıklı kimseler istifade eder, cezaî müeyyideler de gariban insanlara tatbik edilirse, orada adaletsizlik, güvensizlik, her türlü fitne ve anarşi çıkar.

Mahzumoğulları kabilesinden bir kadın hırsızlık yapar. Kabile üyeleri araya Üsame b. Zeyd Hazretleri'ni koyarak Efendimiz s.a.v.'den kadını affetmesini isterler. Bu duruma son derece gazaplanan Allah Rasulü s.a.v. minbere çıkarak şöyle hitab eder:

- “ İsrailoğulları , aralarından mevki ve makam sahibi kişiler hırsızlık yaparsa onlara dokunmazlardı. Ama zayıf ve kimsesiz kişiler hırsızlık yaptığında onları cezalandırırlardı. Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer hırsızlık yapan bu kadın, Mahzumoğulları kabilesinden Fâtıma değil de, kendi kızım Fâtıma bile olsaydı, onu da cezalandırırdım.”

Aldatmayı kesin olarak reddederdi

Hz. Peygamber s.a.v. gerek ticarette, gerekse günlük hayatta hileye şiddetle karşı çıkar ve

- “Bizi aldatan bizden değildir.” buyururdu.

Ticarî hayatta doğru sözlü, dürüst ve güvenilir olanların, ahirette peygamberler, sıddîkler ve şehitlerle haşrolacağını haber verirdi.

- “Allah'ın kudret eli, ortaklar birbirlerine hiyanet etmedikleri sürece onların üzerindedir.” buyurarak, dürüst ve samimi ortaklığı teşvik ederdi.

Altı konuda bizden söz istedi

Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz bir gün şöyle buyurdu:

“Siz bana altı meselede söz verin, ben de sizin cennete girmenize kefil olayım.

Konuşurken dosdoğru konuşun,

Vaadettiğinizi yerine getirin,

Size bir şey emanet edildiği zaman hainlik etmeyin,

Gözlerinizi harama karşı kapayın,

Irz ve namusunuzu koruyun,

Elinizi başkalarına zarar vermekten uzak tutun.”

Evimizin, sokağımızın, şehrimizin ve nihayet bütün yeryüzünün cennete dönüşmesinin formülü de bu altı maddede gizli değil mi? Bu bir niyet meselesi. Rüzgâr nereden eserse essin, diri olma, ayakta kalma niyeti. Bu niyet olunca Cenab-ı Hakk'ın yardımıyla emniyetimiz tam olacak inşallah.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41