Anne Rızasının Bereketi
Tirmiz şehrinde Muhammed isimli bir genç vardı. Babasından ve yetiştiği şehrin alimlerinden ilim okuyordu. Fakat talebe arkadaşlarıyla bir hayalleri vardı. Hepsi ilim için seyahat etmek, böylece çok sayıda hadisi şerifi bizzat hadis alimlerinden dinlemek istiyorlardı. Beraberce ilim yolculuğuna çıkmak için sözleştiler. Muhammed eve gelip annesine bu haberi verdiği zaman yaşlı annesi:
- Evladım! Ben zayıf, kimsesiz ve hastayım. Benim hizmetlerimi sen yapıyorsun. Beni yalnız, çaresiz kime bırakıp gideceksin? dedi.
Genç Muhammed ilim aşkıyla yanıyordu ama anne hakkının önemini de çok iyi biliyordu. Bu yüzden annesini bu halde bırakıp gidemedi. Bunun onun için bir imtihan olduğunu anlamıştı. Arkadaşlarının yanına gittiği zaman;
- Ne yazık ki sizinle beraber gelemeyeceğim. Annemin rızası olmadan onu terk edip gidemem. dedi.
Arkadaşlarını uğurladı ve göz yaşları dökerek eve döndü. O günden sonra genç Muhammed annesinin hizmetine baktı. Ancak gönlü ilim aşkıyla yanıyordu. Arkadaşları ilim öğrenmiş olarak döneceklerdi. O ise buraya bağlanıp kalmıştı.
Bir gün tenha bir yere gitmiş, uğradığı bu mahrumiyeti düşünerek ağlıyordu. Bu sırada orada bulunan kabristanın içinde birden bire nuranî yüzlü bir ihtiyar çıkageldi. Ona şefkatle bakıp:
– Oğlum niye ağlıyorsun? diye sordu. O da durumunu anlattı ve:
- İlim öğrenmekten mahrum kaldığım için ağlıyorum, dedi.
O nur yüzlü zat:
–Sana her gün ders vermemi ister misin? Diye sordu. Muhammed sevinçle:
– Evet isterim, dedi.
O günden itibaren üç yıl bu nur yüzlü ihtiyar her gün aynı yere gelip genç Muhammed’e ders verdi ve himmet etti. Sonunda Muhammed çok ilim irfan sahibi bir kişi olmuştu. O zattan aldığı feyz sayesinde kalbi bir ilim ummanı haline gelmişti.
Annesinin vefatından sonra ilim seyahatlerine çıktığı zaman, hadis alimlerinden işittiği hadisleri hemen ezberlerdi. Ayrıca hadislerin hangisinin sahih hangisinin zayıf olduğunu ayırt etme ilimlerinde de yüksek bir mevkiye ulaşmıştı. Onun hazırladığı hadis kitabı, altı seçkin sahih hadis kitabının arasına girmiştir.
Yıllar sonra, gençliğinde kendisine ilim öğreten o mübarek zatın Hızır Aleyhisselam olduğunu anladı. Şöyle demiştir:
– Bu büyük nimet bana annemin rızası ve duası bereketiyle ihsan olundu.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
