Gönderen Konu: Masalların Çocukların Gelişimine Katkısı  (Okunma sayısı 75 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Masalların Çocukların Gelişimine Katkısı
« : Aralık 30, 2022, 03:18:56 ÖS »
Masalların Çocukların Gelişimine Katkısı

Toplumlarda eğitim görevini ifa eden unsurlardan biri de hiç şüphesiz masallardır. Her toplum kendi maddi ve manevi değerlerini, kültürünü masallarla harmanlayarak sözlü ya da yazılı kültürün bir enstrümanı hâline getirir. İnsanoğlu yüzyıllar boyunca hayallerini masalların ucuna tutuşturmuş, kendi gerçekliğini masalın büyülü dünyasında gizlemiştir.

Beklentilerini, hayata dair sorunlarını masalın satır aralarına serperek masal kahramanlarının hayatı özelinde gelecek nesilleri uyarmaya çalışmıştır. İnsanı çocukluk döneminden başlayarak hayata hazırlayan bir argümandır masallar. Mücadelenin, zorluklar karşısında dayanma gücünün pekiştirildiği, iyiliğin ve erdemli davranışların öğretildiği, kötünün her hâlükârda kaybettiği masallarda çocuk, bilincine varmadan kendini masalın içinde bulur.

Masallar, çocuklarla özdeşleştirilse de aslında yetişkin çocuk ayrımı yapmaksızın bir edebî tür olarak bütün insanlara seslenir. Köy odalarında, akşam sohbetlerinde kendine yer açan masallar insandan insana yol alır. Günümüzde ise daha çok çocuk edebiyatı kapsamında değerlendirilmektedir. Bu bağlamda değerler eğitimi açısından masallar yeni bir bakış açısıyla incelemelere tabi tutulmuş, okul öncesi ve ilkokul evresindeki çocuklar için bir eğitim ve terbiye aracı olarak görülmüştür. Onların fikir ve duygu dünyalarını besleyen birer kaynak mesabesindedirler. İçerdiği o gizemli atmosfer, serüvenlerle dolu fantastik kurgu, iyilerin galip gelip kötülerin hezimete uğradığı mutlu sonlar masalları çocuklar için ilginç kılmaktadır. Zira masallar çocukların dünyasına yakından seslenir, onların sınır tanımayan hayal güçleriyle paralellik gösterirler. Kalplerindeki masumiyeti pekiştirir, merak duygularını canlı tutarak onları satırlar arasında seyreden maceralara buyur ederler.

Evrensel bir anlatım türüdür masal. Olağanın çeperlerini kıran bir anlatıma yaslanır. Masalı diğer edebî türlerden ayıran en önemli unsur bu olağanüstülüklerdir. O, gücünü insan muhayyilesinin zenginliğinden alır. Devleri, peri kızlarını, uçan halıları, tepegözleri buyur eden, hayvanları konuşturan masallar “hayalî hikâye” şeklinde adlandırılır. Anlatı hayalin sınırlarını zorlasa da masalların verdiği mesaj hayata yaslanır. Doğrudan bir telkin aracı olmasa da ahlakidir. Dinleyici yahut okuyucuya verilmek istenen ileti, masalın ana unsurunu oluşturur. Davranış örnekleri masal kahramanları üzerinden işlenir. La Fontaine’in “Aslan ve Sinek” masalında gurur ve kibrin kişiyi hüsrana sürükleyeceği işlenir. Aslan, yoluna çıkan sineği küçük görüp kibre kapılır, onun gibi cılız bir varlığı bir pençe darbesiyle alt edebileceğini düşünür. Fakat işler umduğu gibi gitmez. Aslan canhıraş uğraşadursun sinek onu yeleleri arasına girerek ısırır ve huzursuz eder. Sineğin salvoları karşısında aslan debelenmekten yorgun düşer. Sinek ise bu başarıdan öyle etkilenir ki özüne hiç de yakışmayan bir büyüklük duygusuna kapılır. Nihayetinde o küçücük varlığına rağmen koca aslanı yenmiş, büyük bir belayı defetmiştir. Bunu bütün ormana duyurmak ister. Kazandığı zaferden başı dönen sinek, bir örümcek ağına takılır ve bu dikkatsizliği hayatına mal olur. Bu kısacık masal, satır aralarında okurlarına iki önemli mesajı dikte eder: Birincisi, hiç kimseyi dış görünüşü ile yargılamamak ve küçük görmemektir. İkincisi de insanın kimi zaman nice afetten kolayca kurtulurken kimi zaman da ufak hatalar sonucu büyük musibetler yaşayabileceği hakikatidir. Burada dolaylı olarak böbürlenmenin kişiye bir kazanç sağlamayacağına aksine onu körleştireceğine vurgu vardır. Zira sinek de onun için en büyük tehlike olan örümcek ağlarına karşı körleşmiş ve sonuçta kaybetmiştir.

İlgi çekici anlatımlarının yanı sıra değerler dizisinin öğretilmesi bağlamında nitelikli masalların çocuklara büyük katkıları olacaktır. Çocuklar, davranış ve değer arasında yetişkinler gibi mantıksal ilişkiler kurmakta zorlanabilirler. Farklı örüntülerle ilginç çıkarımlarda bulunabilirler. Paylaşmanın ve yardımlaşmanın altının çizildiği bir ailede büyüyen çocuk, okulda arkadaşına sınavlarda yardım etmemesi gerektiğini anlamlandırmakta zorlanabilir. Onların zihin dünyasının kendisine has bir işleyişi vardır.

Masallar, bu gibi karşıt durumları anlamlandırmada yardımcı olur. Masalın düş gücünden beslenen unsurları, bir yandan gerçekçi diğer yandan hayalî yönü, çocukların zihnî işleyişleriyle örtüşür. “Kelebek ve Koza” hikâyesi, ona kimi yardımların kişiye fayda değil zarar verdiğini öğretir. Yardım etmek amacıyla bile olsa kozadan çıkmak için çırpınan bir kelebeğe dışarıdan herhangi bir müdahalede bulunmak kelebeğe aslında zarar verir.

Kelebek bunu tek başına başarmalıdır ki gelişimini tamamlayabilsin. Çocuk, bu masalla yeni bir bakış açısı kazanmış olur.

Masallarda çocuklara kazandırılan en önemli hasletlerin biri diğerkâmlıktır. Çocuk, masal kahramanları vasıtasıyla kendi çeperlerinden çıkar. Bir masalda Keloğlan olup devlerle mücadeleye girişir, bir diğer masal da Ali Baba’nın çektiği yokluğa şahit olur. O, hayal dünyasında masalları bir daha işler ve kendini kurguya dâhil eder. Empati duygusu gelişir. Bencilliği törpülenir. Böylelikle hayata hazırlanır.

Masallar, davranış örnekleri sunmanın yanında varoluşsal sorgulamalara da kapı aralayan güç ve anlatıma sahiptirler. Zira erdemli bir hayatın yaslandığı temel ilkeler, değerler dizisi de masalların konusu olmuştur. “Ben nereden geldim?” sorusundan başlayarak, “Doğum ve ölüm nedir?”i irdeleyen, “iyilik ve kötülük” kavramlarını çocuğun zihin dünyasına hitap edecek şekilde tanımlayan masallar, bireye küçük yaşta tutarlı cevaplar sunarak onun zihinsel ve duygusal gelişimine katkı sunar. Çocuklar, başlarda bu tür soruları kimi zaman kendince yorumlar ve üzerinde fazlaca düşünmeden geçer kimi zaman ise kendi dünyalarına göre anlamlandırır fakat isabet edemezler. Bu tür anlam arayışları çoğunlukla ergenlik döneminin başlamasıyla ailelerin dikkatini celbetse de ilk nüvelerini çocukluk döneminde verir. Sağlıklı bir kişilik gelişimi için çocukların anlam arayışlarına tatmin edici cevaplar bulma zorunluluğu vardır. Masallar, dolaylı iletişim kanallarını kullanarak çocuğun olaylar üzerinden olguları kavramasını sağlar. Bir bakıma çocuğun hayal dünyasına seslenerek, yaşadığı çocuksu gerilimlere atıflar yaparak onun iç âlemine girmeyi başarır. Böylelikle iyilik de kötülük de, ölüm de doğum da bir olay örgüsü içinde, örtük fakat etkileyici bir şekilde işlenir. Masal, inandırıcılık iddiasında değildir. Onun bu tutumu masalı daha inandırıcı kılmakta, verdiği mesajın etki gücünü artırmaktadır.

Çocukların soyut kavramları idrak etmelerine yardımcı olan, soyut düşünme becerilerini geliştiren masalların bir diğer faydası da dil gelişimlerine sağladığı katkılardır. Ana dilin gelişip serpilmesinde okuma kültürünün etkisi büyüktür. Erken yaşlarda düzenli bir okuma ortamında büyüyen çocukların kelime hazinesi gelişmekte, dimağları zenginleşmektedir. Masallar her ne kadar manzum bir edebî tür olarak görülse de zaman zaman şiirsel ögeler içerir; maniler ve deyişler masallarda kendine yer açar.

Tekerlemeler, söz oyunları masalı dil açısından ilgi çekici bir forma sokar. Bu nedenle masallar, zengin bir dil hazinesi olarak çocukların istifadesine sunulmalıdır. Masal dinleyen çocuklar, kelimelerin telaffuzlarına vakıf olurlar. Ses ahengini, söyleyiş antlarını içselleştirirler. Okuma becerisi kazandıklarında da her bir kelimenin kullanım alanlarını idrak ederler. Böylelikle konuşma becerileri, kendini ifade edebilme yetenekleri gelişim gösterir.

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41